January 20, 2018 | Author: Anonymous | Category: N/A
’NİN SESİ
TEMMUZ 2014 SAYI: 383
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
Sektör Ro-Ro hakkında
Ne düşünüyor? “Ya Yeni Bir Yol Bulacağız,
Ya Yeni Bir Yol Yapacağız”
UND’nin iftar yemeğinde sektör bir araya geldi Lojistik eğitimindeki dağınık yapı ULAKDER ile son bulacak
Sayı: 383
24
42 18 UND’nin Yetkilendirilmiş Yükümlü Destekleme
Projesi ile gümrüklerdeki bekleme çilesine son!
Dünyanın 46 ülkesinde kabul görmüş AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası ile nakliye firmaları artık iç gümrük idarelerine gitmeyecek.
20 Lojistik eğitimindeki dağınık yapı ULAKDER ile son bulacak
Kısa adı ULAKDER olan Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği toplantısı temmuz ayında gerçekleştirildi.
24 Türkiye uluslararası yakıt kartları ile gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı
AS24 Türkiye ile UND arasında Mayıs 2014‘te yeniden işbirliği anlaşması yapıldı ve önümüzdeki dönemlerde UND üyelerine özel cazip tekliflerle bu işbirliği artacak.
Temmuz
2014
26 MÜSİAD, lojistik meslek yüksekokulu için kolları sıvadı MÜSİAD Lojistik Sektör Kurul Toplantısı ve iftar yemeği The President Otel’de gerçekleşti.
’NİN SESİ UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş İktisadi İşletmesi Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu
36
Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan
30
Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık
28 Ford Otosan İnönü Motor Test Merkezi’ni Eskişehir’de hizmete açtı Ford Otosan, Gölcük’ün ardından, ikinci Motor Test Merkezi’ni Eskişehir İnönü Fabrikası’nda açtı. 3 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilen ve ileri teknolojileriyle dünyadaki benzerlerine öncülük edecek olan merkez, Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine sahip.
30 Şerafettin Aras: Alternatif merkezlere kanalize olup esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmeliyiz Hilaltrans Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, lojistik sektörünün hem etkileyen hem de etkilenen bir sektör olduğunu ifade ederek, “Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve güvenli olan yerdedir” dedi.
32 Haziran ayı ihracatı yüzde 6.6 artışla
12 milyar 544 milyon dolar oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Haziran ayı ihracat rakamlarını Kırıkkale’de açıkladı.
34 İhracatın Finansmanı İstanbul’da masaya yatırıldı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçıların “en büyük problem” olarak tanımladıkları, ihracatın finansmanı sorununu düzenlediği panelle tartıştı.
Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208
Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan Editör Ahmet Doğan Grafik Tasarım Erhan Aydın İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Temmuz 2014 adres Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62
[email protected] Yerel ve Süreli Yayın
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Değerli Dostlarım, Türkiye uluslararası nakliye sektörü yıllardan beri pek çok haksız ve hukuki dayanağı olmayan muameleler ile uğraşmak zorunda kaldı. UND olarak sektörümüzün uğradığı bu haksızlıklara çözüm üretebilmek için Kamu’nun ilgili birimlerini de yanımıza alarak STK’larımızla beraber var gücümüzle çalışıyoruz. Özellikle batı sınır kapılarımızda yaşanan sıkıntılar bizleri Ro-Ro’yu tekrar düşünmeye sevk etti. Geçtiğimiz ay içerisinde Ro-Ro konusunu işlediğimiz bir toplantı gerçekleştirdik ve Ro-Ro’nun sektörümüze sunacağı katma değerleri açıkladık. Bu ay gerçekleştirdiğimiz geleneksel UND iftar yemeğinde TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi ve İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Sayın Ömer Cihad Vardan ile sektörümüzün güzide oyun kurucuları ile buluştuk. UND olarak 40. yılımızı kutladığımız 2014 yılı içerisinde sektörümüzün geçmişten bu yana gelen sorunlarını çözme noktasında emin adımlarla ilerliyoruz. Geleneksel iftar yemeğimizde sektörümüze yıllarını vermiş emektar girişimcilerimizi ve yeni jenerasyonu bir arada gördük. Tecrübenin ve dinamizmin aynı çatı altında buluştuğu iftar yemeğimizde gençlerin ışıldayan enerjik gözlerinde sektöre çok büyük şeyler verebileceğini birebir gözlemledim. Deneyimin ve enerjinin aynı potada buluşması sektörümüz adına son derece sevindiricidir. Türkiye, 2023 hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolar ihracat hedefliyor. Büyüyen ve gelişen Türkiye’nin artık durma, yerinde sayma gibi bir lüksü olamaz. Pazar, hız ve zaman kavramlarının her şeyden önde geldiği günümüz rekabet ortamında ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasının tek ve asıl koşulu uluslararası nakliye sektörüdür. Bizler olmazsak ülkemizin 2023 hedeflerini kimler, nasıl gerçekleştirebilir? Lojistik, taşıma olmadan bu hedeflere ulaşılabilir mi? Kısacası biz olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamaz. Geçen yıl ‘şirketlerinizi satmayın, güzel günler yakında’ demiştim. Buradan uluslararası nakliye sektörümüzün değerli girişimcilerine bir kez daha sesleniyor ve şirketlerinizi satmayın çağrımı yineliyorum. Uluslararası Nakliyeciler Derneği, 1974’te kuruldu. Tam 40 yıllık bir derneğiz. 40 yıllık geçmişe bir tarihi sığdırdık. Uluslararası Nakliyeciler Derneği dediğiniz zaman aslında uluslararası nakliye sektörünün tarihini konuşuyoruz. Uluslararası nakliye sektörümüzün tarihi bu Dernekle başladı. Türkiye’de ilk defa 2023 yılı yani cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ihracat hedeflerimiz bilimsel ve çağdaş metotlarla ölçülmeye ve hayata geçirilmeye başlandı. Ve 2023’e 9 yıl kaldı. Geri sayıma geçtiğimiz bu günlerde 2023 hedeflerine ulaş-
mak için birincil kıstas olan ‘uluslararası nakliye sektörü’nün analizi ve sektörümüzün açık ve ihtiyaç duyulan alanları da bilimsel veriler ışığında hazırlanmıştır. Sektör olarak her zaman eğitime ve bu bağlamda akademik çevreye büyük önem verdik. 2013 yılında tarihte ilk defa Türkiye Kalkınma Bakanlığı 10’uncu Kalkınma Planı’nı yaparken lojistiği kalkınma planının temel taşlarından biri haline getirdi ve 2018 yılındaki 288 milyar dolarlık ihracat hedefini belirledi. Türkiye Cumhuriyeti gücünün farkında… Hem doğuya hem batıya, hem kuzeye hem güneye yapacağı taşımalarla ilgili kalkınma modeli ihracata oturmuş ve bunun için de yetkinlik tanımını yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti; hem sivil toplum örgütlerinde, hem kamuda, hem hükümette her türlü desteği verir hale gelmiş bir yapıdadır. Bu birliktelik ile gücümüzü ve enerjimizi verimli kullanmamız gerekmektedir. Bugün aslında tüm bu yaşananlara baktığımızda sevinçli, gururlu ve de ümitliyiz. Özellikle son 2-3 yılda yaşanılan sıkıntılar ortada. Haksız rekabetlere karşı verdiğimiz mücadeleyi herkes biliyor. Birbirimize inanan, birbirimize güvenen ve de başarma azmi ile dolu olan insanlarız. Bugün çevremizde yapılan uygulamalar özellikle Türk mallarının Avrupa’ya, Orta Asya’ya taşınmasının önüne engel çıkarmak için malların transferini engellemek üzere önümüze konan kotalar, yüksek geçiş paraları, vize sorunları bütün bunların bilincindeyiz. Bunlarla nasıl yıllarca mücadele ettiysek bugün de yarın da mücadele edeceğiz. Bugün ne yapılırsa yapılsın, ne tür engel konursa konsun son 1-2 yılda Avrupa’daki her kuruma, her hükümete Avrupa Birliği’nin her makamına Türkiye’de uygulanan bu haksızlığı anlattık ve anlatmaya devam edeceğiz. Bir tek hayalim var: Buradan çıkan araçlarımızın 36 saat sonra Münih’e varması… Bunu elbirliği ile gerçekleştireceğiz. Lojistik sektörü bu ülkenin temel taşıdır, devletin politikasıdır, devletin her konuda destek olduğu temel alt yapıdır. Bir kez daha altını çizerek vurgulamak isterim: 500 milyar dolar ihracat, 2018’de 288 milyar dolar ihracatın bizler olmadan gerçekleşmesi mümkün değil. Bu malları başkaları taşıyamaz. Bizim Avrupa’ya yaptığımız taşımaların yarısından fazlası karayolları ile gitmek zorundadır. Zaten lojistiğin verdiği avantajı hepimiz biliyoruz. Bu bölge özellikle üç günde Avrupa’ya malı ulaştırmak zorundadır. Önümüzdeki yıl UND’nin 41’inci yılını büyük bir şölenle kutlayacağız. Şimdiden 41 kere maşallah diyor, herkesin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
UND’DEN
Temmuz 2014
Haziran ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artışla, 12,5 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında ise ihracatımızın yüzde 7,3 artarak 80 milyar dolara ulaştı. Haziran ayında AB’ye ihracatımızın yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat artışını yakaladık. En fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 94 ile Suriye ile yakaladık. Diğer taraftan Rusya, Ukrayna, Irak, Libya ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan konjonktürel sorunların ihracatımıza da yansıdığını görüyoruz. Haziran ayında Libya’ya ihracatımız yüzde 25, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 20, ve Rusya’ya ihracatımız yüzde 4 düşüş gösterdi.
Editör’den Merhaba,
Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı
İhracatımız artıyor Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak temmuz ayı içerisinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde ‘Geleneksel UND İftar Yemeği’ni gerçekleştirdik. Yemeğe, TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi, İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Sayın Ömer Cihad Vardan gibi önemli isimlerin yanı sıra sektörümüzün önde gelen kişileri katıldı. Yemekte, Başkanımız Sayın Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda lojistik sektörünün ne denli olduğuyla ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Nuhoğlu’nun da dediği gibi 2023 hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilmek istenen 500 milyar dolarlık ihracat lojistik sektörü olmadan başarılamaz. Sektörümüzün son yıllarda yaşadığı sıkıntılar ortada. UND, bu sıkıntıların giderilmesi için var gücüyle çalışıyor. Kotalar, engellemeler, keyfi bekletmeler, vizeler, sınır kapılarında yaşadığımız zorluklar vs. sektörümüzü haksız bir rekabetle karşı karşıya bırakıyor. Varış yerlerine zamanında gidememe, rakiplerimizi bizden bir adım öne geçiriyor. Biz, Türk nakliye sektörü olarak her zaman eşit rekabet etmekten yana tavır koyduk. Doğumuzda ve güneyimizde komşu ülkelerimizin yaşadığı sıkıntılar sektörümüz için ciddi tehlikeler oluştursa da sektör olarak ‘anında karar verme, hızlı refleks gösterebilme’ gücüne sahibiz. Bu sebeple eşit şartlar sağlanması halinde ülkemiz lojistik sektörü her geçen gün gücüne güç katacağı iddiamızı yüksek sesle dile getiriyoruz. Yabancı ülkelerin taşımalarındaki pay, üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer konu… UND olarak yabancı taşımalardaki pay artışını daha önce sizlerle paylaşmıştık. Türkiye’nin yakın coğrafyasında meydana gelen ve bizleri birebir etkileyen olaylara rağmen ekonomimizdeki iyileşme ve artış biz nakliye sektörünü hem sevindiriyor hem de bu artışta payımız olduğu duygusunu uyandırarak bizleri daha da motive ediyor. UND’nin düzenlediği iftar yemeğinde TİM Başkanı Sayın Büyükekşi bu konuyla ilgili çok çarpıcı rakamlar verdi. İhracatımızın bu yılı başarılı bir tempoyla sürdüğünü ifade eden Büyükekşi, gelişmiş ülkelerdeki toparlanma ile birlikte ihracat performansımızın
hızla arttığını söyledi. Haziran ayında ihracatımızın, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artışla, 12,5 milyar dolar olduğunu ifade eden Büyükekşi, yılın ilk yarısında ise ihracatımızın yüzde 7,3 artarak 80 milyar dolara ulaştığı bilgisini verdi. Haziran ayında AB’ye ihracatımızın yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat artışını yakaladığımızı ifade eden TİM Başkanı, en fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 94 ile Suriye’yle yakaladığımızı söyledi. Diğer taraftan Rusya, Ukrayna, Irak, Libya ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan konjonktürel sorunların ihracatımıza da yansıdığını ifade eden Büyükekşi, Haziran ayında Libya’ya ihracatımızın yüzde 25, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 20, ve Rusya’ya ihracatımız yüzde 4 düşüş gösterdiğinin altını çizdi. Yıllık 12 milyar dolarlık ihracat yaptığımız ikinci büyük ihraç pazarımız Irak’a ihracatımızda birtakım sıkıntılar yaşandığını belirten Büyükekşi, şu aşamada sadece alternatif Kerkük yolu üzerinden sınırlı miktarda ticaret yapılabildiğini belirtti. TİM Başkanı, Irak’a ihracatımızda yaşanan sıkıntıları alternatif rotalarla aşacağımızı düşündüğünü, Irak’ta oluşan ihracat kaybımızın da geçici olduğuna inandığını antiparantez dile getirdi. UND’nin Sesi olarak sektörümüzdeki tüm gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Dergimizin bu sayısında birbirinden önemli bilgilendirici haberler ve dosya çalışmaları var. Bu sayımızda UND’nin Ro-Ro girişiminin sektördeki yankılarını sizlerle paylaşmaya gayret ettik. RoRo’nun sektörümüze ne gibi artıları ve katma değerleri sunacağını sektörümüzün önemli firmalarına sorduk. UND olarak ‘ekmeğine ve emeğine sahip çık’ diyoruz ve bu bağlamda önemli çalışmalara imza atıyoruz. UND olarak yaptığımız, yapacağımız çalışmaları dergimiz kanalı ile sizlere iletiyoruz. Tüm sektörümüzün Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar hoşçakalın… Saygılarımla…
10
UND’DEN
UND, serbest bırakılan şoförlerin sağ salim evine dönmelerini memnuniyetle karşıladı Son günlerin sektörümüz ve ülkemiz adına en önemli gündem konusu IŞİD’in kaçırdığı şoförlerimiz oldu. Şoförlerimizin 23 gün sonra serbest bırakılmasından dolayı UND Başkanı Çetin Nuhoğlu UND olarak memnun olduklarını ifade ederek, “Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) olarak, Irak’ın Musul kentinde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarınca 10 Haziran 2014 tarihinde alıkonulup, 23 gün tutulduktan sonra serbest bırakılan 32 Türk TIR şoförümüzün sağ salim ülkemize geri dönerek ailelerine kavuşmalarından büyük mutluluk duyduk. Alıkonulma sürecinde; şüphesiz bölgesinin en güçlü ülkesi olan Türkiye’nin büyüklüğüne yakışır bir kararlılık sergileyerek, şoförlerimizin burunları bile kanamadan yurda dönmeleri için ilgili tüm birimlere gerekli talimatları veren Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, bu konuda gece gündüz demeden çok büyük bir diplomatik faaliyet yürüten Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu ile MİT Müsteşarımız Sayın Hakan
Fidan ve bağlı personeline sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Evlerinin temel direkleri; kimisi oğul, kimisi eş, kimisi kardeş olan yakınlarının yabancı bir ülkede alıkonulmasına rağmen olayın en başından itibaren Türk ulusuna yakışan vakur ve soğukkanlılıkla sevdiklerinin Türkiye’ye dönmelerini bekleyen TIR şoförlerimizin değerli ailelerinin bu tavırlarını da takdire şayan buluyoruz. Bir büyük teşekkü-
rü de; TIR şoförlerimiz serbest kaldıktan sonra hemen bir uçak tahsis ederek, Irak’tan Türkiye’ye hızlı ve güvenli bir şekilde dönmelerine olanak sağlayan Türk Hava Yolları’nın (THY) değerli yöneticilerine sunuyoruz. UND olarak dünyanın dört bir tarafına yük taşıyan TIR şoförlerimizin bundan sonraki süreçte benzer bir olayla karşılaşmamalarını canı gönülden temenni ediyoruz” dedi.
Mersin Bölge ve İran-Irak-Afganistan-Türki Cumhuriyetler Çalışma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi Mersin Bölge ile İran-Irak-AfganistanTürki Cumhuriyetler Çalışma Grubu toplantısı 23 Haziran 2014 tarihinde UND Mersin Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda IŞİD militanlarının Irak’ın Musul – Bağdat arasındaki bölgeyi kontrol altına alması ile beraber Irak’ın güney bölgelerine yapılan taşımalarımızın durması konusunda durum değerlendirmesi yapılmış ve alternatif güzergahların belirlenmesi konusu görüşüldü. Toplantıya Yönetim Kurulu Üyeleri Hakkı Keleş (Özkeleşler), Ercan Arslan (Meter) ve Hacı Abay (Özabay), YİK Üyemiz Abdulkadir Denli’nin katılım sağladığı Çalışma Grubumuza Erkan Yurteri (Botros&Levante), başkanlık etmiş Temmuz 2014
M.Mücahit Altay (Gültur), Dinç Özbiçer (İkra), Nevaf Kılıç (Merbil), İlker Sungur (Teknotaş), M.Nuri Bulun (Özbilal), Ferid Cevheroğlu (Cevhe-
roğlu), Salih Yiğit (Say Nak), Nazan Üngör (Duru) ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağladı.
12
UND’DEN
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu uluslararası akreditasyon aldı İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu, 16 Haziran 2014 tarihinde IRU ile akreditasyon anlaşması imzalayarak Türkiye’de bu akreditasyonu alan ilk devlet üniversitesi oldu. İmzalanan bu anlaşmayla, mezun olan tüm öğrenciler aralarında AB ülkeleri, ABD, Kanada ve Çin’in de bulunduğu 75 ülkede akredite olarak çalışabilecekler. 1999 yılında Türkiye’nin ulaştırma ve lojistik alanında ilk ve tek okulu olarak kurulan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu, Birleşmiş Milletler menşeili IRU (International Road Transport Union - Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) akreditasyon sürecini tamamlamıştır. Böylece Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu Türkiye’deki IRU akrediteli ilk devlet üniversitesi olma özelliği yanında, İstanbul Üniversitesi bünyesinde İşletme Fakültesi’nden sonra uluslararası akreditasyon alan ikinci okul olma özelliğine sahip oldu. Diğer taraftan, yüksekokul, Türkiye’de lisans ve yüksek lisans seviyesinde IRU tarafından akredite edilen ilk okul oldu. Uluslararası prestijli bir mes-
lek örgütü olan IRU, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu, Uluslararası Taşımacılık Forumu, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Taşımacılık Çalışanları Federasyonu’nun dahil olduğu uluslararası örgütlerin önde gelen uzmanlarından oluşan danışma komitesinin uluslararası bilinirlik ve desteğinden de yararlanıyor. IRU bünyesinde yer alan IRU Academy, lojistik ve ulaştırma sektöründe çalışacak olan yetkin işgücünün geliştirilmesi amacıyla eğitim faaliyetleri organize ediyor ve eğitimin ardından Mesleki Yeterlilik Diploması veriyor. IRU’nun akredite ettiği okul ve kurumlar, gerekli akreditasyon kriterlerini sağlayarak bu diplomayı vermeye hak kazanıyorlar. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu vizyon ve misyonu ile örtüşen Profesyonel Yönetici Yetkinlik Sertifika (CPC, Certificate of Professional Competence) programına akredite olmuştur. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu öğrencilerine kendi diplomalarının yanında verilecek olan IRU Academy CPC Diploması, onlara uluslararası geçerli
bir Mesleki Yeterlilik Diploması kazandıracak, aralarında AB ülkeleri, ABD, Kanada ve Çin’in de bulunduğu IRU üyesi 75 ülkede akredite olarak çalışmalarına imkan sağlayacak.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu 11. dönem mezunlarını uğurladı Eğitim hayatına 1999 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu, Öğrencileri ve UND üyelerinin katıldığı coşkulu bir törenle 11. dönem mezunlarını sektöre uğurladı. Törende konuşan UND Genel Sekreteri Ali Çiçekli, bölgesinin en önemli geçiş noktasından biri olan Türkiye lojistik sektörünün eğitimli elemana olan ihtiyacının her gecen gün arttığını ve UND üyelerinin lojistik mezunu gençlerin yanında olduğunu belirtti. Mezuniyet töreninde diplomaları öğretim görevlileri yanısıra UND ve sektör temsilcileri tarafından verildi.
Temmuz 2014
13
Temmuz 2014
14
UND’DEN
Türkiye-Gürcistan KUKK Toplantısı gerçekleştirildi
Türkiye-Gürcistan KUKK toplantısı 19-20 Haziran 2014 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Heyet Başkanlığını Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Genel Müdürü Ali Rıza Yüceulu’nun gerçekleştirdiği toplantıda Gürcistan taşımalarımız açısından birçok olumlu gelişme kaydedildi. Öncelikle Gürcistan’a ve Gürcistan üzerinden transit taşımalarımızın daha da artmasını sağlayacak İkili tektip geçiş belgesi kotası 3 binden 5 bine çıktı, 2014 yılında ilave kullanılabilecek 2 bin adet geçiş belgesi KUKK toplantısı esnasında karşılıklı teati edildi. Geçiş belgelerinin geçerliliğinin bir sonraki yılın 31 Ocak tarihine kadar geçerli olduğu hususunda heyetlerce mutabık kalınmış olup, 2014 yılı geçiş belgeleri kotaları şu şekildedir: Tek Girişli Geçiş Belgesi (İkili/transit/boş girişe izin verir) : 5.000. Çoklu Giriş Belgesi (İkili/transit/boş girişe izin verir)
: 10.000, üçüncü ülke belgesi (boş girişe izin verir) : 2.000. Türk heyeti mevcut geçiş belgelerinin boş girişleri kapsamamasını, boş girişler için ayrı bir kotanın üretilmesini ve çoklu geçiş belgesi kotasının 15 bin adete çıkarılmasını önerdi. Gürcü Tarafı cevabını 2014 yılı içeresinde Türk Tarafına iletecek
Gürcistan’a taşımalarımızda en büyük sorunlarımızdan biri olan çekici ve römork değişikliği yapılmasına engel, çoklu geçiş belgesi üzerine çekici ve römork numarası yazılması uygulaması ile ilgili olarak Türk ve Gürcü Makamları çoklu giriş belgesi üzerine sadece çekici plakası yazılması hususunda mutabık kaldılar. Söz konusu uygulamanın başlama tarihi 1 Temmuz 2014 olarak belirlendi, Gürcü Makamları ilgili kontrol noktalarını bilgilendireceğini ifa-
de ettiler. Gürcistan’da yaşadığımız sorunlara ilişkin Türk tarafı şu başlıkları gündeme getirdi: Türk araçlarına yüksek ve orantısız ceza kesilmektedir. Gürcü Tarafı konuyla ilgili bir çalışmanın hazırlanmakta olduğunu ve yeni yasayla kategorilere göre orantılı cezalar uygulanmaya başlanacağı hususunda bilgi verdi. Türk araçlarının dâhil olduğu kazalara ilişkin kaza raporları verilmemekte veya geç teslim edilmekte. Konuyla ilgili Gürcü Makamları ilgili kurumları uyaracak. Mobil tartım istasyonlarında hatalı ölçümler yapılıyor ve taşımacılarımız sorun yaşıyor. Gürcü Delegasyonu ilgili yeni yasayla birlikte mobil tartım istasyonlarının kaldırılacağını deklare etti. Türk araçlarından yüksek refakat ücretleri alınıyor. Konu ilgili Gürcü Makamlarına iletilecek. Gürcü Makamları ADR yükü taşıyan her türlü araçtan ADR sertifikası talep edildiğini belirtti. Türk Makamları Türkiye’de ADR yükü taşıyan tanker harici araçlardan araç sertifikası istenmediğini belirtti. Gürcistan Makamları Gürcistan’ın ADR sistemine girme yönünde çalışmalarının devam ettiğini, çalışmaların akabinde bu tür sorunların yaşanmayacağını belirtti. Gürcü KUKK toplantısına UND’yi, UND Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Özer ve Alişan Topaloğlu, UND Trabzon Bölge Temsilcisi Hakan Demircan temsil etti.
Taşıma Hukuku Çalışma Grubu sektörün hukuksal sorunlarını görüştü UND’nin en faal çalışma gruplarından biri olan Taşıma Hukuku Çalışma Grubu, 2 Temmuz 2014 Perşembe günü Yönetim Kurulunun da katılımları ile birlikte gerçekleştirdiği toplantıda Taşıma Hukuku alanına giren sektör sorunlarını görüştü. Toplantıda devam eden iş mahkemeleri, emniyeti suiistimal ile ilgili yaşanan sorunlar, sürücü istihdam kılavuzu ile ilgili sektördeki firmalarımıza yapılan seminerler ve bölgelerde düzenlenecek seminerler ve UND’nin konuya ilişkin diğer faaliyetleri görüşüldü ve karşılıklı fikir istişaresinde bulunuldu. Temmuz 2014
15
Temmuz 2014
16
UND’DEN
UND Heyeti Schengen Direktörü Pyke’a Şoför Vizeleri Sorunlarını anlattı Heyet, 4 Temmuz 2014 tarihinde AB Komisyonu’nun İçişleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Schengen Müdürlüğü yetkilileri ile Brüksel’e bir toplantı gerçekleştirdi. Schengen Sistemi’nin 28 AB üye ülkesinde uygulanmasından sorumlu müdürü Belinda Pyke ve Vize Politikaları Birimi Başkan Yardımcısı Diederik Paalman ile gerçekleştirilen görüşmede Türk şoförlerinin AB taşımalarında karsılaştıkları vize sorunları, özellikle son dönemde uygulamaya konan geriye dönük hesaplama yöntemi bağlamında sektörden yoğun şikayetlere neden olan kalış süresi kısıtlamalarının sürücüler ve firmalar için yarattığı mağduriyetler vurgulanarak aktarıldı. Görüşmede İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Almanya, Danimarka ve Hollanda’da Türk şoförlerine tanınan ‘hizmet sağlayıcı statüsünün’ tüm Schengen bölgesine temsil edilmesi gerektiğini ifade etti ve Türk şoförlerine yönelik vize kısıtlamalarının Türkiye-AB ticaretine olumsuz etkilerini rakamlarla açıkladı. Bugün Türkiye’de kayıtlı olarak faaliyet gösteren, toplam sayı 25 bini geçmeyen, AB’ye çalışan uluslararası profesyonel şoförlerin bu mesleği icra edebilmek için yerine getirmeleri gereken zorlu koşullar olduğunu, ayrıca devlet ve şirketlerce yakından takip edildiklerinden dolayı AB için yasadışı göç riski arz etmediğine dikkat çekerek vize konu-
sunda özel muameleyi hak ettiklerini belirti. Aralık 2013’ten bugüne, yeni Schengen kısa süreli vize kalış süresi hesaplama metodu sonucunda özellikle Slovenya’da sınırdan Türkiye’ye geri gönderilen şoför sayısının 150’yi geçtiğini bildiren Şener, Türk Hükümetinin de Yabancı şoförlere yönelik olarak, karşılıklılık ilkesi gereği benzer kısıtlamalar başlatmasının söz konusu olmasıyla, bu sorunun diğer AB ülkelerinin de sorunu haline geldiğine dikkat çekti ve AB Komisyonu’ndan sorunun acil çözümü için destek talep etti. UND heyetinin sorularını samimiyetle yanıtlayan Schengen Direktörü,AB’nin
vize uygulamalarının basitleştirilmesi amacıyla AB Komisyonu’nun bazı iyileştirme önerilerini yayınladığını, bunlar içinde kalış süresi kısıtlamalarına bazı iyileşmeler getirebilecek önerilerin de yer aldığını belirterek, meselenin AB üye ülkelerinin yetki alanı içinde olmasının, bu önerilerin kabulü ve hayata geçmesi sürecini zorlaştırdığına dikkat çekti. Pyke, UND’nin, yaşanan sorunları özellikle üye ülkeler nezdinde gündeme getirmeye devam etmesinin faydalarına değinerek, Slovenya örneğindeki gibi yoğun sıkıntı yaşanan uygulamaların mevcut Schengen kurallarına uygunluğunu da araştıracaklarını söyledi.
UND, İstanbul Sanayi Odasını ziyaret etti Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve beraberindeki heyet, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı makamında ziyaret etti. Ekonomideki son gelişmeler ve Türk Karayolu Taşımacılığı Sektörü’nün sorunlarının görüşüldüğü ziyarette, özellikle Avrupa geçişlerinde birçok ülkenin getirmiş olduğu geçiş kısıtlamalarının ülke ihracatı ve nakliye şirketleri-
Temmuz 2014
ne bıraktığı zor durumlar hakkında bilgi verildi. Sorunların çözümü noktasında İstanbul Sanayi Odasının destek ve işbirliği bekledikleri dile getirildi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin ihracatının sekteye uğramaması için UND ile işbirliği yapacaklarını söyledi. UND Heyetinde Başkan Nuhoğlu’nun yanı sıra; İcra Kurulu Başkanı Nejat Fatih Şener, Danışman Can Baydaroğlu, Genel Sekreter Ali Çiçekli yer aldı.
17
İzinli Gönderici Bilgilendirme Semineri İzmir’de gerçekleştirildi İzinli Gönderici Statüsü bilgilendirme seminerlerinin ikincisi İzmir’de yapıldı. 17 Temmuz 2014 tarihinde İzmir’de gerçekleştirilen toplantıya 28 adet firma katılım gösterdi. Toplantıda, İzinli Gönderici Statüsü’nün taşımacı firmalara getirdiği avantajlar aktarıldı. UND, Alberk Qa Technic Uluslararası Teknik Kontrol ve Belgelendirme firmasıyla imzaladığı protokol kapsamında taşımacı firmaların İzinli Gönderici Statüsü’ne sahip olabilmeleri için gerekli şartlardan biri olan ISO 27001 Bilgi Yönetim Sistemi ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri, UND üyelerine özel olarak düzenlenen toplu eğitim ve danışmanlık hizmeti kapsamında çok uygun maliyetler ile elde edilebilmekte olup sürece ilişkin tüm detaylar İzmir’de gerçekleştirilen “İzinli Gönderici Statüsü Bilgilendirme Toplantısı’nda” Alberk Qa Technic yetkililerince katılımcı firma-
larımız ile paylaşıldı. Taşımacı firmaların AEO - Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası kapsamında elde edecekleri “İzinli Gönderici Statüsü” sayesinde iç gümrük idarelerinde ve gümrük kapılarında yaşanan beklemelerden, gecikmeli teslimlere kadar birçok sorundan kurtulmasını sağlayan, gümrüklerdeki zaman kaybına son veren
ve gümrük süreçlerini basitleştirerek rekabette bir adım öne taşıyan İzinli Gönderici Statüsü’ne sahip olabilme şartlarından biri olan ISO 27001 Bilgi Yönetim Sistemi ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri’ne avantajlı maliyetler kapsamında sahip olabilmek için Alberk Qa Technic firması ile iletişime geçmeleri yeterli.
Licard’ın avantajları Gaziantep, Hatay ve Ankara’da UND üyelerine anlatıldı oranları ile alakalı bilgiler verildi. Üyelerden gelen çeşitli soruları da cevaplandırıldı. BDT ülkelerindeki piyasanın tartışmasız lideri olan Lukoil Petrol Şirketi’nin ürünü olan LICARD, akaryakıt kartları konusunda uzmanlaşmış kadrosu ile UND üyeleri, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve Beyaz Rusya’da ki 2 bin 500’den fazla LUKOIL istasyonundan yakıt alımlarını en iyi ko-
şullarda sağlayacak. Licard akaryakıt kartları ile, Lukoil istasyonlarından UND üyelerine en kaliteli yakıtın en uygun fiyat ile temin edilmesi sağlanacak. Licard akaryakıt kartları UND üyelerine, online çip tabanlı çözüm, en yüksek güvenlik standardı, esnek kart ayarları ve kart kısıtlama imkanları, online ve offline işlem yetenekleri sağlayacak.
UND’nin, ‘Rusya ve BDT Bölgesi’nde’ akaryakıt kart hizmetlerinin Türk taşımacılık sektörünün kullanımına sunulması yönündeki çalışmaları sonucunda Lukoil’in kart şirketi Licard ile Lukoil istasyonlarından UND üyelerine en kaliteli yakıtın en uygun fiyat ile temin edilebilmesi amacıyla oluşturduğu işbirliği Gaziantep, Hatay ve Ankara üyelerine anlatıldı. Lukoil yetkilileri tarafından Gaziantep, Hatay ve Ankara’lı üyelere Lukoil’in genel yapısı istasyon sayısı, diğer firmalardan farkları ile ilgili genel bilgiler, indirimli akaryakıt kartını tanıtarak indirim Temmuz 2014
18
UND’DEN
UND’nin Yetkilendirilmiş Yükümlü Destekleme Projesi ile gümrüklerdeki bekleme çilesine son! Dünyanın 46 ülkesinde kabul görmüş AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası ile nakliye firmaları artık iç gümrük idarelerine gitmeyecek. Gümrük kapılarında beklemeyecek. Bu uygulama İle 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi mümkün olacak. Türkiye, Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde yürüttüğü uyumlaştırma çalışmaları çerçevesinde Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulamasını başlatarak, tüm dünyada sürmekte olan “ticareti kolaylaştırıp hızlandırma” çalışmalarına başladı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin Alberk Qa Technic Uluslararası Teknik Kontrol ve Belgelendirme firmasıyla imzaladığı protokol ile UND’nin üyesi olan taşımacı firmalar AEO - Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası kapsamında elde edecekleri “İzinli Gönderici Statüsü” Temmuz 2014
sayesinde iç gümrük idarelerinde ve gümrük kapılarında yaşanan beklemelerden, gecikmeli teslimlere kadar birçok sorundan kurtulmuş olacaklar. Gümrüklerdeki zaman kaybına son verecek ve gümrük süreçlerini basitleştirerek ticari faaliyetlere büyük ivme katacak bu statü, firmaları rekabette bir adım öne taşıyacak. ISO 27001 Bilgi Yönetim Sistemi ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri’ne sahip olmayı şart koşan “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası” ve taşımacılarımızı ilgilendi-
ren “İzinli Gönderici Statüsü” dünyanın önde gelen 46 ülkesinde kabul görmüş durumda. UND’nin Alberk Qa Technic Uluslararası Teknik Kontrol ve Belgelendirme firmasıyla imzaladığı protokol kapsamında ISO 27001 ve ISO 9001 belgeleri UND üyelerine özel olarak düzenlenen toplu eğitim ve danışmanlık hizmeti kapsamında çok uygun maliyetler ile elde edilebilecek. Sınır kapısından geçiş 1 saate inecek; Kapıkule’de yaklaşık 3 bin araç işlem görebilecek.
19 kesinde uygulanmaya konulmuş durumda. ABD ve AB Ülkeleri başta olmak üzere bu belgeye sahip olan firmalar diğer firmalardan daha güvenilir, saygın ve ticari itibarı olan firmalar olarak kabul ediliyor ve gümrük kapılarında işlemlerini daha hızlı gerçekleştirebiliyorlar. UND’nin hedefi, batı sınır kapılarından geçişin 1 saate indirilmesi ve bu kapılardan günde ortalama 3 bin aracın işlemlerini tamamlayıp geçebilmesinin sağlanmasıdır” dedi. Yetki belgesinin sağladığı avantajları da toplantıya katılan üyelere aktaran Şener konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yetkiye sahip olan üyeler; İç gümrük idarelerine gitmeden kendi tesislerinden araçlarının ihracat ve gümrük işlemlerini tamamlama, sınır ka-
pılarında beklemeksizin tanınan öncelik kapsamında çıkış işlemlerini öncelikli olarak tamamlama, ithalatta gümrük idaresine gitmek yerine doğrudan kendi tesislerinde aracı boşaltma; belge ve araç kontrol oranlarının azalması ve gerekli olması durumunda firmaya öncelik tanınması, kontrol işlemlerinin kendi tesislerine gelecek olan muayene memurları tarafından yapılması, azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verme gibi imkânlara sahip olacaklar.” Şener ayrıca, UND, başlatmış olduğu bu proje ile üyelerine toplu eğitim ve danışmanlık hizmeti sağlayarak daha ekonomik ve daha hızlı sistemler kurulmasını sağlayacak. Hedefimiz yılsonuna kadar yetkilendirilmiş kuruluş sayısını 20’ye çıkarmak” dedi.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Destekleme Projesi’nin sunduğu avantajlar
Şener: Hedefimiz yılsonuna kadar yetkilendirilmiş kuruluş sayısını 20’ye çıkarmak
Çobantur, Greeneks, Karakuş ve Ulusoy‘dan oluşan 4 firma ile başlattıkları AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü kapsamında İzinli Gönderici Sertifikası alımını destekleme projesi imza töreninde konuyla ilgili açıklamalarda bulunan UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası dünyanın 46 ül-
UND’nin son dönem hedefinde batı sınır kapılarından geçişin 1 saate indirilmesi ve bu kapılardan günde ortalama 3 bin aracın işlemlerini tamamlayıp geçebilmesinin sağlanması bulunuyor. Bu hedefin, en gelişmiş elektronik bilgi ve iletişim sistemlerinin sınır kapılarına entegre edilmesinin yanı sıra “Yetkilendirilmiş Yükümlü ve İzinli Gönderici Statüsü” gibi temel kurallara uygun işlem yapan firmalara şu avantajlar sağlanıyor: . İç gümrük idarelerimize gitmeden kendi tesislerimizden araçlarımızın ihracat ve gümrük işlemlerini tamamlama imkânı. .Sınır kapılarında beklemeksizin tanınan öncelik kapsamında çıkış işlemlerimizi öncelikli olarak tamamlama imkânı. .İthalatta gümrük idaresine gitmek yerine doğrudan kendi tesislerimizde aracı boşaltma imkânı. .Belge ve araç kontrol oranlarının azalması ve gerekli olması durumunda firmamıza öncelik tanınması imkânı. .Kontrol işlemlerinin kendi tesislerimizde gelecek olan muayene memurları tarafından yapılması imkânı. .Azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verme imkânı. İzinli gönderici statüsüne sahip olacak firmaların gümrük süreçleri basitleşecek, ticari faaliyetleri ve taşımaları hız kazanacak ve gerek maddi gerek ise zaman kazanımları ile birlikte rekabette bir adım öne geçecekler.
Temmuz 2014
20
UND’DEN
Lojistik eğitimindeki dağınık yapı ULAKDER ile son bulacak Kısa adı ULAKDER olan Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği toplantısı temmuz ayında gerçekleştirildi. UND Yöneyim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, UND olarak ULAKDER’e sonuna kadar destek olacaklarını ifade etti.
Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (ULAKDER) Kurucu Üyeler Toplantısı gerçekleşti. Doç. Dr. Avni Zafer Acar (Okan Üniversitesi), Yrd. Doç. A. Özgür Karagülle (İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu) ve Halim Yurdakul (Beykoz Lojistik MYO) liderliğinde Türkiye’de ulaştırma ve lojistik alanında lisans düzeyi öğretimde müfredatın iyileştirilmesi ve sektörün beklentileri doğrultusunda mezunların yetiştirilmesi amacıyla Ağustos 2013 tarihinden bu yana UND Lisans Müfredatı Çalışma Grubu tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (ULAKDER) unvanıyla bir dernek
Temmuz 2014
kurulması kararlaştırıldı. ULAKDER adıyla kurulması planlanan dernek, ulusal ve uluslararası düzeyde ortak kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde; ulaştırma ve lojistik öğretimi gerçekleştiren akademik eğitim kurumlarının eğitim-öğretim, araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerini değerlendirmek, akredite etmek ve bilgilendirme çalışmaları yapmak; Türkiye’de ulaştırma ve lojistik eğitim-öğretiminin uluslararası alanda rekabet edilebilir düzeyde kalitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve böylece güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik ilke ve tutuma sahip ve yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek toplum refahının ile-
ri götürülmesi amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde bulunacak. Nuhoğlu: UND, ULAKDER’e sonuna kadar destek verecek
İlgili çalışma grubunun organizasyonuyla, 27 Haziran 2014 Cuma günü UND Merkezi’nde gerçekleşen ilk ULAKDER Kurucu Üyeler Toplantısı’na çeşitli üniversite ve sektör kurumlarından, sektörde “yüksek öğretim alanında tecrübesi ve yaptığı faydalı çalışmalar” ile öne çıkan akademisyen ve sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda, UND’nin ulaştırma ve lojistik yükseköğretimi vizyonuna ilişkin bilgiler veren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, sektörel yükseköğretim alanında stan-
21 dartların bağımsız bir yapı tarafından, şeffaf ve iyi tanımlanmış kriterlere göre ve gelişmiş dünya örnekleriyle kıyaslama yapılarak belirlenmesinin önemine ve gereğine dikkat çekti. Nuhoğlu, günümüzde “rekabette bireylerin yetkinliklerinin doğrudan firmaların yetkinliğini etkilediğine vurgu yaparak, sektörün yeni iş modellerine uyum sağlayabilecek yetkinliklere sahip, strateji geliştirebilen, vizyon sahibi genç nesillerin
yetiştirilmesine ihtiyaç duyduğunu, UND’nin bu amaç doğrultusunda ULAKDER tarafından yapılacak tüm çalışmalara bir sosyal sorumluluk anlayışıyla sonuna kadar destek vereceğini ifade etti. Kuruluş çalışmalarını yaz döneminde tamamlamayı hedefleyen ULAKDER, yükseköğretim alanında sektörün beklentileri doğrultusunda iyileşme projelerine katkı sağlamayı arzu eden sektör paydaşlarının kişisel üyelik taleple-
rine açık olup, eylül ayında gerçekleştirilecek olan ilk genel kurulunda gelecek dönem çalışmalarını planlayacak. ULAKDER’in kurucu üyeler toplantısına Prof. Dr. Oktay Alnıak, Emre Cevdet Çizmecioğlu, Elçin Çakmak Erarslan, Yrd. Doç. Kenan Dinç, Cem Kumuk, Yrd. Doç. Ahmet Murat Köseoğlu, Yrd. Doç, A. Özgür Karagülle, Doç. Dr. Avni Zafer Acar, Dr. Halim Yurdakul ve UND temsilcileri katıldı.
Lojistik eğitimindeki dağınıklık ULAKDER’in çıkış noktası oldu Okan Üniversitesi Uluslararası Lojistik Bölüm Başkanı, ULAKDER Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. A. Zafer Acar
“Küreselleşme ve rekabet arttıkça lojistik hizmetlerin önemi günden güne artıyor. Dolayısıyla bu alan, başlı başına bir sektör haline gelmiştir. Tüm dünyada süre giden bu eğilim Türkiye’de de kendini göstermektedir. Günden güne birçok yeni lojistik ve taşımacılık firmasının kurulduğunu görmekteyiz. Ancak bu sektörde rekabetçi olabilmek ve sürdürülebilir bir büyümeyi yönetebilmek için yetkin ve eğitimli çalışanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç yine dünyaya paralel olarak birçok üniversitede lojistik bölümlerinin açılması sonucunu doğurmuştur. Ancak sanırım bu kez kantarın topuzu biraz kaçtı. Halen Türkiye’de 27 adet 4 yıllık lojistik bölümü, 124 adet ise 2 yıllık lojistik programı bulunmaktadır. Ancak bu bölüm ve programların müfredatlarını incelediğimizde her birisinin lojistiği ayrı bir şekilde tanımladığını ve ona göre eğitim verdiğini görmekteyiz. Üstelik bu konuda yeterli öğretim elemanı olmadığını ço-
ğumuz bilmekteyiz. Lojistiğin YÖK ve ÜAK (Üniversiteler Arası Kurul) tarafından bağımsız bir bilim dalı ve doçentlik alanı olarak kabul edilmemesi nedeniyle ilgili öğretim elemanları kendi kariyerlerini farklı alanlarda sürdürmektedirler. Üniversiteler ise lojistiğin çok disiplinli yapısını avantaj olarak kullanarak işletme, pazarlama ve endüstri mühendisi birkaç öğretim elemanı ismi vererek yeni bir lojistik bölümünü kolaylıkla açabilmektedirler. Bu dağınık yapı sonuç olarak sektörün istediği niteliklerle donanmış mezunların yetişmemesine neden olmaktadır. İşte bu problem sahası bizlerin çıkış noktası oldu. ULAKDER (Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği), ulusal ve uluslararası düzeyde ortak kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde; ulaştırma ve lojistik öğretimi gerçekleştiren akademik eğitim kurumlarının eğitim-öğretim, araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerini değerlendirme, akredite etme ve bilgilendirme çalışmaları yapmak; Türkiye’de ulaştırma ve lojistik eğitim-öğretiminin uluslararası alanda rekabet edilebilir düzeyde kalitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve böylece güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik ilke ve tutuma sahip ve yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek toplum refahının ileri götürülmesi amacıyla ve bu amacını gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde bulunmak üzere kurulmuştur.”
ULAKDER, üniversite ve sektör arasında bir köprü olacak
“ULAKDER’in kuruluş senedini birçok kurucu son toplamızda imzalamıştır. ULAKDER’in temel hedefi, ulusal ve uluslararası düzeyde ortak kabul görmüş belirli standartlar çerçevesinde: i) Ulaştırma ve lojistik alanında eğitim-öğretim veren akademik eğitim kurumlarının, eğitim-öğretim, araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerini; değerlendirme, akredite etme ve bilgilendirme çalışmaları yapmak; ii) Türkiye’de ulaştırma ve lojistik eğitiminin uluslararası alanda rekabet edebilir düzeyde kalitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve böylece: iii) Güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, araştırma temeline dayalı bilgi ve beceri ile donanmış, etik ilke ve tutuma sahip ve yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş nitelikli ulaştırma ve lojistik uzmanları yetiştirilerek toplum refahının ileri götürülmesidir. ULAKDER, temel hedefini gerçekleştirmek için şu konularda faaliyetlerde bulunabilecektir: i) Kurumların başvurusu üzerine, ulaştırma ve lojistik alanında eğitimöğretim veren akademik kurumları ve eğitim programlarını, Yükseköğretim Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Komisyonu’nun belirlediği/belirleyeceği süreç, usul ve esaslar ön planda tutularak; değerlendirmek ve akredite etmek; ii) Akreditasyon çalışmalarında görev alacak değerlendiricilerin seçimi ve eğitimini yürütmek; iii) Kurum yöneticilerinin ve öğretim üyelerinin program değerlendirmesi konusunda bilgilendirilmesi ve eğitimini gerçekleştirmek;
Temmuz 2014
22
UND’DEN iv) Ulaştırma ve lojistik eğitimöğretim kurumlarının paydaşlarının şimdiki ve gelecekteki gereksinimlerini izleyerek program değerlendirme ölçütlerinin belirlenmesini, gerektiğinde değerlendirme ölçütlerinin ve süreçlerinin gözden geçirilmesini ve
yenilenmesini sağlamak; v) Amaçlarını gerçekleştirmek için ulusal ve uluslararası düzeyde kurs, seminer, konferans, panel, çalıştay vb. toplantılar düzenlemek ve bu kapsamdaki eğitim çalışmalarına destek vermek;
vi) Eğitim, değerlendirme ve akreditasyon ile ilgili ulusal ve uluslararası dernekler, meslek örgütleri ve akreditasyon kuruluşlarıyla iletişim kurmak, işbirliği yapmak, ortak projeler yürütmek, yardımlaşmak.
ULAKDER koordinasyon ve destek sağlayacak İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Ulaştırma ve Lojistik Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr.A.Özgür Karagülle
“Türkiye’de büyümekte ve gelişmekte olan lojistik sektöründe bu büyümeyi taşıyabilecek nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bu nedenle 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu öncülüğünde başlamış olan akademik eğitim de büyük bir hızla büyümekte ve gelişmektedir. Her eğitim öğretim yılında akademik programlarını uygulamaya koyan üniversiteler ve bölümlerin lisans ya da ön lisans düzeyinde programlar açtığını görmekteyiz. Gün geçtikçe sayıları artan lojistik bölümlerinden beklenti de aynı paralellikte büyümektedir. Bir yandan sektörde yer alan şirketler, diğer yandan da çocuklarına iyi bir gelecek sunmayı hedefleyen aileler lojistik alanında eğitim veren okullardan beklentilerini artırmaktadır. ULAKDER’in hedefi lojistik alanında eğitim veren kurumların belirli standartları yakalamalarını sağlayacak, eğitim programlarının daha hedefe yönelik olmasını sağlayacak denetim mekanizmalarını işletmek, bu yönde koorTemmuz 2014
dinasyon ve destek sağlamak olacaktır. Bu kapsamda eğitim programlarını müfredat, öğretim elemanı ve eğitim kurumu altyapısı olmak üzere üç ana başlık altında değerlendirip, belirli bir standardı yakalayan eğitim programlarını kamuya ilan etmek olacaktır. ULAKDER, özellikle eğitim programlarının yapısı ve içeriğine odaklanarak üniversitelerin bu alanda eğitim veren bölümlerinin eğitim kalitesini ve sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü arttırmayı hedeflemektedir. ULAKDER’in kuruluş faaliyetlerini kısa zamanda tamamlamayı planlıyoruz. Yılsonuna kadar organizasyonel yapılanmamızı tamamlayıp vakit kaybetmeksizin gerekli çalışmalara başlamayı hedefliyoruz. ULAKDER’e lojistik eğitim sektörü içinde yer alan akademisyen ve idareciler ile lojistik şirketlerinin ve bu alandaki sivil toplum örgütlerinin kurumsal ve bireysel olarak katılmalarını diliyoruz. Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine bağlı kalmak adına lojistik sektörü ve lojistik eğitiminin içinde bulunduğu tüm paydaşlardan katılım, destek ve öneri bekliyoruz. Bu çerçevede ULAKDER’in temel faaliyet noktası olan ulaştırma ve lojistik eğitim programları akreditasyonunda ana ilkeleri şekillendirmek amacıyla tüm paydaşlarımızın katılımıyla bir çalıştay düzenlemeyi planlıyoruz. Başta UND olmak üzere sektörel kurum ve kuruluşların bize desteği, eğitim standardı ve nitelikli işgücü kalitesini artırmayı hedefleyen herkesin bu oluşuma katılması bizim açımızdan oldukça önemli. Çünkü sektörde kurumlar, şirketler ve okullar üstü bir yapıyla lojis-
tik eğitimini geliştirmeyi hedeflemekteyiz.” ULAKDER sektör-akademik hayat işbirliğinde ivme noktası olacak
“ULAKDER benzeri kurumların gelişmiş ülkelerde var olduğunu, sektörel eğitimin gelişiminde önemli bir rol üstlendiklerini kesin çizgilerle söylemek mümkündür. Hatta bu kurumlar öyle etkin ve güçlüler ki yükseköğretimi düzenleyen kurumlar ve kamu otoritesi üzerinde de önemli bir etkiye sahipler. Bu şekilde sektör ve akademik hayatın bir çeşit karşılıklı kazanımını düzenleyici konumdalar. Lojistik eğitiminde sektör-akademik hayat ilişkisi oldukça hayati öneme sahip bu haliyle ULAKDER’in Türkiye’de yıllardır arzu edilen sektör – akademik hayat işbirliğinde önemli bir ivme noktası olacağını düşünüyorum. Karşılıklılık yerine birlikte ve ortak hareket prensibiyle eğitim kurumlarının da sektörde yer alan şirketlerin de birbirlerini daha iyi anlamalarını, karşılıklı beklentilerini daha iyi tanımlamalarını ve biraz da eğitim kalitesini arttırmaya yönelik baskı gücü oluşturmayı hedeflemekteyiz. ULAKDER’in dünyadaki güçlü ve başarılı örneklerden bir benzerini Türkiye’de de hayata geçireceğini, üniversite – sanayi işbirliğini güçlendirip, ulaştırma ve lojistik alanında çeşitli düzeylerde eğitim programlarının etkinliğini arttıracağını düşünüyorum. Bir toplumun gelişmişlik düzeyinin o toplumdaki sivil toplum kuruluşlarının etkinliğiyle ilgili olduğu noktasından hareketle bu girişimin başarıya ulaşmasını ve ülkemizin refahına katkıda bulunmasını diliyorum.”
23
Ekonomi Bakanlığı bir dizi “Irak Değerlendirme Toplantısı” düzenleyerek sektörün önerilerini aldı Irak’ta yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere Ekonomi Bakanlığı bir dizi Irak Değerlendirme Toplantısı düzenleyerek sektörün önerilerini aldı. UND tarafından hazırlanan Irak Değerlendirme Notu, Yönetim Kurulu Üyesi Memik Taner ve UND Gaziantep Bölge Temsilcisi İzzettin Elçi tarafından ilgililere iletildi.
Son dönemde yaşanan gelişmelerin ülkemizin Irak ile olan ticari ilişkilerine yönelik etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla, Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım’ın başkanlığında; GAP Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Fikret Erol, Gaziantep Ulaştırma Bölge Müdürü Orhan Özülker’in yanı sıra ilgili kamu kurum kuruluş ve STK’ların başkanlarının katılımlarıyla 9 Temmuz 2014 tarihinde Gaziantep’te Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Irak Ülke Toplantısı’na Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, UND Yönetim Kurulu Üyesi Memik Hilmi Taner, UND Gaziantep Temsilcisi İzzettin Elçi ve Irak’a taşıma yapan üye firmalar tarafından yoğun katılım gerçekleşti. Taşıma ve lojistik firmaları ile ihracat firmalarının talep ve önerilerinin alın-
dığı toplantıda, konuya dair oluşturulacak yol haritası için bütün taleplerin değerlendirileceği ve en kısa zamanda, yararlı ve doğru çözümün oluşturulması için ilgili Bakanlıklar olarak girişimleri koordine ettiklerini belirten Ekonomi Bakan Yardımcısı Sayın Yıldırım; özellikle Irak ile iş yapan taşımacı ve ihracatçı firmaların finansal boyutuyla desteklenmesi konusuna hassasiyetle yaklaştıklarını, pazar kaybı yaşanmaması ve ürün hareketliliğinin ilgili ülkeye sağlıklı ve en uygun maliyetlerle taşınması için UND ile ortak hareket ettiklerini ifade etti. UND ile alternatif güzergah sorunları çözülecek
Bu kapsamda gerek Irak içinden Süleymaniye-Başmak-Mehran güzergahı gerekse de Gürbulak-Mehran güzergahında tespitlerin UND tara-
fından iletildiği ve güzergahın sağlıklı işlenmesi için “İran akaryakıt fiyat farkının ortadan kaldırılması, Mehran Gümrüğü’nün işlevselliğinin artırılması, TIR araçlarının boşaltma noktalarına direkt taşıma gerçekleştirilmesi için sürücü vizesi şartının askıya alınması, gerekirse alternatif Ro-Ro kurulması hususlarını değerlendirdiklerini ve en kısa zamanda UND ile alternatif güzergah sorunlarını çözeceklerini belirten Yıldırım, ayrıca finansal yapı ile ilgili olarak da bu hafta içinde Bankalar Birliği ile bir toplantı gerçekleştirerek firmaların ödemelerinin ötelenmesi hususunu değerlendireceklerini ve Hükümet olarak desteklerin çerçevesini belirleyeceklerini belirtti. UND tarafından hazırlanan Irak Değerlendirme Notu, Yönetim Kurulu Üyesi Memik Taner ve UND Gaziantep Bölge Temsilcisi İzzettin Elçi tarafından ilgililere iletildi. Temmuz 2014
24
GÜNDEM
“Türkiye uluslararası yakıt kartları ile gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı” AS24 Türkiye ile UND arasında Mayıs 2014‘te yeniden işbirliği anlaşması yapıldı ve önümüzdeki dönemlerde UND üyelerine özel cazip tekliflerle bu işbirliği artacak. AS24 Türkiye-Gürcistan Genel Müdürü Reşit Can, “Türkiye uluslararası yakıt kartları ile gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı ve henüz tam olarak istenilen seviyede yaygın değildir. Halen bazı şirketlerde sefer başına veya km başına sabit yakıt ve otoyol ücreti uygulaması mevcut olup sürücüye nakit ödenmektedir” diyor. 20 yılı aşkın bir süredir Avrupa’da faaliyet gösteren AS24, 2009 yılından bu zamana Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürüyor. AS24; başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın 28 ülkesinde, 750’den fazla akaryakıt istasyonu ile 35 bin müşteriye 500 bin AS24 kartı ve 150 bin otomatik geçiş cihazı ile hizmet veriyor. “Türkiye‘de yaklaşık 400 uluslararası nakliye şirketi ile çalışmakta olup bu şirketlerin yakıt, otoyol, KDV iadesi ihtiyaçlarını karşılıyoruz” diyen AS24 TürkiyeGürcistan Genel Müdürü Reşit Can ile konuyu detaylandırdık.
çekleştirmekte ve sektörün ihtiyaçlarına özel çözümler, hizmetler sunmaktadır. AS24, uluslararası taşımacılık sektörünün coğrafik olarak sürekli değişen güzergahlarını gözönüne alarak; özellikle Gürcistan ve Rusya gibi BDT ülkelerinde, Doğu Avrupa, Balkan Ülkeleri’nde ve İskandinav Ülkeleri’nde yeni istasyonlar açarak gelişimini ve yayılımını sürdürmektedir.
AS24 Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye ve Avrupa’da kaç noktada bu kart kullanılıyor? Bir yılda Türk nakliyecileri ne kadarlık bir yakıt, yol geçiş harcaması yapıyor?
Türkiye’den iş hacmimizin artmasına yönelik büyük beklentilerimiz var. AS24 Türkiye, 2009 yılında ilk kurulduğundan bu yana sürekli büyüyen ve gelişen bir şirket olmayı başardı. Bu başarıda müşterilerimizin AS24’e olan güveni ve iş ortaklığımızın sürekliliği en önemli etkendir. Buna ek olarak dinamik ve çözüm odaklı bir ekibimizin ve uluslararası nakliye sektörünün önemli kuruluşlarından UND ile olan işbirliğimizin katkısı da önemli bir yer tutmaktadır. Avrupa’da 20 yıldan fazla bir süredir bulunuyor AS24 kaç firma-kişi tarafından kullanılıyor? Bu kart pazarının Türkiye ve Avrupa’daki potansiyelini değerlendirir misiniz?
TOTAL grubu şirketlerinden olan AS24, Avrupa’da 20 yıldan fazla bir süredir, Türkiye’de ise 2009 yılındandan beri, uluslararası taşıma şirketlerinin yakıt tedariğini, otoyol ödemelerini, KDV iadelerini ger-
Temmuz 2014
35 bin müşteriye 500 bin AS24 kartı ve 150 bin otomatik geçiş cihazı ile hizmet veriyor
AS24 olarak; başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın 28 ülkesinde, 750’den fazla akaryakıt istasyonu ile 35 bin müşterimize 500 bin AS24 kartı ve 150 bin otomatik geçiş cihazı ile hizmet vermekteyiz. Türkiye‘de yaklaşık 400 uluslararası nakliye şirketi ile çalışmakta olup bu şirketlerin yakıt, otoyol, KDV iadesi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Türkiye’de yurt içinde TOTAL ile birlikte AS24 kartlarının kullanılması için çalışmalarımız halen devam etmektedir. Kısa bir zaman süresi içerisinde Türkiye’de de müşterilerimize hizmet vermeyi planlıyoruz. AS24 kullanıcıları hangi hizmetlerinden yararlanabiliyor? Sizleri rakiplerinizden ayıran noktalar nelerdir?
AS24 Yakıt Kartı ile müşterilerimize Avrupa’nın 28 ülkesinde 750‘den fazla AS24 istasyonlarımızdan akar-
yakıt ve 510 istasyonda dökme olarak adblue tam otomatik, güvenli alım yapmalarını sağlıyoruz. Nakliye sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda özellikle taşıma maliyetlerini düşürmek amacı ile tüm istasyonlarımızda dizel ve adblue ürünlerini oldukça rekabetçi fiyatlarla müşterilerimize sunuyoruz. AS24 – Eurotrafic kartımızla birlikte müşterilerimize hem 750’den fazla AS24 istasyonlarından hem de Avrupa genelinde 12 binden fazla TOTAL istasyonlarından dizel ve adblue tedariği sağlamaktayız. Aynı zamanda AS24-EUROTRAFIC kartı ile 19 Avrupa ülkesinde otoyol, tünel, köprü vs. ödemeleri gerçekleştirilmekte ve yol yardım, arıza, trafik cezası ödeme gibi assistans hizmetlerinden de faydalanma imkanı sağlanmaktadır. AS24 tarafından sağlanan Passango otomatik geçiş cihazı ile; Fransa, İspanya, Portekiz otoyolları; BelçikaLiefkenshoek tüneli, muhtelif köprü ve tüneller, otoyol üzerindeki TIR
25 online bloke edilmesi, kartları geçici olarak durdurma ve yeniden açma vs), tüketim ve işlemlere dair eş zamanlı raporlara erişim gibi yeni özellikler sunmaktadır. AS24 internet sitesi üzerinde her bir müşteriye özel “Müşteri Alanı”ndan erişilebilen tüm raporlar; sektörün halihazırda kullandığı yazılımlar ile entegre olabilmekte ve müşterinin tüm verileri otomatik olarak kendi sistemlerine yüklenebilmektedir. UND ile işbirliği Türkiye ve Avrupa’daki nakliyecilerin kullanım alışkanlıkları değerlendirdiğinizde nasıl sonuçlar çıkıyor?
parkları dahil bir çok noktada ödeme tek bir cihaz ile sağlanabilmektedir. Passango cihazı ile Fransa otoyollarından yüzde 13‘e varan, İspanya otoyollarından yüzde 50’ye varan indirimlere erişme imkanı mevcuttur. Fransa‘daki ulusal yollarda alınması planlanan ancak halen netleşmemiş olan Ağır Vasıta Ekovergi (Ecotaxe) için ise ;Ekovergi ile Passango cihazı birleştirilerek tüm yönetmeliklere uygun olarak yeniden üretilmiştir. Ekovergi‘nin başlaması ile birlikte ulusal yol ödemeleri de hızlı bir şekilde başlatılacaktır. Yeni Ekovergi cihazı ile daha geniş kapsamlı: gps uydu ile yer tespiti, güzergah planlama, uzaktan programlama, günlük işlemlerin takibi vs. gibi yeni hizmetlerden de yararlanma imkanı sağlanacaktır. Müşterilerimiz; AS24 Grubu şirketi EuroVAT ile Avrupa ülkelerinden KDV iadelerini en hızlı şekilde geri alabilmektedir. Ayrıca; AS24‘ün belirli ülkelerde ActiVAT – KDV’siz net ödeme hizmeti ile müşterilerimiz kendilerine sunulan finansal çözümlerden de faydalanabilirler.
liyetlerini düşürmek amacı ile kaliteli yakıt ve adblue tedariğinde her zaman daha rekabetçi fiyatlarla birlikte, sektörün beklentileri dahilinde yenilikçi hizmetleri sunmaktır. AS24 istasyonlarımız tamamen ağır vasıtalara özel tasarlanmış, geniş pompa aralıklarına ve yüksek hızlı yakıt pompaları ile teknik altyapıya sahip olup fazladan kilometre yapılmasını engellemek amacıyla ana yollara ve önemli lojistik merkezlerinin olduğu stratejik noktalara yakın bölgelerde yer almaktadır. AS24 olarak müşterilerimize; her zaman kaliteli ürünler, rekabetçi ve şeffaf fiyat, güvenli işlemler sağlamak en büyük hedefimiz olduğunu tekrar belirtmek isteriz. AS24 ile çalışan uluslararası taşımacılık şirketleri; ürün kalitesi ve rekabetçi fiyatlarla birlikte güvenli bir sisteme de sahip olmaktadır. Bilindiği üzere; Taşımacılık sektörünün ana maliyet kalemini oluşturan yakıt alımları AS24 istasyonlarında insan faktörü olmaksızın yapılmakta olup gerçek zamanlı olarak kontrol ve takip edilebilmektedir.
Sektörün taleplerini büyük ölçüde karşılayacak ürün ve hizmetler çeşitliliğine sahibiz
Nakliyede telematik uygulamaları gelişiyor. AS24 sistemi bu sistemlere nasıl entegre oluyor?
AS24 kullanan bir nakliyeci kullanmayana göre ne kadarlık bir avantaj sağlıyor?
AS24’ün kuruluş amacı; sadece taşımacılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu nedenle sektörün taleplerini büyük ölçüde karşılayacak ürün ve hizmetler çeşitliliğine sahibiz. AS24 olarak hedefimiz; taşıma ma-
Avrupa genelinde AS24 dahil farklı yakıt kartları yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak Türkiye uluslararası yakıt kartları ile gerçek anlamda son 3-4 yılda tanıştı ve henüz tam olarak istenilen seviyede yaygın değildir. Halen bazı şirketlerde sefer başına veya km başına sabit yakıt ve otoyol ücreti uygulaması mevcut olup sürücüye nakit ödenmektedir. Bu uygulama yakıt ve adblue kalitesi, düzensiz fatura/ fiş problemleri, KDV iadesi kaybı gibi problemleri de beraberinde ortaya çıkarmaktadır. AS24 kartı ile müşterilerimize hem yakıt ve adblue kalitesini garanti ederken, rekabetçi fiyatla birlikte kolay ve hızlı KDV iadesi, takip edilebilen güvenli işlemler ve finansal çözümler sunmaktayız. Sonuç olarak; AS24 Türkiye ile UND arasında Mayıs 2014‘te yeniden işbirliği anlaşması yaptık ve önümüzdeki dönemlerde UND üyelerine özel cazip tekliflerle bu işbirliğini artırmayı hedefliyoruz. UND ve üyelerine işbirliği için şimdiden çok teşekkür ederiz...
AS24, akıllı kart teknolojisi ile çok yakın zamanda müşterilere özel yeni hizmetler sunmayı planlamaktadır. “AS24 Akıllı Kart” teknolojisi ile daha güvenli işlemler, internet üzerinden hızlı ve etkin filo yönetimi, ihtiyaçlara göre kartların limitlenmesi (yakıt alım limitleme, alım peryodu ve coğrafik kısıtlamaları, kartların
Temmuz 2014
26
UND’DEN
MÜSİAD, lojistik meslek yüksekokulu için kolları sıvadı MÜSİAD Lojistik Sektör Kurul Toplantısı ve iftar yemeği The President Otel’de gerçekleşti. MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha, işbirliği vurgusunda bulunurken MÜSİAD Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu Başkanı Salim Çam da MÜSİAD olarak bir ‘lojistik yüksekokulu’ açacaklarının müjdesini verdi. MÜSİAD Lojistik sektör kurulu toplantısı ve iftar yemeği İstanbul The President Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha, Ortadoğu’da yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerek bu durumun üzüntü verici olduğunu söyledi. Taha, “Türkiye olarak bugüne kadar hükümetimiz, devletimiz Ortadoğu’daki gelişmelere çok duyarlı kaldı, elinden geleni yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Özellikle Türk Kızılay’ı çadır, gıda yardımlarıyla her yere yetişmeye çalışıyor. Biz lojistik sektörü kurulu olarak buradayız. Bugünkü toplantımızın amacı iki sektörün yönetim kurulu üyeleri birbirleriyle tanışsınlar, ilişki kursunlar gerekirse şirketler bazında birbirleriyle iş yapsınlar. Zaten MÜSİAD camiasının hedeflerinden biri budur. İlk önce üye olan şirketler birbirleriyle ticaret, iş ve işbirliği yapmalı” dedi. MÜSİAD Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu Başkanı Salim Çam da, “Danışmanlık ve eğitim sektör kurulu Türkiye’de ilk Temmuz 2014
defa MÜSİAD tarafından kurulan bir sektör. Bu sektörün kurucu başkanlığını sürdürüyorum. Allah’ın izni ile elbirliği ile Türkiye’nin önünde hiç kimsenin durabileceğini zannetmiyoruz. Yeter ki güç ve iş birliğini oluşturalım” dedi. İşbirliğinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Çam, entegre bir sektör olan lojistiğin her türlü işbirliğine açık olduğunu ve bu durumun çok iyi etüt edilmesi gerektiğini söyledi. MÜSİAD’dan Lojistik Meslek Yüksek Okulu Geliyor
Sektörde eğitimli insanlara ihtiyacın her geçen gün daha çok arttığını dile getiren Çam, “Bu işbirliği çerçevesinde ilk olarak lojistik üzerine bir meslek yüksekokulu projesi gündeme getireceğiz. Bunun dışında eğer birtakım problemler varsa onları çözmek için danışmanlık ve eğitim sektör kurulu olarak her zaman diğer sektör kurullarının da, lojistik sektör kurullarının da yanındayız. Bu konudaki derdimiz ve davamız her bir sektörümüzü marka değerinin artırarak, markasını yaygınlaştırarak dünya çapında nomi-
nal anlamda marka değerine ulaşabilmesini sağlamak” dedi. MÜSİAD Lojistik Meslek Yüksek Okulu projesini 2009-2010 yıllarında MÜSİAD ile paylaştıklarını ifade eden Çam, “Biz genel anlamda bir meslek yüksekokulunun gerekliliği konusunda çeşitli formülleri sizler ile paylaşacağız. İsteğimiz kurumların iş dünyasının ihtiyacına cevap veren yüksek nitelikli iş gücünü yetiştirebilmek” dedi. Çam, üniversiteden mezun öğrencilerin dersleri sadece pratikte bildiğini ama uygulama konusunda üniversite eğitimlerinin çok kısır olduğunun da altını özellikle çizdi. MÜSİAD’ın Türkiye için çok önemli bir güç olduğunu ifade eden Çam, MÜSİAD’ın mutlaka ve mutlaka bir lojistik meslek yüksekokulu projesinde yer alması gerektiğini ifade etti. Uluslararası saygınlığı olan bir yüksekokul
Çam, 10-12 yıldır çeşitli üniversitelerde ders verdiğini ifade ederek, “Birçok meslek yüksek okullarında, üniversitelerde yaklaşık 10-12 yıldır ders
27 veriyoruz. Bu süreçte ders verdiğimiz öğrencilerin toplam sayısına baktığımızda 3 bin-3 bin 500 öğrenci bizim sınıflarımızdan geçmiş durumda. Ancak elimizde tutabileceğimiz öğrenci sayısı çok az. Yani bir elin 5 parmağını maalesef geçemiyor. Çünkü çok üstün durumda olanlar yurt dışına gidiyor. Türkiye’de kalanları da maalesef odaklaştıramıyoruz veya mesleki anlamda dertleri ve davaları çok az. Küresel bakış açısına sahip, araştırmacı, nitelikli öğretim üyeleri olması lazım. Teknik donanımlı en az bir yabancı dili bilen eğitim sürecinde ve sonrasın da başarılı sürekli takip edilen mezun olduğunda kurumlar ve iş dünyası tarafından tercih edilen öğrenciler olması lazım. Meslek yüksekokulları konusunda swot analizi yaptık. Bugün en büyük zayıflıklara baktığımızda yeni kurulan bir yüksekokul olmasından dolayı ilk yılda tanınırlık konusunda sıkıntı var. İlk yılda ben buradan çok ciddi bir bedel kazanacağım diye bakmamalı, bedel kazanmak üzere de kurulmamalı vakıf üniversitesi. Fakat bugün baktığımızda ciddi anlamda bedel de kazanılabilir. Diğer bir zayıflık olarak daha önceden kurulan vakıf meslek yüksekokulları gittikçe yoğunlaşan rekabetten dolayı nitelik konusun da algı sorunu oluşmaya başladı. Bir meslek yüksek okulunun vakıf üyelerinin donanımlı, evrensel danışmanları ve müşavirleri olması lazım. Fakat üzülerek söylüyorum ki iyi olan kolejler üniversiteler ve meslek yüksekokulları işportacı zihniyeti ile kuruldu ve halende devam ediyorlar. Boy boy reklamlar verilip birtakım çalışmalar yapıyorlar” dedi. Bütün bunlardan ders alınıp çok farklı, saygınlığı olan ve uygulamalı eğitimi ana prensip edinmiş bir yüksekokul ile Türkiye eğitimine katkı sunmayı istediklerini ifade eden Çam, ilerleyen dönemlerde bu projeyi hayata geçireceklerinin altını çizdi. Son olarak Çam, yurt dışında ABD’de ve AB’deki üniversitelerle işbirliği yapılarak öğ-
rencilerin yurt dışı deneyimlerini geliştirmelerini hedeflediklerini de antiparantez olarak kaydetti. MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Baykara da üniversite eğitimi konusunda sektörün bir hayli yol aldığını ifade ederek UND’nin bu konuda çok ciddi çalışmaları olduğunu ve açılması planlanan bu yüksekokul ile ilgili olarak UND’den de destek alınması gerektiğini söyledi. Emin Taha: Irak’ta ekonomik kayıp sürüyor
Toplantıdan sonra mini bir söyleşi gerçekleştirdiğimiz MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha, IŞİD terör örgütünün Irak’ta çok ciddi ekonomik ve can kaybına neden olduğunu ifade ederek Irak’ın en büyük ikinci kenti olan Musul’un IŞİD’in kontrolünde olduğunu ifade etti. Taha, “Özellikle şoförlerimizin sadece ve sadece Duhok, Süleymaniye, Erbil bölgesinde kalmalarını ve o bölgelerden aşağı inmemelerini tavsiye ediyoruz. Bu durumda ortam tehlikelidir, güvenlik kalmamıştır ve nakliyecilik yapan firmaların bu talimatımıza tavsiyelerimize uymaları gerekmektedir. Aksi takdirde başlarına kötü işler gelebilir. Irak’ta yaşanan durumun sonucu olarak ihracat hacmimiz azaldı” dedi. Irak’ta yaşayan insanların gelecek endişesi taşıdığını ve yarınından korktuğunu ifade eden Taha, yarınını göremeyen insanların alışveriş yapmaktan kaçındığını ve dolayısıyla da ihracatın yara aldığını ifade etti. Yüzde 21 oranında düşüş var
Irak’ta meydana gelen olayların ihracatı derinden etkilediğini ifade eden Taha, Iraklı vatandaşların ne olacağını bilemedikleri için ticareti, alışverişi bir kenara bıraktıklarını belirterek yaşanan kaybın şu an yüzde 21 olduğunu söyledi. Taha konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu anda resmi rakam-
lara göre yüzde 21 oranında bir düşüş var. Ama düşüş artacaktır. Irak, iğneden ipliğe kadar Türkiye’den ithalatını yapıyor. Türkiye’nin imalatının ihracatının ana ekseni Irak’tır. Demir-çeliğimizin şu anda yüzde 75 ihracatı Irak’adır. Çimento ve temel gıda ürünleri, buna bağlı ilaç sektörü, konfeksiyon, tekstil, hazır giyim, terlik, ayakkabı, çanta ve züccaciye aynı şekilde… Onun için kısa süre içerisinde Irak piyasasında gittikçe ürün tükeniyor. O piyasa bu ürünlere muhtaç. Bizim ihracatımız mutlaka bir şekilde illaki o bölgelere başlayacaktır. Şu anda kuzey bölge güvenlidir, bir sıkıntı yoktur. Fakat bir gerçek daha var Musul IŞİD’in elinde olmasına rağmen biz oraya ihracatını yaptığımız ürünleri Iraklı TIR’lar ile günlük olarak Musul’a sevkiyatımızı yapmaktayız. Bir problem yaşanmıyor. Ama piyasa durgun haldedir. Alış verişin oranı düştü. Yani Iraklılar zaruri ürünler dışında mal almak istemiyor. Çünkü yarından korkuyor. Daha iyi ya da daha kötü olacağını bilmediği için tedirgin. Bu yüzden fazla mal almak istemiyor” dedi. Şu anda ticaretin ve müteahhitlik sektörlerinin ciddi zararlar gördüğünü ifade eden Taha, Türkiye’nin büyük ve güçlü bir devlet olduğunu ve bu durumu en kısa sürede atlatacağını ifade etti.
Temmuz 2014
28
TİCARİ ARAÇ
Ford Otosan İnönü Motor Test Merkezi’ni Eskişehir’de hizmete açtı Ford Otosan, Gölcük’ün ardından, ikinci Motor Test Merkezi’ni Eskişehir İnönü Fabrikası’nda açtı. 3 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilen ve ileri teknolojileriyle dünyadaki benzerlerine öncülük edecek olan merkez, Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine sahip. Türkiye otomotiv sektörünün ArGe’ye en büyük yatırım yapan şirketi Ford Otosan, 3 milyon Euro’luk yeni bir yatırımla, 4 ay gibi kısa sürede tamamladığı Ford Otosan İnönü Motor Test Merkezi’ni hizmete açtı. Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine sahip olan merkezde, 5 farklı yatakta Euro 6 normlarını karşılayan Ecotorq motorların geliştirme ve dayanım testleri yapılacak. Tesis, global Ford’a da hizmet verecek. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, 12 yıldır lideri oldukları otomotiv sektörüne yeni bir yatırımla yön vermekten mutluluk duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Temellerini 1961 yılında attığımız Ar-Ge faaliyetlerimiz ile bugün, bir marka haline gelmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Bundan 54 yıl önce 10 mühendisle başlayan ArGe yolculuğumuza, bugün 1.300 ArGe mühendisimizle devam ediyoruz. Geldiğimiz noktada, Türkiye otomotiv sektörünün en büyük teknoloji ve Ar-Ge üssüne sahibiz. 436 patent başvurusuyla, Türkiye’nin Ar-Ge devleri arasında yer alıyoruz ve bu sayede sektör liderliğimizi sürdürüyoruz. İstihdam, patent başvurularımız ve projelerimizle Türkiye’nin otomotiv sektöründeki en büyük Ar-Ge teşkilatı olmakla birlikte otomobil, orta ve hafif ticari, ağır ticari ve dizel motorların mühendislik merkezi olarak Ford’un da dünyadaki 3’üncü büyük Ar-Ge merkezi olarak çalışıyoruz.” Haydar Yenigün: Ülkemize dünya çapında öncü bir tesis kazandırdık
Bugüne kadar 15 adet motor, bunların farklı versiyonları ile 100’ün üzerinde proje geliştirdiklerini ve 550 binden fazla motor ürettiklerini de sözlerine ekleyen Yenigün, açıklamasına şöyle devam etti: “Yurtdışın-
Temmuz 2014
da bu tarz mühendislik hizmeti veren firmalar olmasına karşın, biz büyük bir sorumluluk aldık ve dünya çapında öncü özelliklere sahip bir tesisi ülkemize kazandırdık. Baştan sona, geçmişi başarılarla dolu Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanan merkezimizle, ülkemize katma değer sağlamış olduk. Sadece Ford Otosan için değil, Ford’un global projeleri için de çalışacak olan tesisimiz, sektörümüz ve ülkemiz için büyük önem taşıyor. Gölcük fabrikamızdaki Motor Test Merkezimiz; Au-
tomotive Testing Technology International dergisi tarafından 2013 yılının motor test merkezi seçildi. Bu ödül hem Ford’un dünya çapındaki tesisleri hem de Türkiye’deki tesisler için bir ilk olarak bizi gururlandırdı. Ford Otosan’ın Gebze’deki mühendislik merkezinde yaptığımız, motor ve aktarma organları ürün geliştirme çalışmalarındaki kalitemizi, bu yeni yatırımımız sayesinde arttırılmış test kapasitesi ve gelişkin teknolojilerimizle bir üst aşamaya taşıyacağız.”
İleri teknolojilere sahip bir merkez İnönü Test Merkezi, Türkiye’de 13 litre üzeri motor testleri yapabilen ilk tesis olma özelliğine sahip. Tüm soğutma kapasiteleri bu öngörüye göre yapılan merkezde, 5 farklı yatakta Euro 6 normlarını karşılayan Ecotorq motorların geliştirme ve dayanım testlerini yapılacak. Motor testlerinin yanında araç egzoz sistemi, ÜRE sistemi gibi testlerin de yapılabileceği tesis, farklı projeler için de kullanılabilecek. Eylül ayında kullanıma açılacak olan 5 numaralı odada CNG/LNG yakıtlı motorları test edilecek. Verimlilik ve sürdürebilirlik amacı ile kapalı tip soğutma kulesi kullanılan merkezde, araç seviyesinde aftertreatment sistemlerini test edebilecek kapasite de mevcut. İnsan sağlığına zararlı karbondioksitli yangın söndürme sistemleri yerine FM200 gazlı söndürme sistemlerinin kullanıldığı merkez, tek noktadan tüm test odaları ve bina otomasyonu kontrolünü sağlayan ileri teknolojilere sahip.
29
Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi Projesi’nde Türkiye, pilot ülke Ülkemizin “2023 Türkiye İhracat Stratejisinin Lojistik Hedefleri”, “2023 Ulaşım ve İletişim Stratejisi” hedefleri ve 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018) kapsamındaki lojistik hedefler çerçevesinde, Türkiye’nin dış ticaret lojistiğinin performansının ve rekabet gücünün artırılması için yapılan ve yapılması gereken çalışmalar tanımlandı, Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi kriteleri kabul edildi. Türkiye, dünya lojistiğinde önemli bir konumda bulunuyor. Endekse göre ilk yüzde 20 başarılı ülkeler arasında yer alıyor. Dünya Bankası organizasyonunda çeşitli kurum ve kuruluşların destekleriyle yürütülen kapsamlı bir ankete dayanan araştırma olan “Küresel Lojistik Performansı Endeksi” ilk olarak 2007; sırasıyla 2010, 2012 ve son olarak 2014 yılında yayınlandı. Tüm dünyanın iş ve lojistik çevrelerin yakından takip ettiği bu endeks, Dünya Bankası, lojistik hizmet sağlayıcıları ve akademisyenlerin ortak bir çalışmasının ürünü olup, endeksi belirleyen “anket çalışması” 160 ülkenin kıyaslanmasına imkân verirken ülkelerin sıkıntılı alanları ve fırsatları belirlemesine ve lojistik performanslarını artırmasına olanak sağlıyor. 2012 yılında yayınlanan endekste 3.51’lik genel lojistik puanı ile 27. sırada yer alan Türkiye, 2014 yılında ise 160 ülke arasında 3.50 genel lojistik puanı ile 30.sırada yer aldı.
Türkiye, dünya lojistiğinde önemli bir konumda
Ülkemizin “2023 Türkiye İhracat Stratejisinin Lojistik Hedefleri”, “2023 Ulaşım ve İletişim Stratejisi” hedefleri ve 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (20142018) kapsamındaki lojistik hedefler çerçevesinde, Türkiye’nin dış ticaret lojistiğinin performansının ve rekabet gücünün artırılması için yapılan ve yapılması gereken çalışmalar tanımlandı, Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi kriteleri kabul edildi. Türkiye, dünya lojistiğinde önemli bir konumda olup, endekse göre ilk yüzde 20 başarılı ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin jeo-politik açıdan önemli bir konumda bulunması, lojistiği, taşımacılığı çok yönlü ve farklı bölgelere olması nedeniyle, Dünya Bankası’nın Lojistik Performans Endeksi’nin daha da ileriye götürülmesi, endeksin öl-
çülebilirliğini artırılması teminen yeni bir çalışma başladı ve Türkiye pilot ülke seçildi. UND’nin işbirliği ile Türkiye’den gerekli görüşü, desteği ve fikirleri almak için Dünya Bankası Danışmanı Lauri Ojala, ITF’den Araştırmacı Dilay Çelebi üç günlük bir çalışma için ülkemize geldi. Yapılan çalışmanın ilk gününde Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ziyaret edildi, ikinci gününde TOBB ev sahipliğinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, TCDD, TOBB yetkilileri ile görüşüldü, üçüncü gününde ise Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde TİM Lojistik Konseyi’nde çalışmalar yapıldı. Ankara’da yapılan çalışma sonunda, Ankara Lojistik Üssü ziyaret edildi ve yürütülen faaliyetler hakkında bilgi alındı. Temmuz 2014
30
RÖPORTAJ
Şerafettin Aras: Alternatif merkezlere kanalize olup esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmeliyiz Hilaltrans Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, lojistik sektörünün hem etkileyen hem de etkilenen bir sektör olduğunu ifade ederek, “Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve güvenli olan yerdedir. Muhakkak ki sektördeki her kuruluşun ağırlık merkezli faaliyet alanları var. Önemli olan, alternatif merkezler oluşturup, ağırlıklı merkeze vurulabilecek bir sekteye karşı süratle alternatif merkezlere kanalize olabilecek esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmek” diyor. ticaretimize ve buna bağlı olarak uluslararası taşımacılığa etkisi oldukça sınırlı kalmış, işlerimize sekte vurucu boyutlara ulaşmamıştır. Yılsonuna doğru ve 2014 başlarında kurlarda meydana gelen yükselme, işimizin ithalat ayağını etkilemiş olup, bu durum yeni yılın ilk yarısı boyunca kendini hissettirmeye devam etmiştir. İçerisinde bulunduğumuz sezon itibarı ile genel bir durgunluğun bizi beklediğini bilsek de sezon ertesi start alacak hareketliliğin yıl sonuna kadar hız kesmeden süreceğini umuyoruz. Tabii ki uluslararası ölçekte tatsız gelişmeler yaşanmaması kaydı ile… Hilaltrans olarak 2013 yılı hedeflerini tutturduklarını ifade eden Hilaltrans Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerafettin Aras, 2014’te hedeflerinden bir sapma olmadığını söylüyor. 10 Ocak 2013 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü/ Gönderici’ statüsüne hak kazanma yolunda belgelerini verdiklerini belirten Aras ile hem Hilaltrans özelinde hem de lojistik genelinde söyleştik. Hilaltrans olarak 2013 yılını nasıl geçirdiniz? 2014 yılının ilk yarıyıl değerlendirmesini 2013 yılına kıyasla anlatır mısınız? 2013 yılında hedeflerimizi tutturabildiğimizi söyleyebiliriz. Malum olduğu üzere ülkemizin siyasi ortamında ivme kazanan bazı gelişmelerin ekonomimize, dolayısı ile dış
Temmuz 2014
Öncelikli hedefimiz ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü/Gönderici’ statüsüne hak kazanmak
2014 yılı yılsonu hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Mevcudun iyileştirilmesi ve yeni yatırımlar için planladığımız takvimde bir sapma öngörmüyoruz. Bunların yanında öncelikli hedefimiz, 10 Ocak 2013 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren Yetkilendirilmiş Yükümlü/Gönderici statüsüne hak kazanmaktır. Bu konudaki çalışmalarımızı tamamlayarak müracaatımızı sunduk. Yerinde gümrükleme yöntemi, kapsamının dar tutulması nedeni ile eleştiriliyor ve rağbet görmüyor. Oysaki bakanlığımız kapsamın rağbet doğrultusunda genişletileceği işaretini veriyor. İşlemleri ve denetimleri en kısa zamanda sonuçlandırarak bu ayrı-
calıklı statünün öncüleri arasına girmeyi hedefliyoruz. Her adımda uygun pozisyonu almak
Türkiye’de şu sıralar en çok 2023 hedefleri konuşuluyor. Hilaltrans olarak sizin 2023 hedefleriniz nelerdir? Gerçekçi olmak gerekirse, eski zamanlara nazaran daha uzun soluklu planlar yapabilmekle beraber, günümüz koşullarında ve sektörümüzün konuları kapsamında 10 sene sonrası için hedef koymaktan çok temennide bulunmak, hali hazırda daha uygun bir yaklaşım olur. Devletimizin deklare ettiği hedefleri tabii ki önemsiyor ve ilgiyle takip ediyoruz. Dileğimiz, bunların adım adım hayata geçirilmeleri ve bizlerin de her adımda uygun pozisyonu alarak, Cumhuriyetimizin 100. yılına devletimizle birlikte dünyanın en güçlü ekonomilerinden birinin lojistik sektörü olarak ulaşmamızdır. Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı!
Türkiye, çok önemli bir bölgede yer alıyor. Bölgede lider olmanın yolu da üretim, ihracat ve lojistikten geçiyor. İçinde bulunduğumuz bölgede savaş, iç kargaşa eksik olmuyor. Son olarak Suriye ve Irak’ta yaşananlar ortada. Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarları Türkiye için son derece önemli. Ama bu pazarlarda cid-
31
di bir kaos var. Bu durumda lojistikçilerimiz ne yapmalı, nasıl bir strateji izlemeli? Lojistikçiler olarak global ölçekte vuku bulan siyasi gelişmelere paralel cereyan eden ekonomik hadiselere müdahil olmamız ve bu hadiselere yön vermemiz elbette mümkün değil. Bizlere ancak izlemek, akılcı öngörü ve çıkarımlarda bulunmak, bunların doğrultusunda stratejiler geliştirmek düşer. Lojistikçinin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve güvenli olan yerdedir. Muhakkak ki sektördeki her kuruluşun ağırlık merkezli faaliyet alanları var. Önemli olan, alternatif merkezler oluşturup, ağırlıklı merkeze vurulabilecek bir sekteye karşı süratle alternatif merkezlere kanalize olabilecek esnek ve hareketli yapıyı oluşturabilmek. Muhataplarımız UND’yi dinliyor artık
Türkiye, uluslararası nakliye sektöründe kotalar, engellemeler, vizeler, haksız bekletmeler vs. birçok sorun ile uğraşmak durumunda kalıyor. UND, bu konularda oldukça aktif çalışıyor. UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak gelinen son noktayı ve UND’nin çalışmalarını değerlendirir misiniz? Memnuniyetle ifade edebilirim ki, derneğimiz STK olarak üzerine düşeni fazlası ile yerine getirmektedir. Son dönemde özellikle kotalar ve buna bağlı olarak transit serbestisi konularında gayet atak bir
tempoda çalışmalarımız sürmekte olup, bu çalışmaların meyveleri toplanmaya başlanmıştır. Uluslararası platformda sesimizi hiç olmadığı kadar yükseltmiş ve neticesinde muhataplarımızı bizleri dinlemeye mecbur bırakmış bulunuyoruz. Dünya Bankası’nın hazırlamış olduğu ve 8 Nisan 2014 tarihinde açıklanan “AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirmesi Raporu” ortadadır. Sadece bu bile bir çıkış noktası ve saygın bir referans olarak her platformda elimizi güçlendirmiştir. Israrla takipçisi olduğumuz konuların başında 2013 Aralık ayında Bali’de aralarında AB ülkelerinin de bulunduğu 159 DTÖ üyesi tarafından paraf edilen “Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması”nın 11. maddesine konu olan “Transit Serbestisi” bulunmaktadır. AB üyesi ülkeler üzerinden yapılan transit taşımalarda Türk araçlarına yönelik olumsuz ayrımcı uygulamaları çürütme çabalarımıza temel teşkil eden bu maddeyi, kazanımlarımızı elde edinceye kadar sürekli gündemde tutmamız gerekiyor. Ana tezimiz; “İkili taşımalar, ilgili ülkeler arasında geçerli olan anlaşmaların özel hükümleri ile düzenlenebilir. Ancak transit, evrensel bir hak ve coğrafi sorumluluktur. Bu hak, ikili anlaşmaların kapsamı dışında ve üzerinde değerlendirilmelidir.” Biz, coğrafi konumumuz itibarı ile transit konumunda çok önemli bir ülke olarak Bali vizyonunu desteklemek amacı ile topraklarımız üzerinden gerçekleştirilen transit taşımaları
tamamen libere etme değerlendirmelerine başlamış bir ülkeyiz. Tabii ki karşımızdaki güçlü blok birkaç toplantı ve müzakereden sonra pes edip kapılarını bizlere ardına kadar açacak değildir. Fakat bir başlangıç yapılmıştır ve maksimum kazanım için tüm imkanlarımızı seferber ederek canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Lojistik sektöründe acilen çözülmesi gereken konu ya da konuları listelemenizi istesem listenin ilk 5 sorununu sizin pencerenizden hangileri oluşturur? Transit serbestisi ve kotalar, vizeler, iç mevzuat, tam uyumlu NCTS, istihdam kalitesi. Son günlerde uğraştığımız güncel problemlerden biri de özellikle yabancı plakalı araçlara yönelik taşıma izin belgelerinin kontrolünün iç gümrüklerde yapılmaya başlanması ile ilgili ortaya çıkan uygulama aksaklıkları oldu. Aslında usulsüz taşımalarının daha ilk etapta tespit ve bertaraf edilmesini amaçlayan bu uygulama, U-Net entegrasyonundaki bazı uyumsuzluklar sebebi ile ihracat çıkış işlemlerini başlangıçta büyük ölçüde aksatmıştır. Saptanan aksaklıklar tespit edilerek derneğimiz UND tarafından ilgili makamlara sunulmuş ve sırasıyla üretilen çözümlerle sistem yeni uygulamaya adapte olmuştur. Sorunun süratle giderilmesi konusunda yardımlarını esirgemeyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret bakanlığı yetkililerine buradan teşekkürlerimizi sunarız.
Temmuz 2014
32
AKTÜEL
Haziran ayı ihracatı yüzde 6.6 artışla 12 milyar 544 milyon dolar oldu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Haziran ayı ihracat rakamlarını Kırıkkale’de açıkladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Haziran ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artışla 12 milyar 544 milyon dolar oldu. Yılın ilk 6 aylık toplam ihracatı, yüzde 7,3 artışla 79 milyar 935 milyon dolar olarak gerçekleşti. Birlik kaydından muaf ihraç kalemleri hariç net mal ihracatının ilk 6 aydaki kümüle artış performansı ise yüzde 6,7 oldu. TİM Başkanı Büyükekşi, güncel ekonomik ve politik konular hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, tüm adaylara başarılar dileyen Büyükekşi, seçim sürecinin ülkemizin demokrasisini derinleştirmesini, toplumsal uzlaşı ve mutabakat zeminini öne çıkarmasını diledi. İlk defa doğrudan seçeceğimiz Cumhurbaşkanımızın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Kırıkkale’nin silah Temmuz 2014
ve savunma merkezi olduğunu hatırlatarak, yatırım teşvik sisteminde 4. bölgede bulunan Kırıkkale’ye iş adamlarını yatırım yapmaya davet etti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Merkez Bankası’nın piyasa dinamiklerinin gerisinde kalmadan kademeli faiz indirimlerine proaktif bir şekilde devam etmesini istiyoruz. Yüksek faiz firmaların yatırım iştahını negatif etkiliyor” dedi. Büyükekşi, “IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi yüzünden Irak’a ihracatımızda sıkıntılar yaşanmaya başladı. Haziran ayında ihracatımız yüzde 21 gerilerken, Haziran ayı bazında Irak en fazla ihracat yaptığımız 3. ülke konumuna düştü. Şu aşamada sadece alternatif Kerkük
yolu üzerinden sınırlı miktarda ticaret yapılabiliyor” diye konuştu. AB ekonomilerindeki toparlanma ve canlanan talep rüzgârını değerlendirmeliyiz
FED’in politika faizlerinin uzun vadede geleceği seviyeyi aşağı yönlü olarak revize ettiğini hatırlatan Büyükekşi, “ABD’nin büyüme beklentisi de yüzde 2.9’dan yüzde 2.12.3 aralığına getirildi. Fed ayrıca, aylık tahvil alım hacmini 10 milyar dolar daha azaltarak 45 milyar dolardan 35 milyar dolara düşürdü” diye konuştu. Büyükekşi, Avrupa Merkez Bankası’ndan gelen ek parasal genişlemeyle birlikte AB’nin büyümesi ve artan iç ta-
33 leple, ithalatının artış trendine girmesini beklediklerini söyledi. İlk çeyrekte büyümenin kalitesi bizleri memnun etti
2014’ün ilk çeyreğinde Türkiye’nin tüm uluslararası tahminleri aşarak, yüzde 4,3 büyüdüğüne dikkat çeken Büyükekşi, “ Türkiye bu büyüme temposuyla gelişen ülkeler arasında 4. sırada yer aldı. Türkiye aynı zamanda yılın ilk 4 ayındaki ihracat artış performansları karşılaştırıldığında Çek Cumhuriyeti ve Polonya’nın ardından Avrupa’da 3.sırada yer aldı. İhracata dayalı büyüme bizi yukarılara taşıdı” diye konuştu. Büyükekşi, dış ticaret açığının yüzde 25 gerilemesinin makroekonomik politikaların ne kadar isabetli olduğunu gösterdiğini ifade etti.
ret yapılabiliyor. Irak, yıllık 12 milyar dolar ihracat ile Almanya’nın ardından ikinci büyük ihraç pazarımız. 2014’ün ilk 5 ayında Irak’a ihracatımız yüzde 11 artışla 5 milyar 40 milyon dolara yükseldi. Ancak Haziran ayında aylık ihracat yüzde 21 geriledi. Suriye’de de benzer şekilde krizle beraber ilk dönemde ihracatımız ciddi şekilde düştü, ancak doğal
olarak gerçekleşen talep ve ihtiyaçları karşılamak üzere ihracatımız tekrar artarak rekorlar kırıyor. Irak’ta oluşan kaybımızı yeni hedef pazarlardaki performansımızla telafi edeceğiz, Nasıl ki 2009’da Avrupa pazarındaki krizi Orta Doğu pazarıyla aştıysak, Şu anda Orta Doğu’da yaşanan duraklamayı da canlanan AB pazarı ile telafi edeceğiz.”
Faiz indirimleri pro-aktif şekilde devam etmeli
Büyükekşi, MB’nin geçen hafta gerçekleştirdiği faiz indirimini “kısıtlı” olarak tanımladı. “Geçen hafta Merkez Bankası, borç verme faizini 0,75 puan daha indirerek yüzde 8,75 seviyesine çekti. Biz Merkez Bankası’nın piyasa dinamiklerinin gerisinde kalınmadan kademeli faiz indirimlerinin pro-aktif bir şekilde devam etmesini istiyoruz. Yüksek faiz oranı bilhassa tüm sektörlerdeki firmaların yatırım iştahını negatif etkiliyor. Faiz düşüşünün devamıyla rekabetçi kur seviyelerinin korunması gerektiğine inanıyoruz” dedi. Büyükekşi, “AB-28 ülkelerinin ilk 4 aylık ithalatı yüzde 2 geriledi, 13 milyar Euro daraldı. Biz aynı dönemde AB’ye ihracatımızı yüzde 14 artırdık. Talebin daraldığı bir pazara daha fazla hacimde ihracat yapmak, belirgin bir fiyat baskısı yaratıyor. Bu da kurların belli bir seviyede tutunmasını gerektirir” dedi. Irak en fazla ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında ikincilikten üçüncülüğe geriledi
Irak’ta yaşanan son gelişmelere değinen Büyükekşi şöyle konuştu: “Irak’ta yaşanan son gelişmeler bizleri endişeye sevk ediyor. IŞİD’in 80 vatandaşımızı kaçırması bizleri hayli üzdü. Diğer taraftan IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi yüzünden Irak’a ihracatımızda sıkıntılar yaşanmaya başladı. Sadece alternatif Kerkük yolu üzerinden çok sınırlı miktarda tica-
İhracat rakamları Tim Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından açıklanan Haziran ayı rakamlarından bazı başlıklar ise şöyle: Haziran ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artışla 12 milyar 544 milyon dolar oldu. Irak’a olan ihracatın olağan seyrinde devam etmemesinin ihracat artışına 2,5 puan negatif etkisi oldu. İlk 6 ayda ihracat yüzde 7,3 artışla 79 milyar 935 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 2,6 artışla 156 milyar 594 milyon dolara yükseldi. Haziran ayında en fazla ihracatı, 2 milyar 31 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 1 milyar 601 milyon dolar ihracat ile ikinci sırada, kimyevi maddeler sektörü ise 1 milyar dolar 524 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. Haziran ayında en fazla ihracat artışını yüzde 31 ile fındık ve mamulleri sektörü yakaladı. Bu sektörü yüzde 21 ile tütün ve yüzde 15 ile kimyevi maddeler sektörleri izledi. Haziran ayında en fazla ihracat yapılan 5 ülke sırasıyla Almanya, İngiltere, Irak, Fransa ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 10, İngiltere’ye ihracat yüzde 22, Fransa’ya ihracat yüzde 12 İtalya’ya ihracat yüzde 18 arttı. Irak’a ihracat ise yüzde 21 geriledi. En fazla ihracat yapılan 10 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 40 ile İran’a gerçekleştirdik. Haziran ayında ihracat artışında öne çıkan ülkeler şöyle oldu. Haziran’da Umman’a ihracat yüzde 181, Katar’a yüzde 154, Hırvatistan’a yüzde 108, Suriye’ye yüzde 94, Güney Kore’ye yüzde 64 arttı. Haziran ayında AB’ye ihracat yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat artışı yakalandı. En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında ihracatını en fazla artıran il yüzde 13 artışla İzmir oldu. İzmir’i yüzde 12 artışla Denizli ve Kayseri, yüzde 8 ile İstanbul, Manisa ve Sakarya, yüzde 6 ile Kocaeli, yüzde 5 ile Bursa, yüzde 1 ile Gaziantep takip etti. Ankara’nın ihracatı ise yüzde 3 geriledi. Kırıkkale’nin Haziran ayı ihracatı yüzde 80 artarak 917 bin dolara, ilk 6 aylık ihracatı ise yüzde 82 artarak 4 milyon dolara yükseldi.
Temmuz 2014
34
AKTÜEL
İhracatın Finansmanı İstanbul’da masaya yatırıldı Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçıların “en büyük problem” olarak tanımladıkları, ihracatın finansmanı sorununu düzenlediği panelle tartıştı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye hedefleri için yeni bir hikaye yazmalı. İhracatın finansmanı bu yeni hikaye için oldukça önemli” diye konuştu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “ Rekorlar kırıyoruz ancak ihracatçılarımız dış ticaretin finansmanı konusunda sıkıntı yaşıyor. Bu konuda Merkez Bankası’ndan ihracatçı dostu politikalar bekliyoruz” dedi. Uluslararası Bankacı Walter Buddy Baker, ABD’ye ihracat yapacak Türk şirketleri uyararak, “ABD’li alıcılar, bilanço ve stoklarını düşünerek ihracatçılardan daha uzun vade istiyor. Finansmanı bankalardan değil, tedarikçilerden sağlıyor” dedi. Türkiye’nin 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefinin mimarı olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), hedefe giden yolda, ihracatçıların sorunları için de çözüm yolları geliştiriyor. Bu bağlamda, yapılan eğilim anketlerinde en büyük sorunlardan biri olarak ortaya çıkan ihracatın uygun koşullarda finansmanı konusuyla ilgili bir panel düzenlendi. Merkez Bankası’na çağrı
Panel öncesi bir açılış konuşması yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, finansman konusunun ihracatçılar için tam bir darboğaz teşkil ettiğini söyledi. Büyükekşi, ihracatçıTemmuz 2014
lar, bankacılar, sigortacılar ve Eximbank yetkililerinin düzenlenen panel ile konunun çözüm yollarını tartıştığını vurgulayarak “ Rekorlar kırıyoruz ancak ihracatçılarımız dış ticaretin finansmanı konusunda sıkıntı yaşıyor. İhracatta yaşanan olumlu tempo, ihracatçılarımızın yaşadığı sorunların üstünü örtmemeli. Bu konuda Merkez Bankası’ndan ihracatçı dostu politikalar bekliyoruz” diye konuştu. Finansmanın maliyetinin düşürülmesi noktasında MB’den aktif olmasını isteyen Büyükekşi, şöyle devam etti: “Son dönemde MB’nin sadece faiz kararları ile gündeme geldiğini görüyoruz. Biz bu noktada ih-
racatçıyı destekleyen ve yatırımı cazip kılan faiz seviyesi talebimizi yineliyoruz. Çünkü yüksek faizler yüksek enflasyona neden oluyor. Yüksek enflasyon da ihracatçılarımızın TL bazlı maliyetlerini artırıyor. Yüksek faizler yatırım fizibilitelerine girdi teşkil ediyor, karlılık ve getiri beklentilerini, değerlemeleri negatif etkiliyor” Eximbank 2013 yılında Türkiye ihracatının yüzde 19’unu finanse etti
Büyükekşi, Eximbank’ın ihracatın finansmanı konusunda verdiği desteklere de değindi. “2013 yılın-
35
da Türk Eximbank nakdi kredi ve sigorta imkanı ile ihracata 28 milyar dolar destek sağladı. Böylece Türk Eximbank, 2013 yılında Türkiye ihracatının yüzde 19’unu finanse etti” diye konuşan Büyükekşi, 2014 yılında Türk Eximbank’ın yüzde 20 artışla ihracata 33,8 milyar dolar toplam destek sağlamayı hedeflediğini ifade etti. “Türkiye yeni bir hikaye yazmalı”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise konuşmasında, ihracatın finansmanı kavramının aslında dolaylı yoldan ekonomi, sanayi, kalkınma ve bü-
yüme gibi kavramları da etkilediğini söyledi. “2023 hedeflerine eldeki malzeme ile ulaşmamız çok zor. Bu noktada Türkiye yeni bir hikaye yazmalı ve edilgen ekonomiden, etken ekonomiye geçmeli” diye konuşan Zeybekci, Türkiye’nin sanayici ve ihracatçısı için dünyada kullanılan tüm enstrümanları kullanmasını, hatta kendi şartları ve yapısına göre yeni enstrümanları hayata geçirmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Finansman olanaklarınız için bankalarla biraraya gelin
Panel öncesinde konuşan, Fifth Third Bank Başkan Yardımcısı Ulus-
lararası Ticaret Finansmanı Uzmanı ICFT Yönetim Kurulu ÜyesiWalter “Buddy” Baker, katılımcılarla deneyimlerini paylaştı. Baker, Türk ihracatçılarına satışlarını yapılandırmadan önce bankalarıyla biraraya gelmelerini önerdi. Bankaların, pazarlık yapılabilecek finansman olanaklarında daha ayrıntılı bilgiye sahip olduklarının altını çizen Baker, “İhracatçılar, şirket hedeflerine ve nakit akışlarına uygun olmak şartıyla bankalarla görüşme yapmalı. Bu şekilde banka garantisiyle işlem yapmak, tedarik finansmanı ya da alacakların sigortalanması mümkün” dedi. Özellikle ABD’ye ihracat yapmak isteyen şirketlere önerilerde de bulunan Baker, şunları söyledi: “Özellikle ABD ve Batı Avrupa’da tedarik finansmanı büyük trend. ABD’ye satış yaparken şaşırmayın. ABD’li alıcılar, bilanço ve stoklarını düşünerek ihracatçılardan daha uzun vade istiyor. Finansmanı bankalardan değil, tedarikçilerden sağlıyor.” En iyi finansman örnekleri ve trendler tartışıldı
Açılış konuşmalarının ardından, Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin moderatörlüğünde, “İhracatın Finansmanı En İyi Örnekler ve Trendler” konulu panele geçildi. TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Levent Çakıroğlu, COFACE Türkiye Genel Müdürü Belkıs Alpergun veTürk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Necati Yeniaras’ın konuşmacı olduğu panelde, hem bankacı hem de ihracatçı tarafları, finansmanın yöntemleri ve örneklerini katılımcılarla paylaştı.
Temmuz 2014
36
“Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız”
Roma ordularına ‘kök söktüren’, ‘stratejinin babası’ unvanlı Kartacalıların ünlü komutanı Hannibal, Pirene Dağları’nı Keltiber kabileleri ile dövüşe dövüşe geçiyor ve onları karşılamak üzere gelen Roma ordusundan önce Rhône Vadisi’ne varıyor. Bölgedeki Romalılar ve müttefiklerini atlatmak için “Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız” diyen Hannibal, vadinin yukarısından bir yay çizip Alp Dağları’nı geçiyor. Bu geçişte Montegnevre Geçidi ya da Küçük St. Bernard geçitlerin kullandığı tahmin ediliyor. Büyük bir ordu ve filler ile antik çağ koşularında yapılan bu yolculuk, çok büyük bir başarı olarak tarihe damgasını vuruyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, engellemeler ve daha birçok sorunla karşı karşıya olan Türkiye lojistik sektörüne, komşu ülkelerimizde yaşanan iç kargaşalar ve karışıklıklar da eklenince sorunlar ‘işin içinden çıkılmaz bir hal’ almaya başlıyor. Sorun yumağı haline gelen bir dönemde UND, tarihe mal olmuş ünlü Kartaca Komutanı Hannibal gibi; “Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız” diyor. Sınır kapılarında yaşanan gerginlikler ve keyfiliklere ve komşu ülkelerdeki karışıklıklara UND, Ro-Ro ile ‘yeni bir yol yaparak’ cevap veriyor. UND’nin Ro-Ro’yu satın alma projesi yapılan bir toplantı ile sektöre ve kamuoyuna duyuruldu. Sektörün Ro-Ro hakkındaki düşüncelerini UND’nin Sesi olarak derledik… Temmuz 2014
37
Asya-Avrupa ve Afrika’nın kesişim alanlarında bulunan Türkiye, jeostratejik konumu ile çok kritik bir yerde bulunuyor. Türkiye’nin bu konumu, Türkiye’yi çok daha ‘özel’ kılıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de denizyolu taşımacılığı lojistik sektörünün ‘olmazsa olmaz’ları arasında geliyor. Karayolu taşımada dünyaya bir model olma yolunda ilerleyen Türkiye, hava, demir ve deniz yollarını da kullanarak lojistik süreçleri tüm modlara yayan ender ülkelerden biri konumunda. Ülkemizin genç nüfusu, eğitimli beyin takımı ile birleşince ‘taşımacılığın yerini lojistik’ alıyor. Lojistikte gelinen bu noktalarda birtakım sıkıntılar da yok değil. Özellikle karayolu taşımada ‘yolların güvenli’ olması şart. Son dönemlerde ‘Arap Baharı’ ile başlayan ve Ortadoğu’yu etkisi altına alan rüzgar Türkiye lojistikçisini derinden etkilemiş durumda. Arap Baharı ile birlikte eski diktatörlükler yıkılırken (Kaddafi, Mübarek vs.) bu yönetimlerin yerinin hala doldurulamaması ve bu bölgelerde güvenlik ve geçiş açısından bir ‘kaos’ yaşanması Türk nakliyecisini olumsuz etkileyen unsurların başında geliyor. Türkiye’nin en önemli ihracat ülkelerinden biri olan Irak da aynı konudan mustarip. Irak’ta son dönemlerde IŞİD terör örgütünün meydana getirdiği kaos, şoförlerin ve konsolosluğumuzdaki yetkililerin kaçırılmasına kadar uzandı. Karayolundaki bu güvensizlik ve belirsizlikler Türk nakliye sektörünün başat sorunlarından biri halinde… Bakanlık; Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı olarak yeniden yapılandırıldı
Akdeniz, Ege ve Karadeniz ile üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de son dönemlere kadar ‘Denizcilik Ba-
kanlığı’ bulunmuyordu. Denizlerin, deniz taşımacılığının önemini ‘devlet politikası’ olarak kavrayan Türkiye’de Ulaştırma Bakanlığı, Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik Bakanlığı olarak yeniden yapılandırıldı. 2023 hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık ihracatı gözüne kestiren Türkiye’de deniz taşımacılığı lojistik sektörüne can suyu sunuyor. Türkiye lojistik sektörünün sorunlarını derinlemesine inceleyen, çözümler sunan, araştırmalarla sektöre ve sektörün eğitimine katkıda bulunan ve sektörün ‘beyin takımı’ olarak nitelenen Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), ‘ortak girişim’ modeli oluşturarak Ro-Ro işine tekrar gireceğini temmuz ayında yapılan bir toplantı ile açıkladı. İlk etapta şu anda satışta olan UN Ro-Ro’ya teklif verecek olan girişim, Ro-Ro işinde oldukça kararlı. Akdeniz’de Ro-Ro liderliğini yeniden ele geçirmeyi hedefleyen UND’nin yeni oluşumunda bir firmanın alacağı en büyük hisse oranı 4,5’u geçmeyecek. 5 yıl içinde de hisselerin yüzde 50’si halka açılacak. Nuhoğlu: Sürdürülebilirlik için Ro-Ro şart
Sektörün sorunlarına çözüm sunan UND, temmuz ayı içerisinde gerçekleştirdiği bir toplantıyla Ro-Ro için kararlı olduğunu açıkladı. Toplantıya UND Yönetim Kurulu üyeleri, Ekol Lojistik Ortak Girişimi de katıldı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu yaptığı açıklamada, Avrupa yönlü taşımalardaki sıkıntıları anlatarak Ro-Ro’nun sürdürülebilirlik için şart olduğunun altını çizdi. İlk etapta UN Ro-Ro’yu satın almak için ihaleye gireceklerini, bu iş olmazsa ya başka Ro-Ro firmasını alacaklarını ya da kendi firmalarını kuracaklarını ifade etti. Yeni ortak girişimin önemli hedefler koyduğunun üzerinde duran Başkan Nuhoğlu, sürdürülebilirlik, şeffaflık, herkese eşit mesafede olma, rekabetçi-
lik, hesap verebilirlik gibi özellikleriyle yeni oluşumun batıya taşıma yapan tüm uluslararası taşımacılara açık olduğunu aktardı. Bu proje bizim yaşam mücadelemizdir
2007 yılında ABD’li fon şirketi KKR’ye satılan UN Ro-Ro şirketinin hisselerinin satılacağının duyurulması üzerine, daha önce satılmış olan hisselerini geri almak üzere harekete geçen UND Yönetimi, üyeleriyle temel ilkeler üzerinde uzlaştığı yeni bir ortaklık ile teklif sunmaya karar verdi. 1994 yılında, Yugoslavya’daki savaş nedeniyle Avrupa’ya karayolu taşımalarının tıkanması sonucunda UND liderliğinde ve UND üyeleri tarafından yeni bir iş modeli üzerinde kurulan Ro-Ro hattı, yıllar içinde verimli bir işletmeye dönüştü. 1994’te başarıyla hayata geçirilen ve yıllar içinde sürdürülebilirliğini kanıtlayan UN Ro-Ro şirketine yeniden talip olduklarını belirten UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, böyle bir oluşumun temel nedenini öncelikle ülke performansına katkı sağlayacak yapıların oluşturulması, daha sonra sektör firmalarının başarılı olabilecekleri altyapıların hazırlanması” olarak açıkladı. Ortak girişim adına UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Satın alma kararımız; Türkiye ve AB arasında yapılan ticaretin gelişmesi ve taşımacılarımızın rekabet gücünün artması için çok önemlidir. Türkiye 2008-2013 yıllarında yapılan taşımalarda pazar payı kaybetti. 2008 yılında toplam 400 bin taşıma varken, 2013 yılında bu sayı 500 bine çıktı. 2008 yılında 400 bin taşımanın 335 bini Türk taşımacılar tarafından yapılırken sadece 65 binini yabancılar taşıyordu. 2013 yılında 500 bine çıkan Türkiye’nin Avrupa’ya yapılan taşımalarında Türk taşımacıların payı 335 binden 310 bine düştü. 65 bin taşıyan yabancıların ülkemizden batıya gerçekleştirdikleri sefer sayısı ise son 10 yılda yüzde 300 artarak 190 bine çık-
UND ‘ortak girişim modeli’ oluşturarak Ro-Ro işini tekrar girecek
UND ortak girişim modeli oluşturarak Ro-Ro işine tekrar gireceğini temmuz ayında yapılan bir toplantı ile açıkladı. İlk etapta şu anda satışta olan UN Ro-Ro’ya teklif verecek olan girişim, Ro-Ro işinde oldukça kararlı. Akdeniz’de Ro-Ro liderliğini yeniden ele geçirmeyi hedefleyen UND’nin yeni oluşumunda bir firmanın alacağı en büyük hisse oranı 4,5’u geçmeyecek. 5 yıl içinde de hisselerin yüzde 50’si halka açılacak.
Temmuz 2014
38
DOSYA tı. 2004 yılında batıya yapılan taşımaların merkezi olan İstanbul’da 443 firmamız varken bu firmaların sayısı 400 binin altına düştü. Son 10 yılda ihracatımız 3 kat artmasına rağmen firma ve sefer sayılarımız ise düşüş gösterdi. UN Ro-Ro ise bu dönemde büyüme taleplerimizi yerine getirmedi. Dolayısıyla bu proje bizim yaşam mücadelemizdir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için de bu kararı aldık” diyerek hedefe odaklandıklarını ifade etti. Akdeniz çanağında, Doğu Afrika’ya kadar uzanabilecek yeni ulaştırma koridorlarının oluşturulması hedefiyle yola çıktıklarını aktaran Nuhoğlu, tüm UND Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yanı sıra mevcut Ro-Ro hatlarını en fazla kullanan ve büyük nakliyecilerle yaptıkları istişareler sonucunda yeni yatırım ortaklığı için temel ilkeler üzerinde uzlaşıldığını da söyledi.
Ahmet Musul:
“Ayrıcalık yok, herkesle aynı hakkımız olacak” UND’nin temmuz ayında gerçekleştirdiği toplantıda Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, tüm güçleriyle, hacimleriyle ve deneyimleriyle bu girişime destek vereceklerini belirterek, firma olarak kendilerinin ortak girişim içinde yer aldıklarını, ancak diğer firmalardan farklı bir haklarının olmayacağının altını özellikle çizdi. Musul, bir firmanın en fazla yüzde 4,5 hisseye sahip olabileceğini hatırlatarak yeni oluşumun sınırlarını ortaya koydu.
Karakuş Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Bahaddin Karakuş:
Ro-Ro hatlarına yapılacak yatırım Türk lojistik sektörünün rekabet gücünü artıracak bir altyapı yatırımıdır
Türk taşımacıların sürdürebilir bir rekabetçi yapıya kavuşması için Avrupa’ya yaptığı taşımalarda kullandığı güzergahların ekonomik güvenli ve işler durumda olması lazım. Bildiğiniz üzere kara güzergahları sektörde rakibimiz olan komşu ülkelerin sürekli, direkt ya da dolaylı yollardan engellemeleri ile karşı karşıya kalmaktadır. AB ile süregelen ticari ilişkilerimizde bir taşımaya, vize, geçiş belgesi kotaları, geçiş ücretleri, tren zorunluluğu gibi maliyet artırıcı olumsuz engellerle 4-0 geriden başlıyoruz. Sınır kapılarındaki inanılmaz bekleme sürelerini koyduğunuzda sektörün günden güne kan Temmuz 2014
kaybetmesi sürpriz olamazdı olmadı da… Son 3 yıl içinde yüzde 25 büyüyen pazara rağmen Türk taşımacıların payı yüzde 8 küçülürken (335 binden 310 bin taşımaya düştü ), yabancıların payı da yüzde 292 artmıştır. ( 65 binden 190 bine çıkmıştır. ) Bu, çok önemli bir göstergedir. Böyle bir tabloda ihracatın atar damarları olan güzergahlarda iyileştirme yapmanın yanısıra, alternatif taşıma modların ve güzergahlarında mutlak açılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Yani Ro-Ro hatlarına yapılacak yatırım aslında Türk lojistik sektörünün rekabet gücünü artıracak bir altyapı yatırımıdır. Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine ulaşması için bu tür yatırımların da süratle yapılması kaçınılmazdır. Kanaatime göre Türk taşımacılarının gerileme dönemi 2007 yılında UND Ro-Ro’nun KKR‘ye satışı ile başlamıştır. Satış bedeline bakıldığında çok başarılı bir satıştır. Ancak kesinlikle sektörün geleceğine uzun vadede olumlu katkı yapmamıştır. Zira rakip ülke taşımacılarına karşı beklenen rekabet ortamını sağlayamadığı gibi Türk taşımacılara karşı da eşit davranmamış, yeteri kadar şeffaf olamamıştır. Bana
göre UND’nin sektörün altyapısına yatırım yapılmasına kesinlikle öncülük etmelidir bunu yaparken de yaşamış olduğu ‘UND Deniz’ tecrübesinden de çıkarttığı dersleri dikkatle uygulamaya koymalıdır. Hepimiz biliyoruz ki; UND Deniz’in başarısızlığının temel kaynağı tabii ki Rekabet Kurumu’nun da tescil ettiği gibi; bugün faaliyette bulunan UN Ro-Ro’nun hakim durumunu kötüye kullanarak yıkıcı rekabet uygulamasıdır. Ancak sektör mensupları o günün koşullarında menfaatleri doğrultusunda kısa vadeli düşünerek günü kurtaracak şekilde hareket ettikleri de bir gerçektir. Uzun vadede sürdürülebilir rekabetçi yapıya kavuşturulmasına destek olmaları gerekirken tam aksine yıkıcı rekabete bilmeyerek gaz verdiler. İşte tam bu nokta şapkaları önümüze koyup düşünmemiz gereken noktadır. Sahiplenmeyi neden tabana yayamadık, bugünü kurtaran reaksiyonu neden öngöremedik? Projenin her taşımacıya eşit mesafede duracağını, sektörün genelinde kabul görmüş, şeffaf ve hesap verebilir yönetim kurulu oluşturulacağını, hakim hisse olmayacağını yeteri kadar anlatamadık da ondan mı dersiniz?
39
Emin Taha/ Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı:
Tam destek veriyoruz çünkü deniz yolu hem maliyeti düşürüyor hem de daha güvenlidir
Türkiye, 2023 hedefleri kapsamında 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını konuşuyor. Türkiye, çok özel bir konumda yer alıyor. Ülkemizin bu özel durumu Türkiye’nin güçlü olmasını da beraberinde getiriyor. Ülkemizin güçlü olması demek komşularımız ve bölgedeki huzur açısından da son derece önemlidir. Güçlü ekonomi güçlü ihracatla olur. Güçlü ihracat ise güçlü lojistik ile gerçekleşir. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye lojistik sektörü için çok önemli işleri gerçekleştiriyor. Lojistik sektörünün daha da gelişebilmesi için UND, pratik, kollektif ve pragmatik çözümler üretiyor. UND’nin Ro-Ro girişimi bence geç alınan bir karardır. Bunu; kitabını iyi ya-
zarak, iyi okuyarak, altyapısını iyi hazırlayarak yapmak ve sektörün hizmetine sunmak gerekir. Aceleyle hiç düşünmeden olursa yanlış olur. UND’nin şimdiki başkanına ve yönetim kuruluna güvenimiz tamdır. En doğrusunu yapacaklarına eminiz. Kendi firmam adına Taha Lojistik olarak biz bu projeye destek veriyoruz. Olması da gerekir… Türkiye’nin 4’te 3 ‘ü denizdir. Bundan faydalanmamız lazım. Gemi ile TIR’ların daha düşük bir navlunla gitmesi, daha sağlıklı, daha salim bir yöntemdir. Hacim olarak da daha fazla yük alır. Böylelikle bizim ihracatımız Avrupa’ya artacak ve fiyatı maliyet konusunda aşağı çekmiş olacağız. Başarılar diler ve tebrik ederim. Biz de bu konuya desteğimizi veriyoruz. Nedeni ise maliyetin düşmesidir. Deniz yolu her zaman daha güvenlidir. Deniz yolunda kaza olmaz, yollar yıpranmaz. Yani milli zararımız azalır. Yolarımız da rahatlayacak. Ayrıca kazaları da önlemiş olacağız. Normal vatandaşlarımızın o yoları kullanmalarını daha rahat bir hale getirmiş olacağız. Bunun yanında doğaya da az zarar vereceğiz ve doğayı kirletmeyeceğiz. Şu anda lojistik sektörümüzün güneydoğu bölgesinde 30 bin tane TIR’ı var.
Bu 30 bin tane TIR’ın çoğu Irak’ı kullanıyor. Günlük bizim ortalama 2 bin 500 TIR’ımız ihracat yükü taşıyıp Irak’a gidiyor. Şimdi bu 2 bin 500 TIR’dan 800-900 arası TIR’lara düştü. Burada bizim bankalardan da bir ricamız olacak: Bankalar Birliği ile oturup toplantı yapmamızda fayda var. Tırcıların birçoğunun taksit ödemeleri var. Birçoğu zorlanıyor ve TIR’ını satmaya çalışıyor. Şu anda hepsi büyük zararda… Bu konuda bankalar Irak krizi çözülene kadar taksitlerin ötelenmesini sağlamalı. Bizim TIR sahiplerine, lojistik firmalarımıza burada bir kolaylık getirmeleri lazım. Bu özel ve olağanüstü durumda bir müsamaha göstermeleri lazım. Yoksa ülke ekonomisine katma değer sağlayan arkadaşlarımız perişan durumda olacak. Irak ve benzeri coğrafyalarda yaşanan bu olumsuz durumun uzaması Türkiye’nin hayal edemediği sıkıntılara yol açar. İnşallah o boyuta gelmez. Lojistik sektörümüzde güzel şeyler oluyor, olacak. Bakın şu günlerde mesela Ro-Ro’yu ve Ro-Ro’nun getireceklerini konuşuyoruz. Dolayısıyla lojistik sektörünü toptan değerlendirmek gerekir. Bankaların da bu konularda sektörümüzü ve sektörümüzde yaşanan gelişmeleri görerek hareket etmelidirler.
ABC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Bilen:
Oluşacak yeni yapıda herhangi bir ayrımcılık olmayacak
UND’nin UN Ro-Ro’yu satın alması veya yeni bir şirket kurmasıyla öncelikle sektörde birlik beraberliği sağlayacak. Oluşacak yeni yapıda herhangi bir ayrımcılık olmayacak. Teknik olarak da adalete dayalı bir işletme anlayışı sürdürülecek. Yani limana
varan araçların geliş sırası ile gemiye bindiği temel düzeyde basit ve adil bir anlayış ile hizmet yürüyecek. Sektörün tüm dinamiklerini bilen oyuncuların yöneteceği bir işletmenin verimliliği ve bunun ülkemizin genel performansına katkısı çok daha yüksek olacaktır. ABD’li fon yönetiminin satmaya karar verdiği hisselerin sektör mensuplarının ve emekçilerinin değil, tamamen ticari yaklaşımlı yatırımcıların eline geçmesi halihazırda yaşanan sorunların derinleşerek artmasına yol açacaktır. Bunun dışında bu proje Türkiye-Avrupa arasında ki tüm taşımalarda Türk nakliyecisini Avrupalı nakliyecilere karşı koruyarak güçlendirecek çok önemli bir projedir. Hem intermodal taşıma-
nın yaygınlaşması, ekolojik avantajlar, hem de maliyet avantajı ile katma değer üretilecektir. Bu iştirakin içinde hissedar olarak yer alacak şirketlerimiz de, bu iştirakin yeni hizmet anlayışından faydalanacak şirketlerimiz de sefer sayılarından, genel karlılığına kadar etki edecek önemli bir değişim rüzgarının içinde olacak. Sonuçlarından çok olumlu olarak etkileneceklerdir. Hiçbir teminat vermeden ve ekstra ödeme yapmadan kullandığı sayı oranında iştirake hissedar olunacak şeffaf, adil bir ortaklık ilkesi ile sektör mensupları arasında özlenen bir gönül ve misyon birliği sağlanacak. Ortak menfaatlerin çok sesli ve çoklu katılımlı geliştirilerek korunacağı bir oluşum ortaya çıkacaktır. Temmuz 2014
40
DOSYA
Ekol Lojistik Filo Genel Müdürü Cavit Değirmenci:
Sektör adına tarihin altın bir fırsatı olarak görüyoruz Öncelikle Ro-Ro’nun sektör hayatına girişini ve kuruluş amaçlarını hatırlamak bu bağlamda mevcut durumunun kuruluş amacına ne kadar hizmet ettiğine bakmanın uygun olacağını düşünüyoruz. Balkanlar’daki konjonktür nedeniyle en yoğun kullanılan güzergâhlardaki geçiş yolları kapanmış, yurt dışına çıkışlar çok sınırlı ve kısıtlı bir şekilde yapılmakta olup, lakin yetersiz olması sebebiyle sektör durma noktasına gelmiş, dış ticaretimiz ciddi anlamda kan kaybetmeye başlamıştı. Bu dönemde mevcut sorunları aşmak veya kısmen iyileştirmek anlamında sektörün bu segmentine adım atılmaya karar verilmiştir. Anılan dönemdeki sektör büyüklerinin önderliğinde proje, devletin de desteğiyle Deniz Nakliyat’tan 2 adet Ro-Ro kiralanarak hayata geçirilmiştir. Projenin hayata geçmesiyle, sektörde yaşanan yangın kısmen sönmüş olup, devam eden süreçte filoya ilave Ro-Ro’ların katılmasıyla da dış ticaretimizi gerçekleştirdiğimiz en önemli kapı haline gelmiş, sektör için deniz otobanı vazifesini yapmaya başlamıştır. Zaman içinde başarı öyküsü haline gelen proje, dış yatırımcıların da ilgisini çekmiş yakından izlenmeye başlanmıştır. İştahlı yatırımcıların bol sıfırlı teklifleri karşılığında hakim hisse sahipleri daha fazla dayanamayarak hisselerini devretmişlerdir. Sektör için kurulan, daha önemlisi dış ticaretimizin tıkanmadan, maliyet avantajı yaratarak hızlı biçimde akması için devlet desteğiyle kurulan Ro-Ro şirketi, sektörün elinden kayıp gitmiştir. Ro-Ro’nun yeni sahipleri, sektörle uzaktan yakından ilgisi olmayan, yapmış oldukları yatırımlar karşılığında doğal olarak konulara ticari bakan bir kuruluştur. Bu yaşanan süreç sonrası bunun bedelini maalesef sektör oyuncuları ödemeye başlamıştır. Sürekli artan bir maliyet baskısıyla, yarınlara endişe ile bakıp tünel sonundaki ışığı göremez olmuştur. Bu süreç alternatif Ro-Ro’nun kurulmasıyla durmuş, rekabetin getirdiği avantajı, sektör yaşamaya başlamıştır. Hali hazırda 1800 avro civarlarında olan taşıma ücretlerinin, 2.500 avro olması sek-
Temmuz 2014
tör tarafından zikredilen bir gerçektir. Mevcut Ro-Ro özelindeki güncel gelişmelere baktığımızda bahsetmiş olduğumuz gelişmelerin benzerleri yaşanmaya başlanmıştır. Yerli ve yabancı yatırımcıların yakın ilgisinde takip edilmektedir. Sektörün dışında bir yatırımcının eline geçmesiyle, yeni yatırımcının beklentilerini karşılaması için maddi baskı zaten ayakta durmakta zorlanan sektör oyuncularının üzerinde olacaktır. Ro-Ro’ların kuruluş, varoluş amaçlarının dışında ticari bir enstrüman olarak rotasının dışına çıkarak, savrulmaya devam edecektir. Başkanımız Çetin Nuhoğlu’nun da her platformda belirttiği gibi RoRo’ların gerçek sahibi nakliyecilerdir. Gerçek sahiplerinin kontrollerinde ve kuruluş amacına uygun olarak yönetilmelidir. Bu nedenle bahse konu, UND’nin ortak girişimiyle oluşturulan modelle Ro-Ro işlerine tekrar girmesini sektör adına tarihin altın bir fırsatı olarak görüyoruz. Sektörün kullanmış olduğu Ro-Ro’lar bir kâr merkezi olmamalıdır. Aksine, maliyet avantajı yaratarak, 2023 hedeflerini yakalamamız açısından dış ticaretimizde ihracatçımızın elini global rekabette güçlendirmelidir. Hali hazırda uluslararası arenada sürekli sekteye uğrayan ve global rekabette bitkisel hayatta olan sektörümüzün, ayakta kalması ve sürdürülebilir olması için Ro-Ro taşımalarında tek yönde 900 avro civarlarında olan maliyetlerin, orta vadede 600-650 avro seviyesine inmesi oksijen etkisi yaratacaktır. Uluslararası sorunlarda mevcut RoRo’lar, hiçbir ticari kaygı olmaksızın sektörün ve devletin yanında olmalıdır. Bunun için hızlı ve çevik karar alınmalı ve uygulamada da manevra alanı yaratılmalıdır. Bugünkü yapıyla bundan bahsetmek olası bile değildir. Halbuki sektörün yönetiminde olan bir yapıyla, geçtiğimiz aylarda yaşadığımız Bulgaristan krizi bu boyutlara gelmeden hatta masaya dahi oturulmadan çözülebilirdi. Ve böylece bu noktada elimiz daha güçlü olabilirdi. Alternatif olarak Romanya Köstence Limanı’na konulacak olan Ro-Ro’lar ile bu so-
run fevkalade aşılabilirdi. Zira bahse konu hattın açılmasında, Ulaştırma Bakanlığı’nın da yoğun desteği vardı. Lakin, mevcut yapının karar alma ve hayat geçirmedeki ticari endişesi buna mani olmuştur. Salt bu örnekten bile bakacak olursak UND’nin mevcut girişiminin doğru bir hamle olduğunu söyleyebiliriz. Sektör ve dış ticaretimiz adına bu projeyi tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Mevcut Ro-Ro kullanıcıları, bugünkü şartlarda artı hiç bir bedel ödemeden, yıllık Ro-Ro’ya verdikleri araç sayısı oranlarında hisse sahibi olacaklardır. Bu proje; tamamen şeffaf, izlenebilir ve ölçülebilir bir organizasyonun yöneteceği, herkese aynı mesafede duracak, kimsenin diğerinden farklı olmayacağı ve sürekli olarak maliyet baskısının yaşanmayacağı bir ortamı vaat etmektedir. Beş yıl içerisinde halka arzla birlikte hakim hissenin tamamen UND’nin olacağı bir yapıdan bahsediyoruz. Özetlemek gerekirse; bizler de Ekol Lojistik olarak başkanımız gibi düşünüyoruz. Ro-Ro, gerçek sahiplerinin olmalıdır. Sektöre geri gelmelidir ve kuruluş amacına uygun kullanılmalıdır. Bunun için değerli meslektaşlarımız, karanlığa göz kırpmak yerine aydınlığa mum yakıp, bu projeye sahip çıkıp, desteklemelidir.
41
Batu Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ankara:
UN Ro-Ro karayolu handikaplarına karşı ciddi alternatif olacak Kasım 1993’te 47 nakliyeci ve UND’nin bir araya gelerek AB ülkelerine en kolay ulaşım imkanını yaratmak amacıyla kurduğu UN Ro-Ro, kurulduğu dönemde tek bir gemi ve “UND Ro-Ro” adıyla hizmet veriyordu. Türkiyeli ihracatçı ve nakliyeciler UN Ro-Ro ile Akdeniz’de intermodal kısa deniz taşımacılığı hizmeti ile ilk kez tanışırken şirket birkaç yıl içinde dünyanın en büyük kombine taşımacılık yapan firmalarından biri haline geldi ve geliri yüzde 25 arttı. Yani taşımacıların zarar ettiği bir ortamda satın alma ile birlikte sektör adına kalkınma başlayacak ve tekelleşme ortadan kalkacak keyfi zamlar olmayacak. Bu satıştan her iki taraf da kârlı çıktı çıkmasına ama ihracatının yüzde 40’ını Avrupa ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’de Batı’ya çıkışlarda sorun yaşanması kara taşımacılarını ‘kara kara’ düşündürmeye başladı. Son dönemde Bulgaristan’ın İpsala, Hamzabey ve Kapıkule sınır kapılarından çıkış yapan Türk TIR’larına zorluk çıkarması ile nakliyeciler iyice çileden çıktı. Sürekli ceza yiyen yerli nakliyecilerin 2008’de yüzde 45 olan pazar payları, UND verilerine
göre bu yıl yüzde 30’a kadar geriledi. U.N. Ro-Ro’yu eskisi gibi potansiyel müşteriler yani nakliyeciler kendi içlerinde çok şeffaf ve iyi pir planlamayla bunu tekrar geri satın almalı bunun dışındaki seçeneklerin sektör adına yürümesi mümkün değil. Sadece bir nakliye şirketinin satın alması da doğru değildir. Dolayısıyla eğer bu şirketin satışı söz ko-
Sürdürülebilirlik, şeffaflık, herkese eşit mesafede olma, rekabetçilik, hesap verebilirlik
UND, temmuz ayı içerisinde gerçekleştirdiği bir toplantıyla Ro-Ro için kararlı olduğunu açıkladı. Toplantıya UND Yönetim Kurulu üyeleri, Ekol Lojistik Ortak Girişimi de katıldı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu yaptığı açıklamada, Avrupa yönlü taşımalardaki sıkıntıları anlatarak Ro-Ro’nun sürdürülebilirlik için şart olduğunun altını çizdi. İlk etapta UN Ro-Ro’yu satın almak için ihaleye gireceklerini, bu iş olmazsa ya başka Ro-Ro firmasını alacaklarını ya da kendi firmalarını kuracaklarını ifade etti. Yeni ortak girişimin önemli hedefler koyduğunun üzerinde duran Başkan Nuhoğlu, sürdürülebilirlik, şeffaflık, herkese eşit mesafede olma, rekabetçilik, hesap verebilirlik gibi özellikleriyle yeni oluşumun batıya taşıma yapan tüm uluslararası taşımacılara açık olduğunu aktardı.
nusu ise eskiden olduğu gibi nakliyecilerin ortaklığında bir sistemle satın alınmalı ve şeffaf bir şekilde yönetilmelidir. U.N. Ro-Ro’nun geri alınması ile birlikte çekici yatırımlarında ciddi azalma olacak, finans sorunu yaşayan firma sahipleri rahatlayacak, sektör kendi gemisine binecek karayolu handikaplarına karşı ciddi alternatif olacak.
Rakamlarla Türk taşımacısının pazar kaybı UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu istatistiklerle Türk taşımacısının pazar kaybını şu şekilde ifade ediyor: “Türkiye 2008-2013 yıllarında yapılan taşımalarda pazar payı kaybetti. 2008 yılında toplam 400 bin taşıma varken, 2013 yılında bu sayı 500 bine çıktı. 2008 yılında 400 bin taşımanın 335 bini Türk taşımacılar tarafından yapılırken sadece 65 binini yabancılar taşıyordu. 2013 yılında 500 bine çıkan Türkiye’nin Avrupa’ya yapılan taşımalarında Türk taşımacıların payı 335 binden 310 bine düştü. 65 bin taşıyan yabancıların ülkemizden batıya gerçekleştirdikleri sefer sayısı ise son 10 yılda yüzde 300 artarak 190 bine çıktı. 2004 yılında batıya yapılan taşımaların merkezi olan İstanbul’da 443 firmamız varken bu firmaların sayısı 400 binin altına düştü. Son 10 yılda ihracatımız 3 kat artasına rağmen firma ve sefer sayılarımız ise düşüş gösterdi”. UN Ro-Ro’nun ise bu dönemde büyüme taleplerini yerine getirmediğini ifade eden Başkan Nuhoğlu, bu projenin Türkiye lojistik sektörünün yaşam mücadelesi olduğunu ve bu sorumluluğu yerine getirmek için de bu kararı aldıklarını ifade ederek hedefe odaklandıklarının altını çiziyor.
Temmuz 2014
42
İFTAR
UND’nin iftar yemeğinde
sektör bir araya geldi
UND’nin Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği iftar yemeğinde sektör bir araya geldi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın birer konuşma yaptığı iftar yemeğinde yılın sürücüsü ödülünü “Vizesiz Avrupa” davasını kazanan Mehmet Soysal aldı. Yemekte bir konuşma yapan UND Başkanı Nuhoğlu, “Bir tek hayalim var: Buradan Münih’e 36 saatte varmak” dedi.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği 16 Temmuz 2014 Çarşamba tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenledi. Geleneksel hale gelen iftar yemeğinde uluslararası nakliyeciler bir araya geldi. Nakliyecilerin yoğun ilgi gösterdiği iftar yemeğine TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan gibi isimler katılırken UND üyeleri tam kadro iftar yemeğindeydi. Yemeğe katılamayan Ulaştırma Haber-
Temmuz 2014
cilik ve Denizcilik Bakanı Lütfü Elvan ise bir mesaj göndererek iftar yemeğinde bulunamadığı için üzüntülerini ifade etti. UND Başkanı Nuhoğlu: 500 milyar dolarlık ihracat bizler olmadan gerçekleşemez!
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye uluslararası nakliye sektörünün yıllardan beri haksızlıklarla uğraşmak zorunda kaldığına işaret ederek; “Geçen yıl ki if-
tar yemeğimizde araçlarınızı satmayın çağrısı yapmıştım, güzel günler olacağını ifade etmiştim. Başta TİM, TOBB gibi kuruluşlarımız olmak üzere kamu ve STK’larla el ele vererek nakliyecilerimizin çektiği sorunları bitirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu bağlamda TİM’in, İKV’nin, TOBB’un ve konuyla ilgili muhatap bakanlarımızın yanımızda olduğunu biliyoruz. Tek hayalim 36 saat içerisinde varış noktamıza ulaşabilmek” dedi. Nuhoğlu, 2023 he-
43
deflerine ulaşılabilmesinin tek ve en büyük dayanağının lojistikçiler olduğunu belirttiği konuşmasında; “Biz olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamaz” ifadesini kullandı. Uluslararası nakliye sektörü UND ile başladı ve 40. yılımızı kutluyoruz
UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu iftar yemeğinde gençlerle bir önceki neslin bir arada bulunduğuna işaret ederek, “Bu mübarek günde beraber olduğumuz için hepinize teşekkür ediyor hoş geldiniz diyorum. Bu sektörde son zamanlarda yaşanan
sıkıntılardan, yaşanan dar boğazlardan dolayı artık yeni nesle gençlere bırakanlar da var. Daha önce başka işlerin yanında denemek için diğer sektöre giren arkadaşlarımız da var. Belki de faaliyette olmayan ama yıllardır beraber olduğumuz için bugünün anısına dostları beraber görmek için buraya gelenler de var. Ben onlara bir kez daha burada oldukları için çok teşekkür ediyorum hoş geldiniz diyorum. Bu sene 40. yılımızı kutluyoruz. Uluslararası Nakliyeciler Derneği, 1974’te kuruldu. Tam 40 yıllık bir dernek. 40 yılda Türkiye’nin çok mesafe kat ettiği, düşünemeye-
ceğimiz boyutta batıda ülkelerin 40 yılda yapamadıklarını bizler aslında son yıllarda yaptık. 40 yıllık geçmişe bir tarihi sığdırdık. Uluslararası Nakliyeciler Derneği dediğiniz zaman aslında uluslararası nakliye sektörünün tarihini konuşuyoruz. Uluslararası nakliye sektörü tarihi bu dernekle başladı ve Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefinde de yine bu sektörün bu hedefi yerine getirmek üzere kolları sıvadı. Ne güzel bir şeydir ki 40 yıllık bir dernek her şeyden önce hem tek başına hem bütün üyelerini en iyi temsil eden hem de gelecek vizyonuyla beraber hem strateji geliştiren ve bir amaç uğruna mücadele veren bir haldedir” dedi. 2009 yılında ilk defa Türkiye’de uzun vadeli planların yapıldığına işaret eden UND Başkanı Nuhoğlu, Türkiye’de ilk defa 2023 Cumhuriyet tarihinin 100’üncü yılında ihracat hedefinin bilimsel ve çağdaş metotlarla ölçerek hayata geçirilen bir dönem olduğunu söyledi. 2023 yılına 9 yıl kaldığını ifade eden Nuhoğlu, Hepsinden ötesi 500 milyar dolarlık hedefte bu ihracatı gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulan taşıma gücünün analizini yapan ve onun için ihtiyaç duyulan gelişmeye açık alanları tespit eden ve de hepsinden ötesi bunlar için her türlü desteği veren bir anlayışın hâkim olduğu dönem olduğunu söyledi ve bu
Temmuz 2014
44
İFTAR
dönemi verimli kullanmak gerektiğini belirtti. Türkiye’nin hızlı bir şekilde ilerlediğini ifade eden Nuhoğlu, 2013 yılında tarihinde ilk defa Türkiye Kalkınma Bakanlığı’nın 10’uncu kalkınma planını yaparken lojistiği kalkınma planının temel taşlarından biri haline getirdiğini ve 2018 yılındaki 288 milyar dolarlık ihracat hedefini belirlediğini söyledi. Bunun için de Türkiye’nin lojistik performans endeksini masaya yatırdığını ve de yol haritasını çıkarttığını ifade eden Nuhoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti gücünün farkında… Hem doğuya hem batıya, hem kuzeye hem güneye yapacağı taşımalarla ilgili kalkınma modeli ihracata oturmuş ve bunun için de yetkinlik tanımını yapmış. Hem kurumunda hem sivil toplum örgütlerinde hem kamuda hem hükümette her türlü desteği verir hale gelmiş bir yapıdadır. Bugün aslında
Temmuz 2014
bunu gördüğümüz zaman hem çok sevinçliyiz, gururluyuz hem de ümitliyiz” dedi. Tek hayalim araçlarımızın 36 saat sonra Münih’e varmasıdır
Son 2-3 yılda yaşanılan sıkıntıların ortada olduğunu ifade eden Nuhoğlu, haksız rekabetlere karşı verdikleri mücadeleyi herkesin bildiğini ifade etti. Nuhoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Birbirimize inanan, birbirimize güvenen ve de başarma azmi ile dolu olan insanlarız. Bugün çevremizde yapılan uygulamalar özellikle Türk mallarının Avrupa’ya taşınmasının önüne engel çıkartmak için malların transferini engellemek üzere önümüze konan kotalar, yüksek geçiş paraları, vize sorunları bütün bunların bilincindeyiz. Bunlarla nasıl yıllarca mücadele ettiysek bugün de yarın da mü-
cadele edeceğiz. Bugün ne yapılırsa yapılsın, ne tür engel konursa konsun son 1-2 yılda Avrupa’daki her kuruma, her hükümete Avrupa Birliği’nin her makamına Türkiye’de uygulanan bu haksızlığı anlattık ve anlatmaya devam edeceğiz. Bir tek hayalim var: Buradan çıkan araçlar 36 saat sonra Münih’e varacak. Hatırlayın geçen sene size şirketlerinizi satmayın demiştim. Geçen sene gerçekten lojistik sektörü bu ülkenin temel taşıdır, devletin politikasıdır, devletin her konuda destek olduğu temel alt yapıdır demiştim. Yine aynı şeyi bir kez daha söylüyorum. 500 milyar dolar ihracat, 2018’de 288 milyar dolar ihracatın bizler olmadan gerçekleşmesi mümkün değil. Bu malları başkaları taşıyamaz. Bizim Avrupa’ya yaptığımız taşımaların yarısından fazlası karayolları ile gitmek zorunda-
45 dır. Zaten lojistiğin verdiği avantajı hepimiz biliyoruz. Bu bölge özellikle üç günde Avrupa’ya malı ulaştırmak zorundadır.” Önümüzdeki yıl UND’nin 41’inci yılını büyük bir şölenle kutlayacağını ifade eden Nuhoğlu, 41 kere daha yeni hedeflerle sektörün önündeki engellerin aşılmasında büyük mücadele vereceklerini vurguladı. ‘Şoförler bizim temel taşlarımızdır’ diyen Nuhoğlu, şoförlerin rekabetçiliğin temel taşı ve hepsinden ötesi başarının anahtarı olduğunun altını özellikle çizdi.
TİM Başkanı Büyükekşi: “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız”
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılara vurgu yaptığı konuşmasında yılmadan çalışmaya devam edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Büyükekşi şöyle konuştu: “İhracatımız bu yılı başarılı bir tempoyla sürdürüyor. Gelişmiş ülkelerdeki toparlanma ile birlikte ihracat performansımız hızla artıyor. Haziran ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artışla, 12,5 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında ise ihracatımız yüzde 7,3 artarak 80 milyar dolara ulaştı. Haziran ayında
AB’ye ihracatımız yüzde 15 artarken, Kuzey Amerika’ya yüzde 12 ve Ortadoğu’ya yüzde 2 ihracat artışı yakaladık. En fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 94 ile Suriye’ye yakaladık. Diğer taraftan sizlerin de çok yakından takip ettiği üzere Rusya, Ukrayna, Irak, Libya ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan konjonktürel sorunlar ihracatımıza da yansıyor. Haziran ayında Libya’ya ihracatımız yüzde 25, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 20, ve Rusya’ya ihracatımız yüzde 4 düşüş gösterdi. Yıl-
lık 12 milyar dolarlık ihracat yaptığımız ikinci büyük ihraç pazarımız Irak’a ihracatımızda birtakım sıkıntılar yaşıyoruz. Şu aşamada sadece alternatif Kerkük yolu üzerinden sınırlı miktarda ticaret yapılabiliyor. Irak’a ihracatımızda yaşanan sıkıntıları alternatif rotalarla aşacağımızı düşünüyoruz. Irak’ta oluşan ihracat kaybımızın da geçici olduğuna inanıyoruz. Bu kayıpları da hem yeni pazarlarla hem de güçlenen mevcut pazarlarımızla telafi edebileceğimize inanıyoruz. Değerli konuklar, Uzun
Temmuz 2014
46
İFTAR vadeli hedeflerimiz, inanç ve direncimizi güçlü tutuyor. Ünlü komutan Hanibal’ın dediği gibi ”Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız” Yol açmanın, 2023 hedeflerine ulaşmanın yolu da ihracatımızın katma değerini artırmaktan geçiyor. Bu anlamda TİM olarak 2023 hedefleri yolunda Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmaya büyük önem verdiğimizi her platformda vurguluyoruz. Türkiye İnovasyon Haftamız,
tasarım yarışmaları, AR-GE proje pazarları, TEB ortaklığıyla Girişim Evi İnovaLİG gibi çok kapsamlı çalışmalar yürütüyor, organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerimizi Anadolu illerimize yayma kararı aldık. İlkini 29-30 Mayıs’ta İzmir’de 5 bine yakın katılımla düzenlediğimiz buluşmaların ikincisini, 21-22 Ekim’de Ankara’da ve üçüncüsünü 6-7 Kasım’da Gaziantep’te gerçek-
leştireceğiz. Tüm bu çalışmalarla, ihracatımızın katma değerini yükseltmek en öncelikli hedefimiz. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, açtığımız yeni yollarla ve inovatif çalışmalarımızla ülkemizin ihracat gelişimine büyük katkı sağlayacağız. Lojistik sektörümüz de ihracatımızın en önemli paydaşı. Dolayısıyla 2023 hedeflerine lojistik sektörümüzün bize vereceği büyük destek ile ulaşacağımıza inanıyoruz.”
İKV Başkanı Vardan: Sorun hepimizin sorunudur İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan, yakın coğrafyamızda komşularımızın içinde bulunduğu duruma dikkat çekerek, “Biz iş dünyasının temsilcileri olarak malları üretiyoruz, imal etmeye, satmaya gayret ediyoruz. Ama bu malları o noktalara ulaştıramazsak bunların hiçbir kıymeti yok. Bunları da sizler yapıyorsunuz. Onun için ben sizlere ayrı ayrı teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Çok zor görev yapıyorsunuz. Değişik coğrafyalarda çalışıyorsunuz. Doğumuz, batımız, kuzeyimiz inanılmaz sıkıntılarla dolu. Siz bu sıkıntılarla boğuşarak o malları gereken yerlere ulaştırıyorsunuz. Asıl teşekkürü sizler hak ediyorsunuz” dedi. Vardan İKV olarak, Türkiye’nin kalkınmasında rol oynadıklarını ifade ederek önümüzdeki sene İKV’nin 50. yılını kutlayacaklarını belirtti. Vardan, “İKV olarak çalışma alanımız Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde iş dünyasının sıkıntılarını görebilmek bunlara çözüm bulabilmek Türkiye’yi Avrupa’ya Avrupa’yı da Türkiye’ye tanıtmaya çalışmak. 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması’nın hemen akabinde bu kurum kurulmuş. Yaklaşık 50 yıldır çalışıyor. Bütün Türkiye’nin sıkıntıları sizlerin sıkıntıları bizim de sıkıntı alanımızı çalışma alanımızı teşkil ediyor. Son günlerde ciddi bir problemle karşı karşıya kaldınız. Biz de elimizden geldiği kadar buna destek olmaya gayret ediyoruz. Sorun sadece sizin soTemmuz 2014
rununuzda değil Türkiye’nin, hepimizin sorunu. Malların serbest dolaşımından bahsediyoruz… Peki bu malları nasıl taşıyacaksınız? Buna engel koyuyorsunuz. Satmaya çalışan insanlara engel koyuyorsunuz. Bildiğiniz gibi inanılmaz bir haksız rekabetle karşı karşıyayız. İhracatımızın yaklaşık yarıya yakınını Avrupa’ya gönderiyoruz. Avrupalı dostlarımız kendi mallarını veya o tüccarlar kendileri bu malları satmak için ülkemize rahatlıkla gelebiliyorlar ve onları gönderebiliyorlar. Fakat biz aynı kolaylıkla malları gönderemiyoruz. Onun için biz çalışma alanlarımızdan bir tanesi olarak vize konusunu ve serbest ticaret anlaşmalarını ele aldık. Çok yoğun bir şekilde bu alanda çalışıyoruz. 16 Aralık 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması’yla birlikte vize muafiyeti
sürecinin de başlamış olması aslında bizim için yeni bir adım oldu. Bu anlaşma geçen 25 Haziran’da meclisimiz tarafından da kabul edildi. Bizim arzumuz önümüzdeki 3 -3,5 yıl içinde Geri Kabul Anlaşması’nın bütün gerekliliklerinin yerine getirilmesi ve aynı zamanda vize muafiyeti diyalogu sürecinin de tamamlanarak sizin, şoförlerimizin ve biz iş adamlarının sıkıntı çekmiş olduğu vize probleminin çözülmesidir. İnşallah hep birlikte el ele verirsek bütün sorunlarımızı orta yere koyup orta noktada bir çözüm bulmaya çalışırsak ve bir olursak biz bunu çözeriz diye düşünüyorum” dedi. Vardan, haksız uygulamalara karşı ortak hareket edilmesi gerektiğini belirterek işbirliğine hazır olduklarını ve bu konuda UND’ye sonuna kadar destek olacaklarını ifade etti.
47
Haydar Özkan: Güçlü lojistik için güçlü karayolu taşımacılığı IRU (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan, 20012005 yılları arasında bir ferdi olmaktan guru ve onur duyduğum UND ailesinin bugünkü iftar yemeğinde bulunmaktan ve sizlerle bulunmaktan duyduğum gurur ve sevinci arz etmek istiyorum. Güçlü Türkiye için güçlü lojistik aslında çok önemli anacak yetmez. Biraz daha açmak lazım güçlü lojistik için güçlü karayolu taşımacılığı…” dedi. Özkan, güçlü karayolu taşımacılığı için eğitimli, profesyonel nakliye yöneticileri ve eğitimli profesyonel örnek sürücüler olması gerektiğini ifade ederek yönetici ve sürücülerin başarılı olabilmesi için ise kotasız yollar ve bekleme olmayan sınır kapılarının bulunması gerektiğini belirtti. IRU’nun bu bağlamda UND’nin yanında yer aldığını sözlerine ekleyen Özkan, işbirliğinin şart olduğunu belirtti.
Başarılı sürücüler ödüllendirildi, Mehmet Soysal yılın sürücüsü oldu
UND’nin iftar yemeğinde başarılı sürücüler de ödüllendirildi. IRU Yılın Sürücüleri Ödül Töreni’ ile artık geleneksel hale gelen ödül töreninde şoförler ödüllerine kavuştu. “Vizesiz Avrupa” davasını kazanan Mehmet Soysal, yılın sürücüsü seçildi. Mehmet Soysal’ın ödülünü UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ve IRU (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan birlikte verdi. Temmuz 2014
48
UND’DEN
Türkiye- Avusturya Ro-La Toplantısı’nda hedef “Maksimum Kapasite- Sıfır Bekleme” Türkiye-Avusturya Ro-La Toplantısı gerçekleştirildi. Ortak çalışma grubunun temel amacı Ro-La hatlarında maksimum kapasite kullanımı ve buna karşılık araçların “sıfır bekleme” olarak gerçekleştirmek. Yapılan görüşmede; sefer iptal sebeplerin araştırılması ve önlenmesi, yoğunluk izleme sisteminin kurulması, 12 saati aşan beklemeler, rezervasyon sisteminin analizi ve iyileştirilmesi, terminal hizmetlerinin analizi ve iyileştirilmesi, araç güvenliği ve yolcu konforunun iyileştirilmesi konuları tartışıldı. 20–21 Mayıs 2014 tarihinde yapılan Türkiye- Avusturya KUKK Toplantısı sonucunda alınan karar gereği Ro-La hatlarında bekleme sürelerinin azaltılması, rezervasyon sistemin iyileştirilmesi vb. konularda RCA ve nakliyecilerden oluşan bir çalışma grubu kurulmasına, bu çalışma grubunun ilk toplantısının 1 ay içerisinde ve çalışma başladıktan sonra 6 ay içinde mutabık kalınan konular iki ülke arasında yapılacak olan KUKK toplantısında değerlendirmek her iki taraf ilgili bakanlıklarına alınan kararları iletmek üzere ilk toplantısı 8 Temmuz 2014 tarihinde Maribor’da gerçekleşti. Türk heyeti sabah Maribor Terminali’ne vardı ve orada bulunan Türk sürücüleri ile görüştü. Heyet, terminalde bulunan bir vagonu inceledi ve daha sonra Rail Cargo Austria ve Adriakombi yetkilileri ile bir araya Temmuz 2014
geldiler. Toplantıda gözlemci olarak Türk Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan bir temsilci de hazır bulundu. Maksimum kapasite kullanımı ve sıfır bekleme
Ortak çalışma grubunun temel amacı Ro-La hatlarında maksimum kapasite kullanımı ve buna karşılık araçların “sıfır bekleme” olarak gerçekleştirmek. Yapılan görüşmede özetle şu konular tartışıldı: Sefer iptal sebeplerin araştırılması ve önlenmesi Yoğunluk izleme sisteminin kurulması 12 Saati Aşan Beklemeler Rezervasyon sisteminin analizi ve iyileştirilmesi Terminal hizmetlerinin analizi ve iyileştirilmesi Araç güvenliği ve yolcu konforunun iyileştirilmesi
Ro-La hatları Türk taşımacılarının Avrupa’ya yönelik taşımalarında önemli bir güzergâh teşkil ediyor. Bu konuda UND, son bir yılda başlatmış olduğu eylemler ve girişimler sonucunda yıllar sonra Avusturya geçiş belgelerinde ilk defa artış sağlandı, bonus oranı artırıldı ve Türk taşımacısının sorunlarını çözmek adına iki ülke arasında Ro-La Çalışma Grubu kuruldu. Bu vesileyle, çalışma grubunun gündeme getirilmesi teminen; Ro-La taşımaları ile ilgili olarak herhangi bir sorun yaşandığında taşımacılar tarafından anında UND’ye bilgi verilmesi gerekiyor. Bu tür bildirimler görüşmelere güç katacak. Çalışma Grubu’na, UND adına İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Bolu Çalışma Grubu Üyesi Ömer Gülen, Fatih Sakancı ile İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel katıldı.
49
U-NET Kayıt ve Kontrol İşlemlerine İlişkin Son Gelişmeler! Hayati Yazıcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sistemlerinde teknik bir problemin olması durumunda, daha önce 90 dakika olan sınır kapılarında bekleme süresinin, yeni uygulamayla 15 dakikaya indirileceğini, 15 dakikayı geçen sistem kaynaklı kesintiler olması durumunda, kesintinin giderilmesi beklenmeden sınır geçişlerin yapılacağı bilgisini verdi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile müştereken gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde Türk taşımacılarının uğradığı mağduriyeti giderebilmek ve yabancı araçlar tarafından yapılan usulsüz taşımaları daha başlangıç noktasında durdurabilmek adına 23 Haziran 2014 tarihinde uygulamaya konan U-Net kayıt ve kontrol işlemlerinin iç gümrük idarelerinde başlatılması yeni bir uygulama olması sebebiyle bazı gümrük idarelerinde sorunlara yol açmış olsa da, UND’nin, yoğun girişimleri akabinde her iki bakanlığın ve gümrük idarelerindeki memurların azami gayretleri ve yoğun mesaileri ile yaşanan sorunların en aza indirgenmesi ve uygulamanın iyileştirilmesi adına çalışılmaların başladığını söyleyen Hayati Yazıcı, bununla birlikte, hali hazırda yaşanmakta olan sıkıntılar sebebiyle özellikle işlem hacmi yoğun olan Halkalı ve Erenköy gibi Gümrük İdareleri’nde sorunlar daha fazla hissedilmiştir. “Yerel uygulamalar ile teknik bazı aksaklıklardan” kaynaklanan bu geçici sorunun mümkün olduğu kadar hızla çözülmesi için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından azami gayret gösteriliyor. Yaşanan yoğunluklar da dikkate alınarak, U-Net kayıtlarındaki sorunlar giderilinceye kadar özellikle yükleme yeri İstanbul dışında olan operasyonların gümrükleme işlemlerinin Halkalı ve Erenköy Gümrük Müdürlükleri haricindeki en yakın gümrük idarelerinden gerçekleştirilmesi, özellikle bu iki yoğun gümrüğümüzdeki bekleme sürelerinin azaltılmasına yardımcı olacak” dedi. Yazıcı: “U-NET kayıt ve kontrolleri artık iç gümrüklerde yapılacak”
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ti-
caret erbabının işlemlerini kolaylaştırmaya devam ettiğini belirten Bakan Hayati Yazıcı, sınır kapılarındaki bekleme ve sıraların azaltılması amacıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında imzalanan protokol uyarınca devreye alınacak yeni uygulamayla sınır kapılarındaki gümrük işlemlerinin çok daha hızlı yapılabileceğini ve beklemelerin oldukça azalacağını ifade etti. Yazıcı, yeni uygulama kapsamında, daha önce sınır kapılarında yapılan Ulaştırma (U-NET) kayıt ve kontrollerinin artık iç gümrüklerde yapılacağını, işlemlerin daha hızlı ve verimli yürütüleceğini belirtti. İhracat beyannameleri daha erken kapanacak
Diğer taraftan, yeni uygulama sayesinde ihracat beyannamelerinin kapanmasındaki teknik sıkıntıların da giderilmiş olacağı bilgisini veren Yazıcı açıklamasında şu bilgilere de
yer verdi: “Daha önce ortak transit (NCTS) kapsamında taşıması yapılan bir ihracat eşyasının beyannamesi, eşyanın alıcı ülkeye ulaşmasıyla kapatılıyor iken; yeni uygulamada, ülkemizi terk eder etmez ihracat beyannamesinin işlemleri tamamlanmış olacak ve beyanname kapatılacak. Böylece ihracatçımız da vergi iadesi, taahhüt kapatma gibi işlemlerini daha kısa sürede tamamlama fırsatına kavuşacak.” Sistem kaynaklı kesinti nedeniyle bekleme süresi 15 dakikaya iniyor
Hayati Yazıcı ayrıca, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sistemlerinde teknik bir problemin olması durumunda, daha önce 90 dakika olan sınır kapılarında bekleme süresinin, yeni uygulamayla 15 dakikaya indirileceğini, 15 dakikayı geçen sistem kaynaklı kesintiler olması durumunda, kesintinin giderilmesi beklenmeden sınır geçişlerin yapılacağı bilgisini verdi.
Temmuz 2014
50
RÖPORTAJ
Yaşam boyu lojistiği öğrenebilecek mezunlar yetiştirmek hedefindeyiz İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Düztepe yaşam boyu lojistiği öğrenebilecek ve kendini geliştirebilecek donanıma sahip mezunlar vermek hedefinde olduklarını ifade ediyor. Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla yola çıkan İstanbul Bilgi Üniversitesi, “Okul için değil, yaşam için öğrenmeli” (Non scholae sed vitae discimus) ilkesini benimsiyor. Bu ilke doğrultusunda 20 binden fazla mezunu, 900’ü aşkın nitelikli akademik personeli ve 16 bin öğrencisiyle BİLGİ, sosyal bilimler, idari bilimler, beşeri bilimler, iletişim, hukuk, mimarlık, mühendislik ve sağlık bilimleri gibi alanlarda eğitim veriyor. 6 fakülte, 5 enstitü, 3 yüksekokul ve 3 meslek yüksekokulu ile BİLGİ’de lisans, lisansüstü, ön lisans öğretimi veren 150’yi aşkın program bulunuyor. BİLGİ’de 69 profesör, 39 doçent, 146 yardımcı doçent, 39 doktoralı öğretim görevlisi olmak üzere 639 kadrolu akademik personel bulunuyor. Bunların yanı sıra bünyesinde pek çok projeyi hayata geçirmiş 18 araştırma merkezini ve bugüne kadar 400’ü aşkın kitap basmış İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nı barındıran İstanbul Bilgi Üniversitesi, salt öğretime dayalı bir akademik merkez olmanın ötesinde, araştırma, geliştirme, üretim ve sosyal sorumluluk projelerini eksen edinen çok yönlü ve bütünlükçü bir eğitim kurumu. 2006’dan bu yana dünyanın en büyük üniversiteler ağı Laureate International Universities’in Türkiye’deki tek üyesi olarak BİLGİ, ABD’den Çin’e kadar 30 ülkede 800 binin üzerinde öğrenci nüfusu olan global ağın bir parçası. BİLGİ, öğrencileri bu sayede 75’ten fazla üniversitenin de öğrencisidir. BİLGİ, uluslararası saygınlığa sahip birçok üniversite ile öğrenci değişimi, ortak program ve çift diploma anlaşmaları sayesinde, yabancı öğrencilerin de tercih ettiği bir kurum haline geliyor. Böylece BİLGİ öğrencileri Türkiye’de de kalsalar yurt dışına da gitseler, gerçek bir “uluslararası” deTemmuz 2014
neyim ediniyorlar. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü ile ilgili olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararasi Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Şerafettin Düztepe şu bilgileri veriyor: “Türkiye’de lojistik sektörü hızla gelişmekte olup, büyüme hızı diğer sektörlerden daha yüksektir. Sektörün iyi eğitim almış, lojistik konularda bilgili, yetişmiş insan kaynağına gereksinimi vardır. Bu gereksinimin artarak devam edeceği konusunda sektörde hemen herkes aynı düşünceyi paylaşıyor. İş dünyasında rekabetin artık tedarik ağları arasında yaşandığını bilerek, tedarik zincirinin iyi yönetilmesi ve lojistik verimlilik yardımıyla maliyetleri indirme ve hizmeti iyileştirmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Lojistiğin yöneticiler tarafından bir rekabet avantajı olarak kullanılabilmesi için lojistiğin tedarik zincirindeki konumu ve ana faaliyetleri ekonomik, bilimsel, teknolojik ve doğru lojistik uygulamaları öğrenilerek gerçekleştirilebilir. Buradan yola çıkılmış ve BİLGİ’de; Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü, Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu’na bağlı bir bölüm olarak açılmış ve 2011-2012 akademik dönemde ilk öğrencilerini alarak öğrenime başlamıştır. Bugün itibarıy-
la henüz mezun vermedik. Haziran 2015’te ilk mezunlarımızı vereceğiz. Hazırlık sınıfında, birinci sınıfta, ikinci sınıfta ve üçüncü sınıfta toplam 136 öğrencimiz var. Öğrenim dört yıllık bir lisans programıdır ve İngilizce olarak yürütülmektedir. Bölüm derslerini içinde bulunduğumuz akademik yılda, 9’u tam ve yarı zamanlı, 16’sı sektörden olmak üzere toplam 25 öğretim elemanı ile yürütüyoruz. Öğrencilerimiz diğer bölümlerdeki öğretim elemanlarından da bazı zorunlu ve seçmeli dersleri almaktadırlar.” Sektör hangi bilgilerle donatılmış mezunlar istiyor sorusuna yanıt vermeye çalıştık
“Lojistik; tüketici gereksinimini karşılamak üzere, ham madde temininden başlamak üzere, ürünün tüketildiği son noktaya kadar olan tedarik zinciri içindeki malzemelerin, servis hizmetlerinin ve bilgi akışının etkili ve verimli bir şekilde, her iki yöne doğru taşınması, bu faaliyetlerin planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Depolamada; depo yerinin seçiminden, raf düzeninin nasıl olacağı, teslim alma ve teslim etme yerlerinin nasıl olması gerektiği, Taşımada; hangi tür taşıma şeklinin uygula-
51 cılığı gibi dersler işlenmektedir” diyor. Bölümün, 2014-2015 akademik dönemde 80 öğrenci almayı planladığını, bu öğrencilerin 8’ine yüzde 100, 28’ine yüzde 50, 14’üne yüzde 25 burs verileceğini belirten Düztepe, alınacak olan 80 öğrenciden 50’sine çeşitli oranlarda burs olanağı yaratıldığının altını çiziyor. Bölüm olarak sektör uzmanlarıyla çalışıyoruz
nacağı, hangi araçların uygun olduğunun belirlenmesi, maliyet hesaplarının yapılması, Tedarikte; tedarik süreç ve teknikleri ve bunun yönetilmesi, bütün bunlar yapılırken teknolojiden yararlanabilmek, sürdürülebilir ve çevre dostu olarak bunları gerçekleştirebilmek, yasal yükümlülükleri yerine getirerek istenilen mal/hizmeti istenilen zamanda ve özelliklerde hazır bulundurabilmek lojistiğin ilgi alanlarıdır. Görüleceği gibi birçok bilim dalı ile ilgili olup disiplinler arası bir çalışmayı gerektirmektedir” diyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Düztepe, programı hazırlarken lojistik sektörünün gereksinimlerinden yola çıktıklarını ve ‘sektör hangi bilgilerle donatılmış mezunlar istiyor?” sorusuna yanıt vermeye çalıştıklarını ifade ediyor. Programın derslerini ve içeriklerini hazırlarken akademisyenler ve sektör çalışanlarının birlikte olduklarını kaydeden Düztepe, “Bun-
dan sonraki gelişmeleri de sektör çalışanları ile birlikte yapmayı planlıyoruz. İlk mezunlarımızdan itibaren mezunlarımızı da bu çalışma gurubumuz içerisine alacağız. Öğrencilerimizin programdaki zorunlu derslerle lojistik konusunda uzman, seçmeli derslerle de üniversite nosyonu kazanmış ve diğer öğretilerden yararlanarak lojistik konulara yaklaşabilecek bilgi düzeyine ulaşmasını hedefleyen bir program izlemekteyiz. Lojistik derslerinin daha iyi kavranabilmesi amacıyla; ekonomi, işletme, hukuk ve istatistik gibi derslerle birlikte, uzmanlaşmaya yönelik olarak tedarik zinciri yönetimi, lojistikte sayısal yöntemler, stok yönetimi, satın alma ve kontrat yönetimi, taşıma sistemleri, taşımada çoklu modeller, stratejik lojistik yönetimi, tedarik zincirinde modelleme, tedarik zincirinde risk yönetimi, taşımada sigortalama, liman işletmeciliği ve gümrük, lojistikte bilgi sistemleri, lojistikte kalite yönetimi, tehlikeli madde taşıma-
Türkiye’de 2000’li yılların lojistik eğitiminin üniversitelere girdiği yıllar olduğunu ifade eden Düztepe, Bu nedenle bu konuda eğitim almış olan, yeni mezunların olduğu bir dönemin yaşandığını ifade ediyor. Düztepe, bugün ülkemizdeki lojistik şirketlerin genel müdürleri, genel müdür yardımcıları ve bölüm sorumlularının büyük çoğunluğunun üniversitelerin lojistik programları dışındaki programlardan mezun olduklarını belirtiyor. ‘Seçkin lojistik şirketlerini başarı ile yöneten ve geliştiren bu değerli insanların üniversite dönemlerinde lojistik profesyonelliği veren programlar bulunmamaktaydı’ diyen Düztepe, “Lojistik konuları yaşadıkça öğrendiler, büyük zaman harcadılar, bazen de büyük sıkıntılarla karşılaştılar ve bugünkü başarılarını çok kolay elde etmediler. Bugün durum biraz daha farklı, üniversiteler sadece bu konuda uzmanlaşan mezunlar vermeye başladı. Önümüzdeki yıllarda lojistik şirketlerin üst düzey yönetiminde bu mezunları göreceğiz. Böylece zamandan kazanım sağlanacak. Mezunlar, diğer sektörlere göre daha hızlı büyüyen lojistik sektöründe daha hızlı ilerleyebilme sansını yakalayabilecekler. Bunu hem bireysel kazanım, hem sektörün kazanımı hem de ulusal ve uluslararası bir kazanım olarak değerlendirebiliriz. Ülkemizde 2 yıllık ön lisans ve 4 yıllık lisans lojistik programlarının sayısı hızla artarak 80’in üzerine çıkmakla birlikte, içerik ve yabancı dille eğitim verenlerin mezun sayısı, sektörün gereksinimi ile karşılaştırıldığında, bu sayının oldukça az olduğu söylenebilir. İngilizce ve çoğu zaman ikinci bir yabancı dil bilmeden var olmanın mümkün olmayacağı lojistik dünya düşünüldüğünde, iyi yetişmiş, profesyonel lojistikçilere olan gereksinim devam edecektir. BİLGİ bu süreçte gerekli temel ve lojistik alan bilgilerini içselleştirmiş, en az bir yabancı dil bi-
Temmuz 2014
52
RÖPORTAJ
len, dünya ile entegre olmuş, çevresinin farkında, teknolojiyi etkili kullanabilen ve çözüm üreten mezunlarıyla lojistik eğitiminde fark yaratacaktır. Bölümümüz sektörle işbirliği halinde gerek ders içeriklerini hazırlanması, gerekse derslerin işlenmesi sırasında sektör uzmanları ile çalışmaktadır. Dersler akademisyenler ve halen sektörde çalışanlar tarafından verilmektedir. Bu eğitim yılında sektörden 16 uzman derslerimize katkı sağlamaktadır. Bu yıl ikinci ve üçüncü sınıfı bitirecek olan öğrencilerimizden bazılarını Avrupa’daki lojistik şirketlerinde üç ay süreli olarak staj yapmaları için göndereceğiz” diyor. Bu staj süresince öğrencilerin Erasmus fonlarından yararlanacaklarını ve ülkelere göre değişmekle birlikte 400- 600 Euro arasında aylık parasal destek alacaklarını ifade eden Düztepe, bu yaz ilk olarak başlayacak uygulamanın çok önemli ve bölümlerine ayrıcalık kazandıracak bir uygulama olacağını ifade ediyor. Öğrenci değişim programı kapsamında bölümlerinden ders almış ve alacak olan yabancı öğrenciler olduğunu ifade eden Düztepe, “Bizim öğrencilerimiz de Erasmus öğrenci değişim programı kapsamında yabancı üniversitelerden ders alıp kredilerini transfer edebilmektedirler. Avrupa’da bulunan dört üniversitesinin bizimle benzer programları ile yapmış olduğumuz öğrenci değişimi anlaşması çerçevesinde, isteyen öğrencilerimiz bir ya da iki yarıyılını, Erasmus parasal desteğinden de yararlanarak bu üniversitelerde geçirebilir ve aldıkları derslerin kredilerini bölümümüze transfer edebi-
Temmuz 2014
lirler” diyor. Programın başarı ile tamamlanabilmesi için iki staj zorunluluğu olduğunun altını çizen Düztepe, birincisi ikinci sınıf bitiminde, ikincisinin üçüncü sınıf bitiminde yapıldığını söylüyor. Bunlardan birisini, özellikle ikincisini yurt dışında yapmalarını istediklerini ve öğrencileri bu yönde teşvik edip desteklediklerini ifade eden Düztepe, yurt içi stajı için ise derse gelen sektör çalışanlarının öğrencilere staj olanakları sunduklarını, ilk stajını tamamlayan öğrencilerden bazılarının iş tekliflerini aldıklarını sözlerine ekliyor. Sektör-üniversite iş ve güçbirliğine her zaman açığız
“Ülkemiz lojistik sektöründe lojistik şirket sahiplerinin de söylediği üzere ‘eğitimli ana elaman’ ihtiyacı hat safhada… Bu paralelde siz üniversite eğitimi olarak bu boşluğu doldurduğunuzu düşünüyor musunuz?” sorumuza yönelik olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararasi Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Düztepe, “Evet, kesinlikle düşünüyorum. BİLGİ’nin genel kazanımları olan, özgür düşünebilen, yaratıcılık yönü gelişmiş olmanın yanında; lojistik faaliyetin her alanında bilgi sahibi, bu konularda gerek duyabileceği ileri bilgi düzeyine ulaşabilmeyi bilen, lojistik problemleri anlayabilen, analiz eden ve çözüm önerileri oluşturabilen, stok, depolama, ulaştırma, satın alma, gümrük, sigorta, tedarik zinciri gibi temel konularda yeterli bilgiye sahip bu bilgiyi etkin kılabilmek için gerekli programları bilen ve kullanabilen yaşam boyu lojistiği öğrenebi-
lecek ve kendini geliştirebilecek donanıma sahip mezunlar vermek hedefimizdir. Mezunlarımız sektördeki lojistik eğitimli eleman açığının kapatılmasına direkt katkı sağlayacak olup, lojistik eğitimi almış yöneticilerle sektörün daha ileriye gideceğini hep birlikte göreceğiz” diyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ile şu ana kadar ortak bir çalışmalarının olmadığını dile getiren Düztepe, lojistik alanda faaliyet gösteren tüm firma, kurum ve kuruluşlar ile işbirliğine ve çalışmaya hazır olduklarını ifade ediyor. Üniversitesektör işbirliği sayesinde, akademik çalışma gerektiren projelerde katkı sağlanabileceğini, ortak çalışmalar yapabileceğini, sektördeki birikimi eğitime aktarabileceklerini ifade eden Düztepe, lojistiğin aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğu için durağanlığı sevmeyen, sürekli hareket içerisinde olmayı arzu eden, gerektiğinde 24 saat işi ile yaşayabilecek, lojistik sektöründe gelecek gören gençlerin bu bölümü seçmelerini önerebileceğini belirtiyor. Sektörün uzmana gereksinim duymasını ve hızlı büyümesinin bir artı değer olarak kabul edilebileceğini belirten Düztepe, lojistiğin herhangi bir alanında, aile işletmesi olarak faaliyet gerçekleştiren ve bu işletmeleri devam ettirecek olan gençlere de önerilebilecek bir program olduğunu söylüyor. Son olarak Düztepe, lojistiğe ilgi duyan ve lojistiği seven, problem çözmeye meraklı, sürekli kendisini geliştirmeye istekli olan bütün öğrencileri bölümlerine beklediklerini vurguluyor.
53
Mercedes-Benz Türk Eğitim Alanında da Öncülüğünü Sürdürüyor
Mercedes-Benz Türk, müşterilerine “Sürücü Eğitimleri” vermeye devam ediyor. Mercedes-Benz Türk Sürücü Eğitimleri” kapsamında 2013 yılında şehirlerarası otobüs müşterileri ara-
sından 725, şehir içi otobüs müşterilerinden 15, kamyon müşterilerinden 4.371, hafif ticari araç müşterilerinden ise 154 sürücü ekonomik sürüş eğitimi aldılar. Mercedes-Benz Türk, karayolu taşımacılığının en önemli faktörü olan insana, sürücü ve yolcuların güvenliğine yatırım yaparak karayolu trafik emniyetine yönelik hassasiyetini gösteriyor ve sürekli müşteri memnuniyetini ön planda tutmaya devam ediyor. Bu kapsamda şirket, otobüs ve kamyonda filo ve bireysel müşterilerine yönelik 10 yıldan fazla süredir düzenlemekte olduğu “Sürücü Eğitimleri”ni 2014 yılında da sürdürüyor. Mercedes-Benz Türk’ün “Ekonomik Araç Kullanım Eğitimi” ve “Araç Tanıtım Eğitimi” olarak iki-
ye ayırdığı eğitim programı, Otobüs için İstanbul Hadımköy’de bulunan eğitim tesislerinde, kamyon için Aksaray fabrikasında, ya da müşterilerin lokasyonlarında yapılıyor, teorik ve pratik eğitimler olarak uygulanıyor. Tanıtım eğitimlerinde, araçların teknik tanıtımı yapılırken, Mercedes-Benz otobüs ve kamyon teknolojisinin verimli kullanılması, böylece sürüş, yük ve yolcu taşıma performansının arttırılması hedefleniyor. Ekonomik sürüş eğitimleriyle de, Mercedes-Benz ticari araçlar teknolojilerinin verimli kullanılması, yeni sürüş felsefesi sayesinde müşteri karlılığının ve verimliliğinin arttırılması, yakıt, bakım ve sarf malzeme giderlerinin azaltılarak işletmelerin tasarruf sağlaması hedefleniyor.
Scania, Krone, Meiller için Ankara Ağır Vasıta’dan İzmir’de modern tesis Scania, Krone, Meiller markaları için İzmir’de hizmet verecek olan Ankara Ağır Vasıta’nın modern tesisi törenle hizmete açıldı… Doğuş Otomotiv tarafından distribütörlük faaliyetleri yürütülen Scania, Krone, Meiller markalarının Yetkili Satıcı ve Servisi Ankara Ağır Vasıta’nın İzmir’deki yeni tesisi, düzenlenen törenle hizmete girdi. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, Doğuş Otomotiv Scania, Krone, Meiller Genel Müdürü İlhami Eksin ve Ankara Ağır Vasıta Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mutlubaş ile çok sayıda davetlinin katıldığı törenle hizmete açılan modern tesis, 10 milyon TL. harcanarak 10 bin m2’lik bir alanda inşa edildi. Ankara Ağır Vasıta’nın tesisinde 4 bin m2 servis, 500 m2 showroom ve 5 bin 500 metrekare açık alan bulunuyor. Scania, Krone, Meiller markalarına İzmir ve çevresi için hizmet verecek Ankara Ağır Vasıta’da 42 uzman çalışan ve 2 adet tam donanımlı acil servis aracı bulunuyor. Ankara Ağır Vasıta’nın yeni tesisinin açılış töreninde bir konuşma yapan Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan
Acar, mükemmel hizmet anlayışları doğrultusunda ve otomotiv sektörünün her halkasında güçlü bir şekilde yer aldıklarını belirterek, “Bu tesisin altında çok ciddi bir emek ve çalışma yatıyor. Bu tesisi İzmir’e kazandırdığı için Mustafa Mutlubaş’a teşekkür ediyor, tesisimizin bölgeye ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Ankara Ağır Vasıta, İzmir’de 1 numaralı hizmet vermek için burada” dedi. Acar: Liderliğimizi devam ettiriyoruz
Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar,, “Doğuş Otomotiv olarak, ilk 5 aylık sonuçlara baktığımızda liderliğimizi devam ettiriyoruz. Scania’da da aynı şekilde liderlik için çalışıyoruz. Scania, Krone, Meiller ile İzmir ve ülkemizi daha iyi yerlere taşımaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Ankara Ağır Vasıta Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mutlubaş ise, Ankara Ağır Vasıta’nın tüm ağır vasıta kullanıcıları ve nakliye şirketleri için önemli bir merkez olacağını kaydederek, “2006 yılından bu yana Doğuş Otomotiv’in Yetkili Satıcı ve Ser-
visi olarak hizmet veriyoruz. Sürekli gelişen ve büyüyen bir ailenin mensubu olmak, yeni yatırımlarımızı hayata geçirmemize yardımcı oluyor” diye konuştu. Mutlubaş, uzun vadeli, karşılıklı güvene dayalı ve her iki taraf için de kârlı bir ortaklığın sağlandığını söyleyerek, 10 milyon TL’lik yatırımla gerçekleştirdiğimiz bu tesis 4 bin m2 servis 500 m2 showroom ve 5 bin 500 m2 açık alan olmak üzere toplam 10 bin m2 alanda faaliyet göstermektedir. 42 çalışanımız, 2 adet tam donanımlı acil servis aracımız ile günde yaklaşık 30 adet araca hizmet verebilmekteyiz” dedi. Temmuz 2014
54
KISALAR
Transportx.com’da daha fazla firma daha fazla yük! Taşıyıcıları ve yükverenleri bir araya getiren Transportx.com büyümeye devam ediyor. Kara yolundan sonra deniz ve hava yolu taşıyıcıları ile yeni yükverenlerinin sisteme katılmasının ardından sistemdeki hareketlilik her geçen gün artıyor. Ücretsiz nakliye ve yük arama motoru Transportx. com’un mevcut aktif kullanıcı sayısı artmaya devam ediyor. Şu anda aktif bini aşkın üyesi bulunan platformu yaklaşık 600 yükverenin yanı sıra 400’ü aşkın taşıyıcı ve forwarder kullanıyor. Üyelerinin yaklaşık yüzde 55’ini yükverenlerin oluşturduğu Transportx.com’da, her sektörden firma yer alıyor. En çok metal & makine
sanayi sektörüne ait firma bulunan sistemde metal & makine sanayi sektörünü, tekstil & dokuma, inşaat & yapı malzemeleri üretimi/satış, gıda sanayi ve plastik sanayi takip ediyor. Ocak 2014 tarihinde yük ilanının sisteme katılmasıyla beraber sistemdeki hareketlenme de göze çarpıyor. Ocak 2014’te 907 toplam girişin yapıldığı Transportx.com’da Şubat’ta 917, Mart’ta 1007, Nisan’da 1650, Mayıs ayında ise 2212 giriş sağlandığı gözleniyor. Bununla beraber bırakılan boş araç ve yük ilanları sayısındaki artış da dikkat çekiyor. Farklı kullanıcılar tarafından Mart ayında 31 boş araç, 44 yük ilanı, Nisan’da
74 boş araç, 80 yük ilanı bırakılırken Mayıs ayında bu sayı 90 boş araç ve 137 yük ilanı olarak raporlanıyor. Hava, deniz ve kara yolu taşıyıcılarının ve yükverenlerinin bir arada bulunduğu Transportx.com, üyelikleri yılsonuna kadar ücretsiz olarak kabul etmeye devam ediyor.
40. yaşını kutlayan Lassa’dan ‘Yeşil’ lastik Brisa’nın lastik sektöründe 40’ıncı yılını kutlayan markası Lassa, sağlamlık, yakıt tasarrufu ve uzun ömür performanslarını bir araya getirerek geliştirdiği ekonomi segmentindeki yeni ürünü ‘Greenways’i pazara sundu. Düşük yuvarlanma direnci ve yeni teknoloji hafif konstrüksiyonu sayesinde yakıt tüketimini azaltarak, hem kullanıcının bütçesine hem de çevrenin korunmasına katkı sağlayan Greenways, şehir içi kullanıma yönelik en fazla 1,6 lt motora sahip kompakt ve orta sınıf araçları tercih eden sürücülere hitap ediyor. Sağlamlık ve ömür testlerinden başarıyla geçen lastik, Türkiye’de geliştirilen özel asimetrik deseniyle, hem kuru hem de ıslak zeminde, Lassa’nın ekonomi segmentindeki bir önceki nesil desenine göre
iyileştirilmiş ıslak fren mesafesiyle iyi bir performans sergiliyor. Suda kızaklama ve kaza riskini en aza indirerek, kullanıcılarına güvenli bir sürüş sağlıyor. 20 bin kilometrede yaklaşık 500 TL yakıt tasarrufu
Lassa Greenways’in düşük yuvarlanma direnci, ıslak ve kuru zemin performansıyla genel sürüş konforundaki başarısı, TUV testlerinde kanıtlandı. Greenways, bir önceki nesil Lassa desenine göre, hafif konstrüksiyonu, optimize edilmiş diş derinliği, yeni teknolojilerle geliştirilmiş modern deseni sayesinde yaklaşık yüzde 5,5 yakıt tasarrufu ile etiket değerlerinde de iyileşme göstererek, 20 bin km’de yaklaşık 500
Güneydoğu’nun tekstil ihracatı arttı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yılın ilk 6 ayındaki tekstil ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 1 milyar 523 milyon dolara yükseldi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden 2014’ün ilk yarısında gerçekleştirilen tekstil ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 1 milyar 523 milyon dolara ulaştı. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri verilerinden derlenen bil-
Temmuz 2014
gilere göre, bölgenin ocak-haziran dönemi ihracatı 4 milyar 535 milyon 203 bin dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk 6 ayındaki tekstil ihracatı ise geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 1 milyar 523 milyon dolara yükseldi. Tekstil ihracatı içinde en fazla payı 347 milyon 788 bin dolarla kimya ürünleri aldı. Bu ürünü 257 milyon 474 bin dolarla konfeksiyon takip etti.
TL gibi bir yakıt tasarrufu sağlıyor. Türkiye’nin farklı yol koşullarında test edilen çevreci ve uzun ömürlü Lassa Greenways, hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda 14 inç ve 15 inç ebatlarda jant kullanan orta segment, kompakt ve ekonomik binek otomobil sürücüleri için 17 farklı ebatla pazara sunuldu. Yeni Greenways, Lassa, Bridgestone, OtoPratik ve Lastiğim tabelalı satış ve hizmet noktalarında araç sahipleriyle buluşuyor. Greenways lastiklerle birlikte sağlanan Lassa Yol Yardımı hizmeti de, 7 gün 24 saat boyunca, yolda ihtiyaç duyulan her anda ihtiyaçlara cevap veriyor.
55
Gençlere ihracatı ihracatçılar öğretecek Özel üniversitelerin eğitim hayatımıza girmesiyle beraber iş dünyası ve meslek örgütleri de özel üniversitelerin ihtiyaçlarına cevap olma yolunda ilerliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), gençlere ihracat süreçlerini daha iyi anlatmak için Nişantaşı Üniversitesi ile bir protokol imzaladı. tokol imzaladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin’in imzaladığı protokole göre TİM, üniversite bünyesinde yürütülen uluslararası ticaret ve lojistik lisans programı ile dış ticaret ve lojistik ön lisans programlarının içeriklerini denetleyecek, müfredatlarının geliştirilmesi konusunda üniversiteye teknik destek verecek.
cı olduğu alanlarda eğitim almalarının, onların mezun olduktan sonra iş bulmalarını da hızlandıracağını dile getiren Alkin, imzalanan protokol ile üniversitenin, TİM ve ihracatçı birliklerine kurum içi eğitim seminerleri, belli konularda bilgilendirme toplantıları ve bilimsel konferanslar düzenleyeceğini ve TİM’in ihtiyaç duyduğu konularda bilimsel çalışmalar yapacağını söyledi.
Gençler, ihracatçının ihtiyacına göre yetiştirilecek
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bu hedefe ulaşmak için önemli bir adım daha attı. İhracatçıları Ar-Ge, inovasyon, marka ve modaya yönlendirerek katma değeri yüksek ürün üretmeye teşvik eden TİM, ihracatçıların eğitimli iş gücü sorununu çözmek amacıyla da Nişantaşı Üniversitesi ile bir pro-
İş dünyasında en büyük sermayenin insan kaynağı olduğunu belirten TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şirketlerde bu konuda büyük açık olduğunu bildirdi. Büyükekşi, Nişantaşı Üniversitesi ile yaptıkları işbirliğinin, ihracat camiasının eğitimli iş gücü ihtiyacının karşılanması ve 500 milyar dolar hedefine ulaşmak için önemli bir adım olduğunu vurguladı. Mezuniyet sonrası iş imkanları artacak
Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin de ilk kez bir üniversitenin içerik denetimini konunun uzmanı olan bir kuruma açtığını belirtti. Gençlerin ihracatçıların ihtiya-
Üniversite-sektör işbirliği şart Ekonomik büyümesini tamamlamış önemli ülkelerin en önemli göstergelerinden biri de üniversite-sanayi iş ve güçbirliği. Ülkemizde son dönemlerde özel üniversitelerin eğitim hayatına girmesiyle beraber üniversite-sektör işbirliği artıyor. Nişantaşı Üniversitesi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi arasında imzalanan bu protokolle öğrenciler uygulamalı olarak ihracatta yaşanan tüm süreçleri birebir görebilecekler.
Temmuz 2014
56
EĞİTİM
Kordsa Global ve Sabancı Üniversitesi stratejik işbirliği örnek oluyor Üniversite-sanayi işbirliğinde model şirket Kordsa Global, bu doğrultuda bir adım daha attı. Sabancı Üniversitesi ile “Stratejik İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi” imzalayan lastik takviye malzemeleri sektörünün dünya lideri firması Kordsa Global, bilim dünyasıyla iletişimini güçlendiriyor. Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker ve Kordsa Global CEO’su Cenk Alper’in katılımlarıyla gerçekleşen imza töreniyle uygulamaya başlanan sözleşme kapsamında Kordsa Global üniversitenin bilimsel birikiminde yararlanma imkânı elde etti. Sabancı Üniversitesi araştırma cihaz/ ekipmanlarına düzenli erişim, Sabancı Üniversitesi ve MIT (Massachusetts Institute of Technology) öğretim üyelerinden danışmanlık, Mühendislik ve Yönetim bilimleri konularında eğitim destekleri, Bilgi Merkezi üyeliği ve kampüs sosyal imkânlarından yararlanma olanaklarına sahip olan Kordsa Global, SUNUM ’da (Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi) yönlendirme kuruluğu üyeliği de yapacak. Sözleşmeyi değerlendiren Kordsa Global CEO’su Cenk Alper, Kordsa Global’in sanayi ve bilim dünyası işbirliğinde model bir şirket haline geldiğini belirterek şunları söyledi: “Hizmet verdiğimiz lastik sektörü ve yeni ürünlerimizle var olacağımız inşaat ve kompozit alanlarında teknolojiye hâkimiyet çok önemli bir rekabet avantajı getiriyor. Değer yaratan buluşlar, bir başka deyişle inovasyon, çağımızda ekonominin motoru durumunda. Kordsa Global olarak bu yöndeki çalışmalarımızı pek çok koldan sürdürüyoruz ve Sabancı Üniversitesi ile yaptığımız bu anlaşma ile de önemli bir ivme kazanıyoruz. Sayın Rektörümüz Nihat Berker’e ve Sabancı Üniversitesi’nin değerli üyelerine bize bu değerli olanağı sundukları için çok teşekkür ediyorum. Yararlanma imkânı bulacağımız bilimsel birikimi, işimize en iyi şekilde yansıtmak için gayret ediyor olacağız” dedi. Sabancı Üniversitesi sanayi projeleri ile farkını ortaya koyuyor Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker, günümüz bilgi temelli toplum yapısı içinde, sanayi kuruluşları için Temmuz 2014
Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker ve Kordsa Global CEO’su Cenk Alper
üniversitelerde üretilen yeni bilginin ve yeni teknolojilerin ortaya çıkarılması, üniversite-sanayi işbirliği sonucunda oluşan bilginin ve teknoloji transferinin inovasyon sürecini hızlandırması ve iş sonuçlarına olumlu yönde etkiler doğurması sebebi ile önemini artırmakta olduğunu söyledi. Üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının koordinasyon içerisinde çalışıyor olmasının ülkemize büyük katma değer sağlayacağını belirten Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker, gelecek ile ilgili kaygı duymamak için bu iki kurumun kamu ile beraber sıkı bir işbirliği içinde çalışmalarını sürdürmeleri gerektiğini belirtti. Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan bugüne Türkiye’de eğitim ve öğretime fark getirecek bir yapı ile üniversite – sanayi işbirliği konusunda öncü olmaya devam etmekte olduğunu belirten Nihat Berker, Sabancı Üniversitesi’nin yenilikçiliğe, girişimciliğe ve yaratıcılığa oldukça fazla önem vermekte; bilimsel çalışmala-
rı iş dünyası ile buluşturmakta olduğunu söyledi. Bu bağlamda üniversite çatısı altında görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilerin çalışmalarının, kamu yararına olması çabası içerisinde, patentlerin alınması, fikri mülkiyetin tescillenmesi ve ticarileştirilmesi yolunda ilk gerçek organizasyon ve yapıyı kuran üniversite olduğuna da dikkat çekti. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın politikaları çerçevesinde Türkiye’nin geleceği için çok önemli olan bu konunun desteklenmesi, teşvik edilmesi ve örnek gösterilmesi için objektif bir değerlendirme ile TÜBİTAK tarafından iki yıldır oluşturulan Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi’nde Sabancı Üniversitesi, tüm Türkiye’deki üniversiteler arasında yapılan değerlendirmeler sonucunda ilk sırada yer alan vakıf üniversitesi olduğunu hatırlatan Nihat Berker, Kordsa ile verimli ve uzun soluklu bir işbirliği sürdüreceğimize yürekten inandığını belirtti.
57
Türk insanı imitasyon otomotiv parçalarına güvenmiyor Honeywell’in Türkiye’de ‘taklit ürün kullanımı’ ile ilgili araştırması ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Araştırmaya katılanların yüzde 74’ü otomotiv dışında taklit ürün aldığını belirtirken yalnızca yüzde 18’i imitasyon otomobil parçalarına güven duyduğunu ifade ediyor. Honeywell, ucuz diye alınan taklit ürünlerin uzun vadede düşük motor performansı, yüksek yakıt gideri ve kaza gibi sonuçlara neden olduğu gerekçesiyle tüketicileri uyarıyor. Dünyanın lider otomotiv turboşarj üreticisi Honeywell (NYSE: HON) Turbo Technologies ile Ipsos araştırma şirketinin yaptığı, ‘Türkiye’de imitasyon ürün kullanımı’ ile ilgili anket ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Türkiye’deki her 5 tüketiciden 4’ü saat, aksesuar, güneş gözlüğü, çanta gibi ürünlerin ucuz taklitlerini rahatlıkla bulabildiklerini belirtiyor. İş otomotive geldiğinde ise tüketici güvenliğe her şeyden daha fazla değer veriyor. Honeywell’in araştırmasına göre, ülkemizde tüketiciler dikkat çekmek için farklı kategorilerde düşük fiyatlı taklit ürünlerin cazibesine kapılmalarına rağmen, kişisel güvenlik konusunda karar alırken çok daha seçici davranıyor. Araştırmadan çıkan temel bulgular
• Güneş gözlükleri, saatler, aksesuarlar ve ayakkabılar: Bu kategoriler taklitleri en çok tercih edilen ürünler olarak öne çıkıyor. Anketi cevaplayanların yüzde 74’ü kendilerinin veya tanıdıklarının bilerek ucuz taklit, kopya veya imitasyon aldıklarını kabul ediyor. • Taklit otomobil yedek parçaları: Ankete katılanların yalnızca yüzde 13’ü, sahte bir otomobil veya motor yedek parçası aldığını belirtiyor ve bu durum, iş kişisel güvenliğe geldiğinde, Türk tüketicilerin aslında orijinal bir ürüne yatırım yapmayı tercih ettiğini ortaya koyuyor. Araştırma, otomobilleri ile hobi olarak ilgilenmeyi seven Türk erkeklerinin bile, oto sanayi sitelerine veya yetkisiz servislere kolay kolay güvenmediğini gösteriyor. • Türkiye pazarında turbo motorlarındaki yükseliş: Güvenilir yedek parçaya olan ihtiyaç sektör rakamlarına da yansıyor. Araştırma 2013 yılında Türkiye’de satılan yeni arabaların yüzde 77’sinde turbo motorların olduğu-
nu ortaya çıkarıyor. Bu oran 2014’ün ilk çeyreğinde – yüzde 67’lik turbo dizel satışlarının da etkisiyle - yüzde 82’ye ulaşmış durumda. • Küresel pazarda turbo teknolojideki büyüme: Honeywell dünya genelindeki turboşarj kullanımının 2018’e kadar yüzde 7’lik bir büyümeyle yüzde 38’e ulaşacağını öngörüyor İmitasyon yedek parçalarında araçlar, sürücüler ve yolcular için pek çok tehlike bulunuyor
Honeywell Turbo Technologies’in Bağımsız Satış Sonrası Piyasası Global Yöneticisi Clement de Valon, “Ucuz taklit parçaları satın almak ilk başta maliyet açısından daha karlı gibi görünse de, pek çok durumda bu tasarruf kısa süreli oluyor. Tüketicinin daha düşük kalitede, taklit parçalar satın alarak girdiği risk, sürüp giden tamirlere, yakıt ekonomisi kaybına ve en önemlisi de kazalara yol açabilecek güvenlik sorunlarına neden olabiliyor. Tüm bu faktörler müşteriye olan maliyetin önemli miktarda artmasına yol açıyor, ancak ilk adımda orijinal bir parçaya gerekli yatırımı yapmak daha fazla tasarruf edil-
mesini sağlıyor” diye konuştu. De Valon, tüm Türkiye’de Garrett® Yetkili Merkezleri’ni hizmete açmaya başladıklarını belirterek, “Biz ürünlerimizin güvenilirliğini çok ciddiye alıyoruz ve taklit otomotiv parçalarının, kamu güvenliğini riske atacak şekilde kolaylıkla bulunabilmesinden endişe duyuyoruz. Yetkili merkezlerimizle gerçek ve yüksek kaliteli ürünlerimizin tüm Türkiye’de tüm mekanik teknisyenlerce kolayca erişilmesini sağlayarak taklit yedek parça sorununa çözüm bulma konusunda ilk adımı attığımıza inanıyoruz” dedi. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi Metalürji Bölümü’nden Doçent Dr. Şeref Sönmez; “İmitasyon otomobil yedek parçalarında araçlar, sürücüler ve yolcular için pek çok tehlike bulunuyor” dedi. Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü; “Taklit ürünlerin standardizasyonu konusunda maalesef hiçbir prosedür mevcut değil; uygun malzemelerin seçilip seçilmediğine dair hiçbir kontrol yapılmıyor. Buna ek olarak, üretim yöntemleri de çoğunlukla mevzuatlara uygun yürütülmüyor. Bu durum güvenlik risklerine yol açabiliyor” ifadesini kullandı. Temmuz 2014
58
GIDA
Baltalı: Çözüm ortağı mantığıyla çalışabilen lojistik firmaları tercihimiz oluyor Yaptıkları işte pazara zamanında ulaşabilmenin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Baltalı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Funda Özer Baltalı, çözüm ortağı mantığı ile hareket eden, bilinirliği olan, kurumsallaşmış, müşteri odaklı çalışan lojistik firmalarını tercih ettiklerini ifade ediyor. Baltalı Gıda, 2008 yılında İzmir Seferihisar Düzce Köyü’nde kuruluyor. İlk önce bir keçi çiftliği ile yola çıkılıyor, daha sonrasında da aynı alanda süt ve süt ürünleri işlemek üzere tesis kuruluyor. Şu anda firmanın yaklaşık 45 personeli var. Baltalı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Funda Özer Baltalı, “Ürün segmentimizde, yüzde 100 keçi sütü ile ürettiğimiz, günlük yüzde 100 keçi sütü, günlük light yüzde 100 keçi sütü, UHT yüzde 100 keçi sütü ve klasik peynirlerden; keçi peyniri, tulum peyniri, kaşar peyniTemmuz 2014
ri, lor peyniri, sürülebilir peynir, krem keçi peyniri, labneh, armola, hellim peyniri, dil peyniri, Fransız tipi peynirlerden büş peyniri bulunmaktadır” diyor. Gıda sektöründe yer alan bir şirket olarak hammadde temininden; kullanılan malzemeye; üretim şartlarından; ürünün tüketilmesine kadar olan zincirde hiçbir aksaklığa veya dikkatsizliğe neden olamayacaklarını ifade eden Baltalı, “Bu bilinçte üretim yapan bir firma olarak; alıcılarımız nezdinde tüm dünyada geçerli uluslararası tedarikçi sıfa-
tına haiz olduğumuz kalite belgelerimiz olduğu gibi ISO 9000 ; ISO 22000 sertifikalarımız bulunmaktadır.Bu ay sonu itibariyle BRC sertifikası alınmak üzeredir” diyor. Kendi alanında tek firma ve pazar lideri
“İnek, koyun sütü kullanmadan sadece ve sadece yüzde 100 keçi sütü kullanarak pastörize günlük süt; UHT süt ve yüzde 100 keçi sütünden 15 çeşit peynir üretip bunu yılın her günü başta ulusal zincir mağa-
59 sınır komşularımız Azerbeycan, Kıbrıs, Kuveyt vb. gibi ülkelere yapıyoruz” diyen Baltalı, çalışma ve denetimlerine tabi oldukları AB onaylı süt tesisi lisansını aldıktan sonra AB üye ülkelerine ihracat yapma şansına sahip olacaklarının da altını çiziyor. Lojistik firmalarından zamanında ve sorunsuz teslimat bekliyoruz
zaları ve şarküterilerde tüketicilerimize sunan firmamız kendi alanında tek firmadır; pazar lideridir. Keçi sütü pazarının Türkiye süt üretiminde payının manda sütü ile birlikte yüzde 1-2 seviyesinde olduğunu düşünürsek; piyasa oldukça küçük hacimli ancak her yıl düzenli artış gösteren bir yapıdadır. Lider olduğumuz bu piyasa yapısında uzun vade hedefimiz pazarı daha da büyüterek liderliğimizi sürdürmektir” diyen Baltalı, 2013 yılında şirket olarak cirolarını yüzde 100 artırdıklarını belirtiyor. 2014 içinde bilançolarının ülkemiz ekonomisindeki büyüme tahminine göre yüzde 60 ila yüzde 70 oranında büyümesini beklediklerini ifade eden Baltalı, yatırım olarak ürün gamlarında tereyağ ve yoğurt üretimini planladıklarını ifade ediyor. “İhracat; ülke ekonomisinin iç talep ağırlıklı büyümesinin zorlandığı durumlarda hem kapasite kullanım oranlarını gerçekleştirmek hem azalan iç talebi ikame etmek amacıyla her şirket için olduğu gibi bizim için de önemli bir imkan. Daha çok
İhracat yapacakları ülke ile olan ithalat-ihracat işlemlerinde, o ülkeye taşıma yapan ve en yüksek payı almış nakliye şirketlerini tercih ettiklerini ifade eden Baltalı, bu tür firmaların daha uzmanlaşmış ve parsiyel taşıma, gümrükleme vb. konularında daha branşlaşmış olduklarını belirtiyor. Bu tür firmaların işlemlerinde kendilerine çok zaman kazandırdıklarını ifade eden Baltalı, “Lojistik firmasından beklentimiz tabi ki zamanında ve sorunsuz teslimatın gerçekleştirilmesidir. Çalıştığımız firmalarımız bu beklentimizi karşılıyor. Üretimimizde gösterdiğimiz sorumluluk-kalite ve iş yapma konularındaki titizliğimizi; verdiği hizmet kalitesi ile ürünümüze katma değer olarak yansıtabilecek lojistik firmaları her seçkin markanın portföyünde yer alır” diyor. Kendi işlerinde lojistiğin son derece önemli olduğunu ifade eden Baltalı, lojistik firmalarından sadece ‘taşıma’ beklemediklerini, aynı zamanda çalıştıkları lojistik firmalarından çözüm ortağı ve partnerlik de beklediklerini ifade ediyor. Sorun çözmede esneklik gösteren lojistik firmaları her zaman tercihimiz oluyor
“İşini kaliteli ve titiz yapan, planlandığı gibi zamanında teslimat yapan ve sorun çözmede esneklik gösteren
lojistik firmalarımızın her zaman başarılı olacağına inanıyoruz. Sektörde yer alan çok başarılı firmalarımız bunun güzel bir örneğini oluşturuyor” diyen Baltalı, karşılaştıkları ya da karşılaşabilecekleri sorunlarda lojistik firmalarında çözüm ortağı anlayışı ile hareket etmelerini beklediklerini belirtiyor. Baltalı, “Tüm sektörlerin ana omurgası olarak gördüğümüz lojistik sektörünün geçmiş yıllardan bu yana sağlamış olduğu gelişme ve başarılar firmamızı ve ülkemizi gururlandırıyor. Onların desteği ile ürünlerimizi satış noktalarına sevk ediyor, satışa dönüştürebiliyoruz” diyor. Zaman ve hız kavramının kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Baltalı, kendi işlerinde özellikle müşteri ve pazara ulaşabilme anlamında lojistik şirketlerine büyük sorumluluk düştüğünü ve bu sorumluluğu taşıyabilecek, bu bilinçle hareket edebilecek lojistik firmaları ile çalışmanın kendilerine katma değer sağladığını belirtiyor.
Temmuz 2014
60
GÜNCEL
Batı Karadeniz Lojistik Yatırımları Bekliyor Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) Genel Sekreteri Faruk Tezel, lojistik sektörü için uygun bir lokasyondan bulunduklarını ve bölgenin lojistik yatırımlarına uygun olduğunu vurguluyor. Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA), faaliyete başladığı tarih itibariyle 7 adet Mali Destek Programı ilan ediyor. Bunlardan ilki 2010 Yılı İşletmelerin Ekonomik Gücünü ve Rekabet Kabiliyetini Arttırmaya Yönelik Mali Destek Programı. Ardından 2011 Yılı KOBİ ve Sosyal Kalkınma, 2013 KOBİ ve Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programları yürütülüyor. Şu anda ise 2014 Yılı KOBİ ve Sosyal Kalkınma Mali Destek Programları yürütülüyor. Mali Destek Programları’nın yanı sıra 2011, 2012 ve 2013 yıllarında Doğrudan Faaliyet Destek Programı ve 2012 ve 2013 yıllarında Teknik Destek Programı yürütülüyor. 2014 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği ve Teknik Destek programları ilan ediliyor ve yıl boyunca başvuruya açık... Ajansta genel sekreter dâhil 28 kişi çalışıyor. 22 uzman ve 5 destek personeli bulunuyor. Konuyla ilgili olarak BAKKA Genel Sekreteri Faruk Tezel şu bilgileri veriyor: “Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı Zonguldak Merkezli TR81 Düzey 2 Bölgesi’nde kurulmuştur. Eski Zonguldak olarak da tabir edebileceğimiz Zonguldak, Karabük ve Bartın illerinde faaliyette bulunmaktadır. Batı Karadeniz Bölgesi ülke ithalatının yaklaşık yüzde 1’ini gerçekleştirmektedir. 2002 yılından 2012 yılına kadar geçen 10 yıllık süreçte bölTemmuz 2014
ge payı yüzde 0,74 ila yüzde 1,35 arasında değişmiştir. Bölgede en fazla ithalatını Zonguldak İli gerçekleştirmektedir. 2008 yılına kadar bölge ithalatının yaklaşık yüzde 90’lık kısmını tek başına yapan il, her sene payının bir kısmını Karabük İline aktarmıştır. İthalatçı firma başına 16 Milyon 538 bin dolar ithalat yapılmıştır. Kişi başına ithalat ise 2 bin 512 dolardır. Karabük İlinde ithalatçı firma başına 16 Milyon ABD Doları ithalat yapılmıştır. Kişi başına ithalat ise 1.902 dolardır. Bartın İlinin ithalattaki bölge payı 10 yıllık süreç içerisinde neredeyse hiç değişmemiş ve yüzde 1’lik seviyesini korumuştur. İthalatçı firma başına 742 bin dolar ithalat yapılmıştır. Kişi başına ithalat ise 79 dolar seviyesindedir.” Zonguldak bölgenin ihracatına yön veriyor
Bölge genelinde ithal edilen ürünlerin sektörel dağılımları incelendiğinde yaklaşık yüzde 63’lük payıyla en fazla madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe ürün ithal edildiği görülüyor. Bu sektörü yüzde 30,61’lik payı ile imalat sektörü ve yüzde 6’lık payıyla toptan ve perakende ticaret takip ediyor. Son on yıllık süreç incelendiğinde Batı Karadeniz Bölgesi’nin ülke ihracatındaki payının yüzde 0,12 ila yüzde 0,5 arasın-
da değiştiği görülüyor. Bölgenin ihracat performansı açısından son beş yıllık performansı dikkate alındığında on yedinci, on sekizinci ve on dokuzuncu sıralarda yer aldığı görülüyor. Bölgenin ihracatına yön veren il Zonguldak. Son yıllarda ise Karabük ilinin yükselen performansıyla birlikte bölge ihracatı da farklı bir eğim kazanmış durumda. Karabük ili bölge ihracatının yaklaşık yüzde 33’lük kısmını oluşturuyor. Bartın ilinin bölge payı yıllar itibarıyla değişse de genellikle yüzde 3 seviyesinde kalmış durumda. Bölge ihracatına yön veren sektörler incelendiğinde Zonguldak ve Karabük İllerinin de ihracatına yön veren çelik sektörünün baskın olduğu anlaşılıyor. Bu sektörü çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörü takip ediyor. Diğer sektörlerin payları nispeten daha az yer kaplıyor. Bölge ihracatında en fazla söz sahibi olan ülke Romanya. Romanya’yı, ABD ve Fas takip ediyor. Bölgeden 137 farklı ülkeye ihracat yapılıyor. BAKKA’nın desteklediği projeler
BAKKA hizmete başlanan 2010 yılı mart ayından itibaren TR81 Düzey 2 Bölgesi olarak belirlenmiş Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin hem eko-
61 nomik hem de sosyal yaşantısına ciddi katkı sağlayacak mali destek programlarını başarı ile gerçekleştiriyor. Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki işletmelerin mali ve teknik kapasiteleri ile rekabet güçlerinin çevreye duyarlı bir şekilde geliştirilmesi, sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması ve istihdamın artırılması amacıyla 2010 yılında KOBİ’lere yönelik gerçekleştirilen Mali Destek Programı (MDP) tamamlandığında 563 kişilik istihdam sağlanıyor. Bu program kapsamında projelerini başarıyla tamamlayan işletmeler; organik reçel, atık yağ ve bitkisel kaynaklı biodizel, pet bardak su, bölge sütüyle üretilmiş mozeralla peyniri gibi 57 adet yeni ürün üretim kapasitesine sahip oluyor ve bölgenin ilk ısıl işlem yatırımı ve döküm ünitesi ülke ağır sanayisine kazandırılıyor. BAKKA Genel Sekreteri Tezel, “MDP kapsamında sözleşme imzalayan firmalar tarafından 18 milyon 863 bin 732 TL tutarında toplam 465 adet yeni makine ekipman yatırımı gerçekleştirilmiştir. Program sürecini başarıyla tamamlayan 37 projeye Zonguldak’ta 4 milyon 349 bin 332 TL, Bartın’da 2 milyon 211 bin 221 TL ve Karabük’te 1 milyon 940 bin 262 TL olmak üzere 8 milyon 500 bin 815 TL tutarında ödeme yapılmıştır. İşletmelere mali kaynak aktarımı konusunda bölgemizdeki ilk çalışma olan Programa toplamda 174 adet başvurunun gelmesi, bölgemizdeki mali kaynak arayışının ve ihtiyacının boyutu ve önemi hakkında bize yol göstermiş, Ajansımızın daha sonraki mali destek programı hazırlıklarına yön vermiştir” diyor. Tezel konuşmasını şu şekilde sürdürü-
2010 YILI SÖZLEŞME İMZALANAN KOBİ PROJELERİNE AİT ÖZET BİLGİLER İLLER
SÖZLEŞME SAYISI Başvuru Sayısı İmzalanan Feshedilen
DESTEK MİKTARI İmzalanan
Feshedilen
Kalan
Gerçekleşen Fiili Destek Miktarı
İLLER
ZONGULDAK
96
22
3
5.696.174
1.033.165
4.663.009
4.349.332
243
47
10
1
2.129.908
27.193
2.102.715
1.940.262
159
4.401.004
BARTIN
31
9
0
2.268.486
-
2.268.486
2.211.221
133
4.818.348
174
41
4
10.094.568
9.034.210
8.500.815
535
19.480.010
Genel Toplam
1.060.358
la yürütülen KOBİ mali destek programı sonrasında proje sahibi firmalarımız tarafından 16 milyon 805 bin 729 TL’lik yatırım karşılığında bin 64 adet yeni makine ekipman satın alınarak toplam 85 adet yeni ürün üretilebilecek kapasiteye ulaşılmıştır. KOBİ’lere yönelik olarak gerçekleştirilen bu mali destek programı neticesinde 366 kişilik istihdam sağlanmıştır. Program sonunda 35 başarılı projeye Zonguldak’ta 3 milyon 115 bin 280 TL, Bartın’da 2 milyon 768 bin 221 TL ve Karabük’te 2 milyon 420 bin 826 TL olmak üzere toplamda 8 milyon 304 bin 327 TL tutarında ödeme yapılmıştır.” Bölge lojistik sektörü için ideal konumda
TR81 Batı Karadeniz Bölgesi’nde hâlihazırda otoyol bulunmamakla birlikte bölge, Ankara-İstanbul otoyoluna 120 km uzaklıkta yer alıyor. Ayrıca Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan 2035 hedefleri arasında Bartın-Bolu otoyol hattı bulunuyor. Batı Karadeniz Bölgesi’nde karayolu ağı iyileştirme çalışmaları kapsamında ZonguldakEreğli, Zonguldak-Yeniçağa, Zonguldak-Kilimli, Bartın-Kurucaşile, Karabük-Kastamonu arasındaki kesimlerde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından bölünmüş yol çalışmalarına devam ediliyor.
DESTEK MİKTARI İmzalanan
Feshedilen
Kalan
Gerçekleşen Fiili Destek Miktarı
Gerçekleşen İSTİHDAM
EŞFİNANSMAN DAHİL PROJE BÜTÇESİ
ZONGULDAK
96
22
3
5.696.174
1.033.165
4.663.009
4.349.332
243
KARABÜK
47
10
1
2.129.908
27.193
2.102.715
1.940.262
159
4.401.004
BARTIN
31
9
0
2.268.486
-
2.268.486
2.211.221
133
4.818.348
174
41
4
10.094.568
9.034.210
8.500.815
535
19.480.010
Genel Toplam
1.060.358
yor: “Bir önceki yıldan alınan tecrübeyle, 2011 yılındaki mali destek programı hem KOBİ’lerimize hem de kamu kurum ve kuruluşları ile STK statüsündeki organizasyonlara yönelik başlatılmış olup 142’si KOBİ, 44’ü Sosyal Kalkınma olmak üzere toplam 186 başvuru alınmıştır. Bölgemizdeki istihdam olanaklarının artırılarak turizm ve üretime dayalı sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin yenilikçi üretim ve pazarlama kapasitelerini geliştirmek amacıy-
EŞFİNANSMAN DAHİL PROJE BÜTÇESİ
KARABÜK
2010 YILI SÖZLEŞME İMZALANAN KOBİ PROJELERİNE AİT ÖZET BİLGİLER SÖZLEŞME SAYISI Başvuru Sayısı İmzalanan Feshedilen
Gerçekleşen İSTİHDAM
10.260.658
Bartın-Karabük, Kilimli-Saltukova, Zonguldak-Kozlu, Bartın-Boğaz, Kurucaşile-Cide kesimleri arasında da toplam 112 km uzunluğunda ihale edilecek bölünmüş yol projesi mevcut. Zonguldak-Devrek karayolu üzerin deki Sapça tüneli ve Üzülmez tünelleri ile Zonguldak-Ereğli yolunun bölünmüş yol olarak kullanılabilmesi kapsamında projelendirilen tünel ve yol yapım çalışmaları halen devam ediyor. Çaydamar-Kozlu arasında pro-
10.260.658
jelendirilen tünel çalışması ise Ereğli yoluna bağlanarak Ereğli istikametinden Ankara yönüne seyreden araçların Zonguldak şehir merkezine girmeden seyahat etmelerine imkân verecek. Karadeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında bölgedeki çalışmalar halen devam ediyor. Hopa’dan başlayıp Sinop’a kadar çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığı hat Kurucaşile, Bartın, Filyos, Zonguldak ve Ereğli istikametinden geçerek üçüncü boğaz köprüsüne ulaşacak. Bu doğrultuda yapımına başlanan tüneller arasında Kurucaşile-Bartın yolu arasındaki tüneller ile Zonguldak-Filyos arasındaki Mithatpaşa tünelleri de yer alıyor. Mithatpaşa tünellerinin Zonguldak’ı Kilimli sahil yoluyla Filyos’a bağlayarak Zonguldak şehir merkezinden geçen trafiği yüzde 25 oranında azaltması, seyahat süresini ise 30 dakikadan 5 dakikaya indirmesi planlanıyor. Uzunluğu 415 km’yi bulan Irmak-KarabükZonguldak (IKZ) demiryolu hattı bölgeden geçiyor. Bu hattın 189 km’lik kısmı bölge içinde bulunuyor. Mevcut demiryolu hattı bölgede üretilen sanayi ürünlerini pazara ulaştırmada da oldukça yetersiz kalıyor. Hattın veriminin arttırılması ve daha etkin kullanımı kapsamında ağın modernleştirmesi 2010 yılı AB Katılım Ortaklığı Mali Destek Programına alınmış ve 2012 yılında proje için sözleşme imzalanmış durumda. Irmak-Karabük-Zonguldak Hattının Rehabilitasyonu ile Sinyalizasyon ve Telekomünikasyon Sistemlerinin Kurulumu (IKZ) Projesi Avrupa Birliği ile Türkiye’nin ortaklaşa finanse ettiği Türkiye’deki en büyük hibe projesi. IKZ Projesi’nde, sözleşme bedelinin yüzde 85’i AB’den sağlanan hibe ile yüzde 15’i ise Türkiye katkısı olarak Avrupa Yatırım Bankası’ndan sağlanan kredi ile karşılanacak ve proje yaklaşık 227 milyon avroya mal olacak. Bölgede üretilen malların ticari merkezlere dağıtılabilmesi ve bölgeye hammadde sevkiyatının sağlanabilmesi için bölgenin demiryoluyla Marmara Bölgesi’ne bağlantısı gerekiyor. Bu sebeple DLH tarafından bir proje hazırlatılarak Adapazarı-Karasu-Akçakoca-EreğliZonguldak-Bartın arasında yaklaşık uzunluğu 281 km olan ve yedi senede
Temmuz 2014
62
GÜNCEL 2010 YILI SÖZLEŞME İMZALANAN KOBİ PROJELERİNE AİT ÖZET BİLGİLER İLLER
SÖZLEŞME SAYISI Başvuru Sayısı İmzalanan Feshedilen
DESTEK MİKTARI
Gerçekleşen Fiili Destek Miktarı
Gerçekleşen İSTİHDAM
İmzalanan
Feshedilen
Kalan
ZONGULDAK
96
22
3
5.696.174
1.033.165
4.663.009
4.349.332
243
KARABÜK
47
10
1
2.129.908
27.193
2.102.715
1.940.262
159
31
9
0
2.268.486
2.268.486
2.211.221
133
174
41
4
10.094.568
9.034.210
8.500.815
535
BARTIN
Genel Toplam
bitirilmesi hedeflenen demiryolu projesi hazırlanmış ve Adapazarı-Karasu arasındaki yaklaşık 63 km uzunluğundaki ilk etabın ihalesi gerçekleştirilmiş. Erdemir, Kardemir ve bu fabrikaların üretim girdilerini sağlayan kömür üretim merkezleri ile Filyos Yatırım Havzası ve çevresinde yer alacak sanayi tesisleri, yapımına başlanan bu hat ile önemli bir sanayi üretim merkezi olan Kocaeli bölgesine bağlanacak. Zonguldak’ta iki yeni liman projesi bulunuyor
Zonguldak’ta yapılması planlanan iki adet yeni liman projesi bulunuyor. Bunlardan biri Alaplı’da yapılması planlanan Alaplı Limanı ve diğeri Çaycuma’da yapılması planlanan 25 milyon ton kapasiteli Filyos Limanı. Filyos limanının ihale modelinin seçilerek 2014 yılında ihale edilmesi planlanıyor. BAKKA Genel Sekreteri Tezel konuyla ilgili şu şekilde konuşuyor: “Avrupa Birliği uyum süreci dâhilinde yürütülen TINA-2020 (Türkiye Ulaşım Altyapı İhtiyaçlarının Belirlenmesi) kapsamında da öncelikli projeler kapsamına alınan Filyos Limanı’nın 25 milyon ton kapasiteli olması planlanmaktadır. Filyos Limanı’nın yapımı ile birlikte Filyos Serbest Bölgesi ile Filyos Endüstri Bölgesi de aktif olarak faaliyete geçme imkânına kavuşacaktır. Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda Filyos Projesinin endüstriyel simbiyoz projesi olarak uygulanabilirliğine yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalara Kalkınma Bakanlığı, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü, Sanayi Genel Müdürlüğü, Verimlilik Genel Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı temsilcileri iştirak etmektedirler. Filyos Limanı yüzde 85 AB hibesiyle rehabilitasyon çalışmaları devam eden IrmakKarabük-Zonguldak demiryolu hattına 2 km, Zonguldak Havalimanı’na 5 km, İstanbul-Ankara otobanına (Yeniçağa kavşağı) 100 km mesafededir. İstanbul’un desantralizasyonu kapsamında limanların işlevlerinin dağıtılması ile birlikte Filyos Limanı da özel bir önem kazanacaktır. Irmak-KarabükZonguldak demiryolu hattının reTemmuz 2014
1.060.358
habilitasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla İç Anadolu Bölgesi’nin, Sakarya-Karasu-Zonguldak-Bartın demiryolu hattının tamamlanmasıyla Marmara Bölgesi’nin limanla bağlantısı sağlanmış olacaktır.” Bartın Limanı Ro-Ro İskelesi Projesi
“Bartın Limanı RO-RO İskelesi Projesi” kapsamında mevcut Bartın Limanı’nda Ro-Ro gemilerinin yanaşarak, indirme bindirme yapabilecekleri bir kapak atma rampası ve gemilerin bu işlemler sırasında yaslanabileceği bir iskele yapılması planlanıyor. Bartın Limanı RO-RO İskelesi Projesi kapsamında limanın sahasının doğu ucunda, su derinliğinin -8 metre olduğu alanda 20 m genişliğinde ve 20 m boyunda bir kapak atma rampası ile 12 m genişliğinde 126 m uzunluğunda yaslanma iskelesi yapılacak. Gerek kapak atma rampası gerekse yaslanma iskelesinin 24 çapında çelik boru kazıklar üzerinde yerinde dökme ve prekast betonarme elemanlar ile yapımı öngörülüyor. Tasarlanan Ro-Ro iskelesinin mevcut Bartın Limanı bünyesinde bulunması, Ro-Ro taşımacılığının bir gereği olarak herhangi bir elleçleme ekipmanına ihtiyaç duyulma-
masını sağlıyor. Bunun yanı sıra sadece kapak atma rampası ve yaslan10.260.658 ma iskelesinin yapımını proje için ye4.401.004 terli kılıyor. İdari bina, atık alım tesisi 4.818.348 vb. üstyapı tesisleri mevcut liman bün19.480.010 yesinde bulunan yapılar kullanılarak sağlanacak. Bartın Limanı Ro-Ro İskelesi Projesi’nin hayata geçirilmesi ile bu iskeleden yapılacak Ro-Ro taşımasının tahmini için yapılan değerlendirmelerden ilkinde Samsun ve Zonguldak limanlarından yapılan Ro-Ro taşımacılığından Bartın Limanı’nın alacağı öngörülen pay şu şekilde değerlendiriliyor: 2015 yılında 11 bin 388, 2035 yılında ise 55 bin 704 aracın yükleme boşaltma yapması. Ortalama 100 TIR taşıyan Ro-Ro gemilerinin kullanıldığı hatların oluşturulduğu göz önünde bulundurulursa, 2015 yılında haftada 1 gün karşılıklı, 2035 yılında ise haftada 5-6 gün karşılıklı seferlerin düzenleneceği öngörülüyor. Tezel, BAKKA ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi tarafından TR81 Batı Karadeniz Bölgesi’nin tamamını kapsayan bir Ulaşım ve Lojistik Master Planı hazırlandığını ifade eden Tezel, “Lojistik ve ulaştırma faaliyetlerine Türkiye ve dünyadaki uygulamaları üzerinden genel bir bakış açısıyla bakılan raporda TR81 Bölgesi’nin ulaşım ve lojistik imkânlarının mevcut durumu incelenmiş: güçlü yönleri, zayıf yönleri, kısıtları ve fırsatları doğrultusunda stratejiler belirlenmiştir” diyor. Tezel, bu raporun lojistikçiler tarafından incelenmesi gerektiğinin altını çiziyor. EŞFİNANSMAN DAHİL PROJE BÜTÇESİ
63
Siemens Ray Teknolojisinin kullanıldığı Hasanbey Lojistik Merkezi açıldı Tüm sinyal ve telekomünikasyon sistemlerini Siemens’in tedarik ettiği, yaklaşık 540 bin metrekarelik alanı kaplayan, ray üretimi odaklı Hasanbey Lojistik Merkezi faaliyete başladı. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Sakarya’nın Hasanbey köyünde bulunan ve yaklaşık 540 bin metrekarelik alanı kaplayan ray üretimi odaklı Hasanbey Lojistik Merkezi’ni faaliyete geçirdi. Tüm sinyal ve telekomünikasyon sistemlerini Siemens tedarik ettiği yeni lojistik merkezi, yılda 1,4 milyon tonluk ürün hacminin nakliyesini karşılamak üzere tasarlandı. Merkez, 20 bin metrelik yük aktarım rayları ve yaklaşık 6.500 metrelik yükleme-boşaltma alanıyla dikkat çekiyor. 2012 yılın-
da alınan sipariş; sinyal sistemleri, elektronik sinyal kutuları, tren algılama sistemi, LED sinyalleri ve elektrik dağıtım mekanizmalarının tedariki, kurulumu ve hizmete alınması kapsadı. Siemens ayrıca merkezin enerji ve dağıtım sistemleri ile kesintisiz güç kaynağı ekipmanlarını da teslim etti. Avrupa ve Asya arasında stratejik öneme sahip ulaşım yolları üzerinde bulunan Türkiye, 2023 yılına kadar limanlarının, denizyollarının, karayollarının, demiryollarının ve havalimanlarının genişletilip yaygınlaştırılması için yaklaşık 30 milyar avro tutarında yatırım yapmaya hazırlanıyor. Şu an toplam trafikte yüzde 0,85’lik paya sahip olan demiryolu sistemi bu anlamda önemli bir
görev üstlenecek. Hasanbey’in örnek alınacağı 11 lojistik merkezinin 2023 yılına kadar faaliyete geçmesi planlanıyor.
Elmas Grup Lojistik Ege Bölgesi’nde ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nı alan ilk firma oldu Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası, dünyanın önde gelen ülkeleri tarafından ‘itibar ve saygınlık’ olarak değerlendiriliyor. UND de bu kapsamda üyelerine ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nın önemini her fırsatta anlatıyor ve bu konuda firmalara çeşitli eğitimler veriyor. Ege Bölgesi’nde ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nı alan ilk firma Elmaz Grup Lojistik oldu. Elmas Grup Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Akın Kaştaş, “ UND’nin de üyelerini teşvik ettiği ve gerçekten sektörümüz için çok faydalı olacağına, sektörümüze yeni bir vizyon katacağına ve yurt dışında rekabet gücümüzü ve güvenilirliğimizi artıracağına inandığımız yetkilendirilmiş yükümlü ve izinli gönderici belgelerimizi Ege Bölgesi’nde alan ilk lojistik firması olduk. Gümrük ve Ticaret Bakanımız Hayati Yazıcı yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün tanımını, “emniyet ve güvenlik standartlarına sahip olan firmalara gümrük işlemlerinde kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statü“ olarak tarif edi-
yor. Elmas Grup Lojistik A.Ş. olarak, hem yetkilendirilmiş yükümlü belgemizi, hem de izinli gönderici belgemizi, bölgemizde her iki belgeyi aynı anda alan ilk kuruluş olarak, Elmas Gümrük Müşavirliği LTD. ŞTİ’nin eğitim ve danışmanlık desteği ile teslim almış bulunuyoruz. Belgelerimiz, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde dü-
zenlenen tören ile Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Kaptan Kılıç Bey ve Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdür Yardımcısı Ayşe Alagöz tarafından Elmas Grup Lojistik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı E.Cemal Elmasoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Akın Kastaş ve Elmas Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti. Müdürü Metin Arslan’a yapılan törenle teslim edildi” dedi. Temmuz 2014
64
KISALAR
Scania Top Team Servis Yarışması başlıyor
Scania’nın, eğitim sürecini desteklemek, bilgi ve yetenekleri geliştirmek ve satış sonrası hizmetler personelinin motivasyonunu artırmak amacıyla düzenlediği Top Team yarışma-
sının elemeleri başlıyor. Elemelere Doğuş Otomotiv distribütörlüğündeki Scania, Türkiye’nin de dahil olduğu 60 ülkeden yaklaşık 8 bin servis teknisyeni ve uzman katılıyor. Scania Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Christian Levin, Scania’nın dünya çapındaki servislerinde müşterilere en iyi destek hizmetlerini sağlamanın nihai hedef olduğunu belirterek “Bu da son derece yetkin servis personeli gerektirmektedir. Scania Top Team yarışması, teknolojik beceri ve takım çalışmasını sağlamanın mükemmel bir yoludur” dedi. Scania Top Team yarışmasında ulusal elemeler, oluşturulan takımların katılımıyla teori aşamasından başlaya-
cak. Ulusal elemeler sonrasında yarı finale kalan takımlar arasından hem teori, hem de uygulama aşaması sonucunda birinci belirlenecek. Ulusal birinciler daha sonra 5 uluslararası bölge turunda yarışıp dünya finaline gidecek 10 takım arasına girmeye çalışacaklar. Bölgesel yarışmalardan başarıyla çıkan bu 10 takım, 3-5 Aralık 2015 tarihinde İsveç Södertalje’de düzenlenecek dünya finalinde yarışmaya hak kazanacak. 1989 yılında İsveç’te ulusal bir yarışma olarak başlayan Top Team yarışması, 2013 yılında İsveç’in Sponsorluk ve Etkinlikler Derneği tarafından düzenlenen Golden Wheel ödüllerinde “Yılın Etkinliği” seçildi.
Shell ebeveyn ve minikleri bayramda unutmadı Shell’in katkılarıyla, öğrencileri 9 bin yıllık Çatalhöyük tarihi ile tanıştırmak için hazırlanan “Arkeoloji Yaz Atölyesi” programı, 7 Ağustos’a kadar sürecek. Türkiye’nin dört bir yanından gelen 9 yaş ve üzeri öğrenciler, atölye çalışmalarına ücretsiz olarak katılabiliyor. Konuklar Haftanın 6 günü açık olan ve 10:00 - 15:00 saatleri arasında yürütülen Çatalhöyük Arkeoloji Atölyesi’ne rezervasyon ile kabul ediliyor. Program kapsamında ailelere yönelik aktiviteler de yer alıyor. Dünyanın en büyük arkeolojik çalış-
maları arasında yer alan ve 2012 yılında Unesco tarafından “Dünya Mirası” listesine dahil edilen Çatalhöyük Neolitik Çağ Yerleşmesi’ndeki Arkeoloji Yaz Atölyesi etkinliğiyle, çocuklara ‘kültürel mirasın koruyucusu olma’ kavramı öğretiliyor. Bugüne dek 5000’i aşkın öğrencinin ücretsiz olarak katıldığı atölye çalışmalarında tarih bilincinin genç nesillere en sağlıklı şekliyle aktarılması hedeflenirken; çalışma sonunda öğrencilere ‘kültürel emanetlerin koruyucusu’ sertifikası da veriliyor.
“Omsan, İstanbul Ticaret Odası Tarafından Altın Plaket ile Ödüllendirildi…” İstanbul Ticaret Odası (İTO), Omsan’ı, 2012 yılında yüksek düzeyde Kurumlar Vergisi ödeyerek gösterdiği başarıdan ötürü “Altın Plaket” ile ödüllendirdi. Omsan, İTO tarafından verilen “Altın Plaketlerine” bir yenisini daha ekledi. Omsan Genel Müdürü Osman Küçükertan; İTO tarafından ödüllendirilmiş olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Küçükertan, Omsan’ın tüm paydaşları nezdinde güvenilirliği ile
Temmuz 2014
bilinen bir şirket konumunda bulunduğunu ve alınan ödülün bu durumun önemli bir göstergesi olduğunu vurguladı. Ayrıca Küçükertan, vergilendirilmiş kazancın kutsallığından bahsederek, Omsan gibi her şirketin vergisini tam ve düzenli olarak ödemesinin ülke ekonomisi için çok büyük önem taşıdığını, sorumlu bir kurumsal vatandaş olarak ülke ekonomisi için sürekli değer yaratmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
65
Alışan’ın tank tipi konteyner taşıyıcıları Otokar’dan
Alışan Lojistik, Otokar’dan sipariş ettiği 30 adetlik tank tipi konteyner taşıyıcının (kılçık treyler) 10 adetlik kısmını düzenlenen törenle teslim aldı. Likit ve enerji alanında büyümek isteyen Alışan, yıl içinde araç alımlarına ve yatırımlara devam edecek. Otokar’ın Sakarya’daki fabrikasında düzenlenen teslimat töreninde konuşan Otokar İç Pazar Satış Müdürü Murat Tokatlı, treyler pazarının değerlendirerek ilk 5 ayda 11 bin adet satış gerçekleştirildiğini söyledi. Geçen yıla göre aynı adetlerin yakalandığını belirten Tokatlı, yıl sonunda geçen yol olduğu gibi 25 bin adetlerle kapanacağı öngörüsünde bulundu. İlk 5 ayda 732 adet treyler satışı gerçekleştirdiklerini kaydeden Tokat-
lı, bu rakamla geçen yıla göre yüzde 80 oranında büyüme kaydettiklerini söyledi. Otokar’ın İSO listesinde 40 basamak birden yükseldiğine dikkat çeken Tokatlı, “87. sıradan 40. sıraya yükseldik. Dolayısıyla ilk 50’ye girdik. Bu da bizim için bir gelişme oldu. Üzerimize düşen görevler artıyor. Ar-Ge yatırımlarımız ciromuzun yüzde 4’ünü oluşturuyor. Bu kapsamda treyler sektöründe ciddi yatırımlarımız devam edecek” dedi. Alışan’a teslim edilen tank tipi konteyner taşıyıcı treylerin emsallerine göre yüzde 15 daha hafif olduğu bilgisini veren Tokatlı, aracın 3 bin 800 kg boş ağırlığı ile müşterisine önemli avantaj sağladığına dikkat çekti.
Alışan Lojistik İdari İşler Direktörü Ayhan Özekin de tehlikeli madde taşımacılığında rakipsiz hizmetlere sahip olduklarını belirterek likit ve enerji alanında büyümek istediklerini araç alımlarının da bunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Alışan’ın müşterilerinin yüzde 95’inin yabancı olduğuna dikkat çeken Özekin, dizayn edilen araçların da müşteri taleplerine göre şekillendiğine dikkat çekti. “Amacımız onlara daha verimli, daha yüksek kapasiteli, daha kaliteli taşıma hizmeti sunmak. Bu nedenle emsallerine göre yüzde 15 daha hafif olan ve bir takım ilave teknik donanımlardan oluşan araçlarla filomuzu hem nitelik hem nicelik olarak büyütmenin keyfini yaşıyoruz.” diyen Özekin, Alışan’ın son 5 yılda yüzde 20 büyüdüğünü kaydetti. Alışan Lojistik Likit ve Enerji Operasyonları Direktörü Anıl Özkan ise Türkiye’de yıllık 30 bin dolayında tank konteyner dolaşımının olduğundan bahsederek, “Tank konteyner taşımacılığı Türkiye’de ciddi olarak yükselmekte. Özellikle limanların özelleştirilmesiyle biz de bu talebi karşılamak için Alışan Lojistik olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.” dedi. Söz konusu tank konteynerler sayesinde multimodal taşımacılık yapılabilindiğini dile getiren Özkan, hızlı boşaltım ve yükleme sayesinden tercih edildiğini söyledi.
Kässbohrer’i Intertank Lojistik tercih etti Tırsan 2002 yılında bünyesine kattığı Kässbohrer markası ile başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa‘ya Kässbohrer Kimyasal Tanker ihracatı gerçekleştiriyor. Yurtiçi teslimatlarına hızla devam eden Kässbohrer, kimyasal taşımacılığa uygun 8 adet Kässbohrer Kimyasal Tanker’i Tırsan Adapazarı fabrikasında düzenlenen törende Intertank Lojistik‘e teslim etti. Törene, Intertank Loistik Operasyon Yöneticisi Mustafa Gençer, Satış Yöneticisi Selim Aktaş, May Group Ticari Satın Alma Müdürü Kemal Uysal, Ticari Satın Alma Yöneticisi Alp Ekmekçi, Yönetim Sistemleri Yöneticisi Dilek Gümüş İlhan, Sinem Özer, May Fabrika Üretim Amiri İlyas Aktay ve DAF-TIRSAN Otomotiv Hadımköy Satış Temsilcisi Özgür Ayçiçek katıldı. Intertank Lojistik Operasyon Yönetici-
si Mustafa Gençer, “Firma olarak, ADR mevzuatına uygun üretilmiş ve geniş taşıma seçeneklerine sahip tanker filosu kurmak ve kimyasal taşımacılık sektörüne kaliteli hizmet verebilmek adına Kässbohrer‘in ADR mevzuatına tam uygun üretilen tankerlerini tercih ettik. Ayrıca, özel alimünyum
şasisinin araca sağlamış olduğu hafiflik sayesinde, yasal sınırlara uygun olarak daha fazla yük taşıyabilmekteyiz buda bizim için büyük bir avantaj” diye açıklamada bulundu. Merkezi İstanbul’da bulunan Intertank Lojistik kimyasal, yağ, enerji ve gıda taşımacılığı alanında lojistik hizmeti veriyor. Temmuz 2014
medya