İndir - Diyarbakır Kitapları

January 19, 2018 | Author: Anonymous | Category: N/A
Share Embed


Short Description

Download İndir - Diyarbakır Kitapları...

Description

TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

PROF. DR. YUSUF KENAN HASPOLAT

TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat Tür Araştırma Sayfa Tasarımı Ensari Özdoğan Birinci Baskı Temmuz 2014(e-kitap) Bu kitabın her türlü yayın hakkı Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat’a aittir. Tanıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılar dışında yazarın yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. ISBN: 978-605-85033-0-4 e-mail:[email protected]

TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

PROF. DR. YUSUF KENAN HASPOLAT

Yusuf Kenan Haspolat • 1954 yılında Diyarbakırda doğmuştur. Çocuk Hastalıkları, Çocuk Acil, Gelişimsel Pediatri ve Endokrin dallarında profesör olan yazar halen Dicle Üniversitesi Çocuk Hastanesinde Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Yazar evli ve iki çocuk babasıdır. Yayınlanmış Eserleri Bedüzzaman ve Diyarbakır Dicle İlçesi Diyarbakır Ekonomi Tarihi 1 Diyarbakır Ekonomi Tarihi 2 Diyarbakır Sosyokültürel Tarihi 1 Diyarbakır Sosyokültürel Tarihi 2 Diyarbakır Sosyokültürel Tarihi 3 Diyarbakır Yeraltı Kaynakları Diyarbakır Yerüstü Kaynakları 1 Diyarbakır Yerüstü Kaynakları 2 Diyarbakır'da Çevre ve Doğa (Sempozyum) Diyarbakır'da Doğal Hayat, Su, İklim, Enerji, Maden Eğil ve Turizm Ergani İlçesi ve Turizm Gül Şehri - Diyarbakır Sempozyumu Hani İlçesi Her Yönüyle Diyarbakır İlçeleri Karacadağ Peygamberler, Sahabeler ve Evliyalar Kenti Diyarbakır Peygamberler, Sahabeler ve Evliyalar Kenti Diyarbakır (4. Baskı) Sema (Şiir) Tabiattan Fısıltılar (Şiir) Tarih - Kültür - İnanç Kenti Diyarbakır Tüm Yönleriyle Çermik İlçesi ve Turizm Ümit (Şiir) Tüm Yönleriyle Diyarbakır Kulp İlçesi Ve Turizm

İçindekiler Sayfa No. 1- Kulp Tarihi Ve Tarihi Güzellikleri 2- Kulp İlçesi Coğrafyası 3-Kulp Doğal Güzellikler Ve Yaşam 4- Kulp İlçesinde Kutsal Mekanlar 5- İl Yıllıklarında Kulp İlçesi 6- Kulp İlçesi Köyleri 7- Diyarbakırda Ve Kulpta İpekböcekçiliği Ve İpekçilik

7 37 57 101 129 139 203

1.BÖLÜM KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ

Kulp İsminin Kaynağı İlçenin eski adı Pasur’dur. Pasur, çevresinde hendeği bulunan kale anlamına gelmektedir. Ayrıca Pasur’un Başkale anlamına geldiğini söyleyenler de vardır. Mahalli dilde ise “Peya Sor” yani “Kızıl yamaç” anlamına gelmektedir. Bu ismi de hemen yanındaki kızıl yamaçlı Andok Dagı’ndan aldığı bilinmektedir. Başka bir rivayete göre Pasur adı, “BayaSar” yani “Soğuk rüzgâr” anlamına da gelmektedir. Kulp adının yeni sayılabilecek bir geçmişe sahip olduğu iddiası pek doğru değildir. Mahalli rivayetlere göre vaktiyle Kefrum kalesinde oturup bölgeye egemen olan Kulpo isimli derebeyinden adını aldığı söylenir. Ancak bu bilgi sözlü kültür kaynaklarından alınmıştır. 1540 tarihli Tahrir Defterinde Kulp Diyarbakır eyaletine bağlı bir ocaklık olarak görülmektedir. Bu da Kulp isminin daha eskilere dayandığını göstermektedir. (1) Kulp’un Tarihçesi Kulp’un tarihi anlatılırken su an ilçe merkezinin bulunduğu yerden ziyade güneydoğuda Kefrum Kalesi, kuzeydoğuda Aygün Kalesi ve batıdaki Ağaçlı Kalesi arasında kalan bölgenin tarihi kastedilmektedir. Kulp Diyarbakır’ın en uzak ilçesidir. Silvan’ın kuzeyinde yer alan bu ilçemiz kış aylarında uzun süre kar altında kalır. Volkanik ve birinci derecede deprem bölgesi olan sarp bir bölgede kurulan Kulp, eski bir yerleşim merkezidir. Ürettiği nefis ballarıyla tanınan Kulp, Kefrum Kalesi, Kanikan Mağaraları, Kale-i Ulya, Agaçlı Kalesi, Büyük Kaya, İmamı Gazali Türbesi ve çok eski olduğu sanılan Bahemdan Köyü gibi eski eserleriyle de geniş bir tarihi zenginliğe sahiptir. Tarihte ilk yerleşmelerin kurulduğu yerlerden biri olan Mezopotamya bölgesinin kuzeyinde, su kaynaklarının bol olduğu bir yerde kurulduğundan birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetler sırasıyla; Sümerler, Hititler, Urartular, Kimriler(Acemler) ve Artuklular’dır. Tarihin ilk çağlarında bu bölgeye Sümerler yerlesmiş, daha sonra bir süre de Etiler egemen olmuşlardır. Ardından Artuklular ve Kimriler yerleşmişlerdir. Bölgede bu dönemden itibaren egemen olan Asurlular’ın egemenliği M.Ö. 606’da son bulunca önce Medler’in, sonra Persler’in eline geçmistir. KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 9

Karaorman köyü Kera kaya mezarları(Müze md.)

Düzce köyü-Sere Sıhet kaya mezarı(Müze md.)

Bayır köyü-Tahta Şerre kaya mezarı(Müze md.) 10 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Goderne taş köprü-Sere Dike kaya mezarı(Müze md.)

Güleç köyü Mihare kaya yerleşimi(Müze md.)

Goderme taş köprü kaya yerleşimi (Müze md.) KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 11

Demirli köyü Şikelte Kaso kaya yerleşimi(Müze md.) M.S. 226’da Romalılar’ın, 637 yılında ise Halid bin Velid tarafından alınmıştır. Bir süre Cizre’ye, sonra Diyarbakır’a ve Silvan’a bağlanmış, sonra Şeyhoğulları, Büveyhoğulları, Mervanoğullarının eline geçmiş, 1516 yılında ise burayı Osmanoğulları almışlardır. M.Ö 606 yılında Urartu medeniyetine son veren Medler, bölgeye hâkim olmuşlardır. Daha sonra Perslerin eline geçen bölge Büyük İskender’in Pers hâkimiyetine son vermesiyle Roma imparatorluğunun hâkimiyetine girmiştir. M.S 637 yılında Hz. Ömer döneminde Diyarbakır Halit Bin Velid tarafından alınmıştır. Halit Bin Velid, komutanlarından Hâkim Bin Hasim’i Silvan’ı almaya memur etti. Silvan Müslümanların eline geçince derebeyleri zulmünden rahatsız olan Pasur halkı bir heyetle komutana giderek Müslümanlığı kabul etmiştir. İslam devletine katılan Pasur daha sonra Türklerin 1071 de Anadolu’ya girmesiyle sırasıyla Büyük Selçuklular, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular ve Safevilerin hâkimiyetine geçmiştir. 1516 Mercidabık Savası ile Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlıların hâkimiyetine alınmıştır. O tarihten bu yana Türklerin hâkimiyetinde kalmıştır. 1540 tarihli Tahrir Defteri’ne göre Kulp, Diyarbakır eyaletine bağlı bir ocaklık olarak görülmektedir. 1871 tarihli Diyarbakır salnamesinde ise Silvan ilçesinin bir bucağı konumundadır. (1)(13). 1881 (h. 1298) tarihinde yeni teşkil olunan Bitlis iline bağlandı. (13) Tarihin akışı içerisinde Kulp 1927 yılına kadar Lice sancağına bağlı Muş ilinin bir bucağı iken daha sonra Diyarbakır iline bağlı bir ilçe merkezi haline getirilmiştir(1) Prof. Dr. Ahmet Akgündüz “Yavuz Sultan Selim ve Kürtler” adlı yazısında Doğu 12 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Anadolu’daki sancakları idare tarzı açısından üç gruba ayırır ve Yavuz Sultan selim döneminde Kulp’un Yurtluk ve Ocaklık tarzındaki sancaklardan birisi olarak Diyarbakır’a bağlı olduğunu söyler. Bu sancakların imtiyazlı bir statüsünün olduğunu belirten Akgündüz, bu memleketlere merkezden özel olarak kadı tayin edildiğini belirtir. Tarih içerisinde önemli sayılabilecek olaylara sahne olmayan Kulp`u I. Dünya savası sırasında Rus ordularının güneye doğru ilerleyişinin burada durdurulduğu Diyarbakır tarihi ile birlikte değerlendirmek daha doğru olur. Mustafa Kemal Atatürk 1916 yılının Ağustos ayında (6–7 Ağustos) Ruslarla çarpışmalarda bulunurken İlçenin Sen yayla Bölgesine kadar gitmiştir. Günümüzde dokuz virajlar diye anılan yere kadar da yol yaptırmıştır. İlçede halen Mustafa Kemal’in yanında olmuş ve onunla birlikte çarpışmış ya da o günlerin anılarını dinleyerek büyümüş insanlar vardır. Kulp ilçesi; Merkez, Yeni; Vali Ünal Erkan, Yeşilköy ve Tepecik Mahallelerinden oluşmaktadır. Bu mahallelerin muhtarlıkları da ayrı ayrıdır. Kulp ilçesi, ilçe merkezi haricinde bir belde (Ağaçlı), 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün) 54 köy ve 87 mezradan oluşmaktadır. (1) Kulp Beyliği “Kulp bölgesinde, başta Süleymani (Sılémani) aşireti olmak üzere, Banuki, Hevedi, Dılhıran, Bociyan, Zilan, Besyan, Zıkzıyan ve Berazan aşiretleri bulunuyordu. Safeviler döneminde, bu aşiretlerin oybirliğiyle Kulp Beyliği’ni Emir Diyadin yönetiyordu. Emir Diyadin, Ustaçalu Muhammed Han ile iyi münasebetler içinde olmayı politika edinmiş, Muhammed Han da Emir Diyadin ile iyi ilişkiler kurmayı uygun bulmuştur. O kadar ki kızı Bikes Hanımı Emir Diyadin ile evlendirerek bu dostluğu akrabalık bağlarıyla daha da kuvvetlendirmiştir. Emir Diyadin’in erkek çocuğu yoktu. Kardeşi Şeyh Ahmed’in ise dokuz oğlu vardı. Bunlardan Şah Veled Bey, yaşı ilerlemiş bulunan amcasının yerine geçmek istedi. Emir Diyadin, Muhammed Han’dan yardım diledi. O da kendisine istediği kuvveti gönderdi. Taraflar arasında başlayan savaşta Şah Veled Bey yenildi. Kurtuluşu Şam taraflarına kaçmakta buldu. Kardeşlerinden Ömer Şah, Sosin ve Cihangir beyler öldürüldüler. Çaldıran savaşı sonrasında, Besyan aşireti reislerinden Ali Firi adında bir adam Meyyâfârikin kalesine saldırıp burasını Kızılbaşlardan aldı. Şam’da bulunan Şah Veled Bey’e haber göndererek durumu bildirdi. Şah Veled Bey haberi alır almaz derhal hareket etti. Gelip beyliğin idaresini eline aldı. Burada çok tutunamadı. Kulp kalesine giderek bu kale ile buraya bağlı köylerin yönetimiyle yetindi. Yönetimi 13 yıl sürdü. Ölünce yerine oğlu Ali Bey geçti. Ali Bey’in yönetimi 1572 yılına kadar sürmüştür.”(2) H.980(m.1572-73) yılında ölünce Sultan Selimin bir emirnamesi uyarınca beyliğin yönetimi oğlu Hüseyin Beye verildi. Sultan Murat III. Veziri azem Osman Paşa komutasında bir orduya Azerbaycan’ı istila etmeye gönderdiğinde Hüseyin Beyde diğer KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 13

Kürt beyleri gibi kuvvetleriyle bu orduya katıldı. H.953 (m.1585)te Tebriz civarında yapılan bir savaşta Hüseyin Bey şehid oldu. Beyliğin idaresi Sultan Murad III. Divanınca oğlu Zeynel Beye verildi. Hüseyin Beyin oğlu Kılıç Bey buna karşı çıktı. Hazzo hükümdarı Mehmed Beyin yardımlarıyla babasının yerine geçmeyi başardı. Halka ve aşiret rmensublarına karşı kötü davranışları yüzünden bir süre sonra öldürüldü. Bu sırada Hüseyin Beyin oğullarından Seyyid Ahmet Bey Tebriz savaşında düştüğü esaretten kurtulmuş Erzurum’da bulunan Serdar Ferhad Paşanın hizmetine girmiş bulunuyordu. Bu Paşanın desteği ve devlete yaptığı başarılı hizmetler göz önünde bulunarak Kulp ve Batman hükümetlerinin yönetimi kendisine verildi. Birkaç yıl sonra Diyarbakır Beylerbeyi Hadım Osman Paşanın girişimleriyle beylik elinden alınarak bir Osmanlıya verilince hakkını aramak için İstanbul’a giden Seyyid Ahmed Bey orada öldü. (B.1003/M.1595) Kulp Hükümetinin yönetimi de kural gereğince kardeşi Zeynel Beye verildi.(11) 17 ve 18.yüzyılda Kulp Bu dönemde Diyarbakır eyaletinin idarî taksimatına bakıldığında, XVIII. yüzyılın ilk yarısındaki durumun uzun bir dönem ettiği söylenebilir. 1785 yılında Diyarbakır eyaleti şu sancaklardan meydana gelmekteydi. 1 - Amid (Paşa Sancağı)

16 - Kulb

2 - Siverek

17-Atak (Y)

3 - Çermik

18-Siird

4 - Meyafârikîn (H)

19 - Bakos Boşat

5 - Hasankeyf

20 - Savur (H)

6 - Beşiri

21-Eğil (H)

7 - Tercil (H)

22 - Karakeçülü

8 - Behramkî

23 - Çapakçur

9 - Hani (Y)

24 - Mihranî

10-Çıska

25 - Musul-ı Atik ve Cedid

11 - Telbisme

26 - Çemişgezek

12 - Mardin

27 - Sağman

13-Salat

28 - Derik

14 - Birazî

29 - Ergani

15 - Birecik

30 - Çüngüş

14 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

1823 yılında Diyarbakır eyaletinin idarî taksimatını sicillere dayalı olarak vermek uygun olacakür. 1823 yılında Diyarbakır eyaleti şu sancaklardan meydana gelmekteydi34. 1. Amid (Paşa Sancağı) 2. Mardin 3. Salat 4. Birazı 5. Siverek 6. Eğil (Hükümet) 7. Hasankeyf 8. Beşiri 9. Çermik 10. Hani 11. Atak (Y) 12. Tercil (Hükümet) 13. Mihranî H.Çapakçur 15. Karakeçülü

16. Telbisme 17. Çıska 18. Harput 19. Eğin 20. Çüngüş 21. Ergani 22.Çarsancak 23.Palu (Hükümet) 24. Savur (Hükümet) 25. Hazzo (Hükümet) 26. Siird 27. Cizre (Hükümet) 28. Kulb 29. Miyafarikîn 30. Bakos Boşat

1840 Yılında Diyarbakır Eyaleti ve Kazaları (15) 1- Amid (Merkez Sancak) 2- Mardin 3- Siverek 4-Eğil 5- Hasankeyf 6- Beşiri 7- Çermik 8- Savur 9- Hani 10-Atak 11- Mihranî 12- Miyafarikîn 13- Çapakçur 14- Salat

15- Birazî 16- Bakos Boşat 17- Hani 18-Peçar 19- Genç 20- Hazro 21- Silvan 22- Garzan 23- Şirvan 24- Sürd 25- Nehtan 26- Cizre 27- Râhta 28- Midyat

29- Zıknı 30- Bohtan 31- Raho 32- Lice 33- Kulb 34- Hayan 35- Koda 36- Gürdilan 37- Rasulayn 38- Badıkan 39- Havidan 40- Şeyhkîk 41- Ebgür

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 15

Ermeni kaynaklara göre Kulp

Khulp

Khulp, Kulb, Koğb: Batı Ermenistan’ın Bitlis Vilayeti’nde, Genc Sancağı’na bağlı, Ermeni Torosları’nın güney eteklerinde, Koğbadzor (günümüzde Khulp veya Pasursu) Nehri havzasında bulunan bölge. Bölge dağlık olup doğu sınırları boyunca Andok Dağı (2830m), batısında Kasan (2080m), kuzeyde ise Koğb (günümüzde Mir-İsmail) Dağları uzanmaktadır. Khulp bölgesi Büyük Hayk’ın Ağdznik Eyaleti’nin Sanasunk (Sasun) bölgesi dâhilinde bulunmaktadır. Tigranakert (Silvan)- Artaşat ticaret yolu bu bölgeden geçmekteydi. Geç ortaçağ döneminde Khulp’un, “Nahia” ismi kullanılmaktaydı. XIV. yüzyılda Osmanlı egemenliğine girdikten sonra Diyarbekir (Diyarbakır) Vilayeti’ne dâhil edilmiş, 1864 yılına kadar yarı-özerk beylik konumunda olmuş, 1880’lerde Bitlis Vilayeti bünyesinde bulunmuştur. Sadece Ermenilerle meskûn olan Khulp bölgesine XV.-XVI. yüzyıllarda Kürt göçebe aşiretleri akın ederek Ermenilerden boşalan köylere yerleşmişlerdir. XX. yüzyıl başlarında bölgede yaşayan 5 bin Ermeni genelde Koğbadzor’un kıyı köylerinde yaşamaktaydı. Indzakar (Surb/Aziz Gevorg manastır-ziyaretgâhıyla, yaklaşık 140 ev), Gazken (ortaçağda 2000 evden oluşan bir kasaba, XX. yüzyıl başında ise 100 Ermeni), Aharonk (1870’lerde kaza merkezi), Ehub (Eyub), Geğervank (Geğervan), Şuğek ve Pasur Ermenilerle meskûn büyük köylerdi. Yöre ahalisi bağcılık, ipekböcekçiliği, dokumacılık vs. ile geçimini sağlamaktaydı.(3) 1869-1905 yılı salnamelerine baktığımızda Kulp’un, Silvan kazasına bağlı bir nahiye olduğunu görüyoruz. Kulp nahiye müdürü: Said bey, Kâtibi Ömer efendi, Mukayyid Mustafa efendidir.(12)

16 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp şehitliği

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 17

Kulp şehitliği

18 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

M.Kemal Paşa ve Kulp

Rusların Diyarbakır’ı ele geçirmek için üç yol seçeneği vardı a)Bitlis yolu b)Bingöl yolu c)Kulp yolu En önemlisi Kulp yolu idi. Buradan geçilirse Diyarbakır ele geçmiş demekti. Bu açıdan Ahmet İzzet paşa ve M.Kemal düşmanı kulp boğazına çekmeyi planladı.8.Fırkamız hazırlanmıştı.14 yaşından büyüklerin çatışmaya alındığı 7 aşiret Konuklu Şeyh Muhammed Emin komutanlığında savaşa katıldı Boğazın iki yakasına siperler kazıldı Ruslar Pomak mevkiine gelince ateş başladı. Ruslar büyük zayiat vererek çekildi.13.000 esir alındı. Kulpta 6500 şehit verdik. Bu noktada buraya bir anıt çok yakışır. M.Kemal üç yerde çadır kurdu: Kulp, Şenyayla ve M.Kemal çeşmesi denen mevkide. M.Kemal paşa ordusunun ikmalini yapmak üzere Kulp-Şenyayla yolunu yaptırdı.3 ayda Kulp ve köylülerin yardımıyla yol bitti. Erzurum’da Ruslara karşı kazanılan zaferle Aziziye tabyasında şehitlerimize gösterilen anıt ve saygıyı Kulp’ta da bekliyoruz Kulp’lu hakkı Tel’in anlattıkları:’Babam Sabri, Mustafa Kemal paşa’nın milis kuvvetlerinde binbaşı idi. Osmanlı başarı madalyası aldı. Kulp’ta büyük evimizi boşaltarak paşa’nın emrine verdi. Paşa Şin yaylasında çadırını bir ceviz ağacının altında kurdurmuştu. Temmuz ayında Ruslar taarruza geçtiler; 8.Fırka çok zayiat verdi. Darakuluk’ta yapılan bu savaşta Alay kumandanı Recai Bey şehit oldu. Mersinli Binbaşı Turgut Bey bacağından yaralandı. Hastahane olarak kullanılan evimize getirildi; tedavi sırasında o da öldü. 8.Fırka kumandanı Rifat beyle Anduk dağına çıkıldı. Rus taarruzunu durdurmak için tedbirler düşünüldü. Hakkı Tel Rus ilerlemesini durdurmak için Kulp ve çevresindeki köylülerle kadın, erkek ve çocuk demeden çalıştılar, çarpıştılar. Orduya yardımcı oldular. Babalarımız ezeli düşmanımıza yurdumuzu çiğnetmemek için canlarını verdiler Kulp’lu Hacı Süleyman Uğur, şu tamamlayıcı bilgiyi veriyor: “Rusların ilerlemek istedikleri üç yol vardı: Bitlis yolu, Kulp yolu ve Çapakçur (Bingöl) yolu. Bunların en önemlisi Kulp yolu idi. Buradan geçerlerse Diyarbakır’a varırlardı. Kordik Rusların, Kozma dağı bizim kuvvetlerin elinde idi. Şin yaylasında Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları toplandılar. Rusları vadi içine çekmek için geri çekilmeyi plânladılar. Ruslar Pomak’a gelmeden ateş edilmemesine, böylece tamamen pusuya düşmelerinin sağlanmasına karar verdiler. Yedi aşiret Rus kuvvetlerine karşı cephe aldı. 14 yaşından yukarı herkes silâh altına alındı. Aşiretin, daha doğrusu milis kuvvetlerinin başında, Konuklu Şeyh Muhammed Emin bulunuyordu. 8’inci Fırka ile Kulplular ve milis kuvvetleri, Ruslara karşı kahramanca çarpıştılar ve Rusları yendiler.”(5)(6) KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 19

1998 yılı MSB verilerine göre Kulp şehitleri

Kulplu Kore şehitleri Adı soyadı

Sınıfı Baba adı ve rütbesi Mehmet Topçu Haydar Sabri Olcay er

Memleketi Doğu m tarihi Kulp 1930

Medeni En son dubirliği rumu Evli 2.Kore tugayı

Şehit olduğu tarih 22 Mayıs 1952

Kulp İlçesi Tarihi Mekanları Kulp İlçesi Kaleleri Kulb (Kefrun) Kalesi: İlçenin 10 km. güneydoğusunda yer alır. Doğal bir kayalık üzerinde inşa edilen kale Doğu Romalılar döneminde güvenlik amacıyla müstahkem bir kale konumuna getirilmiştir. Kulp’a adını veren Derebeyi Kulpo’nun da bu kaleyi kullandığı bilinmektedir. Eyyubiler ve Artuklular döneminde kullanılan kale daha sonraki dönemlerde Kulb Beyliği’nin merkez kalesi olarak kullanılmıştır. (8) İlk başlarda Acemlerin elinde bulunan kale daha sonra Rumelilerin eline geçmiştir. Osmanlı devrine dayanan bu yıllarda, Atabeyliler Rumelilerle savaşarak bu kaleyi almışlardır. Osmanlılar her tarafta adalet sağlanması için bu kaleyi de kendine bağlamıştır. Bu kale -MİREK- mir Muhammed tarafından yönetilmiştir. Kale şimdiki görünüşüyle iki parça şeklinde ayaktadır. Göz tahminlerine göre kalenin yüksekliği 25 veya 30 metre civarındadır. Atabeylilerden kalan tam 13 tane koyu -hendek- bulunmaktadır. Bu koyular taşın içine kazılarak yapılmış ve 4 metre derinliğindedir. Yöre insanı bunlara sarıç demektedir. Bu sarıçlar içine yağmurlarla su dolmaktadır. Bu suyun üzeri ise tamamen çi20 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

menle kaplanır insanlar bunu bir mucize olarak bilirlermiş. Bu çimenler suyu dış etkenlerden korumaktadır. Bunların tohumlarının Atabeyliler tarafından atıldığı söylenmektedir. (10)

Kefrun kalesi Foto.Mirze Çelik Ağaçlı Kalesi: Ağaçlı Beldesi’nin kuzeyindeki tepede bulunan kale günümüzde iklim koşulları ve beşeri etkenlerden dolayı harap haldedir. Yapılan araştırmalar sonucunda kalenin Doğu Roma İmparatorluğu döneminde yaşayan Ermeniler tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca beldenin güneyinde ve batısında birer adet yıkık Ermeni Kilisesi kalıntıları mevcuttur. Büyük Seyyah Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Ağaçlı’daki Ermenilerin demircilikte ileri olduklarını belirterek imal ettikleri kılıçları beldenin batısındaki Kevire Dıkan (Dükkân Kayalığı) mevkiinde kurulan panayırda geçen kervanlara sattıklarını belirtmektedir Kefrum Kalesi: İlçenin 10 km. güneydoğusunda yer alır. Doğal bir mağara olup Doğu Romalılar döneminde bir takım değişikliklerle güvenlik amacıyla müstahkem bir kale konumuna getirilmiştir. Kulp’a adını veren Derebeyi Kulpo’nun da bu kaleyi kullandığı bilinmektedir. Kefrum’un duvarlarındaki resimler tarih öncesi çağlardan beri insanların burayı bir barınak olarak kullandıklarını kanıtlamaktadır. Aygün Kalesi: Aygün Köyü civarında harabe şeklinde olup Doğu Romalılar döneminde yörenin kontrolünü sağlamak amacıyla inşa edildiği bilinmektedir. (7) KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 21

Kulp-Ciğse kalesi (Müze md)

Telli Ağa Köşkü: Kulp’un doğusundaki Hasandin Dağı’nın yamacında ilçenin en güzel köylerinden biri olan Karabulak köyünde bulunmaktadır Köşk Telli Ağa ve kardeşi Abdül Ağa tarafından 1650–1670 yılları arasında yapılmış köşkün yapımında kullanılan taşlar, Taşköprü Köyü’nden getirilmiştir. Köyün üst kısmında bulunan köşkün dört bir yanı bahçelerle çevrilidir. Doğusunda bir şelale ve şelalenin altında bir havuz bulunmaktadır. Köşk iki katlı olup doğusunda Abdül Ağa batısında ise Telli Ağa oturuyormuş. Zamanla toprak tabakasının zayıf ve kaygan olmasına bağlı olarak yer yer göçmeler neticesinde harap haldedir. Batıya bakan kısmında küçük bir bölüm zamana inat hala ayakta durmaktadır.(7)

Tarihi Telli Ağa Köşkü.

22 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp kiliseleri Yaylak-Smetak Tarihi Kilisesi: İlçemiz Yaylak Köyü Smetak mezrasında tarihi bir kilise mevcuttur. Yaylak Köyünde ise eski devirlerde insanların yaşadığı üç dört odalı taştan oymalı mağaralar mevcuttur.

Şekil Yaylak – Smetak Tarihi Kilisesi (7)

Akçasır köyü kilisesi: Akçasır köyü ilçenin 30 km. doğusundadır. Kilise doğubatı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup aynı yönde tonoz örtülüdür. Doğu ucunda yarım daire planlı apsis yer almaktadır.

Akçasır köyü kilisesi(7) KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 23

Güznak mezrası kilise camii(7) Güznak mezrası kilise camii: Kayacık köyüne bağlı Guznak mezrasının girişindedir. Moloz taşla yapılmıştır

Salkımlı köyü kilisesi Salkımlı köyü kilisesi: Salkımlı köyü ilçe merkezinden 27 km ötededir. Köye 2 km mesafede kilise vardır. Moloz taş malzemeden inşa edilen kilise doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır ve aynı yönde beşik tonoz örtülüdür.(8) 24 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp köprüleri . Hüseyin Ağa Köprüsü: Kulp-Muş Kervan Yolu üzerinde bulunan yapı, Kulp’a 15 km. uzaklıktadır. Kulp Çayı üzerinde doğu-batı doğrultusunda uzanan eser XVI. yy’da inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kabayonu taştan inşa edilen köprü; tek gözlü, sivri kemer açıklıklı yolu eğimli olan köprüler grubuna girmektedir.(8)

Kulp giriş köprüsü

Kulp giriş köprüsü

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 25

Kulp giriş köprüsü

Kulp giriş köprüsü

Kulp Şakirhan köprüsü 26 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp HES yakınında Dedenin değirmeni köprüsü

Kulp HES yakınında tarihi köprü

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 27

Kulp HES yakınında tarihi köprü

Kulp HES yakınında tarihi köprü

28 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp HES yakınında tarihi köprü

Ahşap bir köprü

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 29

Kulp çayı

Kulp çayı

Taşköprü: İlçemize 30 km.uzaklıkta bulunan Taşköprü Köyü’nde kayalarda mağara devri izlerine rastlanılmaktadır. Ayrıca bölgede Sarım Çayı boyunca yüksekliği 200 metreye ulaşan bir boğaz bulunmaktadır. Aynı bölgede Sarım Çayı üzerinde bir de bölgeye adını veren ve Kulp İlçesini Silvan İlçesine bağlayan tarihi bir Taşköprü mevcuttur. 30 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Tarihi Taşköprüden Bir Görünüm(14) Kulp, Silvan ve Hazro bölgelerinin birbirine yaklaştığı ve etkileşimlerinin en yoğun yaşandığı bir yerde kurulan Taşköprü köyünün tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Köyün güneyindeki tepelerde günümüzde bile eski ermeni yerleşim yerlerine ait kalıntılar bulunmaktadır. Kulp’u Silvan ve Hazro’ya bağlayan ve adını köyün isminden alan Taşköprü de bu köyün kuzeybatısında yer almaktadır. Kulp ve Silvan-Hazro’yu birbirinden ayıran Sarum Çayı üzerinde kurulan Taşköprü, II. Abdülhamit döneminde yapılmıştır. Mimarisi ile Batman’daki Malabadi Köprüsü’ne benzeyen Taşköprü, köyün kuzeyinde bulunan kayalıklarda kesilen özel biçimli taşlardan yapılmıştır.

Goderne köprüsü(Kulp-Silvan sınırında Sarum çayı üzerinde Godern köyü güneybatısında- (Müze md.) KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 31

Köyde bulunan bir diğer önemli tarihi eser de köyün kuzeyindeki kayalıklarda bulunan “Derık” adlı yerleşim yeridir. Dik bir kayanın içinin oyulmasıyla oluşturulan bu oda biçimli yerde mezar biçimli bir gömüt bulunmaktadır. Ayrıca duvarlarında eski yazılar ve çeşitli çizimler yer almaktadır. Köylü yaşlılardan aldığımız bilgilere göre, burası eskiden köyün güneyinde yaşayan Ermenilerin ibadet yeridir. İçinde mezar biçimli bir gömütün bulunması köylülerin dediğini destekler niteliktedir. (7)

Şekil Taşköprü’de bulunan Derık adlı kaya mağarasında bulunan yazılardan bir görünüm.

32 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ünlüleri Belediye başkanları Tarihi sıraya göre Kulp’ta belediye başkanlığı yapanların listesi şöyledir. Mustafa Körükçü Mehmet Tanrıverdi Süleyman Acar (Subay) Haşan Çelik, (18 yıl boyunca seçim yapılmadan belediye başkanı oldu) Servet Nergiz (1969) Sıdkı Çelik, (1984, iki buçuk dönem) Ahmet Yaşar (1977, 6 ay) İhsan Ülgen (1989) Fahri Aydın (1994) Mahmut Zengin (1999, iki dönem) 2009-2011 Nesip Şimşek

Yazar, Sanatçı ve Tanınmışlar Adil Tekin: 1910 yılında Kulp’ta doğdu. Kulp’ta ilkokul okudu. Fotoğrafçılık yaptı. Amed’de Foto Dicle adında bir fotoğraf stüdyosu vardı. Amed’in eski fotoğrafları söz konusu olunca Adil Tekin’in adı akla gelir. 1953-54 yılları arasında Belediye Başkan vekilliği de yaptı. 1970 yılında bir dönem Diyarbakır Tanıtma ve Turizm Derneğinin Başkanlığını yaptı. Birçok fotoğraf sergisi açtı. 1964 ve 1971 yıllarında iki albüm yayınladı. Cemal Yıldırım: 1925 yılında Kulp’ta doğdu. Öğretmen yüksekokulundan mezun oldu. Sonra Amerika ve Britanya’da eğitim gördü. Türkiye’ye dönüp üniversitelerde öğretmenlik yaptı. İngilizce ve Türkçe felsefe kitapları vardır. Özer Ozankaya: 1937 yılında Kulp’ta doğdu. 1959 yılında Siyasi Bilimler Fakültesi okudu. Yayınlanan kitapları vardır. İkisi şunlardır: Köyde Toplumsal Yapı ve Siyasal Kültür ve Sosyoloji Mele Yasîn Toprak: 1906 yılında Kulp’ta doğdu. Önce bu ilçede sonra da Silvan’da eğitim gördü. Diyarbakır’ın birçok köyünde imamlık ve müderrislik yaptı. 10 eseri var. Ravddul-hayat, Seyfül-Me’lül Tefsir ve Akidetu’l-imarı-el Ula en önemlilerin dendir. Mele Yasîn Wusifî, 1994‘te vefat etti.

KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 33

Salih İnce: 1951 yılında Kulp’ta doğdu. İlkokulu Hazro’da, ortaokulu Silvan ve Dicle’de okudu. 1969 yılında Amed’deki öğretmen okulundan mezun oldu. Amed’de öğretmenlik yaptı. 1974 yılında İsveç’ e taşındı ve 1989 yılında bir grup arkadaşıyla Roja Nû gazetesini çıkardı. Salih İnce İsveç’ teki Kürdistan Kurumlan Federasyonu’nun kurucusu ve ilk başkanıdır. Stockholm Kürt Kültür Vakfi’nın kurucularındandır. İsveççe yazdığı Pelle Svanslös adında bir çocuk kitabı vardır ve bu kitabı Cergoye Qol adıyla Kürtçe’ye adapte etti. S. Zirav ve S. Ferman mahlaslarıyla birçok makale yazdı. Sabahattin Gültekin: 1961 yılınde Kuye köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde, ortaokulu Kulp ta, İmam Hatip Lisesi’ni Edirne ‘de ve yüksekokulu da Siirt ‘te okudu. Değişik yerlerde yıllarca öğretmenlik yaptı. Şimdi emeklidir. Kurdi-Der yönetiminde çalışıyor. Şimdiye kadar birçok gazete ve dergide yazıları yayınlandı. Roser Zaravaya Kirmancî Xebata Gramerî adında bir kitabı var. Burhan İşiyok: 1969 yılnda Gomag’da doğdu. İlkokul ve ortaokulu Kulp’ta, liseyi ise Amed’de okudu. Üniversiteye de kayıt yaptırdı ama devam edemedi. Edebiyat ve müzik ile meşgul. Bir öykü ve iki şiir kitabı yayınlandı. Felat Dilgeş: 1965 yılında Duderiya köyünde doğdu. İlkokul ve liseyi Silvan’da okudu. İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe ve Siyaset okudu. Birçok gazete ve dergide yazıları yayınlandı. Gula Dersime, Rojnamegeriya Kurdîya Peşîn (araştırma) ve Dilşad (öykü) isimlerinde üç kitabı var. Zübeyde Fidan Kırmızı: 1973’e Hurûc köyünde doğdu. Bütün eğitimini Amed’de tamamladı. Dicle Üniversitesi’nde edebiyat bölümünü bitirdi. Amid-i Nur adıyla Abdüssettar Hatayi Avşar otobiyografisini yazdı. Mîrze Mihemed Çelik: 1974 yılında Kulp’ta doğdu. Liseye kadar okudu. Bir dönem ilçeden göçtü, sonra geri döndü. Mîrze Mehmed Çelik fotoğrafçıdır. Bi Wêneyan Kulp/ Kulp (Resimler ile Kulp/Kulp) adında Kürtçe-Türkçe bir kitabı vardır. Azad Ziya Eren: 1976 da Kulp’ta doğdu. Öğretmen olan anne ve babası 12 Mart’ta Çorum’a sürgün edildi. İlkokulu Çorum’da, ortaokulu Antep’te, liseyi Amed’de tamamladı. Dicle Üniversitesi biyoloji bölümü mezunudur. Mezun olduktan sonra öğretmenlik yaptı ve çeşitli dergi, gazete ve eklerde şiir ve yazıları yayımlandı. Şiirleri Fransızca, İngilizce, Almanca, Kürtçe, Süryanice, Ermenice ve Arapça’ya çevrilip ve yayınlandı. Barış Seyitvan: 1982’de Cıhs köyünde doğdu. İlköğretimini köyde, orta, lise ve üniversiteyi Diyarbakır’’da okudu. Dicle Üniversitesi Resim Bölümünden mezundur. Türkiye, Kürdistan, Avrupa ve Afrika’nın birçok ülkesinde resimleri sergilendi. 34 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Dengbej ve Sanatçılar Cotkar: 1959 yılında Habîka köyünde doğdu. Daha çocuk yaştayken ailece Silvan’a göç ettiler. İlkokul ve ortaokulu Silvan’da okudu. Daha okul yıllarında stranlar söylemeye başladı. Şiyar ile 1975 yılında müzik grubu kurdular. Anonim ve yurtsever temalı stranlar söyler.. 1992 yılında ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ve Almanya’ya yerleşti. Kaset ve CD’leri vardır. Reşat Mehmikî (Reşat Deniz): 1964 yılında Geliyê Memika köyünde doğdu. Okul okuyamadı. Reso, Huseynê Muşî ve Şakiro’nun stranlarını söylüyor. 1989 yılında evini Batman’a taşıdı. Batman’da seyyar satıcılık yaptı. 1997 yılında Batman’dan Muş’a taşındı. Adilê Riza (Adil Yapsur): 1964 yılında Délit köyünde doğdu. 20 yaşında toplu yerlerde stran söyledi. Köyde yaşarken Erivan radoyundan, babasından ve dengbêjlerden stran söylemeyi öğrendi. 12 yaşma kadar köyde kaldı. 1976 yılından beri Amed’de inşaat işlerinde çalışıyor. Tehsînê Kulpî (Tahsin Türk): 1946 yılında Malêhaf köyünde doğdu. Okula gidemedi; okulu dışarıdan bitirip ilkokul diploması aldı. Köyde hayvancılık ve bağcılık yaptı. 1989 yılından beri Diyarbakır’da yaşıyor. Silêmanê Kulpî (Süleyman Koç): 1964 yılında Badika bölgesinde olan Kerra köyünde doğdu. İlkokul okudu. 17 yaşından beri stran söylüyor. Şakiro ve Zahiro’nun stranlarını söylüyor. Birçok köy gezdi; düğün, eğlence ve yaslara katıldı. Bu şekilde geçimini sağlıyor. 1991 yılında Silvan’a taşındı. Elîcanê Kulpî (Alican İpek): 1960 yılında Malên Hafê köyünde doğdu. Okul okumadı. Köyde çobanlık ve çiftçilik yaptı. 1984 yılından beri Diyarbakır’da yaşıyor. Çocukluğundan beri stran söylüyor. Şakiro, Zahiro ve amcası Evdilvehabê Huseyn’den stran söylemeyi öğrendi. Sadiqê Kulpî (Sadık Canan): 1941 yılında Cimikan köyünde doğdu. Okul okumadı. Muş’tan Kulp’un Gevozan köyüne göçtüler. 1969 yılına kadar köyde çobanlık yaptı. Söylediği stranları dengbêj dayısı Eminê öğrendi. 1969 yılında evini Adana’ya taşıdı. (17) Prof. Dr. Kendal Yalçın: D.Ü.Tıp Fakültesi Gastroenteroloji bilim dalı hocasıdır. Yeşilköylüdür. 1965 doğumludur. Prof. Dr. Muhsin Kaya: D.Ü.Tıp Fakültesi Gastroenteroloji bilim dalı hocasıdır. Şehbuba köyündendir. KULP TARİHİ VE TARİHİ GÜZELLİKLERİ 35

KAYNAKLAR

1- Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu, Vefa Akdoğan. Güneydoğu’da Sosyal Yasam: (Diyarbakır’ın Kulp İlçesi Örneği) T. C. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Konya 2007 2-Vedat Güldoğan. Diyarbakır Tarihi. Kripto yay. 2011 3-Küçük Ermeni Ansiklopedisi, 2. Cilt, Yerevan, 1995 4- www.kulp.gov.tr 5-Ali Sarısu. Mustafa Kemal Paşa Kulp’ta. Kara Amid dergisi. Atatürk Yılında Diyarbakır. S.52-54) 6-Şevket Beysanoğlu: M.kemal Atatürk’ün Diyarbakır’daki Kafkas cephesi Komutanlığı. Atatürk Araştırma merkezi dergisi. c.II. Mart 1986. sayı.5 s.496 7-Adem KARAKUŞ. “Kulp İlçesi Beşeri ve Ekonomik Coğrafya Özellikleri” adlı Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Coğrafya Anabilim Dalı 2001 tarihli bitirme tezi 8- İrfan Yıldız. Eğil ve Kulp İlçeleri, Diyarbakır’da Tarım Çevre ve Doğa sempozyumu. 2011 9- Doç. Dr. İrfan Yıldız. Kulp İlçesi İhsan Işık (ed):Diyarbakır ansiklopedisi.3-238 10- http://pasurilcesi.blogspot.com/ 11- Şevket Beysanoğlu. Anıtları ve Kitabeleri iler Diyarbakır Tarihi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye yay. 2003. c.2. 12- Ömer Tellioğlu (ed): Diyarbakır Salnameleri. DBB yay. İst. 1999. 3/51 13-1973 il yıllığı 14- DBB gezi rehberi 15- Yrd. Doç. Dr. İbrahim Yılmazçelik XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır. (1790-1840) (Fizikî, İdarî Ve Sosyo-Ekonomik Yapı). TTK matb.Ank.1995 16-.http://tr.wikipedia.org/wiki/Kulp 17- Amed Tigris. Yıldız çakar. Amed. DBB yay. 2014. s.542, 608, 613

36 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

2.BÖLÜM KULP İLÇESİ COĞRAFYASI

KULP İLÇESİ COĞRAFYASI

Kulp Panorama

Kulp Panorama

Kulp Panorama KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 39

Kulp Panorama

Kulp Panorama

40 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ilçesi ve komşuları (2)

Kulp ilçe haritası (1)

Kulp İlçesine Genel Bakış

Kulp Panorama KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 41

Kulp Belediyesi

Kulp ilçesi Hükümet konağı

42 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp mera ve orman

Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre Bucak Mezra Köy Çayır/Mera İlçe Orman alanı sayısı sayısı sayısı alanı Kulp 4 119 50 73.000 720.000

Silvan’ın kuzeyinde yer alan ilçe kış aylarında uzun süre kar altında kalır. Volkanik ve birinci derecede deprem bölgesi olan sarp bir bölgede kurulan Kulp, eski bir yerleşim merkezidir. İdari yapı olarak merkez, bir belde (Ağaçlı), 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün), 50 köy ve 120 mezradan oluşmaktadır. İlçe merkezi, Eski, Yeni, Yeşilköy ve Tepecik mahallelerinden oluşmaktadır. Yerel halk ise Kurmanç’lardan oluşur.(10) Kulp ilçesinde Hiyan, Hevedan, Bekirhan, Badikan aşiretleri yaşamaktadır.

Coğrafi Durumu Kulp ilçesi Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 1941’de toplanan 1. Türk Coğrafya Kongresinin belirlemiş olduğu bölgeler ayrımında Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde yer alan Diyarbakır ilinin bir ilçesi durumundadır. Konum itibariyle Güneydoğu Torosların güney eteklerine kurulmuş olan Kulp ilçesi; kuzeyinde Bingöl, kuzeydoğusunda Muş, doğusunda Sason, batısında Lice ve güneyinde Silvan-Hazro ile sınır teşkil eder. Batıda Lice İlçesi ile Sarum Çayı sınır oluştururken, kuzey sınırında İnceburun dağları ve Bingöl dağları ile Bingöl’ün Genç ilçesinden ayrılır. Kuzeydoğuda Kulp ile Murat Nehri su toplama havzalarının birbirinden ayrıldığı su bölümü çizgisini oluşturan Andok Dağı ve Şen Yaylası ile sınır oluşturur. Doğuda Aygün Çayı ile Sason ilçesinden ayrılırken, güneyde Güneydoğu Torosların en güneyindeki dağ sırası ile Silvan’dan ayrılır. (10) İlçenin yüzölçümü 1.601 Km² dir. İl merkezine uzaklığı ise 128 Km dir. Arazi, yıllar önce ormanlarla kaplı olduğu halde zamanla yeşil örtüsü azalmıştır. İlçenin en yüksek yerini Kulp’un kuzeydoğusunda, Kulp ile Muş arasındaki Andok Dağı (2840 m) oluştururken, diğer önemli yükseltiler Sipan Dağı (2478 m), Kendal Dağı (2123 m) ve Ömer Dağı’dır (2018 m). En alçak kısmına ise ilçenin güneyinde Silvan sınırına yakın tektonik bir çukurluk olan Kulp Çayı vadisinde rastlanır. Buranın denizden yüksekliği 850 m.’nin altına düşer. (10) Bitki örtüsü bakımından üst flora olarak “meşe” hakimdir. Alt flora olarak ;’ kekik, KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 43

karaçalı, sütleğen, sığırkuyruğu ve çayır otları’ bulunmaktadır. Bölge arazisi coğrafi devirlerden ikinci zamana ait olup kalkerli ve sisli bir yapı göstermektedir. Çoğunlukla boralt, granit, granülit gibi kayalar hakimdir İlçe sınırı içerisindeki akarsular çok geniş bir drenaj ağına sahiptirler. Dicle nehrini besleyen Batman Çayının kaynak noktasını oluşturan akarsular bu bölgeden kaynağını alır. Akarsular en yüksek debi seviyesine İlkbahar ve Kış aylarında karların erimesine bağlı olarak ulaşır ve yazın ise yağışın azalmasına bağlı olarak debileri düşer. Akarsular en yüksek seviyelerine Ekim-kasım aylarında ulaşırlar. Bölgenin tektonik açıdan hareketli bir yapı üzerinde bulunmasına bağlı olarak kaynak suları ve artezyenler fazladır. İlçede debisi yüksek olan akarsular Kulp Çayı ile Sarum Çayı’dır. Bunların dışında Çemigeldano ve Aygün çayları da debileri yüksek olup yazın kurumazlar. Büyük akarsulardan Kulp Çayı kaynağını Andok Dağı ve Şen Yaylasından alırken, Sarum Çayı kaynağını Bingöl Dağlarından ve Bingöl’ün Genç ilçesi sınırları içerisinden almaktadır. Genel olarak akarsular Dicle Nehri su toplama havzasına bağlı olup güneydoğu Torosların zirveleri su bölümü çizgilerini oluşturarak Murat Nehri su toplama havzasından ayrılır. Kaynaklar bakımından da çok büyük bir potansiyele sahip olan Kulp ilçesi bu potansiyelini henüz değerlendirememiştir. Son yıllarda inşaatı tamamlanan Silvan Barajı ile bu potansiyel değerlendirilmeye başlanmıştır. (3) Kulp İlçesi Nüfus Listesi: Yıllar

2011

2009

2008

2007

2000

1990

1985

1980

1975

1970

1965

Toplam: 37.615 36.415 36.588 35.464 40.454 50.482 46.977 42.047 36.705 35.761 29.181 Erkek:

19.132 18.237 18.512 17.891 20.734 25.252 23.589 21.692 19.028 18.504 15.101

Kadın: 18.483 18.178 18.076 17.573 19.720 25.230 23.388 20.355 17.677 17.257 14.080 İlçe Merkezi: 11.004 9.858 10.616 11.474 15.825 7.472 6.679 5.619 4.474 6.346 3.375 Köy:

26.611 26.557 25.972 23.990 24.629 43.010 40.298 36.428 32.231 29.415 25.806

İklim Kış ayları soğuk, kar ve karla karışık yağmur yağışlı; yazları kurak, gündüzleri sıcak, geceleri biraz serin olur. Yıllık yağış miktarı 1150 mm.dir En yağışlı ay 195 mm. İle ocak, en yağışsız ay 0,0 mm ile Ağustos aylarıdır. Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 78,5 gündür. Bölge iklimi olarak sınırlarında bulunduğu Doğu Anadolu ve Güneydoğu bir geçiş özelliği taşır. (3)

44 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre

KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 45

İlçe merkezinin denizden yüksekliği 1132 m olup bu özelliğiyle Türkiye ortalamasına yakındır. İlçenin en yüksek yerini Kulp’un kuzeydoğusunda, Kulp ile Muş arasındaki Andok Dağı (2840 m) oluştururken, diğer önemli yükseltiler Sipan Dağı (2478 m), Kendal Dağı (2123 m) ve Ömer Dağı’dır (2018 m). En alçak kısmına ise ilçenin güneyinde Silvan sınırına yakın tektonik bir çukurluk olan Kulp Çayı vadisinde rastlanır. Buranın denizden yüksekliği 850 m.’nin altına düşer.

Andok Dağından Bir Görünüm

Yükselti değerlerinden de anlaşılacağı gibi kısa bir mesafede 2000 m.’ye yakın bir yükselti farkı söz konusudur. Bu durum ilçe arazisinin dik eğimli ve oldukça engebeli olmasını beraberinde getirmiştir. Dağların yüksek kısımlarından kaynağını alan akarsular eğimin fazla olmasıyla yataklarını derine aşındırarak araziyi parçalamışlardır. İlçe arazilerinin büyük çoğunluğunu dağlık alanlar oluşturmaktadır. Genel olarak “Güneydoğu Toroslar” adını alan bu dağlar sıradağlar şeklinde uzanarak bölgede İnceburun ve Bingöl Dağları adını alırlar. Sıra şeklinde kıvrım dağları olan bu dağlar, 3. jeolojik zamanda (Neozoik) meydana gelen Alp-Himalaya orojenik hareketleri sırasında oluşarak bugünkü görünümüne kavuşmuşlardır. Bu nedenle oldukça genç sıradağlardır. Temelinde paleozoik yaşlı kuvarsit şist ve kalderler yer alırken çevresinde Pliosen’e ait Flişler ve kalkerler yer alır. Ancak morfolojik olarak oldukça genç sayılabilecek dağlardır. Bu nedenle tektonik ve sismik açıdan oldukça hareketli bir yapı üzerinde yükselmişlerdir. Doğu Anadolu Fayı’nın Lice’nin 23 Km, Kulp’un ise 60 Km yakınında geçmesi ilçenin tektonik açıdan ne kadar hareketli olduğunun en büyük kanıtıdır. Nitekim tarih boyunca birçok depreme sahne olan bölge en son, 1975 Lice Depremiyle 6.8 şiddetinde sallanmış ve 10.000’in üzerinde insan hayatını kaybetmiştir.

46 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Akarsuları Sarum Çayı: Bingöl ilinin Genç ilçesinden kaynağını alan Sarum Çayı, Diyarbakır sınırları içerisinde Kulp ile Lice ilçeleri arasında sınır oluşturarak akış göstermektedir. Kaynağını Bingöl dağlarından aldığı için debisi yüksektir. Lice ve Kulp ilçelerinden aldığı değişik kollarla akış gösterir. Çemigeldano: Kaynağını tamamıyla Kulp ilçesi sınırları içerisindeki İslamköy ile Ağıllı köyüne bağlı Geli (vadi) mezrasından alır. Kulp’un 6 km kadar güneyinde Kulp Çayına karışır. Kaynak noktasına doğru Çemigeldano ismini alan çay, aşağı kısımlarda Narlıca köyünden itibaren Şekran Çayı olarak adlandırılır. Özellikle Narlıca köyü yakınlarında vadi tabanı genişler ve buralarda tarım arazileri sıklaşır. Aşağı kısımlarda tekrar eğimin artmasıyla vadi daralarak kertik vadi şeklini alır. Kulp Çayı: Kulp’un en büyük akarsularından biridir. Vadisi oldukça derin kazılmış kertik vadi şeklinde gelişmiştir. Akarsu kaynağını Kulp-Muş sınırlarındaki Andok Dağı’ndan alır. Alaca ve Yaylak köylerinden çeşitli kollarla beslenir. Akarsu üzerinde Silvan Barajı yapılmıştır. Çayda lezzetli balıklar yetişir. Uzunova ve Özbek köylerinde inşa edilen iki gölet dışında tabii göl yoktur. Bu göletler tarımsal üretime çok önemli katkılar sunmaktadır. Ayrıca Özbek köyünde bulunan gölette sazan balıkçılığı da yapılmaktadır. (4)

Yıl 1965 1970 1975 1980 1985 1990 2000 2007 2008 2009 2010 2011

Toplam 29.181 35.761 36.705 42.047 46.977 50.482 40.454 35.464 36.588 36.415 36.939 37.615

Şehir 3.375 6.346 4.474 5.619 6.679 7.472 15.825 11.474 10.616 9.858 10.119 11.004

Kır 25.806 29.415 32.231 36.428 40.298 43.010 24.629 23.990 25.972 26.557 26.820 26.611

KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 47

Jeoloji Kulp ilçesine jeolojik olarak bakacak olursak; Kulp yöresi, Fermiyen öncesi temel ve Permiyen metamorfitleri ile Tersiyer tortul ve mağmatik kayaçlarını içerir, Permlyen kayaçları, Fermiyen öncesi temel üzerine açısal bir uyumsuzlukla gelmektedir. Temel kayaçları en az iki kez metamorfizmaya uğramış ve yöre tümüyle pöüfäz deformasyon geçirmiştir. Permiyen* den daha yaşlı olan birinci deformasyon evresi (D^) sırasında, temel kayaçlarında izlenen belirgin yapraklanma (klivaj) yapısı gelîşmiş ve anılan bu kayaçlar amfibolit fasiyesinde metamorfize olmuşlardır, Yöredeki temel metamorfitleri ve Miyosen (Tersiyer) tortullarında belirgin olarak, KB ve KB dalımlı kıvrımlar içermektedir. Bu kıvrımlar olasılı olarak farklı iki deformasyon evresine bağlı olarak oluşmuş ve böylece Miyosen sonrası devirlerde temel kayaçları içinde antiform ve senformi Miyosen tortularında ise antiklinal ve senklinal yapıları gelişmiştir. Daha sonra bölgede ikinci bir mêtamotorfik etkenlik (yeşilfist fasiyesi metamorfizma) ve faylanma meydana gelmiş ve bu düşük dereceli metamorfîzma nedeniyle temel kayaçları geniş ölçüde bozuşmuşlardır. (5) Mazı Kulp tarihte hammadde üretiminde de söz sahibiydi. Sanayide ön planda olan mazı 1938 yılında üretim olarak Kırmızı mazı: 80 ton (Kulp İlçesi) Sarı mazı: 30 ton (Kulp ve Çermik ilçesi) Açık yeşil: 50 ton (Kulp, Çermik ve Lice ilçesi) Koyu yeşil: 10 ton (Kulp Çermik ve Lice ilçesi) (11) Madenler Çermik-Kulp-Palu arasında önemli altın tespitleri yapılmış olup, çalışmalar devam etmektedir. Kulp-Koçkan bölgesinde 250.000 ton rezervli, %33-52 tonerli demir yatakları saptanmıştır. Kuvars madeni Kulp ilçesinde bulunmaktadır. 1989-1992 yılları arısında İslamköy köyü civarında krom madeni çıkartılmış, terör olayları nedeniyle üretim durmuştur. 1911-1912 yıllarında Aygün köyü civarında demir madeni işletmeciliği yapıldığı bilinmektedir. İlçenin kuzeyinde Yaylak köyü civarında alçı taşı, Karabulak köyünde mermer yatakları bulunmaktadır. 14-1-2011 tarihli Karacadağ kalkınma ajansı raporuna göre 2008 yılında sadece mermer ocaklarının yoğun olduğu bölgelerde yapılan sınırlı bir çalışmada ilin işletilebilir rezerv potansiyelinin; Lice, Hazro ve Kulp havzasında 15 milyon metreküp (DMMD, 2008)olduğu gözlenmiştir 48 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Maden Tetkik Arama (MTA) 10.Bölge Müdürü Ekrem Tosun, madencilik sektöründe bölgenin gelişme kaydettiğini, yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından bölge illerinde ciddi tespitler yapıldığını ifade ederek, “Kulp’ta altın yatakları tespiti yapılmıştır. Bu madenlerin tam manası ile işletilmesi halinde bölgeye ciddi anlamda katkı sunacaktır.” dedi.

2011 Diyarbakır Çevre Ve Şehircilik Verileriyle Kulp’ta demir üretimi Tenör

Rezerv

Kulp Pasur İlçesi Köy İsimleri Köyün Ad 1 Ağıllı 2 Akdoruk 3 Akbulak 4 Akçasır 5 Alaca 6 Argün 7 Aygün 8 Ayhan 9 Ağaçkorur 10 Bağcılar 11 Baloğlu 12 Barin 13 Başbuğ 14 Bayır 15 Çağlayan 16 Çukurca 17 Demirli 18 Düzce 19 Dolun

Kürtçe Adı Gomak Gagvas Kemika Akçasır Nedera Şirnas Mehmetkan Bahamdan Beyrok Hacana Dümülyan Barın Reşşikan Maladindere Zara Çırrık Temiran-ı Kebir Malabaze Arkatın KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 49

20 Elmalı 21 Güleç 22 Güllük 23 Hamzalı 24 İslamköy 25 İnkaya 26 Narlıca 27 Kamaşlı 28 Karaağaç 29 Karabulak 30 Karpuzlu 31 Kara orman 32 Konuklu 33 Kaynak 34 Kayacık 35 Kayahan 36 Kurudere 37 Özbek 38 Saltuk 39 Temran 40 Taşköprü 41 Tuzla 42 Uygur 43 Uzunova 44 Ünal 45 Üçkuyu 46 Yuvacık 47 Yakıt 48 Yayık 49 Yaylak 50 Zeyrek 51 Salkımlı 52 Koçkar

Deyas Savuşa Kokan Şexhamza Kuye Kanika Tiyaks Zıllek Benin Nerçik Herta Kerran Duderya Xuruç İnikan Xweşşika Kerrika Şexbuba Malamelke Temiran-ı Sağır Goderne Xerzika Havinge Cumar Şerefka Araşka Helin Akıka Havre Eskar Seyrek Fırke Totana

50 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulpta Tarım XVI. yüzyılda Diyarbakır önemli bir pamuk üretim merkezi olarak görünmektedir. Hemen her köyde önemli ölçüde pamuk ziraatı yapıldığı dikkat çekmektedir. Biz örnek olmak üzere Kulp nahiyesindeki pamuk öşrünü tesbit ettik. Burada 89 köyde pamuk üretilmektedir.(12) İlimiz geneli için 1.sırada önerilecek meyve türü badem’dir. Badem özelikle Dicle, Çermik, Çüngüş, Lice, Kulp, Hani, Hazro gibi dağlık ve kuzey ilçelerinde kendiliğinden yetişmektedir. Antepfıstığı, bölgede yetiştiriciliğinin mutlaka geliştirilmesi gerekli olan meyve türleridir. Ceviz ise daha ziyade rakımı yüksek olan Kulp, Dicle, Çüngüş, Hazro ve Lice gibi ilçelerde yetiştiriciliği önerilebilir(6) Bölgede özellikle Diyarbakır ili ve ilçelerinde dağlık kesimler, vadilik alanları, dere kenarlarında ve su yataklarında yaygın olarak Vitis vinifera ssp. silvestris yabani asma tipleri tespit edilmiştir. Bölgede yapılan incelemelerde; Diyarbakır’ın Merkez, Dicle, Lice, Kulp’ta, yabani asma populasyon varlığı tespit edilmiştir (7) 1936 yılına ait bir kitapta Merkez, Silvan, Bismil, Lice ve Kulp ilçelerinde pirinç ekilir. (8) denmektedir 1- Tarım Ürünleri: Kulp İlçesi’nde gerek arazi kullanım açısından gerekse de ekonomik geçim kaynağı olması açısından ele alınması gerekli olan en önemli faaliyet hayvancılıktır. Gerek Meşelik-Fundalık alanları (%59) gerekse de çayır ve mera alanlarının (%28.7) oldukça geniş yer kaplamasıyla tarım yapılabilecek arazilerin (%4.8) çok sınırlı olması nedeniyle ilçede hayvancılık yıllardan beri en yaygın geçim türüdür Kulp’ta tarım yapılan arazinin toplam arazi içerisindeki oranının %4.8’dir. Tarımsal faaliyetler; tahıl tarımı, baklagiller tarımı ve endüstri bitkileri veya yem bitkileri tarımı olarak belirlenebilir. Bu faaliyetler hem sulu hem de kuru tarım alanlarında gerçekleştirilebilmektedir. Ancak Kulp’ta var olan tarım arazilerinin büyük çoğunluğu sulu tarım arazileridir. Bunda yüzey suları ve kaynakları potansiyelinin yüksek olmasının etkisi vardır. İlçede yaygın olarak tahıl ürünleri olan buğday, arpa, çavdar, darı ve yulaf ekilir. Söz konusu tahıllar genelde ailelerin kendi ihtiyaçlarında ve yerel ihtiyaca yönelik olarak üretilir. Tahıl ürünleri yerli tohum kullanılarak kıraç arazilerde yetiştirilir. Bu durum birim başına alınan verimin düşmesine neden olmaktadır. Buna rağmen son yıllarda gübreleme, ithal tohumlar ve diğer çalışmalarla tahıl verimlerinin artırılmasına çalışılmıştır. Extantif KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 51

yöntemlerle yapılan tahıl tarımı üretimi iklimin kontrolündedir. Özellikle ilkbahar yağışlarının fazla olduğu yıllarda verim artarken, kurak geçen yıllarda ise birim başına düşen verim azalmaktadır. İlçede en fazla üretilen tahıl buğdaydır. Daha çok kuru tarım alanlarında yaygın olarak ekilir. Halkın temel besin kaynağı olması ve iklim şartları ile toprak özellikleri bakımından fazla seçici olmaması nedeniyle buğday tarımı en fazla yapılan tahıl tarımıdır. Bir diğer tahıl türü olan arpa daha çok buğdayın yetişmediği ya da toprak veriminin düşük olduğu ayrıca yükseltinin daha fazla olduğu yerlerde yetişme imkânı bulmuştur. Hayvan yemi olarak kullanılan arpa ilçede hayvancılık faaliyetlerinin çok yoğun yapılması nedeniyle buğdaydan sonra en fazla yetiştirilen tahıldır. Kulp’ta yoğun olarak yetiştirilen bir diğer tahıl ise çavdardır. Sıcaklık koşullarının az olduğu yüksek yerlerde ve verimsiz arazilerde yetişebildiği için üretimi fazladır. Özellikle 1500 metre üzerindeki yükseltilerde yetişme imkânı vardır. Bazı yerlerde yerel olarak buğday ve yulaf ile karıştırılarak öğütülür ve ekmeği yapılır. Kulp’ta yetiştirilen diğer tahıl ürünleri ise yulaf ve darıdır. Bunlar da özellikle sapları hayvanlar tarafından çok sevildiğinden kurutularak kışın hayvanlara verilir. Bu nedenle ekim alanları fazladır. Çok eski dönemlerde buğdayın yerine temel besin maddesi olarak yulaf ve darı kullanılırdı. Bu nedenle ekim alanları buğdaydan daha fazla idi. Ancak zamanla giderek buğdayın ekmek yapımında yaygın olarak kullanılmasıyla ekim alanları ve üretimleri azalmıştır. Son yıllarda nerdeyse tükenme aşamasına gelmişlerdir. Ayrıca Şekran Çayı vadisinde çok az miktarda çeltik tarımı da yapılmaktadır. Yine son yıllarda özellikle silajlık mısır üretimi de yapılmaya başlanmıştır. İlçede baklagillerden fasulyenin ayrı bir önemi vardır. Bahçe alanlarında sulama yapılarak üretilen fasulye Diyarbakır’a getirilerek satılır. Fasulyenin hem yaş hem de kuru olarak tüketim alanı bulması ve sulu arazilerin yaygınlığı nedeniyle ilçede fasulye üretimi (özellikle bir türü olan Ayşe Teyze fasulyesi) oldukça yaygındır. İlçede bir diğer baklagil olan nohut üretimi de fazladır. Nohut yetiştirilmesi için fasulye gibi sulu arazi imkânı bulunduğu için ilçede yaygın olarak üretilmektedir. Fasulye ve Nohut’un yanında baklagillerden Mercimek, Susam, Yonca, Fiğ ve Korunga yetiştirilir. Özellikle Yonca ve Korunga hayvan yemi olarak yetiştirildiği için oldukça yaygındır. Genellikle sulu arazilerde yeşil iken kesilip kurutulduktan sonra kışın hayvanlara yem olarak verilirler. Taban suyunun yüksek olduğu vadi tabanlarında yetiştirilirler.

52 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

İlçede yumrulu bitkilerden Patates ve Soğan endüstri bitkilerinden de Tütün ve Pamuk yetiştirilir. Patates kumlu topraklardan olan gevşek toprakları seven bir bitkidir. Verimsiz arazilerde de yetişme imkânı bulmaktadır. Tüketim alanı çok geniş olan patates özellikle Diyarbakır’a gönderilerek orada satılır. Yerel tüketim alanlarında özellikle, ova köylerine götürülerek Buğday ile takas edilir. Bu nedenle yetişme alanı ve üretim miktarı fazladır. Bir diğer yumrulu bitki olan soğan Diyarbakır ilçelerinde en fazla Kulp’ta yetiştirilir. Yetiştirilen soğanlar Diyarbakır sebze halinde satılır. Soğan da patates gibi sulama imkânlarının olmadığı ova köylerine satılarak buğday alınır.(4) 2002 Yılı Üzüm Üretimi İLÇELER

Meyve Veren Meyve Vermeyen Sofralık Üzüm Yaştaki (ha) Yaştaki (ha) (ton)

Kurutmalık  Üzüm (ton)

Elde Edilen Kuru Üzüm (ton)

Kulp

750

1500

300

3

4500

Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre Kulp’ta sebze üretim alanı 17990 da’dır Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre Gıda Tarım hayvancılık il müdürü verileriyle hububat üretimi (Ton) İLÇELER KULP

Buğday Arpa Mısır Darı Çeltik Üretim (Ton) Üretim (Ton) Üretim (Ton) Üretim (Ton) Üretim (Ton) 25.320 8.800 451 30 -

Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre Kulp’ta 300 da alanda 120 ton pamuk,3500 da alanda 65 ton tütün üretilmiştir. Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre Kulp’ta 17990 da alanda sebze üretilmiştir. 2- Hayvancılık: Kulp ilçesinde gerek arazi kullanımı açısından gerekse de geçim kaynağı olması açısından ele alınması gerekli olan en önemli faaliyet hayvancılıktır. Gerek Meşelik-Fundalık alanları (% 59) gerekse de çayır ve mera alanlarının (% 28,7) oldukça geniş yer kaplamasıyla tarım yapılabilecek arazilerin (% 4,8) çok sınırlı olması nedeniyle ilçede hayvancılık yıllardan beri en yaygın geçim türüdür. Hayvancılık için uygun fiziki koşullar beşeri faktörlere etkide bulunarak halk arasında çok yaygın bir alışkanlık haline gelmesine zemin hazırlamıştır. Bu nedenle ilçede hayvancılık çok çeşitlenmiştir.

KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 53

a) Küçükbaş Hayvancılık: Türkiye genelinde en fazla küçükbaş hayvancılık Güneydoğu Toroslarının eteklerinde yapılmaktadır. Güneydoğu Toroslarda çayır ve mera alanlarının geniş yer kaplaması yazın çok yoğun yaylacılık faaliyetlerine sahne olmaktadır. Buralarda kervanlarla koyun ve kıl keçisi beslenir. Ayrıca Güneydoğu Toroslarda meşe alanlarının geniş yer kaplaması kış aylarında hayvanlara yem olarak verilmesi nedeniyle hayvancılık gelişmiştir. İlçede hayvancılık ekonomik faaliyetler arasında ayrı bir öneme sahiptir. Bir bakıma bölgenin doğal özellikleri ve gelenekleri hayvancılığın ayrı bir kol olarak gelişmesine zemin hazırlamıştır. Bölgede yüzyıllardan beri göçebe aşiretler hayvan beslemekte ve bölgenin hayvansal ürünler ihtiyacını önemli ölçüde karşılamaktadır. Bölgede büyük ve geniş kuyruklu Karaman, Ak Karaman, İvesi denilen farklı koyun ırkları beslenmektedir. Ayrıca Mor Karaman koyunu da Güneydoğu Toroslarda beslenmektedir. Küçükbaş hayvancılık Birleşmiş Milletlerce uygulanan çeşitli ambargolar ve bölgedeki çeşitli olaylar nedeniyle küçükbaş hayvancılık eski önemini kaybetmiştir. İlçede en fazla beslenen hayvan Kıl Keçisidir. İlçenin meşelik ve fundalık alanlarında otlatılan kıl keçisinin sütü ve peyniri çok lezzetlidir. Ancak yeni yetişen meşe fidanlarını kemirdiği için meşe ormanlarının tahrip olmasına, ormanların kendi kendini yenileyememesi nedeniyle zamanla ortadan kalkmalarına neden olmuştur. Keçinin hem süt hem de yönünden faydalanılmaktadır. Diyarbakır Tarım İl Müdürlüğü’nün sayımına göre ilçede 1985 yılında 51380 adet keçi beslenirken 1990 yılında 64.000’e yükselmiştir. Bu tarihten sonra ilçede hayvan sayımı yapılamamıştır. Ancak tahmini değerlerle ilçede hayvancılıkla yoğun olarak uğraşan Ağıllı, Çağlayan, Akdoruk, Yaylak, Ağaçkorur, Alaca, Dolun, İslamköy ve Elmalı köylülerinin göç etmek zorunda kalmasıyla ilçede beslenen keçi sayısının bir hayli düştüğünü söyleyebiliriz Keçiden sonra ilçede en fazla beslenen küçükbaş hayvan koyundur. Koyun göçebe olarak yaşayan Yörükler tarafından kervanlar ve sürüler halinde beslenir. Yerel dilde Koçer olarak nitelendirilen Yörükler (göçer) kışın ilçenin güney kesimlerinde konaklarken ilkbahar aylarıyla birlikte daha serin olan yüksek alanlara hareket etmektedirler. Bunların sabit bir konak yerleri yoktur. Sürekli yerlerini değiştirerek koyunlarını otlatırlar. Tarım İl Müdürlüğü’nün sayımına göre ilçede 1985 yılında 32780 baş koyun beslenirken, bu sayı 1990 yılında 50.000’e çıkmıştır. Yine son yıllardaki yaylacılık faaliyetlerindeki yasaklamalar beslenen koyun sayısını da düşürmüştür. b) Büyükbaş Hayvancılık: İlçede büyükbaş hayvan olarak Sığır, Dana, Manda, Öküz, Boğa, At, Katır ve Eşek beslenir. En fazla beslenen büyükbaş hayvan Sığır ve Danadır. Sığır ve dana özellikle ilçe merkezi ile nispeten düzlük alanlarda kurulmuş olan köylerde yoğun olarak beslenir. Yine mera arazisi az olan köylerde de büyükbaş hayvanlar beslenir. Ayrıca yakın geçmişe kadar karabasanla çift sürüldüğünden büyükbaş hayvanlar; tarım alanlarının geniş yer kapladığı yerleşimlerde yoğun olarak besleniyordu. İlçede yakın geçmişe kadar ulaşım At, Katır ve Eşekle sağlanırdı. Ayrıca yaylacılık faaliyetlerinde yük taşımacılığı söz konusu hayvanlarla yapılıyordu. Bu nedenle ilçede özellikle Katır ve 54 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Eşek çok fazla beslenmektedir. Kısacası hayvancılık halkın tüm gelenek ve yaşam alışkanlıklarında öncelikli faaliyettir. Yıllardır devam eden bu gelenek ve alışkanlıklar halk arasında kendine özgü bir anlayış yaratmıştır. Bu durum ilçede çok belirgindir. c) Kümes Hayvancılığı: İlçede kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. Bunlardan Tavuk, Horoz, Hindi, Kaz ve Ördek beslenmektedir. Söz konusu hayvanlar büyük çiftliklerden ziyade yerel tarzda geçim türü şeklinde beslenmektedir. Bu da yerel ihtiyaca yönelik beyaz et yumurta temini için yapılmaktadır. (4)

Diyarbakır çevre ve şehircilik müdürlüğü 2011 raporuna göre

İLÇELER KULP

YONCA 433,931

TOPLAM EKİLEN ÜRÜN KORUNGA FİĞ 438,805 840,381

SİLAJLIK MISIR 464,174

Kulpta Arıcılık Projesi Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde başlatılan ‘Arıcılık Geliştirme Projesi’ 2010 ‘da başarıyla tamamlandı. Kulp Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) tarafından yürütülen Kafkas cinsi 480 kovan bal arısı projesi arıların üreticilere dağıtılmasıyla son buldu. SYDV projeyle Saltuk, Koçkar köyleri ve Kulp merkezdeki üreticilere 480 kovan bal arısı ve malzeme dağıttı. Projeden 16 üretici faydalanırken, projeden faydalananlar Kaymakamlığa teşekkür ettiler (9). 1936 yılında H.Basri Konyar’ın kaleme aldığı Diyarbakır yıllığında Vilayetin Çermik ve Kulp mıntıkalarında oldukça nefis bal istihsal olunmaktadır. Bereketli senelerde bir kovandan vasati 5-6 kilo bal istihsal olunur(s.155) denmektedir TUİK verileriyle 2011 yılında Kulp’ta 51.000 kg bal, 250 kg. balmumu elde edilmiştir

KULP İLÇESİ COĞRAFYASI 55

KAYNAKLAR 1-http://www.haritatr.com/kulp-haritasi 2- http://www.haritamap.com/ilce/Diyarbak%C4%B1r/Kulp.html-www.googlw.map 3-http://www.kulp.bel.tr/ 4- Adem Karakuş. “Kulp İlçesi Beşeri ve Ekonomik Coğrafya Özellikleri” adlı Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Coğrafya Anabilim Dalı 2001 tarihli bitirme tezi 5- Salim Genç (Lice-Kulp Yöresi, Diyarbakır ili, GD Türkiye) Metamorfizma- Deformasyon İlişkileri Jeoloji mühendisliği.1984 6- Oktay A. Diyarbakır’da meyve yetiştiriciliği ve geliştirme olanakları. Tarım Çevre Doğa sempozyumu. 2010 7- Karataş D. Karataş H.Ağaoğlu S Türkiye yabani asma (vıtıs vınıfera ssp. sılvestrıs) gen kaynakları. Tarım Doğa ve Çevre sempozyumu.1-3 Haziran 2010) 8- Eti E. Diyarbekir. Diyarbekir matb.1937.s. 9- www.diyarinsesi.org. 20 Temmuz 2010 10-www.kulp.gov.tr 10- Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu Vefa Akdoğan. Güneydoğu’da Sosyal Yasam: (Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Örneği) Yüksek Lisan Tezi T. C.Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı. Konya 2007 11- İzmir Fuarında Diyarbakır.1938 12- Yılmaz Kurt. XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında Diyarbekir Eyaleti’nde Sanayi Ve Ticaret. Diyarbakır’ı Tanıtan adam. San Matb. Ank. 1998. 13- http://tr.wikipedia.org/wiki/Kulp

56 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

3.BÖLÜM KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM

KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM

Kulp’a genel bakış(11)

Kulp çayı

Sarım çayı KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 59

Şakirhan çayı

Muş ve Silvan’dan Kulp’a giriş köprüsü 60 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp HES

Kulp HES

Kulp HES KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 61

Kulp HES

Kulp HES 62 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp HES

Kulp HES KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 63

Kulp Çayı

Kulp çayı ve Kulp 64 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kayacık Vadisi Küçük Şelaleler

Kayacık Vadisi Küçük Şelaleler KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 65

Kulp ormanları

Kulp ormanları 66 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ormanları

Kayacık vadisi KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 67

Kayacık vadisi

Kulp kayacık ormanları 68 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp kayacık ormanları

Kulp kayacık ormanları KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 69

Yuvacık

Kayacık 70 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Ceviz ağaçları

Geven

KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 71

Kefrum Dağı çevresi

Kefrum Dağı çevresi 1973 yılında Silvan-Kulp arası (1973 il yıllığı) 1937 yılına ait bir kitapta Yeşil bahçeleri olan hani, ormanı bol olan Kulp görülmeğe değer denmektedir.(1) İlçe ekonomisi coğrafyanın tarıma elverişli olmamasından ötürü hayvancılığa, arıcılığa, ipek böcekçiliğine dayalıdır. Bir kesim de Kulp Çayı’nda yapılan balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Kulp balığı bölge de tatlı su balıklarından en leziz olanıdır. Bölgenin dağlık olması büyükbaş hayvancılığı tetiklemiştir. Ayrıca ilçede dut ağaçlarının yoğun olarak bulunması sadece dut yaprağı ile beslenebilen ipek böceklerinin yetişmesine ve Ceviz, küçük tatlı soğan, ve yerli elma, armut ve bol miktarda üzüm de ilçede yetişmektedir.(2) 72 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Bağlar KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 73

Bağlar

Hatmiler 74 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ve doğa 1967 yılında Kulp’un Hiyan, Şeyhhamza, Cimmar, Bıhemdan, Fırke, Temiran, Çavuşan, Barın, Milikan, Gedirne, Şeyhbudan ve Hacenan köyleri bağcılık çok ileriydi. Üzümlerin bir kısmından pekmez, pestil ve sucuk yapılırdı(15)

Terslale ve Kulp ilçesi Dünyada bir benzeri daha bulunmayan ve anavatanı “Dağların Kenti” olarak ta bilinen ilimizde yetişen Ters Lale, dünyanın en nadide çiçeklerinden biridir. Kan kırmızı, göz kamaştırıcı rengiyle kadife hassaslığındaki çiçeği ile estetik görünümlü tersliğiyle adeta bir doğa harikasıdır. Her sabah göbeğinde su yaydığı “Ağlayan Lale”, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği zaman Meryem ananın göz yaşlarından yere akan damlalarla yetiştiğine inanılan, adına ‘Ağlayan Gelin’ de denilen Ters Laleler, aynı zamanda Hıristiyan aleminin kutsal çiçeği olarak da kabul ediliyor.(6) Ters lale Kulp’ta Andok, Dorşin ve Hasandin dağlarında yetişmektedir(3)

Kulp’ta ters lale

KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 75

Sebze fideleri pazarda yerini aldı

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde çiftçiler tarafından yetiştirilen domates, biber ve patlıcan fidesi pazarda yerini aldı. Bahar mevsiminin iyice yüzünü göstermesiyle birlikte Kulp ilçesine bağlı mahallerde çiftçiler tarafından yetiştirilen domates, biber ve patlıcan fidesi gibi onlarca çeşit sebze fidesi ucuz fiyattan alıcısını bekliyor. TUİK verileriyle sebze üretimi (Üretim alanı da) Kulp 17990 da’dır. Seralarda üretilen sebze fideleri merkez Yenimahalle Camii yakınlarında bulunan tezgahlarda yerini aldı. Tezgahlarını açan üreticiler, vatandaşların ayağına kadar getirdikleri fideleri satmaya başladı. Kendi imkanları ile yetiştirdiği domates, salatalık, biber, patlıcan gibi birçok sebze fidesini satmaya getiren bir çok üretici, yaklaşık 15 gün daha fide satışlarının devam edebileceğini belirterek, bahçesi olan kişilerin şimdiden fide almalarının daha faydalı olacağını söyledi. (MT-AKK-Y)www.diyarinsesi.org

Kulp’ta hayvancılık 76 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp’ta hayvancılık

Kulp ilçesi büyükbaş hayvan ve ürünleri (TUİK, 2012) Sağılan h. İlçe Adı Hayvan Adı Yetişkin Genç-Yavru Toplam sayısı (baş) Kulp Sığır (Kültür) 4.510 2.600 7.110 1.740 Sığır(Melez) 1.965 720 2.685 914 Sığır(Yerli) 10.670 4.450 15.120 6.090

Süt (Ton) 6.763,38 2.545,01 7.649,04

Kulp ilçesi küçükbaş hayvan ve ürünleri (TUİK, 2012) Hayvan Adı

Yetişkin Genç- Toplam Sağılan Süt Kırkılan Yün kıl (Ton) hayvan tiftik (ton) Yavru hayvan sayısı (baş) sayısı (baş) Koyun(yerli) 15.500 9.500 25.000 9.460 775,72 25.000 43,325 Keçi(kıl) 26.910 18.050 44.960 10.038 1.053,99 26.910 16,146 KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 77

Kanikan mağaraları

Kulp -Demirli (3) Kanikan mağaraları

78 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kefrun kalesi

Korukçu mağaraları

Salkımlı(3)

İnkaya mağaraları(7) KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 79

İnkaya mağaraları(7)

Andok Dağı ve Çevresi 80 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Andok Dağı Diyarbakır’ın ve Muş ili sınırları içerisinde bulunan Andok 2840 m yüksekliği ile ilimizdeki en yüksek dağdır. Andok Dağı (Resim) , oldukça etkileyici bir floraya sahip olmakla birlikte onlarca doğal su kaynağı bulunmaktadır. Böylesine etkileyici özellikleri olan Andok, yüksek irtifa dağcılığı için en önemli tırmanma parkurudur. Daha önceleri Türkiye Dağcılık Federasyonu faaliyet programında yer alan Andok, son yıllarda güvenlik nedeni ile tırmanışlara kapatılmış durumda. Yinede tırmanmak isteyenler için her yıl 15 Temmuz’da, zirvesinde bulunan Şeyh Muhammede Andok’un türbesine ziyaret gerçekleştiren binlerce kişiyle aynı anda çıkılabilir. İşte böylesine güzel ve tarih kokan bu mekânları gezip yerinde görmek ve spor yaymak için, hiç durmayın hemen yola koyulun.(4)

Şenyayla KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 81

Şenyayla

Şenyaylada hayvancılık

Şenyaylada hayvancılık 82 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Şenyaylada hayvancılık

Şenyaylada arıcılık

Şenyaylada arıcılık KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 83

Şenyaylada hayvancılık 84 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Şenyaylada hayvancılık

Şenyaylada hayvancılık

Şenyaylada hayvancılık KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 85

Şenyaylada hayvancılık

86 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulpta Yayla göçü başladı Havaların ısınmasıyla beraber şenlenen Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 6 ay süreyle yaylada konaklayacak yayla sakinleri, çoban ve sürüleri ile yola koyuldu. Kulp ilçesinde havaların ısınmasıyla hayvancılıkla uğraşanlar, yaz boyunca konaklayacakları yaylalara göçe başladı. Küçük ve büyükbaş hayvanlarla çoğunlukla yaya yapılan yayla göçünün bir hafta sürebileceği belirtildi. Kulp ilçesinde hayvancılıkla uğraşanlar, hava şartlarına bağlı olarak Ekim, Kasım aylarına kadar konaklayacakları yaylalara göç ediyor. Bu yaylardan en fazla rağbet göreninin ise Şenyayla olduğu belirtildi. Besiciler, 70-80 kilometreyi bulan Şenyayla yolunda zaman zaman hayvanlarıyla uygun yerlerde konaklıyor, bir süre dinlendikten sonra tekrar yollarına devam ediyor. Yaylaya çıkan köylülerdin Hasan Yalçın “Yeşilliklerin ve çiçeklerinin açtığı Şenyayla mevkisine gitmek için hazırlıklarımızı Nisan yanında yapmaya başlıyoruz ve Mayıs, Haziran aylarında yapılan bu çileli yolculuğumuzu, havaların soğuduğu Ekim, Kasım aylarında otların korumasıyla geri gelerek tamamlıyoruz” dedi. (MT-AKK-Y) 22-5-2014.www.diyarinsesi.org Şenyayla’da 150 kişiye Bayram yemeği Şenyayla bölgesinde yaylacılara 150 kişilik Ramazan Bayramı yemeği veren Mehmet Çelik, barış süreciyle birlikte çifte bayram yaşandığını söyledi. Muş-Bingöl-Diyarbakır üçgenindeki Şenyayla bölgesinde Badikan aşiretinden Mehmet Çelik, dedelerinden kalan geleneği sürdürmek için yaylacılara 150 kişilik Bayram yemeği verdi. Diyarbakır’ın Başbuğ Köyü’nden aşiret ağası 40 yaşındaki Mehmet Çelik, Bayram yemeği için 5 koyun kesildiğini, yemekleri 30 kadının hazırladığını söyledi. Bayram boyunca yaylada kurulan iki büyük çadırda yemek dağıtılacağını anlatan Mehmet Çelik, menüde kuzu ve keçi kavurması, pilav, tavuk ve hindi kızartması, güveç, ciğer kavurması ile ayran olduğunu kaydetti. Yaşlı ve hasta olan yaylacıların yemeklerinin çadırlarına götürüldüğünü anlatan Mehmet Çelik, “Barış süreciyle birlikte yaylada çifte Bayram yaşanıyor. Süreçle birlikte Bayram yemeğine katılım daha çok arttı. Yemek hazırlıkları 3 gün sürdü. Gelinlerim ve kızlarım da yemekleri yapanlar arasındaydı” dedi.(5) Yayladan köye dönüş Baharda Amed’in Pasûr (Kulp) İlçesi’nin Eskar (Yaylak) Köyü’ndeki yaylaya hayvanlarıyla birlikte giden aileler, köylerine dönmeye başladı. Tekniğin, elektriğin ve yolların KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 87

gitmediği ya da götürülmek istenmediği yayladan dönüşler kimi zaman 4 günü buluyor. Baharın ardından artan hava sıcaklarından hayvanlarını korumak ve daha iyi beslemek için yaylaların yolunu tutanlar, hava sıcakları yaylalarda mevsim normallerinin altına düşünce yavaş yavaş dönmeye başladı. Eskar Köyü’ndeki yaylada kimi aileler bulundukları mezralara döndü, kimileri de dönüş hazırlığında. Yolların olmayışından kaynaklı taşınma işlemleri kimi zaman 2 günü, kimi zaman da 4 günü bulabiliyor. Taşınmanın en kısa zaman dilimi içerisinde bitirilmesi, insan ve katır sayısının fazlalılığına bağlı. Engebeli olan yaylaya gitmek kadar dönmek de bir hayli zor. Sabah saat 04.00’da hazırlanan eşyaların konulduğu çuvallar ilk önce birbirine bağlanır ve sonra katırlara yüklenir. Yükün belli bir kiloyu aşmaması, sağlam ve sert bağlanmasına özen gösterilir. Çünkü 20 kilometrelik yolun büyük kısmı uçurum kıyısında bulunuyor. Aynı saatlerde yola çıkarılan küçükbaş hayvanlar da 4-5 saatlik bir yürüyüşten sonra köye varıyor.

Uçurumun kıyısındaki yollar

Taşlı, inişli ve çıkışlı olan patika yollar ağır yükleri sırtlayan katırlar için her zaman uçuruma düşme tehlikesi barındırıyor. Yayladan dönüşler yorucu olsa da renkli görüntülere sahne oluyor. Yine yüksek dağların sırtlarında doğa harikasını izlemek ise göz kamaştırıyor. Her gidiş ve dönüşü kazasız geçiren yurttaşlar derin bir “oh” çekiyor.(8)

88 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ve kış

Kulp ve kış KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 89

Berbıhiv dağı(10) Kulp’ta kış çetin geçmektedir. Bunun için bir habere bakalım: Köylere ulaşım sağlanamıyor Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde etkili olan kar yağışı nedeniyle 52 köy yolunun ulaşıma kapandığı belirtildi Kulp Kaymakamlığı’ndan yapılan açıklamada, ilçede 3 gün aralıklarla etkili olan kar yağışı nedeniyle kapanan köy yolu sayısının 46’ya ulaştığı belirtildi. Kapalı olan köy yollarını açmak için İl Özel İdaresi’nce kaymakamlık hizmetine verilen araçlarla 6 değişik noktada yol açma çalışmalarına aralıksız devam edildiği kaydedildi. (12)

90 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ve kış(Dağdan akan suyun donuşu)

Kulp ve kış(Dağdan akan suyun donuşu) KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 91

Suların donuşu

Dağlardaki karlar 92 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp çayı ve kış Muş- Diyarbakır karayolunda 30 kişi mahsur kaldı Muş Diyarbakır karayolunda çığ düşmesi sonucu mahsur kalan 30 kişinin olduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Diyarbakır Muş karayolu Kulp ilçesi bölgesinde çığ düştü. Çığ düşmesi sonucu yolda yaklaşık 18 saattir mahsur kalan 70 kişi kurtarılırken, halen 30 kişinin kurtarılmayı bekliyor.(16) Göletler

Uzunova göleti(10) KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 93

Özbek göleti(10)

Kulp ilçesi Malabadi barajına sınırdır

Malabadi barajı 94 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Baraja karışan Kulp ilçesine ait çay

1973 yılı Şekiran çayı (17) KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 95

YSE tarafından açılan Silvan — Kulp grup köy yolunun geçirildiği Havrı vadisi 1973 yılı(17)

Kulp yemekleri Kulp ilçesinde yemek kültürünün gelişememesinin bir nedeni de yapılan işin standart zaman dilimlerine uymamasıdır özellikle köylerde yapılan tarım ve hayvancılık işlerinde sabit bir zaman programı yoktur insanlar işlerini sürekli aynı zaman dilimlerinde yapmaktan ziyade tamamen koşulların gerektirdiğinde bağlı olarak oluşan zorunluluk bağlamında yapmak durumundadır buda doğal olarak yemek ve beslenmeye belirli bir zaman ayırmama sorunu doğurmuştur. Yukarıdaki açıklamalardan sonra şimdi de çok zengin bir mutfağı olmasa da kendine özgü birtakım yemek çeşitleri bulunan Kulp un en önemli ve tanınmış bazı yemeklerinden bahsedebiliriz. Bu yemeklerin tamamen kulp’a has olduğunu söylemek zor ancak ilçede de sürekli yapılan ve herkesçe tanınan yemekleridir.

Sebil çorbası Gerekli malzemeler —1 su bardağı pirinç —1 kaşık margarin — sıcak su — Kuru nane —1 kaşık tereyağı 96 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Yapılışı: Tencerenin içinde eritilen margarin pirinçle beraber iyice karıştırılır. Üstüne sıcak su eklenir. Pilav kıvamında pişmeye başlar ardından üzerine yavaş yavaş ayran dökülür. Karıştırılmaya devam edilir. Karıştırma işlemine pirinçler yumuşayıncaya kadar devam edilir. Diğer taraftan ayrı bir tavada tereyağı kızartılır. Yağın içine nane kırmızısı biber atılır ve kızartılır. Pişen yemek servis tabağına alınır. Üstüne de kızartılmış olan sos karışımı ilave edilerek servis edilir.

Mehir Gerekli malzemeler —ögütülmüş buğday —nohut —ayran —kuru reyhan —tuz Yapılışı: Önce tencereye dökülen ayran kaynatılır kaynama işlemi başladığında üzerine buğday ve nohut dökülerek karıştırılmaya başlanılır. Karıştırma işlemi kesinlikle bırakılmamalıdır. Çünkü bırakıldığında ayran pıhtılaşmakta ve yemeğin tadı bozulmaktadır. Karışım içindeki buğday ve nohut yumuşayıncaya kadar karıştırılmaya devam edilir. Yemeğin tadının güzel olması açısından nane ilave edilir. Yemeğin soğuk şekilde servis edilmesi önerilir.

İrmik çorbası Gerekli malzemeler —5 domates —10 bardak et suyu —2 fincan irmik —1 bardak süt —4 yumurta sarısı —3 çorba kaşığı nebati yağ ya da tereyağı Yapılışı:Domatesleri rendeleyip bir bardak et suyuyla 5—10 dakika kaynatın sonra süzgeçten geçirin Et suyunun kalanını ve yağı karıştırarak kaynatın sonra ateşi kısıp yarım saat pişirin. Ateşten alınmadan kısa bir süre kala önceden çırptığınız süt ve yumurtayı katarak sofraya alın.

Pilav Türlüsü (Tirit) Gerekli malzemeler —1 kuru soğan —1,5 su bardağı pirinç —sıcak su tuz —yarım çay bardağı kadar sıvı yag KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 97

—2 domates 3 biber —pul biber kırmızı baharat çeşitleri —ekşi olmasını sağlayacak kadar limontuzu Yapılışı:Domates ve biberler ufak ufak dilimlenir ve yağda kızartılır. Ardından tuz salça ve baharatlar konur. İyice karıştırıldıktan sonra üstüne pirinç ilave edilir. Tekrar iyice karıştırılır. Limon tuzu bir su bardağında sıcak suda eritilir. Sıcak su ile beraber karma ilave edilir ve yemek kaynamaya bırakılır. Hafif sıcak şekilde servis yapılır. Ayranla iyi gider.

Semiz otu çorbası Gerekli malzemeler —Semizotu (kase) —Pirinç (kase) —Sımak (ekşimesi için) —Tuz Yapılışı: Semizotu ince ince kesilerek iyice yıkanır ve kaynamaya bırakılır. İçine pirinç atılarak iyice kaynatılır. Kaynama işlemi 1—2 saat sürer diğer taraftan ayrı bir kapta kaynayan sımak tencereye ilave edilir. Kaynama işlemi yarım saat daha sürdükten sonra yemek servise hazırdır.

Ciğer Yahnisi Gerekli malzemeler (5 kişilik) —1 adet koyun karaciğeri ve yüreği —4 adet soğan —2,5 bardak su —1 kaşık salça —1 demet dereotu —karabiber ve tuz Yapılışı: Bir koçun karaciğerini ve yüreğini 1 tencerede 5 dakika kadar haşlayın. Sonra çıkarıp doğrayın. Yarım ay şeklinde doğranmış soğanları yağda pembeleştirin. Sonra ciğer ve yüreği tuzla birlikte tencereye katın. 5 dakika kaynatıp 2,5 bardak su ve 1 kaşık salçayı katın. Ağır ateşte 1 saat kadar pişirin. Dereotu ve karabiberle servis yapın.

Piliç Yahnisi Gerekli malzemeler —2 piliç —2 kaşık yag —1 çorba kaşığı un —2 patates 98 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

—6 adet küçük soğan —1 adet domates —1 havuç ve yeterli miktarda tuz Yapılışı: Piliçler kemiğinden ayrıltılıp 8 parçaya taksim edilir. Kabın içine iki kaşık yag konulur. Kesilmiş olan piliçler hafif una bandırılıp kızartılır. Pişecek kaba yerleştirilir. Temizlenip kesilmiş olan sebzeler tavada kalan yağda dövülür. Küçük soğan domates ve tuz kızarmış piliç üzerine katılır. Az su ile hafif ateşte pişirilir. Patates pilicin pişeceğine yakın vakitte eklenir ve yeme hafif ateşte pişirilerek servis edilir.

Kırmızı Mercimek Çorbası Gerekli malzemeler —2 kahve fincanı kırmızı mercimek —1 çorba kaşığı margarin —1 çorba kaşığı un —1 adet havuç —1 baş soğan Yapılışı: 1 Tencerenin içine konulan soğanı orta ateşte kavurun. Soğan pembeleştiğinde bir çorba kaşığı un ilave edin. Biraz karıştırın. Ayıklayıp yıkadığınız mercimeği ve küçük doğradığınız havucu karışıma ilave edin. Mercimek ve havuç yumuşayıp ezilinceye kadar pişirin. Piştiğinde süzgeçten geçirin ve yeniden tencereye koyup kaynatın. Kaynama işlemi bittiğinde yemek servise hazır servise gelir (13)

Pasurun Sesi Gazetesi “Pasurun Sesi” gazetesi, “yerele ışık tutar” düşüncesiyle 2009 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde M. Salih Siyah ve Muhsin Taş tarafından kurularak yayın hayatına başladı. Gazete, ilçenin tek gazetesi olma özelliği ile birlikte, tüm ilçenin sesi olma yolunda ciddi adımlar atmakta ve Türkiye genelinde yaşayan kulplu hemşerilerine abone sistemi ile ulaştırmaktadır. Gazete, haberciliği ön planda tutarak, kulp ilçesi, Diyarbakır merkezi ve tüm ilçeleriyle ilgili haberleri yansıtmaya çalışmaktadır. “Bağımsız Haftalık Siyasi Gazete “olarak her hafta Pazartesi günleri çıkan Pasur’un Sesi Gazetesi, aynı zamanda nitelikli gazeteciler yetiştirmeyi hedefleyip, 2011 yılından itibaren deneyimli gazeteci yazar Leyla Baran ‘ı da bünyesine katarak daha kaliteli yayınlar yapma çabasındadır. Pasur’un Sesi gazetesi, “Merkez Yeni Mahalle no 112, Kulp- Diyarbakır” adresinde faaliyetini sürdürmekte; www.pasurunsesi.com internet adresinden takip edilebilmektedir. İmtiyaz sahibi: M. Salih Siyah, Genel Yayın Yönetmeni: Muhsin Taş, Yazı İşleri Müdürü: Kazım Yazıbilmez, Sayfa Editörü: Mehmet Emin Kaç’ tır. (14)

KULP DOĞAL GÜZELLİKLER VE YAŞAM 99

KAYNAKLAR

1- Usman Eti. Diyarbekir. Diyarbekir matb. 1937. s.49 2- www.vikipedi.org 3- Çelik M.M. Fotoğraflarla Kulp. Gün matb. İst. 2009. s.53, 55, 58, 84, 131 4- Abdurrahman Ekin. Diyarbakır’da doğa sporları. Diyarbakır’da tarım Doğa Çevre sempzoyumu. 2010.c.2 5-10 Ağustos.2013. www.diyarinsesi.org 6- Sefer Kaçmaz. Ters Lale. Hakkari meteoroloji md. 7- http://www.kulpder.org.tr/ 8-A. Vahap Taş / Diha/Amed. Yenizgür Politika. 24 Ağustos 2012 9-www.pasurunsesi.org 10-www.kulpder.org 11.www.diyarbakır.gen.tr 12-www.diyarinsesi.org.13-12-2013 13- Adnan Kılıç. Kulp. 2007 14- İhsan Işık(ed) Diyarbakır Ansiklopedisi - IV. Elvan yay. Ank. 2013. s.40 15- Diyarbakır İl yıllığı-1967. s.352 16- İLKHA. 18 Şubat 2012 17-1973 İl Yıllığı

100 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

4.BÖLÜM KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR

KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR

Kulp İlçesindeki Türbeler İlçede halk tarafından ziyaret edilen ve evliya yattığına inanılan türbeler şunlardırlar; Konuklu Türbeleri: Kulp’un Konuklu (Duderya) Köyü’nde bulunan türbelerden biri Şeyh Ömer’e, diğeri oğlu Şeyh Muhammed’e aittir. Kesme taş malzemeden inşa edilen yapılar sekizgen planlı olup içten ve dıştan kubbe ile örtülüdür. Ziyaretçi akınına uğrayan bu türbeler döneminin özelliklerini yansıtmaları açısından önemlidir. Şeyh Ebubekir Türbesi: Diyarbakır Kulp Özbek köyünde Hz. Hasan Soyundan gelen Şeyh Ebubekir türbesi vardır. (1) İnanç turizminin önemli merkezlerinden biri olan Şeyh Ebubekir Türbesi XVIII. yüzyılda inşa edilmiştir. Eser içten ve dıştan sekizgen planlı olup içten ve dıştan kubbe ile örtülüdür. Moloz taş malzemeden inşa edilmiştir. Türbenin çevresinde yazılı birçok eski mezar taşları bulunmaktadır.

Şeyh Ebubekir (2) KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 103

Şeyh Mahmut Türbesi(2)

Şeyh Mahmut Kabri(3) Şeyh Mahmut: 4.Murat döneminde yaşamıştır. Seyiddir. Kabri Karpuzlu köyündedir. 104 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Şeyh Mahmut Türbesi: 17. yüzyıl baslarında Irak-Musul kentinde ikamet eden ve Hz Hüseyin sülalesinden geldiği için “seyit” unvanına sahip olan Şeyh Hasan seyit ailelerine yapılan baskı ve zulümlerden kurtulmak için esi, oğulları Mahmut, Sadık ve Hakkı ile birlikte Musul’dan ayrılmış; Osmanlı imparatorluğu’nda seyit ailelerine gösterilen hürmet ve yardımlardan dolayı Osmanlı imparatorluğu topraklarında bulunan ve günümüzde seyitler harabesi olarak bilinen Hazro ve Lice arasındaki yere göç etmiştir. Daha sonra oğulları Hakkı Lice’ye; Sadık Kulp’un Hevedan mıntıkasına, Mahmut ise Karpuzlu Köyü’ne yerleşmiştir. Şeyh Mahmut’un Mustafa ve Osman isminde iki erkek evladı olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda peygamber sülalesinden gelen seyit ailelerinin geçimi devlet tarafından karşılandığından bu imkânlardan faydalanmak için seyit olmadığı halde kendisini seyit olarak gösterenler çoğalmış, bunun üzerine padişah dördüncü Murat bir ferman çıkartarak seyit unvanlı olanları İstanbul’a çağırtmıştır. Şeyh Mahmut, oğlu Şeyh Mustafa ile beraber İstanbul’a gitmiş; bir Cuma günü padişah dördüncü Murat’ın vezirlerinden birisinin bulunduğu camide Cuma hutbesi vermiş ve Bağdat’ın fethinin sultan dördüncü Murat’a nasip olacağını söylemiştir. Vezir hutbede dinlediklerinden padişaha bahsetmiş, bunu üzerine padişah kendisini saraya davet etmiş ve kendisinin İslami bilgisinden etkilenerek kızı Zeliha Sultanı Şeyh Mahmut’un oğlu Mustafa ile evlendirmiştir. Padişah, Şeyh Mahmut’a Lice, Hazro ve Kulp civarında 8 köy bağışlamıştır. Yanında yeteri kadar asker ile İstanbul’dan çıkan Şeyh Mahmut ve oğlu Mustafa Üsküdar civarına geldiklerinde Mustafa ani bir rahatsızlık neticesinde vefat etmiş, cenazesi Üsküdar’da defnedilmiştir. Şeyh Mahmut, gelini Zeliha Sultana tekrar babasının yanına dönebileceğini söylemişse de Zeliha Sultan babasının artık Şeyh Mahmut olduğunu söylemiştir. Karpuzlu Köyü’ne döndükten sonra Zeliha Sultan köydeki camiyi kendi yaptırmıştır. Zeliha Sultanının Kapruzlu’da bir kız çocuğu dünyaya gelmiş fakat küçük yaşta vefat etmiştir. Şeyh Mahmut’un kardeşi Osman’ın Abdullah ve Hasan isimlerinde iki oğlu olmuş, Hasan’ın erkek çocuğu olmamış, Abdullah’ın Şeyhi isminde bir erkek çocuğu olmuş ve şeyhlik Şeyh Şeyhi ile son bulmuştur. Günümüzde Karpuzlu köyünde bulunan Şeyh Mahmut Türbesi’nin içinde Şeyh Abdullah, Şeyh Ali, Şeyh Şeyhi, Meryeme Hatun (Şeyh Mahmut’un annesi), Şeyh Osman, Zeliha Sultan(IV. Murat’ın kızı), Şeyh Hasan ve Şeyh Mahmut’un mezarı bulunmaktadır.(6) . Hoca Ali isimli bir mimar tarafından yapılan türbenin halen 3 kubbesi onarılabilmiştir. Müştemilatında cami, türbe avlusu ve medresenin hücresi bulunmaktadır. Burası çeşitli hastalıklara şifa bulunmak için ziyaret edilir. Ziyaret esnasında Kur’an okutulur Kurban kesilir dua edilir. Ziyaret sebebi Bağdat’dan gelme Seyyid ve evliya bir zat oluşu ile izah edilmektedir. Bakım ve onarımı adına kurulmuş dernek tarafından yapılan türbeyi yılda 3000 civarında halk ziyaret etmektedir.(16)

KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 105

Şeyh Muhammed Türbesi: Ağaçlı beldesinde dini yapı olarak önemli sayılabilecek yerlerden birisi Şeyh Muhammed Türbesi’dir. Eskiden Ağaçlı’da yaşamış dini bir âlim olduğu söylenen şeyhin türbesinin önünden geçerken insanlar Fatiha okumakta ve dua etmektedir. Diğer köylerde bulunan türbe ziyaretlerinin aksine Ağaçlı’da türbenin ziyareti için özel bir gün yoktur(14) (4) Şeyh Umran Türbesi: Karaağaç köyünün güney tepesinde bulunan Şeyh Umran Türbesi çevre köylerde de bilinen önemli bir dini yapıdır. Köy halkı her yıl geleneksel olarak 17 Mart tarihinde türbeyi topluca ziyaret ederek Kuran-ı kerim okutmakta ve dua etmektedir. Şeyh Muhammed Türbesi: Zeyrek köyünün batı tarafındaki tepede yer alan Şeyh Muhammed Türbesi önemli dini ziyaret yerlerinden biridir. Osmanlı-Rus Savasında şehit edildiği söylenen Şeyh Muhammed ünlü bir din âlimidir. Romatizma hastalığı olan vatandaşlar Çarşamba günleri türbeyi ziyaret ederek dua etmekte, Yasin-i şerif okutmakta ve bu şekilde iyileşeceklerine inanmaktadır. Hayro Türbesi: Kurudere köyünün güneyindeki tepede yer alan Hayro Türbesi önemli dini yapılardan biridir. Adını hayırsever ve dini bütün bir kişilik olduğu söylenen Hayro’dan almaktadır. Zaten yerel dilde “Hayro” sözcüğünün Türkçe karşılığı “hayır”, “hayır yapan” anlamına gelmektedir. Hacı Ömer Türbesi: Narlıca köyünün doğusunda yer alan Hacı Ömer Türbesi önemli dini merkezlerden biridir. Türbenin geçmişi ve hakkında herhangi bir şey bilinmemektedir. Perşembe ve Cuma günleri ziyaret edilen türbede Yasin-i Şerif okutulmakta ve dua edilmektedir. Molla Sadık Türbesi: Basbuğ köyünde Halk dilinde Ziyareta Kuri Silivan (Silvan ogulları Ziyareti) denilen bir yatır bulunmaktadır. Yatır Perşembe ve Cuma Aksamları ziyaret edilerek Yasin-i şerif okunmakta ve dua edilmektedir. Köyde bulunan bir diğer dini çekim merkezi de Molla Sadık Türbesi’dir. Molla Sadık’ın, köyün sakini olup birçok talebe ve âlim yetiştiren önemli bir zat olduğu söylenmektedir. Buraya da rutin olarak Perşembe aksamları ve Cuma günleri ziyaretler yapılarak dua edilmektedir. Şeyh Süleyman Türbesi: Çağlayan köyü Derecik mezrasında bulunan Şeyh Süleyman Türbesi köyün önemli dini çekim merkezlerinden biridir. Köy yaslılarından aldığımız bilgilere göre Şeyh Süleyman Mekke’den gelip iki kız kardeşi ile Çaglayan’a bağlı Derecik mezrasında şehit düşmüştür. Köy sakinleri Perşembe ve Cuma aksamları türbeyi ziyaret ederek dua etmektedir.

106 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Şeyh Muhammed Sahabi Türbesi: Kayahan köyünde yer almaktadır. Köylülerin dediğine göre bu zat Sahabi neslinden olup zamanında burada yapılan savaşlarda şehit düşmüştür. Köy ahalisi tarafından buraya Perşembe ve Cuma günleri rutin ziyaretler yapılarak dua edilmektedir. Ayrıca köy sınırları içerisinde Şeyh Muhammed Seydaki, Şeyh Muhammed Navgori ve Şeyh Muhammed Belasah türbeleri de bulunmaktadır. Şeyh Sıvan Türbesi: Güleç köyünün güneyinde yer alan Şeyh Sıvan Türbesi dini çekim merkezlerinden biridir. Eski bir evliya olduğu söylenen Şeyh Sıvan’ın türbesi köy sakinleri tarafından Perşembe ve Cuma günleri öğleden sonraları ziyaret edilerek Yasini Şerif okutulmakta ve dua edilmektedir. Molla Hüseyin Türbesi: Barın Köyünün doğusundaki mezarlıkta bulunan Molla Hüseyin Türbesi önemli dini çekim merkezlerinden biridir. Değerli bir âlim olduğuna inanılan Molla Hüseyin’in kabri önemli günlerde ziyaret edilerek ruhuna Fatiha ve dua okutulmaktadır. Şeyh Ahmed-i Türbesi: Ünal Köyünde birçok dini türbe bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Şeyh Ahmed-i Türbesi’dir. Çarşamba günleri ziyaret edilen türbeye gidenler burada ettikleri dualar sayesinde romatizma hastalıklarının iyileşeceğine inanırlar.(14) Şeyh Ali Türbesi: Karabulak Köyünün batısında yer almaktadır. Sözlü kaynaklardan aldığımız bilgilere göre Şeyh Ali, Osmanlı-Rus Harbinde buraya gelerek savaşmış ve şehit düşmüştür. Şeyh Ali’nin dini nüfuzu Kulpla sınırlı kalmamakta; gerek ilçe halkı, gerekse yakın çevredeki il ve ilçelerden türbeye yılın belirli dönemlerinde birçok ziyaret yapılmakta ve ziyaret sırasında kurbanlar kesilerek dua edilmektedir. Kulp’ta görülen halk dinin bu tip özelliklerinin, dini otoritelerin rızası ile resmi İslam’ın ritüellerinin yerini aldığına dair özel öneme sahip örneklerdir. Resmi İslam’ın hukuk sistemi olan “fıkıh” tarafından tasvip görmese de durum böyledir. Veli insanlara has yapılan senelik “mevlid” merasimleri, adanan kurbanlar (örneğin yatırı Özbek köyünde bulunan Şeyh Yusuf ve şeyh Ebubekir’e herkes yılda bir defa kurban adar) bilinen en büyük halk merasimleridir. (4) Şeyh Ömer ve Şeyh Muhammed Türbeleri: Konuklu Köyünün doğusunda yer alan Şeyh Ömer ve Şeyh Muhammed Türbeleri Kulp ilçesinin en önemli dini çekim merkezleridir. Cuma aksamları yapılan ziyaretlerde kurbanlar kesilmekte, Yasin-i şerif okutulmakta ve dualar edilmektedir. Hastalar buradaki türbeleri ziyaret ederek iyileşmeleri için Allaha dua etmektedir. Çok ünlü bir din âlimi olan Şeyh Muhammed’in çevre ilçe ve köylerinden birçok müridi olmuştur. 1941 yılında Aydın’da sürgündeyken vefat eden Şeyh’in cenazesi vasiyeti üzerine 1948 yılında Aydın’dan Konuklu Köyü’ne getirilmiştir.(4) KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 107

Şeyh Ali Türbesi (2)

Muhammede Düderiye 108 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Muhammede Düderiye

Ömer Düderiye KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 109

Şeyh Sıraceddin

Şeyh Sıraceddin 110 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Şeyh Abdurrahman-i Duderiya Adı: Abdurrahman. Doğum tarihi ve yeri: Diyarbakır’a bağlı Kulp kazasının Duderiya Köyü, ancak tarihi bilinmiyor. Tarikatı: Kadiri. Babası: Şeyh Zülküf- i Duderiya. Şeyh Abdurrahman’ın ilim tahsilini kimin veya kimlerin yanında yaptığı belli değil. Tasavvufi amelini ise, Siirt’in Kurtalan ilçesine bağlı Telan köyündeki Şeyh Kasım’ın yanında yapar. Ayrıca Mardin Midyat ilçesine bağlı İdo köyündeki Hacı Ramazan efendiden de Rufai icazesi İki evlilik yapar, bu hanımlardan 1 erkek(Salih), 4 de kızı olur. Eserleri bulunmamaktadır. Halife de bırakmamıştır. Şeyh Aburrahman efendi, 1934 yılında vefat eder. Şeyh Muhammedi Duderi Adı: Muhammed Emin. Soyadı: Eren Lakabı: Şeyh Muhammed-i Duderi Doğum tarihi ve yeri: Doğum tarihi belli olmamakla beraber, doğum yeri, Diyarbakır’ın Kulp kazasının Duderiya Köyü. Babası: Şeyh Ömer Efendi. (Hayatı ile ilgili bilgiler ileride verilecektir. ) Şeyh Muhammed Efendi, ilim tahsilini önceleri kimlerin yanında yaptığı tesbit edilememekle beraber, bu tahsilinde en son Muş’lu Hacı Tayyib efendinin yanında okur ve ilim icazesini onun elinden alır. İlim tahsilinden sonra o da babası ve abisi gibi meşhur Kadiri şeyhlerinin bulunduğu Siirt’e bağlı Telan isimli köye gider. Tasavvufi amelini yapmak istediğini belirtir ve şu cevabı alır:’’Biz şu anda senin abine hilafet vermişiz, bir aileden bir anda iki kişiye hilafet vermek bizim adetimiz değil.’’ Oradan eli boş dönen Şeyh Muhammed Efendi, bu defa meşhur Nakşi şeyhi; Şeyh Muhammed Küfrevinin yanına gider. El alıp amel etmeye başlar ve iyi bir kabiliyete sahib olduğundan, kısa bir zamanda hilafet alıp Kulp’a döner. Yaşadığı dönemde Şeyh Sait ve Dersim hadiseleri olduğundan, o dönemde iki defa sürgün edilir. Şeyh Sait olayları zamanında Ankara’ya sürgün edilmiş, ailenin geri kalan tüm fertleri de Uşak, Burdur, Kütahya ve Bolu’ya sürgün edilmiştir. Kısa bir müddet sonra Şeyh Muhammed Efendi serbest kalıp tekrar Kulp’a gelmiş, bundan sonra da 8 veya 9 yıl, ta ikinci sürgün zamanına kadar Kulp’ta resmi müftülük yapar. 1937 yılının Aralık ayında şikayet üzerine yine sürgün. O ve tüm çocukları Aydın’a sürülür. KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 111

1940-41 yıllarında sürgünde iken vefat eder. Vefatından evvel çocuklarına, ‘’birkaç sene sonra serbest olacaksınız, memlekete giderken benim cenazemi buraya bırakmayasınız’’ diye vasiyet eder. Nihayet 1947 yıkının Haziran ayında serbest kalınır, cenazeyi götürmek için valiye müracaat edilir. Vali : ‘’Babanız kaç yıldır ölmüş?’’ Cevap: ‘’6-7 yıl .’’ Vali: ‘’Bu zaman zarfında ceset toprak olmuştur.’’ Cevap: ‘’Bizim bildiğimiz gibi ise, ceset sağlam kalmıştır.’’ Vali: ’’Mezarı açın, ceset sağlam ise izin vereceğim der.’’ Ve mezar açılır. Herkes dehşet içinde, değil ceset, kefen bile sapasağlamdır. Hemen alınıp getirilir. Diyarbakır’da Rağıbiye Camii’nde tekrardan cenaze namazı kılınıp Kulp’a götürülür ve defnedilir.(14)

Şeyh Ömer Efendi-i Duderiye Adı: Ömer. Soyadı: Sonradan torunları Eren soyadını alır. Şöhret: Şeyh Ömeri Kulp-i Doğum yeri ve tarihi: Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin Babıcanka köyü. Babası: Yusuf. Dedesi: Molla Feyat. Dedesi: Molla Resul. Dedesi: Molla Ömer. Dedesi: Şeyh Muhammed Cımşai. Dedesi: (İsmi hatırlanamadı.) Dedesi: Zıvertırk (Bu zat yaşadığı köye adını vermiştir.) Dedesi: Kızlal.(Bu zat da yaşadığı köye adını vermiştir.) Dedesi: (İsmi hatırlanamadı.) Dedesi: Şemdin Ağaye Arab. Şemdin ağa, Siirt’e bağlı Kozluk kazasında yaşarmış. Genelde avcılıkla meşgul imiş, avcılığı da yalnız Cuma günleri çıkarmış, Diğer günlerde ise devamlı camide imiş. Bu zatı ‘’Cuma namazına gelmiyor’ ‘diye şikayet ederler ve tanınmış müftüler toplanıp hakkında ölüm hükmünü verirler. (14)

Şeyh Siracüddine Duderi Adı :Siracüddin Doğum yeri ve tarihi: Duderiya, 1936 Babası: Heybetullah Bu zat iki kardeş imişler diğer; Abdulkuddus. Şeyh Siracüddin Efendi ilim tahsilini: 1- Molla Emin-i Akik-i (Kulp’un bir köyü.) 2- Molla Abdullah-i Koği. 112 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

3-Molla Abdullah-i Kerr-i (Kulp’un bir köyü.) 4- Molla Abdulsammed-i Zelaki (Bismil’in bir köyü)’nin yanında yapar. Tasavvufi amelini de Telan Şeyhlerinden; Şeyh Muhammed Sıddık’i Telani’nin yanında yapar. (Bu zat da Musullu Şeyh Muhammed Nurullah’ın halifesidir. Tarikat olarak Kadiridirler. Şeyh Siraccüddin Efendi, 1975-90 yılları arası, Bismil’in İngici Hogıra(Korukçu) köylerinde bulunur. Bu araştırmanın yapıldığı anda da memleketi olan Duderiya ‘da yaptığı medresede müderrislik yapıyor. Şimdilik bir eseri yoktur.(14)

Kulp Evliyaları Argün köyünde Şeyh Muhammed Tağnaval, Evliyi sikri Baloğlu köyünde Evliyai mezri, Şeyh Osman Çekran dağı, Şeyh Nasır Munuci yatmaktadır. Ömeriye köyünde Şeyh Sıracaddin, Şeyh Ömeri Düderiye, Şeyh Muhammed Düderiye medfundur.

Seyyid Ali (1854-1927) -Şeyh Abdülkadir(1903-1972) KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 113

Türbenin ön kısmı kubbeler-Türbenin iç kısım kubbesi

Türbe süslemeleri 114 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Ünal köyü Yavuz mezrası -Şeyh Ahmede Kibir türbesi(Müze md.)

Andok ziyareti

Andok(13) (DBB gezi rehberi) KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 115

Kulp camileri

Merkez afet konutları camii(1994)

Argun Camii 116 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 117

Ömeriye Camii

118 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Ömeriye Kur’an kursu

Kulp İlçesi Argün Köyü Bediüzzaman Kuran Kursu (medrese) ve Camii(12) KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 119

Seyda Molla YasinToprak: Seyda Molla Yasin Toprak (Yüsri) Yörede “Reis ê Alima” (Reis ül Ülema, âlimlerin reisi) olarak anılan Üstad, Diyarbakır’ın Kulp İlçesi, Tuzla Köyü’nde, annesinin ifadesine göre 1906 yılında doğdu. 21 yıl medresede tahsil gördü, 50 yılı aşkın ders verdi, bine yakın öğrenciyi okuttu, 100’e yakın icazet verdi, 1000’nin üzerinde fetva verdi, farklı İslami ilim alanlarında 6 kitap ve 1000’i aşkın şiir yazdı. Üstad 08.01.1994 tarihinde vefat etmiştir. Diyarbakır’ın Bağlar Merkez ilçesinde İskanevleri mezarlığına defin edilmiştir. Arapça, Kürtçe ve Farsça biliyordu. (10) Seyda’nın eserleri: 1. Ravdül – Hayat, 2. Tecvid ilmi hakkında bir manzume, 3. Akaidle ilgili bir manzume, 4. Şafii fıkhında “Menhec” adlı kitabı nazmetmiştir. 5. Divan(14) Seyda Molla Musa Şerefkan :Merhum Seyda Kulp ilçesinin Şerefkan ( Ünal ) Köyü ‘nde 1891 yılında doğdu. İlköğrenimini amcası Molla Süleyman’ın yanında okumakla sürdürdü. Daha sonra Muş’un Keran köyüne giderek orada müderris olan Molla Süleyman Efendinin yanında okudu. Muş merkezi Alaaddin Bey Camii civarında bulunan medresede meşhur Âlimlerden Muhammed Arapzade’den ders okumuştur. Bir ara Bitlis’in Nurşin Medresesi’nde okuduktan sonra Diyarbakır’ın Silvan ilçesine gitmiş, Silvan da bulunan Merheum Molla Abdurrahman’ın yanında medrese tahsilini bitirip ilmi icazetini ondan almıştır. Bir ara Şam ‘a gidip oranın tanınmış hocalarına da ders vermiştir. Urfa ‘nın değişik yörelerinde ders veren Molla Musa en fazla Diyarbakır’ın merkez köyleri Sa’di, Cımıkan ve Silvan’ın Boşat, Bülbül, ve A’tşa köylerinde 92 yıllık ömrünü dini eğitime sarf etmiştir. Onun yanında okuyup mezun olan bazı talebeleri şunlardır: Barınlı Molla Abdülkerim, Hasenanlı Molla Abdülbari, Karacadağlı Molla Şeyh Musa, Sadı’lı Molla Cemil, Molla Kemal, Molla Kadri, Molla Sadık, Molla Said, Molla Abdulhadi Araşki ve daha birçokları. Merhum Seyda 1971 yılında Diyarbakır’da vefat etmiştir. Mardin Kapı Mezarlığına defnedilmiştir.(14)

Hızır Baba Şenlikleri Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hızır Baba Dağı bu yıl da binlerce kişiye ev sahipliği yaptı. Gelenekselleştirilen “Hızır Baba” şenliklerine katılan yöre halkı, kurbanlar kesip halaylar çekerek, dağın zirvesinde ibadet yapıyor. Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hızır Baba Dağı bu yıl da binlerce kişiye ev sahipliği yaptı. Gelenekselleştirilen ‘Hızır Baba’ şenliklerine katılan yöre halkı, kurbanlar kesip halaylar çekerek, dağın zirvesinde ibadet yapıyor. Kulp’un Karabulak köyü Hasandin Dağı zirvesinde İslam alimlerinden 120 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Hızır Baba’nın yaşamış olduğunu düşünen yöre halkı her yıl Temmuz ayının son haftasında sarp kayalıklara tırmanıyor. Gelenek, görenek ve inançları gereği 3 gün dağda kalan vatandaşlar kurbanlar kesip, halaylar çekerek inançları gereği dağın zirvesinde ibaret gerçekleştiriyor. Hızır Baba etkinliklerini şenliğe dönüştürmeyi planladıklarını ifade eden Kulp Belediye Başkanı Mahmut Zengin, eksikliklerin giderilmesi ve insanların daha da çok katılımını sağlamak için projeler üreteceklerini söyledi. Başkan Zengin, “Yüzyıllardan beri insanlarımız buraya gelmekteler. Her yılın Temmuz ayının son haftası buraya akın ediyorlar. Çevre köyler, Kulp merkezi ve hatta başka illerden bile gelen insanlar oluyor.” Hızır baba kimdir? Rivayetlere göre, yüzyıllar önce yaşamış bir İslam alimi olan Hızır Baba Kulp’taki Hasandin Dağı’nda konakladı. Hasandin Dağı’nda kaldığı yere insanlar çok uzun yıllardan bu yana giderek, dualar ediyorlar. Bunun yanında giden herkesin kurbanlar kestiği ve halay eşliğinde bu etkinliği kutladıkları biliniyor(11) Seydaye Mele Abdulhadi Araşki: Son dönem İslam Âlimlerinden ( D. 1926. Araşka Köyü/ Kulp / Diyarbakır- Ö. 2000, Diyarbakır ). İlk tahsilini babası mele Halid’den almıştır. İlk tahsilinden sonra bölgede adet olduğu üzere medreseye gitmiştir. Elde edilebilen bilgilere göre, o Molla Şemseddin, Diyarbakır Müftüsü Salih Tanrıverdi, Seyda-ye Alipare, Molla Musa Badiki gibi âlimlerin derslerine devam etmiş, icazetini Molla Musa Badıki’den almıştır. Tahsilini tamamladıktan sonra bir süre fahri imamlık, daha sonra resmi olarak yapan hoca, müftü ile arasında çıkan bazı sorunlardan dolayı, imamlıktan istifa etmiştir. Geçimini sağlamak için Arapça kitaplarla ilgili bir kitapevi açmıştır. Kitapevinde bir yandan kitaplarla meşgul olurken bir yandan yanına gelenlere ya ders vermiş veya onları dini konularda sohbet yapmıştır. Daha çok ilmi araştırmalarla meşgul olan hoca, gayet zahidane bir hayat sürdürmüş, 2000 yılında vefat etmiş, Diyarbakır ‘da Mardin Kapı mezarlığında defnedilmiştir. Hoca imamlıktan istifa ettikten sonra en fazla ilmi araştırma ile zamanını geçirmiş ve bazı eserler yazmıştır. Eserleri Arapça: Tefsiru sureti, Lokman (yazma) Hülasatü’l – Beyan fi Hakikati ‘l – İslam ve İnsaniyyeti ‘l – Mubin fi Tahkıkı ‘t – Tasvvufi ‘l İslammiyyi ve Turukı ‘s – Sufiyyeti’l – Müslimin (matbu), Makasidu ‘d – Din (yazma), Mevlidun – Nebi (yazma), Usulu’l – Hadis (yazma), Fetvalar (yazma), Riyazu ‘s Salihinin Tahrici (yazma) (15) Seydaye Mele Abdullatif (Şemamiye): Son dönem İslam Âlimlerinden ( D. 1924,Dalite Jerin Köyü /Kulp/ Diyarbakır- Ö. 25 Ekim 2012, Diyarbakır ), Nüfus kütüğünde adı Murat Cengiz olup halk arasında Molla Abdullatif olarak bilinmektedir. Babasının adı Ömer, Annesinin ismi ise, Fatma’dır.

KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 121

Hoca medreseden mezun olduktan sonra bir yandan imamlık yapmış, bir yandan da öğrencilere ders vermiştir. 1954 yılında Diyarbakır’ın Şemamiye köyünde imamlık yapmaya başlamış ve o günden sonra 2005 yılında hastalanıncaya kadar çok düzenli bir şekilde o köyde ilmi tedrisatı sürdürmüştür. Disiplini, öğrencilere çok soru sormak ve sarfı öğretmekle meşhur olduğundan, özellikle öğrencilere ondan sarf dersi almaya çalışmışlardır. Hoca, 2005 kış mevsiminde karlı kaygan yolda medreseye giderken düşer. Ondan sonra yatağa bağımlı olur. O halde bile üç yıla kadar öğrencilerini eve çağırır ve onlara ders verir. Uzun süre maalesef bilinci yerinde olmayıp yatalak halde yaşayan hoca 25.10.2012 yılında Diyarbakır ‘da vefat eder ve Şemamiye köyünde defnedilmiştir. Yarım asır ilmi tedrisat ile uğraşan hoca birçok öğrenci yetiştirmiştir. Mele Metin, Seyyid Badin, Mele Tahir Kalıki, Mele Cemil onlardan sadece birkaç tanesidir. Bunların tümü müderristir. Hocası Molla Abdussamed Ferhandi’nin etkisi ile menzil Şeyhi Şeyh Abdulhakim’e intisap etmiş, ancak sürekli ilimle uğraşmıştır. Tasavvuf onda ferdi kalmıştır. Molla Abdullatif sürekli ders vermekle meşgul olduğunda pek eser yazmamıştır. Oğlunun anlattığına göre, kendi kişiliği ve medresedeki talebelerin uymak zorunda olduğu kuralları şiir olarak yazmıştır. Bunun dışında dağınık biçimde Kürtçe. Arapça şiirleri ve fetva için yörenin âlimleriyle mektuplaştığı yazıları vardır. KAYNAK: Hocanın oğlu Abdulllah ve Öğrencisi Faruk Kazan (15)

Kulp sahabeleri Kulp Halid Bin Velid tarafından fethedilmiştir (5) Kayacık Köyün Eski Adı “İnıka”dır. İlçe merkezine uzaklığı 48 Km olan köye ulaşım KulpMuş karayolundan ayrılan stabilize ve tesviye yollar ile sağlanabilmektedir. Köye bağlı dokuz mezra (gostik, ak ocak, kara bucak, gündüzlü, avgerm, metera, dereli, kepir tepe, yonca tarla) bulunmaktadır. Kayacık köyü Kulp’un doğusuna düşmektedir. Doğusunda Akçesir köyü, kuzeyinde Muş il sınırı ve sıra dağlar, güneyinde ise Yuvacık köyü bulunmaktadır. Köyün coğrafi yapısı dağlık ve engebelidir. Ayrıca köyde yatır kültürü anlamında köyde “Kutsal Tarla” denilen bir yer vardır. Halk arasındaki inanışa göre bu kutsal tarlada sahabe döneminden gelmiş ve burada savaşıp şehit olmuş 101 sahabe ve tabiin mezarı bulunmaktadır. Kayacık muhtarı Suphi Acar’dır. Eskiden beri büyüklerinin burada 101 şehit sahabe olduğunu ifade etmektedir. Sahabelerin yattığı bölgedeki ağaçları köylülerin kesmediğini, mezarların üzerinden geçen hayvanların kısa sürede öldüğünü ifade etti. 122 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Veysel karani Veysel Karani Yemende doğmuş, Mekke, Medine, Bağdat, Şam ve Kufe’yi gezmiştir. Kabri ile ilgili olarak Yemende Zebid kasabasının dışında Meşhed-i şerifte, Mardin’de; Şam’da, Bursa’da Atıcılar mevkiinde, Garzan’da, Hicaz’da, Horasan’da, Hindistan’da Beyrutte, Siirt Baykan’da ve Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde olduğu bildirilmektedir (7) Muaz Bin Cebel’in Komutanın Kabri (Kulp mücavir alanında bir kutsal mekan) Kulp, Silvan, Sasonluların müşterek katıldığı bir toplantı 21-24 Mart günleri müşterek bir şenlikti. Silvan alınmadan önce, yani daha Diyarbakır’ın fethinin başladığı sıralarda Diyarbakır hakimi Meryem Dara çevredeki Hıristiyan valilerden yardım ister. Yardım için; Ahlat valisinin kızı Taron 4000 kişi Bitlis valisinin oğlu Buğur 3000 kişi Senasine (Silvan) dağlarının hakiminin oğlu Moş yardıma koşarlar Bitlis valisinin oğlu Buğur İslam ordularının yanına geçer, bu arada Ahlat valisinin kızı Taron’u da kaçırarak onunla evlenir. İslam orduları ve Bitlis valisinin oğlu Buğur; Ahlat ve Senasine kuvvetleriyle Silvan yakınlarında çatışmaya girer, bu çatışmada Ahlat ve Senasine kuvvetleri yenilir.(8) Bu çatışmada çok sayıda sahabe ve tabiinin şehit olması aklın gereğidir. Bu çatışmada şehit düşen bir sahebe için bölge halkı her yıl anma töreni (Murat şenliği)yapar. Olay şu şekildedir. KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 123

Murat şenlikleri: Muaz bin Cebel adına yapılır. Şehit düşen Muaz bin Cebel değildir Burada şehit olan Muaz bin Cebel’in komutanıdır. Zira Muaz bin Cebel evlidir, Şam’da 41 yaşında vebadan ölmüştür. Oğlu Abdurrahman gazi Ahlat veya Erzurum’da şehit düşmüştür. Burada şehit düşen bekardır ve 21 yaşındadır Murat Şenliği Kulp Kozluk Silvan üçgeninde Murat Ovasında kutlanan üç günlük bir şenliktir. Silvan’ın kuşatılmasında şehit düşen Muaz Bin Cebelin komutanının mezarı başında yapılan şenlik birbirine kavuşmayan, kavuşamayan sevenle sevilenin kültürümüzdeki bir yansımasıdır. Muaz Bin Cebel’in komutanı, nişanlıdır. Evleneceği gün orduya komutanlık etmiş. Silvan kuşatmasında hayatını kaybetmiştir. Bu yüzden Murat Şenliği, mezarı başında yapılır. Daha çok evlenmek isteyenlerin birbirini gördüğü, ailelerin kaynaştığı bu şenlik Silvan’da, Kozluk’ta, Kulp’ta, canlı tutulan şenliklerdendir. At yarışları yapılır. Muaz bin Cebel’in komutanının türbesi ziyaret edilir. Ziyarete gelenlere yemek dağıtılır, üç gün üç gece doyasıya eğlenilir, adaklar tutulur. Gelenek 1500 yıldan beri sürmektedir.

Silvan Hıvde şenlikleri(9)

Muaz bin Cebel’in komutanı kabri 124 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Muaz bin Cebel’in komutanı kabri

Kulpta kutlu doğum haftası etkinliği

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, Kaymakamlık ve Müftülük tarafından Kutlu Doğum Haftası nedeniyle etkinlik düzenlendi. Bir düğün salonunda düzenlenen etkinliğe Kulp Kaymakamı Mehmet Maraşlı, araştırmacı yazar Vehbi Vakkasoğlu, Kulp Müftüsü Hüseyin Hacıfettahoğlu, Kulp Emniyet Amiri Nail Savaş, daire amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. İlahi ve Kur’an-ı Kerim’in okunmasının ardından bir konuşma yapan İlçe Müftüsü Hacıfettahoğlu, Hz. Muhammed’i (sav) anmak için toplandıklarını söyledi. Hacıfettahoğlu, “Onu anarken bundan sonra onun yolundan gitmeyi Allah bize nasip etsin. İslam dini insanlara çok değer veriyor. İnsanların dış görüşüne önem vermeyerek ibadet ve takvasına bakıyor” dedi. Daha sonra araştırmacı-yazar Vehbi Vakkasoğlu ‘Hz. Peygamber, din ve samimiyet’ konulu konuşma yaptı. Konuşmaların ardından miniklerden oluşan bir gurup tarafından ilahi dinletisi sunuldu. İlahi dinletisinin ardından program sona erdi.(17)

Kulpta Soma için mevlit okutuldu DİYARBAKIRDiyarbakır’ın Kulp ilçesinde faaliyet yürüten Kulp Eğitim ve Dayanışma Derneği (KEĞİDER) tarafından Soma’daki maden kazasında hayatını kaybeden vatandaşlar için mevlit okutuldu. Mevlitte hayatını kaybedenler adına okunan Kur’an-ı Kerim hatmi için hatim KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 125

duası okundu. KEGİDER misafirhanesinde düzenlenen mevlit programı mevlit yemeği ile son buldu. Katılımcılar, mevlitte bu elim kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yakınlarına sabrı cemil dilekleri iletti. KEĞİDER Başkan Yardımcısı Emrullah Çelik, programda yaptığı açıklamada, tüm dünyada yankı uyandıran bu elim hadisede hayatını kaybeden ve yaralı kurtarılan madencilerin yakınlarına bir destekte Kulp ilçesinden gitmesini istediklerini söyledi. Çelik, “Somalı kardeşlerimiz bilmeli ki burada da acılarını paylaşan, onlar için gözyaşı döken ve dua eden kardeşleri var” dedi.(18)

Madenciler için Kulp’ta sela okundu DİYARBAKIR- Manisa’nın Soma ilçesindeki maden faciasında hayatını kaybedenler için Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde camilerde sela verildi. İlçe merkezinde bulunan tüm camilerde okunan selanın ardından anons yapıldı. Anonsta, “Değerli müminler okunan sela hepinizin malumu. Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen kazada hayatlarını kaybeden kardeşlerimizin ruhlarına hitaben okunmuştur. Cenab-ı Hak hepsine rahmet eylesin” denildi. Öte yandan Soma’daki faciada vefat edenler için 3 günlük milli yas ilan edilmesinin ardından Kulp’ta resmi kurumlar Türk bayraklarını yarıya indirdi.

126 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

KAYNAKLAR 1-Bayram Altan: Türkiye’de Dini Ziyaret Yerleri. 1996. s:222, 224 2-Mirze Çelik. Fotoğraflarla Kulp. Gün matb. İst. 2011 3- Ali Melek - Abdullah Demir, Dini Değerleri İle Diyarbakır, Diyarbakır Müftülüğü Yay., Diyarbakır, 2009 4-Vefa Akdoğan Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu. Güneydoğu’da Sosyal Yasam: (Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Örneği) T. C.Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Konya 2007 5-Diyarbakır 1973 il yıllığı 6- Zeynel Abidin Çiçek. Diyarbakır’ın Fethi ve Kültürü. Diyarbakır 2007 7-Yrd. Doç. Dr. Ergun Çelik. Veysel karani HazretleriUluslar arası Siirt Sempozyumu. Birleşik matb. İzmir. 2007. s.199 8-Demir A. İslam’ın Anadolu’ya gelişi. Kent yay. 2.baskı. İst. 2008 s.114,109 9-Resimler. Silvan Mücadele gazetesi 10- Z. Fuat Toprak, Muhammed Toprak, Z. Abidin Toprak, Seyda Molla Yasin Toprak (Yüsri) Hayatı Ve İlmî Kişiliği. Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi -www.esarkiyat.com- ISSN: 1308-9633 Sayı: I Nisan 2009 11- http://www.ozdiyarbakirgazete.com/ 12- www.pasurunsesi.org 13- www.kulpder.org 14- M.Şefik Korkusuz. Diyarbekir Velileri. Kent yay. İst. 2004. s. 277,278,279,321, 334 15- Doç. Dr. M. Edip Çağmar Seydaye Mele Abdulhadi Araşki . Seydaye Mele Abdullatif (Şemamiye) İhsan Işık(ed) Diyarbakır Ansiklopedisi -IV. Elvan yay. Ank. 2013. s.181 16- Dr. Yaşar Kalafat Diyarbakır’da Ulu Kabirler: Diyanet İşleri Başkanlığı Arşiv Kayıtlarına Göre / Uluslararası Oğuzlardan Osmanlıya Diyarbakır Sempozyumu. 2004.s.816 17 -17-4-2014.www.diyarinsesi.org 18 -(MT-AKK-Y).www.diyarinsesi.org.19-5-2014

KULP İLÇESİNDE KUTSAL MEKANLAR 127

5.BÖLÜM İL YILLIKLARINDA KULP İLÇESİ

İL YILLIKLARINDA KULP İLÇESİ

1927 yılında Kulp

İL YILLIKLARINDA KULP İLÇESİ 131

Tahir Öğüt- Çiğdem Çadırcı Cumhuriyet Dönemine Geçiş Sürecinde Diyarbakır’da İktisadi-Mali ve Sosyal Yapı Akademik Bakış Cilt 7 Sayı 13 Kış 2013 1936 il yıllığında Kulp ilçesi Diyarbekir’in şimâli şarkisindedir. Şimalen ve şarkan Muş, cenuben Silvan, garben Lice kazalarile sarılıdır. Mesahai sathiyesi 1010 kilometre murabbaıdır. Umum nufusu 11232 dir. Kesafeti nufus 11.1 dir. Bu kaza 1298 de Diyarbekir’e merbut iken bu tarihte yeni teş kil olunan Bitlis Vilâyetine verilmişti. Bu gün Diyarbekir’e bağlı bulunmaktadır. Kaza arazisi dalgalı, arızalı ve dağlıktır. Dağlarının en yükseği 2500 metredir. Arazisinin dörtte üçünü Ormanlar teşkil eder. Tahminen üç bin kilometre murabbaı bir yer kaplar. Fakat kereste istihsaline salih değildir. Mer’ası pek azdır. Kazada dört çay vardır. Kulp suyu Muş ve Genç hududundan çıkarak Dicle’ye dökülür. Şekiran suyu Kulp çayına dökülür. Bir de Genç dağlarından çıkıp kazanın garp kısmını dolaşan Sarim suyudur ki bu da Kulp çayına dökülür. Dördüncüsü de kazanın şarkından cenuba doğru akarak yine Kulp çayı ile birleşir ve hepsi birden ( Batman ) namını alır. Mecraları gayri muntazamdır. Ziraat ve nakliyatta pek ctiz’i istifade edilir. Bu kaza iklimi de mutedildir. Dört mevsim hükmünü icra eder. Suhunet farkları ( 7 ) dir. Haddi azamisi kânun ve temmuz aylarindadır. Yağmurlar en ziyade ilkbaharda yağar. İlk iki ayı ile son baharın son iki aylarında fazla düşer. Kar üç ay kadar yağar. Bu müddet zarfında bütün yollar kapanır yalnız Diyarbekir hududunda hayvan işler. Başlıca mezruat : Buğday, arpa, darı, pirinç, nohut, mercimek ve sairedir. Ancak ziraî istihsalâtı mahduddur. Halk kışlık zahiresini yanı başındaki Silvan kazasından temin eder. Ekilen arazisi yirmi bin dönümü bulur. Hayvanatı : Koyun 9670, keçi 15955, sığır 3137, eşek 700, at 140, manda 27, ester 60. 132 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Yağ, koyun ve keçi iyi bir gelir bırakır. İhracatı: Sansar, tilki, ve diğer hayvanat derilerde ceviz, badem, yağ, mazı, kitre, çiriştir İdhalâtı: Ticarî eşya ile hububattan ibarettir. Yol: Açılmakta olan Diyarbekir - Muş yoludur. Kazada ipek kozası da yetiştirilmekte ise de istihsalât noksandır. Bir servet getirmemektedir. Arıcılık orta derecede ve iptidaî bir tarzdadır. Evler umumiyetle taştan yapılmış gayri sıhhî binalardır. Bu evlerin pencereleri eski bir göreneğin eseri olarak çok ufaktır. Maarif: Tam devreli bir ilk mektebi vardır. Kulp Kasabası Bir dağın eteğine yaslanmış cenub ve şark tarafı Şekifan ve Kulp çayları arasında kalmış bir ada dahilindedir. Vaktile bağ ve bahçeleri çok olan ba kasaba havasının sağlamlığı ve sularının üzelliğile yine nazarı dikkati celbeder. Diyarbekir - Muş yolu üzerindedir. Diyarbekir’e 100 K. M. mesafede 80 evi ve 23 dükkânı mevcuddur. 453 nüfusludur. Kulp eski Türkçede hattı fasıl manasınadır. Bulunduğu mevki harile tam yerinde bir ad almıştır. Eski adı olan Pasur’a gelince: Ur, etrafında hendeği olan kala demektir. O halde Pasur’un başkale manasına geldiği zannolunur. Mahallî rivayete göre Kulp adı Kefrum kalesinde icrayı hükût eden (Kulpo) adındaki Derebeyinden kalmıştır. Kefrum Kalesi Kefrum kalesi Kulpun cenubu şarkisinde ve üç saat mesafede- Kefrum dağı üzerindedir. Yalçın bir kaya üzerine kurulan bu e harab olmuştur. Şimdi beş altı evli küçük bir köy olan bu kalenin vaktile bir sur ile çevrilmiş olduğu bazı yerlerinde an temellerden anlaşılmaktadır. Kale eteklerinde şimdi köylü- . Bazısının ikametgâh edindiği dış mağaralar bulunur. Kale üzerinde ( Sultan Mehmed ) adında bir zatın mezarı varsa da yazısı okunamamıştır. Rivayete göre yedi sekiz yüz sene evvel bu kaleyi Selçuk Türkleri Sultan Mehmed’den almışlar ve Sultan Mehmed burada yaptıkları muharebede şehid düşürmüşlerdir. Civar köyler taralından vaktile ziyaret edilmekte olan bu mezar sahibinin Uııilıl simasını belirtmek gerektir. Yatırlar Kulp’un ( Şeyh Buban ) köyünde Şeyh Ebubekir yatırı vardır. Bu köyün vaktile büyücek bir şehir olduğu maznundur. Halk dilinde buraya Ebülkasım Şehri denilmektedir. Üç köyün mezarlığını teşkil eden büyük kabristanda medfun olan bu zatın mezar taşındaki yazısından öz Türklerden olduğu anlaşılıyordu. Mezarı üstünde kelimei tevhit ile 1140 tarihi okunmaktadır. İL YILLIKLARINDA KULP İLÇESİ 133

Yine burada 400 tarihli Türkçe yazılmış bir mezar taşı vardır. 1140 tarihli bir mezar taşında şu beyit yazılıdır: Bu Diyarı meditten Murat Duadır Bu gün bana ise yarın sanadır. Kulp, zaman zaman büyük Türk ailelerine mesken olmuştur Bu aileler buralarda icrayı hükümet ettikleri gibi etrafa yayılan kolları da birer yerde icrayı hükümet eder. Bunlar içinde ( Beımekiler) ön safta bulunmaktadırlar. Bu itibarla Kulp, soybilik bakımından iyi bir tetkik mevzuudur. İmamı Gazali Kulp’un Badikân mıntıkasının Gazali kısmında İmamı gazalinin medfun bulunduğu mervidir. Mezarı üzerinde bir büyük ağaç vardır ki gelen giden bu ağaca bir çomak fırlatır. Eğer çomak halka halinde ağaç üzerinde kalırsa niyetin olacağına delâlet eder. Atılan bu çomaklar bir dereceyi bulmuştur ki adeta ağaç görünmez olmuştur. Eski Eserler Kulp’ un Kânikân köyünde asarı kadime mevcuddur. Eskiden Nahi ye merkezi oları Bahımdan köyü de bu noktadan mühim bir mevkidir. Bu köyde kadim meskûkât dahi bulunmaktadır. ( Cıksi) ve (Kaleyi Ülya ) eski kaleleri ihtiva etmeleri itibarile kayda şayandır. 1967 yılı il yıllığına göre Kulp Diyarbakır’a 128 Km. uzaklıktadır. İlçenin yüzölçümü 1.601 Kmdir. Toplam nüfusu 26.421 olup bunun 2.153 ü ilce merkezinde, 24.268’i bucak ve köylerdedir. Nüfus yoğunluğu 17 dir. 1965 yılı nüfus sayımı geçici neticelerine göre ise toplam nüfus 29.373 tür. Bunun 3.503 ü ilce merkezinde, 25.870 i bucak ve köylerde oturmaktadır. İlçenin 4 bucağı, 48 köyü, bu köylere bağlı 90 mezrası ve merkezde 6 mahallesi vardır.

Kulptan bir görünüş 134 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

1967 Yılı Kulp Belediyesi: Kulp belediye hudutları 3503 nüfuslu, üç mahalle ve 512 haneden müteşekkildir. Kulp Belediyesi, mülkiyeti kendisine ait binada oturmaktadır. Belediye teşkilâtında 1 başkan, 1 muhasip, 1 kâtip, 2 zabıta memuru, 1 tahsildar, 1 odacı, 1 tellal ve bahçıvan, 2 temizlik amelesi, 1 ek görevli veteriner, 1 elektrik şebeke montörü, 1 makinist ve 1 bekçi mevcuttur. Elektrik şebekesi 1964 yılında inşa edilmiştir. Şebekeye 90 beygir takatında elektrojen dizel grubu ile enerji verilmekledir. ihtiyacına cevap veremiyeceği için yeniden bir su tesisatının inşası hususunda İller Bankası nezdinde teşebbüse geçilmiş ve bu tesisatın ön etüdü yaptırılmıştır. 1965 yılında bir sinema binası inşa ettirilmiş ve hizmete açılmıştır. 1964 yılında 360 metre uzunluğunda ve 2160 m2 mesahasında ve 1967 yılında 320 metre uzunluğunda 2180 nv mesahasında olan ana caddenin muntazam parke işi yapılmış ve hemşehrilerin istifadesine arz edilmiştir.

Kulp 1970

Kulp 1973 (1973 il yıllığı) İL YILLIKLARINDA KULP İLÇESİ 135

1973 Kulp bölge yatılı okulu 1973 yılı il yıllığına göre Kulp ilçesi (1973 yılı il yıllığı) Kulp kasabası, Diyarbakır’ın 128 Km. kuzeydoğusunda, deniz seviyesinden 900 M. yükseklikte bir alanda kurulmuştur. Eski adı PA-SUR idi. Ur, çevresinde hendeği olan kale demektir. Pasur’un Başkale anlamına geldiği sanılmaktadır (‘)• Kulp adı ise, mahallî söylentilere göre, vaktiyle Kefrum kalesinde oturup, bölgeye egemen olan «Kulpo» isimli bir derebeyinden kalmadır. Kulp kasabası eski bir ilce merkezidir. 1540 tarihli tahrir defterinde Kulp’u, Diyarbakır eyâletine bağlı 11 Ocak’tan biri olarak görmekteyiz. 1871 tarihinde Kulp, Silvan’a bağlı bir bucaktır. 1881 (h. 1298) tarihinde yeni teşkil olunan Bitlis iline bağlandı. Sonraları tekrar Diyarbakır’a bağlı bir ilce merkezi oldu. 1970 yılı nüfus sayımına göre Kulp kasabasının nüfusu 6346 dır. Bunun 3605’i erkek, 2741’i kadındır. Kulpun merkez muhtarlığı Yeşilköy, Tepecik ve merkez olmak üzere üç mahalleden ibarettir. Kulp ilçesinin yüzölçümü 1601 Km.2 dir 1995 il yıllığında Kulp Genel durum: Kulp, Diyarbakır’a en uzak ilçesidir. Silvan’ın kuzeyinde yer alan bu ilçemiz kış aylarında uzun süre kar altında kalır. Volkanik ve birinci derecede deprem bölgesi olan sarp bir bölgede kurulan Kulp, eski bir yerleşme merkezidir. Ürettiği nefis ballarıyla tanınan Kulp, Kâfrum Kalesi, Kânikan Mağaralan, Kale-i Ulya, Ciksi Kalesi, Büyük Kaya, İmamı Gazali Türbesi ve Çok eski olduğu sanılan Bahemdan Köyü gibi eski eserleriyle de geniş bir tarihi zenginliğe sahiptir. Halk arıcılık, tarım 136 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Yüzölçümü Merkez Nüfusu Köy Nüfusu Toplam Nüfusu Bucak Adedi Bucakları Belde Adedi Köy Adedi Mezra Adedi

1.601 m2 7.504 42.978 50.487 4 Ağaçlı, Aygün, Hamzalı, Merkez 1 (Ağaçlı) 50 89

ve hayvancılıkla geçinir. Kulp ilçesinin bağlı bulunduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 127 km. olup, yılın her mevsiminde ulaşım rahatlıkla sağlanabilmektedir. Kulp ilçesi; Merkez, Yeni, Yeşilköy ve Tepecik Mahallelerinden oluşmaktadır. Bu mahallelerin muhtarlıkları da ayrı ayrıdır. Kulp ilçesinin 1990 yılı genel nüfus sayımına göre toplam nüfusu, 50.482’dir. Bu nüfusun 7.504’ü ilçe merkezinde geriye kalan 42.978’i de bucak ve köylerde yaşamaktadır. İlçe merkezinde yaşayan 7.504 kişinin 4.299’nu erkekler, geri kalan 3.205’ni ise kadınlar oluşturmaktadır. Kulp ilçesi, ilçe merkezi haricinde bir belde (Ağaçlı). 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün) 50 köy ve 89 mezradan oluşmaktadır. Ancak resmiyette yer almayan yerleşim birimi olarak 46 adet mezra bulunmaktadır. Kulp İlçesinde 21 Resmi Kurum ve Kuruluş bulunmakta olup, isimleri aşağıda belirtilmektedir. 1-Kaymakamlık 2-Belediye Başkanlığı 3-Emniyet Amirliği 4-İlçe Jandarma Komutanlığı 5-Mal Müdürlüğü 6-Nüfus Müdürlüğü 7-Özel İdare Müdürlüğü 8-Müftülük 9-Milli Eğitim Müdürlüğü 10-Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü 11-Merkez Sağlık Ocağı Tabibliği 12-Tekel Müdürlüğü 13-Tapu Kadastro Müdürlüğü 14-İlçe Taran Müdürlüğü 15-Askerlik Şubesi Başkanlığı 16-Adliye 17-Sağlık Merkezi Tabipliği 18-Sümerbank Satış Müs. Müdürlüğü 19-T.C. Ziraat Bankası Müdürlüğü 20-PTT Müdürlüğü 21-TEK Şube Şefliği

İL YILLIKLARINDA KULP İLÇESİ 137

Kulp İlçesinden Bir Genel Görünüş.

138 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

6.BÖLÜM KULP İLÇESİ KÖYLERİ

KULP İLÇESİ KÖYLERİ

İdari yapı olarak merkez, bir belde (Ağaçlı), 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün), 50 köy ve 120 mezradan oluşmaktadır. İlçe merkezi, Eski, Yeni, Yeşilköy ve Tepecik mahallelerinden oluşmaktadır

Ağaçlı Beldesi Nüfus Bilgileri Yıl 2012 2011 2010 2009

Toplam 1.741 2.036 2025 2.091

Kadın 916 1.068 1064 1.076

Erkek 825 968 961 1.015

Eski adı “Cikse” olan Ağaçlı 1992 yılında belediye statüsünü kazanarak belde haline gelmiştir. İlçe merkezine 18 Km uzaklıkta bulunan Ağaçlı’ya ulaşım, Kulp-Diyarbakır Karayolunun 12. kilometresinde ayrılan 6 Km’lik asfaltlanmış yol ile sağlanmaktadır. Beldeye bağlı 1 mezra (Butkan) bulunmaktadır. Su, telefon, elektrik ve altyapı hizmetleri belediye tarafından sunulmaktadır. Ömer (Kasor) Dağı’nın eteğine kurulmuş olan Ağaçlının tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Yaşlılardan aldığımız bilgilere göre eskiden Ağaçlı’da Ermeniler ve Müslümanlar bir arada yaşarlarmış. Köyün çok kalabalık olduğunu söyleyen yaşlılar, ayrıca Ermeni okulu ve eski Arapça okulların olduğunu ve Ermeni okulunda, Müslümanların eski Arapça dersleri aldıklarını belirttiler. O zamanlar Ağaçlı’da bir cami ve iki ermeni kilisesi varmış. Ermeni nüfusu Müslümanlardan daha fazlaymış ve sanat bakımından köy çok ilerideymiş. Kısacası yazmak gerekirse demircilik, dokumacılık ve el sanatları konusunda çok zengin bir yermiş. Civar köylerde herkes gelip Ağaçlı’da ihtiyaçlarını görüyormuş. Yani bir ticaret ve sanayi merkeziymiş. Yaklaşık olarak 250 hanenin bulunduğu Ağaçlı’nın nüfusu 2000 yılında DİE’nin KULP İLÇESİ KÖYLERİ 141

yapmış olduğu genel nüfus sayımına göre 3259’dur. Kale ve Eski Ağaçlı Mahallesi olmak üzere iki mahalleden oluşan belde ilçesinin en yeşil yerleşmelerinden biridir. Kulp ilçesinin kuzeybatısında yer alan beldenin coğrafi yapısı dağlık ve engebelidir. Su kaynaklarının zenginliği nedeniyle beldede yeşillik alan çok fazladır. Dağ eteğine kurulan Ağaçlı’da neredeyse bütün meyve ve sebze çeşitleri yetiştirilmektedir. Arazilerinin büyük bir çoğunluğu suludur. Beldenin güneyinde yer alan yeşil ve düz arazilerde çoğunlukla meyve ve sebze yetiştirilir. Ayrıca belde, özellikle koza üretiminde ilçede ilk sıralarda yer alır. 2006 yılında Kulp ilçesinde üretilen 56 ton kozanın 15 tonu Ağaçlı’da üretilmiştir. Eski yıllarda daha fazla koza üretilmiş olduğu söylenmektedir. Belde nüfusunun okuma-yazma oranı çok yüksektir. Eğitim-öğretime yönelik duyarlılık ve bilinçlilik düzeyi çevre köylere oranla daha yüksektir. Bunun en önemli nedeni de okuma-yazma oranının yükselmesiyle birlikte belde halkının eğitim konusunda bilinçlenmesidir. Beldede bulunan nüfusun büyük çoğunluğu yaşlılardan oluşmaktadır. Genç nüfusun çoğu güvenlik olayları, eğitim ihtiyacı ve geçim sıkıntısı nedeniyle dışarıya göç etmiştir. Nüfus kış aylarında neredeyse yarı yarıya inmektedir. Yazın ise tatil yapmak, anne-baba ve akrabalarını görmek için gelen insanlarla nüfus artmaktadır. Kulp’un batısında, dağın eteğindedir. Köyün adı kireç kuyularından geliyor. Eskiden Ermeni köyüymüş. 19. yüzyılda Musul’dan Şeyh Şeref ve çocuklarının buraya gelip köyü ele geçirdikleri söylenir. Cbcse kalesi tarihidir. Köyün içinde Gelin ve Damat taşlan vardır. Her iki taş karşı karşıyadırlar. Denilir ki çok eski zamanlarda nikah kıyıldığı zaman damat, Damat Taşına, gelin de Gelin Taşına çıkarmış; damat ve gelin taşların üzerindeyken nikahları kıyılırmış. Bu taşlar evlendirme dairesi gibiymiş. Bu köyün Bûdika adında bir mezrası vardır. Köy nüfusu 3.259‘dur. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Köyde eğitim düzeyi çok yüksek. 1996 yılından beri köyde belediye vardır. Bugünkü Cixse iki mahalleden oluşuyor: Kele Mahallesi ve Cbcseya Kevn (Eski Cixse). Cixse Belediyesi’nde ipek dokuma kursu var ve burada yapılan ürünler Avrupa’ya kadar satılıyor Ağaçlı’da yerleşme dağ eteğine kurulmuş ardıllı toplu yapılar şeklindedir. Evler genellikle iki katlı taş yapılardan oluşmaktadır. Ancak yer yer betonarme yapılara da rastlanmaktadır. Dağ eteğine kurulan yerleşmenin deprem açısından riskli bir yerde olduğu belirtilmiştir. Ayrıca kış aylarında çığ tehlikesi de yaşanabilmektedir. Beldedeki dini hizmetler için merkezde ve mezrada birer cami bulunmaktadır. Her camide vatandaşların dini ihtiyaç ve hizmetlerini karşılamak için birer kadrolu imam görev yapmaktadır. Belde merkezinde dini yapı olarak önemli sayılabilecek yerlerden birisi Şeyh Muhammed Türbesi’dir. Eskiden Ağaçlı’da yaşamış dini bir âlim olduğu söylenen şeyhin türbesinin önünden geçerken insanlar fatiha okumakta ve dua etmektedir. Diğer köylerde bulunan türbe ziyaretlerinin aksine Ağaçlı’da türbenin ziyareti için özel bir gün yoktur. Ağaçlı’nın tarihi yukarıda da belirtildiği gibi çok eskilere dayanmaktadır. Birçok kültüre evsahipliği yapmış Ağaçlı’da bulunan tarihi eserlerden en önemlisi Cikse (Ağaçlı) 142 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kale’sidir. Ağaçlı Beldesi’nin kuzeyindeki tepede bulunan kale günümüzde iklim koşulları ve beşeri etkenlerden dolayı harap haldedir. Yapılan araştırmalar sonucunda kalenin Doğu Roma İmparatorluğu döneminde yaşayan Ermeniler tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Bilinen kadarıyla büyük bir kaleymiş ve bu kalede şehri idare eden kral yaşarmış. Kalenin batısında bulunan “Kaşemiriga” tepesinden kaleye toplarla ateş edilmiş ve kale yıkılmış. Kalenin yıkılmamış bir duvarı da 1985 yılında yıkılmıştır. Ayrıca beldenin güneyinde ve batısında birer adet yıkık Ermeni Kilisesi kalıntıları mevcuttur. Beldede eskiden yaylacılık kültürü çok yaygın olmasına rağmen son yıllarda yaşanan terör olayları yüzünden yaylacılık faaliyeti tamamen durmuştur. Eskiden hayvancılık yapan aileler yaz başlarında Ömer(Kasor) Dağı’na yaylaya giderek hayvanlarını meralarda otlatırdı(5)

Ağaçlı(5)

Ağaçkorur Ağaçkorur, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Tarihi Köyün Kürtçe adı Koçika’dır. Beyrok da denir. Adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Coğrafya Diyarbakır iline 148 km, Kulp ilçesine 20 km uzaklıktadır. Kulp’un kuzeydoğusundadır. Eski zamanlarda bu köye Birik de denilirdi. Göçten sonra köyde 70-80 aile yaşıyor. Kexirvank (Yüklüce), Koçikan (Kepezkaya) ve Panak (Buğulu) mezralarıdır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 143

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 255 126 268 131 78 34 390 202

Erkek 129 137 44 188

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu yoktur. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. Ptt şubesi ve Ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Ağıllı Köyün Genel Bilgileri Kuruluş Yeri: YAMAÇTA Yerleşim Tipi: DAĞINIK KÖY Hane Sayısı: 74 Geçici Nüfus Sayısı: Yaz Kış Nüfusu: Farklı Diyarbakır iline 145 km, Kulp ilçesine 33 km uzaklıktadır. Köy adını yakınındaki vadiden almaktadır. Kültür Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur. Ağıllı Köyü Zazaca Gömay, Kürtce Gomak Adı Taşır İklimi Diyarbakır Kulp İlcesine Bağlı Bir Güzel Köy. Okumuşları çoktur. Torsor, Porpılag, Sıpsı gibi ammeye açık alanları bulunur. Yerli ahalisinin dini bayramlar dışında kışın “sör” denilen bir eğlenme ve tasavvuf ritueli yaptıkları bilinir. Köydeki kalıntı mezarlıklar, bendler ve tarlalardan koyun çok eskilere dayanan bir tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Köyde Zazaca konuşulmaktadır. Koyun yaslıları atalarının Bağdat taraflarından buraya göç ettiklerini vurgulamaktadır. 144 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp’un kuzeybatısındadır. Bandirgî ve Dere mezralarıdır. Kulp, Genç ve Lice arasındadır. Diyarbakır’ın en güzel yaylaları bu bölgededir. Wargeş ve Ware Koli bu yaylaların en büyükleridir. Kel dağı köy sınırları içindedir. Gawas’ın ön tarafında ve onunla Cixse arasında Kasor dağı vardır. Gele (Çekirdek), Dere ve Bondirgî (Dirlik) mezralarıdır. Köylüler Zazaca şivesi konuşuyor. 1986 yılında Turgut Özal döneminde burada küçük bir baraj yapıldı. Köy ve mezralar devlet tarafından 90’lı yıllarda boşaltıldı. Meşhur yemekleri mevcut bulunur: Mastawa, Nono Tenık, Nono Patilı, Çoreki, İklimi Kışın 5 metre kar yağar yazın güzel yayları var. Çok merası geniş olan bir köy 3 yayla değiştiren bir köy yazın bile bazen yağmur yağar. Sonbaharda çok yağmur yağar. Ekonomi Ağıllı köyü; Kulp, Lice, Genç arasında Sarum ile Şekran Çaylarının kaynak noktasındadır. Köy; Gümay, Gelı, Bondırgi mezralarından oluşmaktadır. Coğrafik olarak çok engebeli bir araziye sahiptir. Güneydoğu Toroslar kuşağının yüksek dağları arasında kurulan köyün tarihi çok eskilere dayanır. Su kaynaklarının boldur Köyde temel geçim kaynağı hayvancılıktır. Özellikle küçükbaş hayvancılık yoğun olarak yapılmıştır. Meraları çok geniş olan köyün tarım arazisi çok azdır. Ayrıca ipekböcekçiliği ve arıcılık diğer ekonomik faaliyetler arasındadır. Sulu tarım yapılan köyde buğday, çavdar, arpa, patates, soğan, darı, bostan ve bahçe bitkileri ekimi yapılmaktadır. Ayrıca köy cevizi ile ünlüdür. Doğal güzellikleri, meşelikler, derin vadileri ve yüksek yaylaları ile görülmeye değer köylerimizdendir.,Envai çeşit meyve ve sebzenin bittiği köydür... Nüfus Yıl 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 20 9 18 8

7 460 520

1 251 267

Erkek 11 10

6 209 253

Altyapı bilgileri Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 145

Akbulak Tarihçe Köyün adı Kürtçe Kemika ‘dır.Bu adın nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kulp’un güneyindedir. Harûnî, Goman, Goma Gocar, Hewrika Çem, Harûgiya Jerîn, Goma Sileman Efendi ve Kelek mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Coğrafya Diyarbakır iline 148 km, Kulp ilçesine 20 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 889 454 901 463 877 474 970 516 862 445

Erkek 435 438 403 454 417

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Akbulak(http://www.kulpder.org.tr) 146 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Akçasır Coğrafya Diyarbakır iline 179 km, Kulp ilçesine 51 km uzaklıktadır. Köylüler Zazaca konuşuyor, ama nahiye merkezi olan Helîn’de Kurmanci konuşuluyor. Zerver ve Virnat mezralarıdır İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 835 397 1.089 511 938 458

Erkek 438 578 480

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır, köyde elektrik ve sabit telefon yoktur.

Akdoruk Akdoruk, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Tarihi 1300’lere dayanmaktadır göçebe yaşayan üç kardeşin köylerinden ayrılarak bu bölgeye yerleştikleri bilinmektedir. Kulp’un kuzeybatımdadır. Eskiden Ermeni köyüydü. Köy ve mezralarının isimleri Ermenice’dir. Denir ki Ermeniler’den sonra Silvan’ın Mîqûr köyünden üç kardeş bölgeye gelmişler. Biri Gavgas’ta kalmış, biri Koyu köyünü kurmuş ve diğeri de Tiyaxs’ı kurmuş. Gasto, Ferxala, Xoşe, Oxnik ve Arkın mezralarıdır. Köyün balı meşhurdur. Köylüler Zazaca şivesi ile konuşuyorlar. Köyün coğrafi konumu bal arılarını buraya adeta hapsetmiştir dolayısıyla kalite bakımından dünyada en zengin bal burada üretilmektedir. Coğrafya Diyarbakır iline 143 km, Kulp ilçesine 15 km uzaklıktadır dağlık bir konuma sahiptir.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 147

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 60 32 54 27 8 5 283 161 356 204

Erkek 28 27 3 122 152

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: –2004 :1999 - M.Cabbar Yeşil –1994 - M.Cabbar Yeşil –1989 - M.Cabbar Yeşil Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köyün ulaşımı vardır.

Alaca Alaca, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un kuzeydoğusundadır. Tarihi Köyün Kürtçe adı Nedera’dır. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Araskan (Taysever), Newala Bilûre (Bilurderesi), Geliye Hûne (Oyukderesi), Kanikan (Yertutan), Kejik (Sivrikaya), Qeynter (Taşdiken), Kerane Hişke (Dedebağı), Kerengan (Tahıldöven), Toqaxil, Badînek (Aktulum), Oberka (Karmataş) ve Şen (Şenyaylası) mezralarıdır. Bölgenin en yüksek dağı Andok’tur. Andok dağı bu köyün sınırları içindedir. Dağın yüksekliği 2830 metredir. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. 148 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Coğrafya Diyarbakır iline 156 km, Kulp ilçesine 28 km uzaklıktadır. Güneydoğunu en yüksek dağı olan Andok dağını sınırları içerisinde bulundurur Yüksek ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir yıllık yağış miktarı yüksektir. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 86 46 60 32 101 5 1.577 816 1.634 829

Erkek 40 28 96 761 805

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ayırıca yaz aylarında yaylacılıkta yapılır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Altyapı bilgileri Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır

Argunköy Tarihçe Köyün Kürtçe adı Şirnas’dır.Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kulp’un doğusundadır. Deredun, Merga Zerguz, Qurqurê, Neva Şemo, Dikarut, Deredun, Sewêda, Taxa Newalê, Rasil, Gaştaruga, Mira ve Kelê mezralarıdır. Eski bir Ermeni köyüdür. Bir kale, harabe bir kilise ve Ulya harabeleri adlı tarihi yerleri vardır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Coğrafya Diyarbakır iline 138 km, Kulp ilçesine 10 km uzaklıktadır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 149

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 402 242 939 490 875 450

Erkek 160 449 425

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Aşağıelmalı Coğrafya Diyarbakır iline 148 km, Kulp ilçesine 28 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Kulp’un kuzeybatımdadır. Deyasiya Sulfan olarak da bilinir. Kulp’tan 28, Amed’den 130 km uzaklıktadır. Köy tamamıyla boşaltılmış. Simsor (Gümüşsü), Deyasa Jorîn (Yukarıelmalı) ve Guner (Güner) mezralarıdır. Köylüler Zazaca şivesi ile konuşuyor Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

150 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Aygün Kulpun güney-doğusundadır. Tarihçe Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kültür Kulp aşiretinden hıyan aşiretinin en önemli köyüdür. Bu aşiret üyeleri Muş, Diyarbakır merkezi, Kulp’un merkezi, Silvan, Bismil ve Batman’da yaşıyor. Talorî (Alaz), Balûrkan (Yumacık), Qayser (Sarıçıban), Navra (Sığırtaş) ve Hasankan (Sudöndü) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Coğrafya Diyarbakır iline 171 km, Kulp ilçesine 43 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2000 1765 1997 1724 Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Ayhanköy Coğrafya Diyarbakır iline 166 km, Kulp ilçesine 38 km uzaklıktadır. Kulp’un güneydoğusundadır. Deve Gole, Şikeffiya, Sere Gire mezralarıdır. Köyün Delaw, Zergûz, Çem, Takore bölgelerinde tarihi ve ilgi çekici yerler vardır. Eski bir Ermeni köyüdür. Aram Tîgran’ın dedeleri de bu köylüdür ve Ermeni katliamında bu köyden o dönem Fransa yönetiminde olan Suriye’ye kaçmışlardır. Çem bölgesinde yüksek KULP İLÇESİ KÖYLERİ 151

ve sık kayalıklarda Pîye Kela diye tarihi bir yer vardır. Köy boşaltılmış, ama bazı aileler geri döndü. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 144 60 554 264 507 239

Erkek 84 290 268

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Bağcılar Tarihçe Köyün Kürtçe adı Hacana’dır.Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kulpun güneyindedir. Eliyan (Dolusalkım), Delkan (Ortakuyu), Mala Pire, Halaniya Biçûk, Goma Belek, Nevro, Male Hese ve Koçera (Düzpelit) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Coğrafya Diyarbakır iline 135 km, Kulp ilçesine 14 km uzaklıktadır.

Foto: http://diyarbakir.bagcilar.koyu.com.tr 152 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 622 327 644 338 655 373 953 503 1.036 523

Erkek 295 306 282 450 513

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır faaldir. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Baloğlu Tarihçe Köyün Kürtçe adı Dümülya’dır. Köyün adı, şark ıslahat planı çerçevesinde köyde bal yetiştiriciliği fazla olduğu için Baloğlu ismini almıştır Köyde Kefrum kalesi Halk ağzıyla acem konağı vardır. Köy çaldıran savaşına dek acemlerin yerleşim alanıymış savaş Osmanlı galibiyeti ile sonuçlandığından acemler terk eder köy savaşta başarılı Kürt beglerine bırakılır kanıtı ise köy mezarlığındaki yazıtlar. Kulp’un güneydoğusundadır. Goman Çömlekçi), Saltan (Çiftlik), Bilûrkan, Mala Mele, Çayana, Mishevdeh, Kaniya Reş, Xeyde, Nehik (Danacık) Hayta (Çiftlidoruk) ve Hesena mezralarıdır. Çaldıran Savaşı’na kadar burası Farslar’ın elindeymiş. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Coğrafya Diyarbakır iline 142 km, Kulp ilçesine 14 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 153

Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2011 837 2000 540 1997 537 Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol stabilize olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Barın Tarihçe Köy adı Cizre den gelen bayram beyin o dönemin hükümdarı olan zalim DEHAK’ın hükümlerinden kaçıp çocuklarının canını kurtarmak için oraya yerleşen bayram beyin adından gelmektedir. Köyde hala bayram beyin soy ağacının izlerine rastlamak mümkündür. Bayram Beyden yaklaşık 150-200 yıl sonra sırasıyla Davut Bey, Osman Bey, Ahmet Beyler köye yerleşmişlerdir. Kulp’un güneyindedir. Göç edip geri dönenler var. Köylüler Kurmanci şivesi konuşuyor Kültür Eski çağlardan kalan [yontma taş devrine ait izlere rastlanılmaktadır] Köyün sınırları içinde doğal ve insan emeğiyle yapılmış onlarca mağara bulunmaktadır. Mağaralardaki izlerden de anlaşılacağı gibi çok uzun yılar önce farklı kültürlerin bir arada yaşadığı anlaşılır. Taş devrinden beri bu bölgede insanlar yaşamış. Bunun en gözle görülen kanıtı, taştan oyulmuş sarnıç ve taş mezarlardır Coğrafya Diyarbakır iline 155 km, Kulp ilçesine 38 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

154 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 91 43 94 44 20 7 374 193 502 253

Erkek 48 50 13 181 249

Başbuğ Kültür Köyümüzün eskilerde olduğu gibi şimdilerde yayla kültürü vardır. Köyümüzün yemek çeşitleri çok fazladır. Örneğin nane sele, gırar ver hasıl bir sürü çeşit var. Köyde yaşayan vatandaşların ana geçim kaynağı hayvancılıktır. Özellikle büyükbaş hayvancılık çok gelişmiştir. Arazi yapısı genelde engebeli olup tarıma elverişli değildir. Köyün etrafında Batman barajı olmasına rağmen tarım yapmaya elverişli arazi bulunmadığı için tarımsal etkinlikler çok azdır. Ancak bazı sulu düz arazilerde tütün ve bahçe ekimi yapılabilmektedir. Köyde yetiştirilen ürünler buğday, arpa, tütün, meyve ve sebze çeşitleridir. Eskiden ilkokul 5. sınıfa kadar eğitim veren bir okul bulunmaktaydı. Ancak 2005 yılında yapımına başlanan 8 yıllık merkezi taşıma ilköğretim okulunun 2006–2007 eğitim-öğretim yılında faaliyete girmesiyle köyde 8. sınıfa kadar öğrenim imkânı oluşacaktır. Bu okulun açılmasıyla birlikte Başbuğ ve çevre köylerdeki Taşımalı Eğitim Uygulaması kapsamında bulunan öğrenciler bu okula gelecektir. Köy merkezi ve mezrasında birer cami bulunmaktadır. Her camide 1’er kadrolu din görevlisi hizmet vermektedir. Köyde 1 bakkal dışında herhangi bir ticari ünite bulunmamaktadır. Köyün ticari faaliyetleri, alış-veriş işlemleri genelde Silvan üzerinden yapılır. Bunda Silvan ilçesinin daha yakın ve oraya ulaşımın daha kolay olmasının etkisi vardır. Kulp’a bağlı olan Başbuğ köyü sakinleri ancak bürokratik ve resmi işlemler için Kulp’a gelmektedir. Köyde ilkbahar ortalarında yaylaya çıkılmaktadır. Şenyayla köy sakinlerinin tapulu malıdır. Genelde köylülerin tamamı buraya yaylaya gitmektedir. Sonbahar ayında soğuk ve yağmurların başlamasıyla köylüler evlerine geri dönmektedir. Coğrafya Kulp’un güneydoğusundadır. Diyarbakır iline 166 km, Kulp ilçesine 36 km uzaklıktadır. Eski adı “Reşıkan” olan köy ilçe merkezine 45 Km uzaklıktadır. Köye ulaşım KulpMuş karayolundan ayrılan stabilize ve tesviye yol ile sağlanmaktadır. Kulp’un güneydoğusunda yer alan köyün güneybatısında Silvan, doğusunda Kayahan köyü yer KULP İLÇESİ KÖYLERİ 155

????????(4) almaktadır. Köyün coğrafi yapısı dağlık ve engebelidir. 130 hanenin yer aldığı köyün nüfusu 2000 yılı genel nüfus sayım sonuçlarına göre 939’dur. Köy merkezinde toplu yerleşmeler görülürken, mezralarda dağınık yerleşmeler daha yaygındır. Evler genelde taş duvarlardan yapılmıştır. İki katlı olan evlerin birinci katı hayvanların barınma ve beslenmeleri için ahır olarak kullanılmaktadır. Köyün arazisi sulu bir yapı arz etmektedir. Yapılan sondaj çalışmalarında 6. metreden sonra su çıkabilmektedir. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Mala Humo ve Malen Jerîn adında mezraları vardır. Köy yolu stabilizedir, köyde telefon hattı ve elektrik vardır. Köyde Kure Silvan ziyaretgâhı vardır. Halk perşembe ve cuma günleri bu ziyarete gelir. Köyden yaklaşık 30 km uzakta Şen yaylası vardır. Köylüler yaz aylarında yaylaya çıkıyor ve sonbaharda dönüyor. Köy Silvan’a yakındır. Köylülerin ilişkileri daha çok Silvan’la sürmektedir. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Ama baraj yapımından bu yana ılıman iklim kendini göstermeye başladı. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 1.027 527 1.018 522 939 462 896 434 896 443

156 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Erkek 500 496 477 462 453

Ekonomi Köyün ekonomisi arıcılık, tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: 2009 - Fuat ZENGİN 2004 - Vehbi ACAR 1999 - Vehbi ACAR 1994 - ihsan ACAR 1989 - ihsan ACAR 1984 - ihsan ACAR Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Bayırköy Tarihçe Köyün Kürtçe adı Mala Dinarê’dir. “Dinar’ın” evi demektir. Rivayete göre Bayır’ın bulunduğu yere Dinar isimli dul bir kadın çocukları ile birlikte gelir ve buraya yerleşir. Köy ise bu dul kadının çocuklarından türer. Bundan dolayı köye Mala Dinarê yani Dinar’ın evi denmiştir. Kulp’un güneyindedir Kültür Köyün gelenek ve görenekleri klasik Kürt Kültürüdür. Halkın tamamı Kürt’tür. Yaşlıların büyük bir bölümü Türkçeyi bilmez. Delilo gibi halayları vardır. Coğrafya Diyarbakır iline 145 km, Kulp ilçesine 20 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 157

Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2007 50 2000 65 1997 179 Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır

Çağlayan Çağlayan, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un batısındadır. Köyün adı bereketli toprak anlamına geliyor. Zikte (Derecik), Haraba ve Adrok (Deveboyu) mezralarıdır. Köylüler Zazaca şivesi ile konuşuyor. Tarihi Asıl ismi ZARA olup Köyün adı sonradan Çağlayan olarak değiştirilmiştir. Coğrafya Diyarbakır iline 138 km, Kulp ilçesine 29 km uzaklıktadır. Kulp ilçesinin en şirin köylerinden biridir.Önünde hemen kocaman sarum çayı geçmekte ve alabalık tesisleri bulunmaktadır.Köy dört mezradan oluşur.köyde tarihi eser bulgularına rastlanır Zıkte mezrasının merkezinde bir kilise vardır. Köyün Genel Bilgileri Kuruluş Yeri: Dere ve göl kenarı Yerleşim Tipi: Dağınık köy Hane Sayısı: 100 Geçici Nüfus Sayısı: 50 Yaz Kış Nüfusu: Aynı İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. 158 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfus Yıl 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 158 83 144 75 400

18 1.105 1.026

Erkek 75 69

1 573 550

17 532 476

Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: — 2009 FİKRİ KILIÇ — 2004 - Kamil Ataklı —1999 - Kamil Ataklı —1994 - Kamil Ataklı —1989 - Eshat Toprak Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu. Köyde elektrik ve sabit telefon vardır

Çırık (Çukurca) Kulp’un güneyindedir. Kulp’tan 19 ve Amed’den 138 km uzaklıktadır. Köy nüfusu 220 civarındadır. Tiltef (Zümrütlü) ve Korikan (Mutlu) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Köy okulu kapalı, köyde taşımalı eğitim sistemi uygulanıyor. Köy yolu stabilizedir. Köyde telefon hattı ve elektrik vardır.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 159

Demirli Demirli, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulpun güneybatısındadır ve Temira Kebir adı ile de tanınıyor. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Mewik mezrasıdır. Bu köyde gür bir akarsu ve bu suyun önünde değirmenler vardır. Değirmenlerin olduğu bölgenin adı Değirmenler Vadisi’dir. Bu bölgede taştan oyulmuş taş devri döneminden kalma sarnıç, taş mezar ve mağaralar vardır. Bunların dışında bu bölgede soğuk su depolan ve nöbetçi siperleri vardır. Tarihi Köyün Kürtçe adı Temiran’dır. Tarihi bilgisi yoktur. Coğrafya Diyarbakır iline 151 km, Kulp ilçesine 30 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 192 112 199 118 241 141 864 442 835 416

Erkek 80 81 100 422 419

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 - Selahattin Çelik Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. 160 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Dolun Dolun, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Tarihi Köyün Kürtçe adı Arketin ‘dir. Köyün adının 14. yızyılda dört kardeşten birinin köye gelip yerleşmesinden Arketin ismini alarak var olmaya başlamıştır. Köy sonra boşaltıldı, bazı aileler sonra geri döndü. Bu köyde mermer ocakları vardır. Köylüler Zazaca şivesi ile konuşur. Coğrafya Diyarbakır iline 138 km, Kulp ilçesine 16 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 63 35 71 38 426 235 528 276

Erkek 28 33 191 252

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 -Halit Aslan —1999 -Halit Aslan —1994 -Nizamettin Arcan —1989 -Ali Çetin —1984 -Halit Aslan Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu yoktur. Köyde elektrik ve sabit telefon vardır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 161

Düzce Düzce, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un güneyindedir.. Tarihi Köyün Kürtçe Adı Milika’dır sonraları değiştirilmiştir. Kültür Köyde tarihi tam olarak bilinmemekte olan büyük kayalara oyulmuş mağaralar bulunmaktadır. Her mağaranın içerisinde taştan oyma üç adet yatak bulunmaktadır. Taştan oyulup yapılmış yataklarda baş kısmı yastık olarak kullanılmak için 4-5 cm yükseklik vardır. Köyde bu mağaralardan 3 adet bulunmaktadır... Köy bölgesinde üç büyük taştan oyulmuş mahzen vardır. Her biri 10 m2’dir Coğrafya Diyarbakır iline 138 km, Kulp ilçesine 16 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 172 98 187 106 151 78 250 130 241 131

Erkek 74 81 73 120 110

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Köyde üzüm bağları bulunmakta..Köyde yasayanlar geçimlerinin bir kısmını üzüm ve armut gibi meyvelerden sağlamaktadır... Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. 162 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Güleç Tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Köyün bir tek aileden geldiği kesindir. Köy halkı 1990’dan önceki yıllarda yazın yaylaya gider, sonbahar köye dönerdi. Köyün tarihi ve adının nereden geldiği kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Hasan Ağa tarafından kurulduğu söylenmektedir. Kulp’un güneyindedir. Mala Evdo, Mala Repin, Mala Helimê, Musa, Xerzik ve Mala Besê mezralarıdır. Köy nüfusu 120-130 civarındadır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Köyde Pira Kevirî (Taş Köprü), Gola Kevirali (Kevirali Gölü) ve Qilikî mağarası vardır. Kültür Köyün gelenekleri civardaki köylere nazaran farklıdır. Düğünler, çalınan yağ tenekeleri eşliğinde söylenen kılamlarla yapılmaktadır. Özelikle kış geceleri gençlerin belli evlerde toplanıp çeşitli oyunlar sergilerler. Coğrafya Diyarbakır iline 147 km, Kulp ilçesine 25 km uzaklıktadır. Yanı başında geçen batman çayının devamı olan kulp çayı köyümüze güzellik katmaktadır. Yazları serinlenmek için bu çaydan faydalanılmaktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Kışları sert geçmektedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 287 156 290 158 150 86 837 414 1.120 568

Erkek 131 132 64 423 552

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ayrıca gençleri büyük şehirlere giderek inşaatlarda ve benzeri iş alanlarında çalışmaktadırlar. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 163

Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2009 - Mizbah Deniz —2004 - Mehmet Tahir Bozkurt —1999 - Kadri Kartal —1994 - Hacı Niyazi Yıldırım —1989 - Hacı Niyazi Yıldırım —1984 - Hacı Niyazi Yıldırım Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır; köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Gülluk Güllük, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Tarihi Köyün eski adı Kokan’dır . Daha önceleri konargöçer Türkmenlerden olan Kokan’ lılar yaklaşık 120 - 130 yıldır yerleşik hayata geçmiştir. Daha çok Osmanlı tarafından yerleşik hayata geçilmesi için zorlanmışlardır. Kokan’ın bir mezrası var o da Madendir. Kulp’un batısındadır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Coğrafya Diyarbakır iline 131 km, Kulp ilçesine 13 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 251 134 254 136 300 155 471 237 505 250

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. 164 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Erkek 117 118 145 234 255

Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 - Mehmet Yıldız —1999 - Mehmet Yıldız —1994 - Mehmet Yıldız —1989 - Tahsin Yıldız —1984 - Tahsin Yıldız Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Hamzalı Coğrafya Diyarbakır iline 161 km, Kulp ilçesine 33 km uzaklıktadır. Kulp’un güneydoğusundır. Poran (Yolçatı), Pîrebiyan (Derindere), Malê Xêro, Miraciya, Malên Heciyan, Malên Mele, Sinda (Sındı) ve Mikrasiyan (Akyaprak) mezralarıdır. Eski bir Ermeni köyüdür. Köyde mermer ocakları, Sorik ziyaretgâhı vardır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor

Hamzalı http://www.kulpder.org.tr KULP İLÇESİ KÖYLERİ 165

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2007 2000 677 1997 1017 Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

İnkaya İnkaya, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un güneyindedir. Asıl ismi Kanikan olan bu köyün yedi mahallesi ve 1500 kişilik nüfusu bulunmakta köy Kulp’un bir diğer mıntıkası olan Heveda ile Kulp arasında yer alır. Muş iline 80, Diyarbakır’a, 150 Kulp ilçesine 25 km uzaklıktadır. Tarihi devirleri yaşamış olan Kanikan yontma taş devrinden kalan mağara ve mezar evleri ile meşhurdur. Kem mezrasında bulunan bu mağaralar dünyaca bilinen mağaralardır. Ormanlık bir bölgede olan İnkaya tarım ve hayvancılık bağcılık ile geçimini sağlar. Büyük göç yaşamıştır. İnkaya Badıkan Aşiretinin 15 köyünden birisidir. Köyün alt kısmında akan Kulp çayı köye ayrı bir güzellik katmaktadır. Kaniya Masiya (balık çeşmesi) nehirden ayrılarak yer altından akan ve daha sonra yer üstüne çıkan çeşmeden balıklar tutulur, laf denilen tuzakla tutulan balıklar için köyün her mahallesinin belli bir zaman hakkı bulunmaktadır. Doğal güzellikleri ile meşhur olan İnkaya görülüp gezilmeye değer bir beldedir(Atila Yalçınkaya) Bu köyde tarihi taş mezar, sarnıç ve mağaralar var. Köylüler Kurmanci konuşuyor Kültür Köyde Kürtler yaşar.Köyün Kürtçe ismi kanıka dır. Köy badıkan aşiretıne mensup bir köydür. Fakat neredeyse kendi başına bir aşiretir. Coğrafya Diyarbakır iline 150 km, Kulp ilçesine 25 km uzaklıktadır. Kulp’un güneyinde yer almaktadır.

166 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfusu Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 143 73 136 71 146 80 1.022 523 1.161 610

Erkek 70 65 66 499 551

İslamköy Kulp’un kuzeyindedir. Tarihçe İslamköy, üç mahalle (İslamköy-Merkez/Kûh,Vank/Akın,Huş) ve bir mezra(Tur)’dan oluşmuş Bugün yaşayan köylülerin anlattıklarına göre; köyde Müslümanlardan önce Ermeniler yaşarmış. Vank’ta ve Engüzing’de birer kilisenin varlığı köylülerce onaylanmaktadır. Vank kelimesi Ermenice manastır anlamına gelir. 90’lı yıllarda devlet köyü boşalttı. Köylüler Zazaca şivesi konuşuyor. Eskiden bu köyün çevresindeki köylerin çoğu Ermeni köyüydü, sadece bu köy Müslüman Kürt köyüydü. Bu yüzden devlet bu köye İslamköy adım vermiş. Kültür Köy halkı, gelenek ve göreneklerine bağlı, oldukça misafirperver ve yardımseverdir. Çökelek ve soğanla bazen de kavurma da ilave edilerek yapılan patilı adı verdikleri bir çeşit pide, irice içli köfte ve germi adı verilen çorbası başta olmak üzere birçok yemekleri vardır. Yemekleri sebze ve tahıl ağırlıklıdır. Sonbaharda kışa hazırlık için yapılan keçi etinden kavurması da meşhurdur. Köy kaliteli, doğal balıyla da anılır. Düğünleri iki gün ve iki gece sürer. Halk oyunları neş’eli kaval ile karşılıklı söylenen şarkılar eşliğinde oynanırdı. Özellikle kavalın sesini duyan yaşlıların oynamaları çok manidardı. Düğünde kadın ve kızlar evin içinde; erkekler ise dışarıda oynarlardı. Köy seyirlik oyunları da düğünlerde ve kışın evlerde oynanırdı. Kına gecesi ve gelinin damat evine getirilmesine kadar bütün adetlere titizlikle uyulurdu. Kışın bir araya gelen köylüler anlatıcılardan halk hikâyesi ve masal dinlerlerdi. Köyde çok yakın zamana kadar, büyük aileden oluşan ailenin bir kısmı, yazın yüksek yaylalarda hayvancılıkla; ailenin geri kalanıysa köyde bağbahçe, tarla işleriyle uğraşırdı.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 167

Coğrafya Diyarbakır iline 141 km, Kulp ilçesine 18 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, Türkiye’de karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Güneydoğu Andolu Bölgesi’nde kestane ağacı sadece bu köyde görülür. Üç tarafı dağlarla çevrili ve güney tarafı açık olduğu için her çeşit meyve ve sebze yetişir. Dağları meşeliktir. Çay ve derelerde ılıman ikliminden dolayı daha çok ceviz, çınar, söğüt ve kızılağaç cinsinden ağaçlar yükselir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 388 191 413 203 1.261 608 924 516 1.101 583

Erkek 197 210 653 408 518

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım, sebze-meyvecilik, ipekböcekçilik, hayvancılık ve arıcılığa dayalıdır. İpekböcekçiliği gittikçe gelişmektedir. Yakın geçmişe kadar üretilen balı meşhurdu. Bal üretimi yine eskisi gibi canlandırılıyor. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi faaliyettedir. Köyün elektrik ve sabit telefon hatlarında sorun yoktur

Kamışlı Köyün Kürtçe Adı Zilek’dir. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kulp’un güneybatısındadır. Hewrik (Yeşilce), Beytulbeyan (Yenidan) Mala Zelo, Text ve Zîleka Harabe (Başçavuş) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Coğrafya Diyarbakır iline 138 km, Kulp ilçesine 16 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. 168 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 769 383 798 397 518 292 750 403 715 381

Erkek 386 401 226 347 334

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu yoktur.. Köye ulaşımı sağlayan yol toprak olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Foto:Cihat Şeker

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 169

Karaağaç Karaağaç, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür.

(4) Tarihi Köyün Kürtçe adı Benin’dir. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Köyün adı Kürtçe “bani” (dam) sözcüğünden geliyor. Köylüler Zazaca konuşuyor. Coğrafya Diyarbakır iline 127 km, Kulp ilçesine 23 km uzaklıktadır. Köyün Genel Bilgileri Kuruluş Yeri: Ovada Yerleşim Tipi: Toplu köy Hane Sayısı: 95 Yaz Kış Nüfusu: Aynı İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır, yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi yoktur ancak kanalizasyon şebekesi vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. 170 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfus Yıl 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 676 361 666 359 670

498 469 401

261 232 199

Erkek 315 307

237 237 202

Karabulak Karabulak, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un kuzeydoğusundadır. Tarihçesi Köyün Kürtçe adı Nerçik’dir. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Koçkan ve Xosart mezralarıdır. Hazır Baba ziyaretgâhı Koçkan mezrasındadır. Temmuz ayında halk buraya ziyarete gider. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. T eli Ağa Köşkü bu köydedir. T eli Ağa Köşkü 1650 yılında T eli Ağa ve kardeşi Evdil Ağa tarafından beyaz taşlarla yapıldı. Bir zamanlar bu köşkün 216 odasının olduğu söyleniyor. Köşk iki katlıdır ve bugün bile ayaktadır. Bir dönem restore edildi. Köşk Kulp çayına bakıyor. Bilindiği gibi birçok stranda Teli Ağa’nın adı geçiyor. Kültür Qlorik, mastawa, gebol, adı verilen yemekler mevcuttur. Qlorik’in tarifi Malzemeler: 1 bardak süt, yaş maya, bir tutam tuz, karbonat, 4 yumurta, 2 bardak un yapılışı: bütün malzemeler yoğurulur, üstü kapalı bir şekilde 15 dakika dinlendirilir. Bol yağda, bir yemek kaşığıyla hamur alınarak şekil verilerek kavrulur. Coğrafya Diyarbakır iline 136 km, Kulp ilçesine 8 km uzaklıktadır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 171

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 354 187 347 182 258 152 1.771 897 2.019 1.031

Erkek 167 165 106 874 988

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Karaorman Karaorman, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulpun güneyindedir. Göçten dolayı köy nüfusu 150 civarına indi. Kera Mala Başo (Ağırbasan) mezrasıdır. Tarihi Köyün Kürtçe adı Kerra’ dır. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kültür Köyün en meşhur kahvaltısı toraktır ve naneçoçıkedır. Coğrafya Diyarbakır iline 165 km, Kulp ilçesine 33 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

172 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 174 81 191 90 263 135 457 221 439 223

Erkek 93 101 128 236 216

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Köyün içme suyu şebekesi yoktur ancak kanalizasyon şebekesi vardır. Ptt şubesi ve Ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Karpuzlu Karpuzlu, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp un batısındadır. Tarihi Karpuzlu köyü diğer adıyla Herta’nın kuruluşu ya da kuruluş tarihi günümüzde kimse tarafından bilinmemektedir. Ancak 1990 -91 tarihleri arasında (Seyyid Şeyh Mahmud hazretleri türbesinde tadilat ve yenileme çalışmaları sırasında çıkan üstünde tarih çıkan bir taş üzerinde yapılan inceleme sonucunda 480. yıl öncesine ait tarih bu camii nin kuruluşu değil, bu günkü gibi tadilat dönemine aitmiş. Seyyid Şeyh Mahmud’un sülalesi Musul’dan gelmedir ve seyyid, peygamber efendimiz neslindedir. Hayat hikâyelerinde çok zorlu ve ağır hakaretlere maruz kalarak şimdiki hertaya yerleşmiştirler. Zamanın hükümdarı tarafından sürgün edilmişlerdir. Mezra (Soğanlı), Kiran (Dirlik) ve Kafa mezralarıdır. Eski bir Ermeni köyüdür ve köyde harabe kiliseler vardır. Köylüler Zazaca şivesi konuşuyor. Coğrafya Diyarbakır iline 130 km, Kulp ilçesine 23 km uzaklıktadır. Aslında bölge Doğu Anadolu bölgesindedir. Bingöl- Muş- Bitlis üçgeninde kalmaktadır ve Muş’a 63 km uzaklıkta bulunmaktadır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 173

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 1.024 533 1.013 528 648 364 1.640 883 1.458 783

Erkek 491 485 284 757 675

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 - Naif Altun Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu mevcut ve eğitim vermektedir. Köyün içme suyu şebekesi var; elektrik telefon mevcut.

Kayacık Tarihi Köyün Kürtçe adı İnika’dır. Köyün adının nereden geldiği bilinmemektedir. Ancak köy Roma döneminden kalma antik bir şehir üzerine kuruludur. Köyün yamacına kurulduğu dağın tepesinde Romalılardan kalma eski bir kilise bulunmakta, bundan dolayı dağa kilise dağı da denilmektedir. Köyden 2.5 km uzaklıkta eski bir yerleşim yeri bulunmaktadır. Antik kenti almak üzere MS.639’da gelen 101 sahabe şehit düşmüş ve Kutsal tarla denen bölgede medfundur. Kulp’un kuzeydoğusundadır. Gûznak (Yücetarla) ve Zeviya Sar (Karaburç) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. 174 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Coğrafya Diyarbakır iline 159 km, Kulp ilçesine 31 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 375 191 390 197 348 175 783 378 690 362

Erkek 184 193 173 405 328

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Kayahan Kayahan, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Tarihi Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kültür Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur. Coğrafya Diyarbakır iline 170 km, Kulp ilçesine 42 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 175

Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 1.383 700 1.407 705 1.373 670 961 436 760 361

Erkek 683 702 703 525 399

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Kaynakköy Kaynakköy, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un kuzeyindedir. Köylüler Kurmanci konuşuyor. Köyde Zewq adında tarihi bir çeşme vardır. Köylüler ipek kozası yetiştiriyor. Belaşave Hilufk mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Tarihi Kaynak köyünü kuruluşu hakkında kesin bir bilgi olmamasına rağmen eski bir Ermeni köyü olduğu rivayet edilir. Eski adı Xuruc’tur. İsminden de anlaşıldığı gibi bir Ermeni köyüdür. Köyün adı 1964 yılında değiştirilmiş olup kaynak adını almıştır.1900’lu yılların ortasında Ermenilerin gitmesi ile birlikte köye Etmanki aşiretine mensup bir kaç aile yerleşmiştir. Köyde Ermeni kökenli vatandaşların bir kısmı hala ikamet etmektedir. Kültür Geleneksel yemeği nane sıle, gırar savar ve tırşıktır. Coğrafya Diyarbakır iline 134 km, Kulp ilçesine 13 km uzaklıktadır. Batısında Ağaçlı, doğusunda Narlıcaköyü kuzeyinde Ömer dağı güneyinde Özbek köyü bulunmaktadır. İklimi Karasal iklimi vardır. 176 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 Hacı ömer Efe —1999 -Mehmet Özlü —1994 -Mehmet Özlü —1989 Mehmet Özlü —1984 -Mehmet Özlü Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır, köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Konuklu Konuklu, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür.

??????? (4) Tarihi Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Köy 90’lı yıllardaki olaylar nedeni ile devlet tarafından boşaltılmıştır. Kültür Hamidiye alaylarının komutanı olan Şeyh Ömer’in türbesinin de bulunduğu köyde, şuanda torunlarından biri olan şeyh Siracettin’in yaptırmakta olduğu 500 yataklı yatılı kuran ve hafızlık kursu bulunmaktadır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 177

Tarihi bir köydür. Bir zamanlar bu bölge, buradaki kalenin hükümdarlarının elindeymiş. Kalenin tapusunun olduğu söyleniyor. Bu tapuya göre kalenin sınırı doğuda Bitlis, kuzeyde Genç ve güneyde de Gaza Elûne’ ye kadarmış. Eski bir Ermeni köyüdür. Köyde harabeler, kiliseler ve mağaralar vardır. Kefrûm (Kalhe), Şikeftiyan (Çiçekli), Babûcenk (Savaş), Qulpik, Mala Xoce, Goma İsmail, Dike, Karam ve Sadikan (Ank) mezralarıdır. Köyde Şeyh Muhemede Gaze ve Çemcûnî ziyaretgâhları vardır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Coğrafya Diyarbakır iline 147 km, Kulp ilçesine 19 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 771 392 768 388 577 320 1.230 637 1.335 701

Erkek 379 380 257 593 634

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Kurudere Kurudere, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un güneybatısında, Tarihi Köyün Kürtçe adı Kerrika’dır. Maden adında bir mezrası vardır. Coğrafya Diyarbakır iline 132 km, Kulp ilçesine 14 km uzaklıktadır. 178 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000

Toplam 185 194 165

Kadın 91 97 101

Nüfus Bilgileri Erkek 94 97 64

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ayrıca köyün gençleri batı illerinde inşaat işçiliği yapmaktadırlar. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 - Mehdi Efe —1999 - Hüseyin Deniz —1994 - Hüseyin Deniz —1989 - Mezra —1984 - Mezra Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır.. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Narlıca Narlıca, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un kuzeybatısında, Geldan çayının kuzey düzlüğünde kurulmuş. Zazaki Awges olarak da biliniyor. Eski bir Ermeni köyüdür. Geldan ve Terkan mezralarıdır. Sos vadisinde suyu şifa kabul edilen çeşmeler vardır. Köylüler Zazaca şivesi ile konuşur. Tarihi Köy milattan öncelri tarihe sahiptir, köyün ismi zazaca Awges dir. Yani suyu bol demek aw su demek ges akar anlamındadır Kürtçe ismi Tiyaxs’tır. Burada Ermeni halkı da yaşamaktaydı. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 179

??????? (4) Sözlü kaynaklarda köyün tarihi çok eski zamanlara kadar uzandığından bahsedilir. Malesef yazılı kaynaklar yok denecek kadar azdır. Köy 1912-1913 Ermeni patrikhane kayıtlarına göre tıpkı komşu köyleri (Quye, Cıxse, Xuruç) gibi 1916’lara kadar kısmi Ermeni yerleşim birimi olduğundan bahsedilir. Tarih içerisinde önemli olaylara sahne olan köy, yer aldığı havza içerisinde sürekli yer değiştirir ve eşgüdümlü ve farklı zamanlar olmak üzere dört ayrı yerleşim biriminden sonra günümüzde “deva corin” (yukarı köy) adı verilen yerleşim biçimine kavuşur. 1912-1913 Ermeni patrikhanesi kayıtlarında “Tiyakis (T’iakhs or Tias)” da 495 ermeni vatandaşın yaşadığından bahsedilir.1914 Ermeni olayları sırasına kadar köyde Mahle Ermaniya adı verilen, ermeni mahallesi mevcuttu. Köy bölgedeki olaylardan etkilenmiş ve daha sonra adı geçen mahalledeki evler yıkılmış, köyde yaşayan Ermeniler göç etmişlerdir. 1. Dünya Savaşı sırasında Rus ordularının güneye doğru ilerleyişi sırasında, 16’ncı Kolordunun 8’nci Tümenine bağlı birlikler Mayıs ayı sonunda bölgeye intikalini tamamlamış ve 8. Tümene bağlı bir tabur, Rus Ordularına karşı savaşmak için Narlıca’yı stratejik konumundan dolayı askeri bir bölge olarak belirler ve Narlıca’ya yerleşir. Bu süreçte köyün yarısı (Bekran, Peleng, Elyasan, Zéran, Heciyan, ve Ramin mahalleleri) boşaltılır, askeri birliğe tahsis edilir. Düşmanın 12-16 Temmuz 1916 tarihinde, Kulp istikametinde yaptığı taarruzlar Kulp Muharebeleri olarak adlandırılır ve 8. Tümenin karşısındaki Rus birliklerinde 13 piyade taburu, altı süvari bölüğü, dördü ağır olmak üzere 24 top yer almaktadır. Kulp muharebeleri karşısında, 16’ncı Kolordunun 8’nci Tümeni 25 km. genişliğindeki mevziini bırakarak, 15 km. kadar güneye çekilmek zorunda kalır.12 Temmuzda başlayan ve 15 Temmuzda son bulan Kulp Muharebelerinde, 8’nci Tümeni bugün Dorşin dağının eteğinde, 9 virajlar olarak adlandırılan bölgede Kulp Boğazı’na atan Ruslar, Boğaz ağzında beş, altı tabur piyade ve bir tabur topçu bırakarak diğer kuvvetlerini Karlıova, Oğnut civarında toplamaya başlarlar. Bu durumdan yararlanan 16’ncı Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, 3 Ağustos 1916 sabahı, 5’nci Tümenle Bitlis, 8’nci Tümenle Kulp-Muş istikametinden taarruza geçer. Atatürk bu sırada Ruslarla çarpışmalarda bulunurken İlçenin Şenyayla Bölgesine kadar gitmiş, günümüzde dokuz virajlar diye anılan yere kadar da 5. tümene bağlı kulplu milislerce yol yap180 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

tırmıştır. Bölgede ayrıca, Diyarbakır’dan, Lice’den ve Harput’tan (Elazığ) getirilen, sayıları bini geçen milis ve jandarmalardan kurulu müfrezeler bulunmaktaydı ve bu müfrezeler Çapakçur(Bingöl) Müfreze Komutanlığına bağlanmışlardı. Bu düzenlemelerden sonra 2. Ordu bölgesindeki milisler, 12-15 Temmuz 1916 tarihinde meydana gelen Kulp muharebelerine, 2-9 Ağustos 1916 tarihleri arasında meydana gelen Muş-Bitlis muharebelerine, 5 Ağustos 1916’da cereyan eden Çapakçur muharebelerine ve 27 Ağustos 1916 tarihinde meydana gelen Oğnut muharebelerine katılmışlardır. Bu sırada Tiyakslı milislerden kayıplar olmuş, Ruslara esir düşenler olmuş ve kendilerinden bir daha haber alınamamıştır. 6 Ağustosta Narlıca önemli bir konuğu ağırlar. Mustafa Kemal Atatürk, Kulp cephesini denetlemek üzere 6 Ağustos 1916 yılında süvari bir birlikle Tiyaks’a gelirken, Atatürk Süvari birlikle beraber, Ramin Mahallesi’ndeki çeşmede dinlenir. O günden bu yanı bu çeşmenin adı halk arasında “Atatürk Çeşmesi” olarak bilinir. Burada Atatürk’ü karşılamak üzere Zéran Mahallesi’nde bir tören düzenlenir. Günün anısına, Pé Bani /Elman alanında köylülerce “Cirit Yarışları” düzenlenir. Mustafa Kemal Atatürk, katılımcılara hitaben bir konuşma yapar, “köyün coğrafik zenginliğini ve insanların sıcakkanlılığını över”,aynı gün akşam saatlerinde Şin (Şenyaylası) birliklerini denetlemek üzere Kulp’a geçer. Diyarbakırın Ofis Semtinde Valiliğin Karşısında 30 Agustos 1972 Yılında açılışı yapılan ANIT PARK Milli Mücadele Yıllarında Diyarbakır Şehit ve Gazilerinin isimleri tek tek sıralanmış olup bu anıtta Tiyaks kütüğüne kayıtlı Narlıcalıların adları yazmaktadır. 6 Eylül 1975 tarihli 23 saniye süren ve 6.6 şiddetindeki Lice depremi sırasında köy hasar görür. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel ve Cumhuriyet Halk Partisi başkanı Bülent Ecevit afet bölgesini ziyaret ederler ama ulaşım sıkıntısından dolayı Tiyaks’a uğramazlar.[8] Yaklaşık iki ay sonra sonra 21-23 Kasım 1975 tarihleri arasında yardımların yetersiz olduğu gerekçesiyle Lice’den Diyarbakır merkezine 3 gün süren 90 kilometrelik bir yürüyüş gösterisi düzenlenir.[9] Daha sonra köyde 120 konuttan oluşan prefabrik yapılar yapılır. Deprem sonrası yapılması gereken barakalar yarım bırakılmış ve yerlerine halen kalıcı konut yapılmamıştır. 17. Dönem Halkçı Parti Milletvekillerinden Kulp Narlıca Doğumlu olan “Kadir Narin” 12/04/1984 Tarihinde “Kulp, Narlıca Köyünün barakalarının bir kısmının bittiği ancak yapılması gereken 125 adet barakanın ise bir kısmının temeli atılıp bırakıldığı, bir kısmının ise henüz hiç başlatılmadığı altyapı ve özellikle içme suyunun yetersiz olduğu görülmüştür. İhale edilen bu tesisler bugüne kadar neden yapılmamıştır? Bu yörelerde yaşayan halkımızın 1977 yılından beri çektikleri sıkıntıların giderilmesi için Hükümet ne gibi tedbirler almıştır?” diye Bayındırlık ve iskân Bakanı Safa Giray’a yazılı soru önergesi vermiş; ilgili bakan “Diyarbakır - Kulp - Narlıca köyündeki deprem konutlarının içme suyu 1976 - 1977 yıllarında yapıldığı ve adı geçen köyde ikmal edilen evlerin içme suyu bağlandığı ancak inşaatı bitmeyen konutlara ise su verilmediği, ayrıca köye içme suyu veren menbaa debisinin ise ihtiyacı ancak karşılayabildiği ve köye isale edilen debi miktarının artırılması KULP İLÇESİ KÖYLERİ 181

için yapılan çalışmalardan sonuç alınamadığı YSE (DİYARBAKIR) XII. Bölge Müdürlüğünden öğrenilmiştir.” diye yazılı açıklamada bulunmuştur. Prefabrik yapıların bulunduğu alan günümüzde etrafı yeşil alanlarla çevrilmiş, köyün merkezi konumuna gelmiştir ve “deva cerin” (Aşağı köy) diye adlandırılmaktadır. İçişleri Bakanlığı’nın 1940 yılı sonlarında hazırladığı 8589 sayılı genelge ile Köy Adlarının değiştirilmesi resmileşmiş,1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile yer adlarının değiştirilmesi işlemleri yasal bir dayanağa kavuşmuş, ardından 1957 yılında da bir “Ad Değiştirme İhtisas Kurulu” kurulmuştur.18.6.1949 tarihli İl idaresi kanununda 12/5/1964 tarihinde değiklik yapılarak “Türkçe olmayan ve iltibasa meydan veren köy adları, alakadar Vilayet Daimi Encümeninin mütalaası alındıktan sonra, en kısa zamanda Dahiliye Vekaletince değiştirilir” maddesi konulmuş ve 1964 yılında Tiyaks adı Türkçeleştirilerek Narlıca olarak değiştirilmiştir Geçmiş dönemlerde Tiyaks doğumlu olan Halil Turgut, Enver Turgut ve Kadir Narin T.B.M.M.’de milletvekilliği yapmışlardır. Tiyaks, Cumhuriyet Tarihi boyunca Kulp bürokrasisine ve çağdaşlaşmasına büyük katkı sağlamıştır. Henüz cumhuriyetin ilk yıllarında (1937) okula kavuşmuştur. İlk mezunlarından Ergani Muallim Mektebine 20 (yirmi), Mekteb-i Rüştiye’ye 7 (yedi) öğrenci göndermiştir. 1970-1980 yılları arasında 817 öğrenci ile 17 öğretmen ilköğretim okulunda ve 160 öğrenci ile 5 öğretmen ortaokulda çalışır iken; günümüzde öğrenci yetersizliğinden ilköğretim okulları kapanmıştır. Köyümüzde ve çevre köylerimizde okuyan ilköğretim öğrencileri maalesef toplu taşımacılık ile başka okullarda eğitimlerini zor koşullarda devam ettirmektedirler. Eğitim seviyesinin yüksek olmasında 1909’ (1325) da Diyarbakır’ın Kulp İlçesi Narlıca (Tiyaks)doğumlu 10. ve 11. dönem Diyarbakır milletvekillerinden Halil Turgut’un katkısı büyüktür. Babası İsmail Efendi, annesi Ayşe hanım olan Halil bey,1938’de Osman-Tayyibe kızı Edibe (1921) hanımla evlenir ve Osman Selçuk (1939), Ayşe Süzan (Tunalıgil1946) ve Semra (Özgüç-1952)adlı çocukları olur.1931’de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne girerek 1934-1935 öğrenim yılında Matematik bölümünden mezun olur. Sicilinde İngilizce bildiği yazılıdır. Ekim 1931’de Gazi Eğitim Enstitüsü’nü kazanır. Çeşitli görevlerden sonra Ocak 1945’te Diyarbakır Millî Eğitim Müdürlüğü’ne atanır. Aralık 1946’da Diyarbakır Millî Eğitim Müdürü olur.1950 de 74047 oyla Diyarbakır’dan X. Dönem milletvekili seçilir. Millî Eğitim (Maarif ) ve Bütçe komisyonlarında çalıştı. Korunmaya muhtaç çocuklar ve eski eser alanlannın boşaltılması konularında oluşturulan geçici komisyonlarda görev aldı. İlkokul öğretmenlerinin aylıkları hakkında kanun teklifi ve bu teklifinin geri verilmesine dair önergesi, Diyarbakır’da okul yapımı, Diyarbakır’da inşaat işleri, Dicle Nehrinin yükselmesi, Diyarbakır’ın kazalarını birleştiren yolların yapımı konularında 6 sözlü; ecnebi memleketlere gönderilen memurlar hakkında yazılı sorusu; Genel Kurul’da değişik 15 konuda konuşması vardır. XI. Dönem’de de Diyarbakır’dan ikinci kez milletvekili seçilen Halil TURGUT ‘a, Yassıada Yüksek Adalet Divanı’nca, 8 yıl hapis cezası verilir.30 Ağustos 1992’de An182 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

kara’da vefat eder. Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilir. Diyarbakır’ın ilk Milli Eğitim Müdürlerinden olan Halil Turgut köyde birçok kişiye örnek olmuş, yetişmelerinde eğitimlerinde önayak olmuştur. 1965 yılında Tiyaks doğumlu olan Enver Turgut Adalet Partisinden 13. Dönem İzmir milletvekili ve 14. Dönem Kayseri milletvekili seçilmiştir. Kültür Köy halkı zazaki lehçesi ile konuşmaktadır. Bölgede okuma seviyesi en yüksek olduğu köydür. Okuma yazma orani Türkiye ortalamasının üzerindedir. Yaz aylarında köy nüfusu üç bin’i aşmaktadır. Köyün yeşilliğiyle birlikte dışarıdaki köylüler tatilini burada geçirmektedirler. Bu da köyün aynı zamanda bir tatil beldesi özelliğini taşımaktadır. Ayrıca her yıl Hasan COSKUN başkanlığında zekere festivali düzenlenmektedir. ZEKERE dewa corin bölgesinin yukaırsında köyün su kaynaklarının başlangıç yeridir. Büyük ceviz ağacının dibinden akan buz gibi suyun tadına doyum olmaz. Narlıca’da dini hizmetlerin verilmesi için 4 cami bulunmaktadır. Bunlardan biri çok eski olup taş yapı şeklindedir ve günümüzde kullanılmamaktadır. Biri deva jorin biri de deva jerin olmak üzere ikisi açık olup diğeri kadrolu imam bulunmadığı için kapalı bulunmaktadır. Verilen Yazlık Kur’an kursuna 25 öğrenci devam etmektedir. Köyün doğusunda yer alan Hacı Ömer Türbesi önemli dini merkezlerden biridir. Türbenin geçmişi ve hakkında herhangi bir şey bilinmemektedir. Perşembe ve Cuma günleri ziyaret edilen türbede Yasin-i Şerif okutulmakta ve dua edilmektedir. Misyonu; özelde Narlıca köylüleri genelde ulaşabildiği toplum kesimleri arasında sosyal dayanışmaya, kalkınmaya yönelik kalkınma amaçlı girişimleri yaratmak ve uygulamalar gerçekleştirmek olan; Narlıca Köyü Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (NARDER) 400’e yakın köy kökenli gençlik girişimi ile 2008 ‘lı yılların sonunda kurulmuş ve tüzel kimliğine kavuşmuştur. NARDER tarafından son yıllarda sosyal etkinlikler artmıştır. Her yıl geleneksel olarak köyde piknik yapılmakta, uçurtma şenliği düzenlenmekte, Ömer Dağına (Kasor) tırmanış yapılmaktadır. ( Geleneksel Ware Mıhe Etkinliği) Narlıca havzasında ilk Kooperatif 1972 yılında kurulmuş Kooperatif özellikle el sanatları (halıcılık-kilim), ipekböcekçiliği, tüketim ve tarımsal mekanizasyon üzerine başarılı çalışmalar yürüttüğü bilinmektedir i 2008 yılı başlarında 48 üyeli yeni bir tarımsal kalkınma kooperatifi (AKNAR) kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Halen Orman bölge müdürlüğü bünyesinde Narlıca Havzasındaki orman alanlarında traşlama ve ağaçlandırma proje uygulamaları sürmektedi. Son yıllarda sosyal ve ekonomik ilişkilere ve toplum davranışlarına bakıldığında modernite de adeta model köy olma yönünde nitelikleri taşımaktadır. Köyün, Eğitim düzeyi Türkiye ortalamalarının (kadın %90, Erkek %93) çok üzerindedir. Feodal yapı 1970 yılların başından itibaren çözülmüştür. Kentlilik kimliği öne çıkmaktadır. Yörede adeta kültürel bir simgedir. Belde olma yolunda aday bir nitelik taşımaktadır. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 183

Coğrafya Diyarbakır iline 132 km, Kulp ilçesine 11 km uzaklıktadır. Kulp ile Lice ilçeleri arasındadır. Kaynak ve İslamköy ile komşudur. Ömer Dağı’nın doğu eteğine kurulmuş olan Narlıca’nın coğrafi yapısı düz bir ova görünümündedir. Köy, Çemigeldan Çayı’nın kuzey tarafındaki düz ve yeşil araziler üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık 300 hanenin bulunduğu Narlıca’da toplu bir yerleşim vardır. Köye bağlı bulunan Geldan ve Terkan mezralarında nüfus çok azdır. Köyün kuzeydoğusunda bulunan Newala Sose adlı şifalı su kaynağı önemli ziyaret yerlerinden biridir. Böbrek hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları ve iç hastalıklara iyi gelen su kaynağına birçok hasta gelip suyu içmekte ve bu şekilde iyileşeceğini umut etmektedir Çemi Geldan Kaynağını tamamıyla Kulp ilçesi sınırları içerisindeki İslamköy ile Ağıllı köyüne bağlı Geli (vadi) mezrasından alır. Kulp’un 6 km kadar güneyinde Kulp Çayına karışır. Kaynak noktasına doğru Çemi Geldan ismini alan çay, aşağı kısımlarda Narlıca köyünden itibaren Şekran Çayı olarak adlandırılır. Özellikle Narlıca köyü yakınlarında vadi tabanı genişler ve buralarda tarım arazileri sıklaşır. Aşağı kısımlarda tekrar eğimin artmasıyla vadi daralarak kertik vadi şeklini alır. Şekran ve Geldan arasında kalan bölgeye Çeme Kevşan denilmektedir. Yaklaşık 300 hanenin bulunduğu Narlıca’da toplu bir yerleşim vardır. Köye bağlı bulunan Tiyaks, Diyarbakır, Muş ve Bingöl arasında doğal bir geçiş yolundadır. Yayla hayatının ekonomik durağıdır. Bu nedenle de çeşitli uygarlıkların kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır. Kuzey Mezopotamya’nın kırsal bölgesi içinde kültürel gelişimin ve sosyalleşmenin hızlı olduğu bir bölgedir. Köyün kuzeydoğusunda bulunan Newala Sose (Sos Vadisi) adlı şifalı su kaynağı önemli ziyaret yerlerinden biridir. Böbrek hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları ve iç hastalıklara iyi gelen su kaynağına birçok hasta gelip suyu içmekte ve bu şekilde iyileşeceğini umut etmektedir. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Yazları sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlıdır. Bunu açacak olursak; yazın Tropikal cephenin etkisini kuzeye doğru genişletmesiyle Basra alçak basıncı etkisi altına girer. Bu nedenle yazlar çok sıcak ve kuraktır. Kışın ise polar cephenin etkisi altına girer. Özellikle Sibirya yüksek basıncının etkisini Doğu Anadolu üzerinden genişletmesiyle köyde kışın kar yağışları oldukça fazladır. Kar kalınlığı zaman zaman 2 metreyi aşar. İlçe merkezinde karın yerde kalma süresi 60 gün olup Güneydoğu Anadolu Toroslar üzerinde oluşan cepheler yağışların fazla olmasını sağlamıştır. Yükseltinin fazla olduğu yerlerde yaz başlarında da yağışlar görülür. Kulp ilçesinde yıllık ortalama yağış 1230 mm olup Güneydoğu Anadolu bölgesine göre oldukça fazla yağış alır. Kar yaşının fazla olması ve karın yerde kalma süresi ile donlu gün sayısının fazla ol184 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

ması ayrıca yağışların fazla olmasıyla Güneydoğu Anadolu karasal ikliminden ayrı özellikler gösterirken, yağışların büyük çoğunluğunun kış aylarında düşmesi ve yaz kuraklığının fazla olmasıyla Doğu Anadolu karasal ikliminden farklı özellikler gösterir. Bu nedenle Güneydoğu Anadolu Bölgesi step iklimi ile Doğu Anadolu Bölgesi şiddetli karasal iklimi arasında bir geçiş özelliği gösterir. Sıcaklık bakımından köy tam bir karasallık örneği görülür. Gece ile gündüz, yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkları fazladır. Bu durum köyün denizden yüksekliğinin fazla olması, nem açığının fazla olması gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Kulp’ta yıllık ortalama sıcaklık 12,5 derecedir. Ortalama yüksek sıcaklık 18,8 ortalama düşük sıcaklığı ise 6,4 derecedir. Köy bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. Özellikle meşe türleri çok yaygındır. (Mazı Meşesi ve Palamut Meşesi ve ayrıca Lübnan Meşesi ile Saplı Meşe türleri) Meşe ormanları yıllarca insanlar ve özellikle keçiler olmak üzere hayvanlar tarafından tahrip edilmelerine rağmen geniş bir yayılım sahasına sahiptir. Ayrıca akarsu vadileri boyunca Kavak ve Söğüt türlerine sıkça rastlanır. Köy merkezi ve Şexbuban arasında kalan bölgede sıkça Ardıç, Meşe ve yer yerde Akçaağaç türlerine rastlanır. Son 40 yılda bölgede yapılan ipekböcekçiliğinden dolayı Dut ağacı saysıda çokca artmıştır. Badem, Alıç, Elma ve ceviz ağaçlarınada köy havzasında rastlanamktadır. Bozkır formasyonu olarak, Geven, Sağırkuyruğu, Çobanyastığı, Kekik, Karaçalı ve Sütleğen gibi türlere rastlanır. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 236 127 274 146 451 218 1.710 839 759 418

Erkek 109 128 233 871 341

Ekonomi Köy ekonomisi tarım, hayvancılık ve ipekböcekçiliğine dayanmaktadır. Köy ekonomisi tarım, hayvancılık ve ipekböcekçiliğine dayanmaktadır. Dut ağaçlarının yoğun olarak yetiştirildiği köyde koza üretimi oldukça yüksektir. Nitekim 2005 yılında Diyarbakır Ticaret Odası ve Diyarbakır Borsalar Birliği ortaklığında geliştirilen “İpekböcekçiliğini Geliştirme Projesi”nin merkezi Narlıca seçilmiştir. Köyde bir inficar tesisi ve Koza Birlik deposu Maalesef depo yapımı sırasında Köyün kullanılmayan ilk ilkokulu ve sağlık ocağı yıkılmıştır) kurulmuş ve 5 Temmuz 2006 tarihinde Narlıca köyünde “Koza Şenliği” düzenlenmiştir. [26] 2002 yılından itibaren ilçede yapılan çalışmalarla başta Narlıca olmak üzere, ipek böcekçiliği yeniden canlanmış 895 üreticiye ulaşmış ve Türkiye’de üretilen yaş kozanın yüzde 40’ını Kulp ilçemizde üretmek suretiyle Türkiye birinciliğe almış bulunmaktayız. KULP İLÇESİ KÖYLERİ 185

Ayrıca koza üretimi dışında sebze ve meyve yetiştiriciliği, buğday, arpa ve mısır üretimi de yapılmaktadır. 2005 yılı Doğrudan Gelir Desteği kapsamında Narlıca köyünde bulunan çiftçiler 4500 dönümlük arazi desteklemesinden faydalanmıştır. Sulu arazilerin çok olması nedeniyle özellikle meyve bahçeleri çok yaygındır. NARDER( Narlıca köyü eğitim, kültür ve yardımlaşma Derneği) öncülüğünde Kevşan adı verilen bölgede Bodur elma yetiştiriciliğine başlanmıştır. Köyde savaş koşullarının azalıp çatışmasızlık dönemine girilmesiyle beraber hayvancılık yeniden canlanma göstermiştir. Arıcılık bölgede yavaş yavaş gelişmektedir. Köy coğrafik olarak alabalık üretimine uygun olmasına rağmen herhangi bir üretim tesisi bulunmaktadır. Köyde ticari üniteler olarak 2 market, 1 kahvehane, 1 internet Cafe ve 1 adet de Koza Birlik Deposu bulunmaktadır. Köyde bulunan Sağlık Ocağı ve Ziraat Binası son yıllarda yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle kapanmış ve hala hizmete açılmamıştır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —Tahsin Çelik —2004 - Aziz Aktaş —1999 - Aziz Aktaş —1994 - Esat Ayyıldız —1989 - Esat Ayyıldız —1984 - Vahdettin Tanrıkulu Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün ortaokul vardır İçme suyu şebekesi vardır. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfaltlıdır. Köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Ayrıca halı kursu binası vardır.

Özbek Özbek, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un batısındadır. Ava Kevn (Yolugüzel), Zerung, Soldere ve Dehlik mezralarıdır. Köylüler Zazaca şivesi konuşur. Tarihi Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Köyün Kürtçe adı Şeyhbuba’dır. FAHR-İ KAİNAT EFENDİMİZ RESULULLAH’ın neslinden gelen çok büyük bir din alimi olan Şeyh Seyyid Molla Ebubekir hazretleri’nin türbesi bu köyde mefdundur. 186 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kültür Meşhur yemekleri: Biber dolması, Ayran çorbası, mercimek çorbası, içli köfte, ekşi ayranı ve kuzu kavurması söylenebilir.Ayrıca bol miktarda sebze, meyve ve süt ürünleri üretilmektedir.Köyde 1 adet baraj göleti bulunmakta ve köyün tarım arazilerinin büyük bir bölümü bu sayde sulanmaktadır.Köyün özellikle Dalik mezrası en sulak mezra olup, arazilerinin neredeyse tamamı sulanabilmektedir.Ayrıca köyde çok sayıda üzüm bağı bulunmaktadır. Coğrafya Diyarbakır iline 134 km, Kulp ilçesine 12 km uzaklıktadır. Köyün Genel Bilgileri Kuruluş Yeri: YAYLADA Yerleşim Tipi: HAT (YOL/DERE BOYU) KÖYÜ Hane Sayısı: 350 Geçici Nüfus Sayısı: 500 Yaz Kış Nüfusu: Aynı İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 832 429 871 437 1000

783 1.261 1.070

421 660 553

Erkek 403 434

362 601 517

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu Taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 187

Saltukköy Saltukköy, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un doğusundadır. Tarihçe Köyün adı SALTUKLULARDAN gelmektedir. Tûtana (Koçkar) ve Siwed (Ortaköy) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci konuşuyor. Kültür Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur. Coğrafya Diyarbakır iline 178 km, Kulp ilçesine 50 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 1.023 506 801 377 655 311

Erkek 517 424 344

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. —1984 Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Taşköprü Taşköprü, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Tarihi Kulpun güneyindedir. Köy boşaltılmıştı. Son yıllarda birkaç aile geri dönüş yaptı. Cibse (Kuyucak) ve Mewik mezralarıdır. Goderne tarihi bir köydür. Doğası muhteşemdir. 188 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Goderne Kalyonu Amed bölgesinin en büyük ve heybetli kalyonudur. Boğazın 200 metre yüksekliğinde Huriler döneminden kalma birçok taştan oyulmuş mezar, sarnıçlar ve mağara vardır. Köy çevresinde Ermeni izleri de görülüyor. Köyde Esko adında bir rahibin mezarı vardır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Coğrafya Diyarbakır iline 148 km, Kulp ilçesine 27 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 83 37 93 41 607 333 510 244

Erkek 46 52 274 266

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Temran Tarihçe Köyün adı resmiyette Temrandır eski adı Havikandır Kulp’un güneyindedir, Malen Hafe, Malen Gaze ve Diburi mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Kültür Köy 5 farklı aileden oluşmaktadır. Gelenlikle görücü usulu evlilik olurdu. Düğünler genellikle köy meydanında yapılır ve iki üç gün sürer. Köyde fazla sosyal etkinlikler yoktur köylüler bazen aileleriyle birlikte pikniğe giderler en meşhur ürünleri pekmez, tereyağı ve pestil gibi ürünlerdir. Köylüler zamanlarının çoğunu çalışarak geçirirler.(Cevat Bayram) KULP İLÇESİ KÖYLERİ 189

Coğrafya Diyarbakır iline 142 km, Kulp ilçesine 21 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2000

224

1997

315

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 - Fesih Türk —1999 - Fesih Türk —1994 - Fesih Türk —1989 - Salih Türk —1984 - Salih Türk Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Kanalizasyon şebekesi vardır.. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Tuzlaköy Tuzlaköy, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un güneydoğusundadır. Balurkan (Dutlu), Şuviska Hevro, Elikan, Erzîk, Elasemkan (Olcay), Herit (Turcalı) ve Mala Şero (Akocak) mezralarıdır. Coğrafya Diyarbakır iline 161 km, Kulp ilçesine 33 km uzaklıktadır. 190 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 359 166 671 293 648 294

Erkek 193 378 354

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Uygur Uygur, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un güneybatısındadır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşur Tarihi Köyün Kürtçe adı Havinge ‘dir. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Coğrafya Diyarbakır iline 142 km, Kulp ilçesine 14 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 288 150 321 161 243 132 334 181 331 182

Erkek 138 160 111 153 149 KULP İLÇESİ KÖYLERİ 191

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Uzunova Tarihçe Köyün Kürtçe adı Cumarê’dır. Iki Tepe arasında bulunan uzun bir düzlüktür ve bu düzlüğün sulamaya elverişli tarlalar olmaktadır. 1986 bir gölet yapıldı. Bu gölette o küçük ovada şu an sulama yapılmaktadır. Bu Kulp Köyü ismini bu küçük ovadan almaktadır. Kulp’un güneydoğusundadır. Deştik (Bilgili), Füd (Salkımlı), Mala Eli (Oymaklı) ve Giremorî (Sivrice) mezralarıdır. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Köyde okul, misafirhane ve kahvehane vardır. Köy Kulp ve Silvan arasındadır. Köy iki tepe arasındaki bir ovada bulunur. Turgut Özal zamanında (1986) burada sulama amaçlı küçük bir baraj yapıldı. Sanat Davul, zurna eşliğinde oynanan oyunları yörenin aşk, ıztırap ve bazen de köylülerin sosyal durumlarını konu alır. Oyunlardan bazıları; Delilo, Halay, Esmer, Çaçan, Çepik’tir. Bu oyunların kendilerine özgü özellikleri, ayrı figür ve hareketleri vardır. Mutfak Yemek kültürü hayli bir zengindir. Mufağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlar (sumak, kişniş, karabiber vs.), Tandır Ekmeği, pirinç, sakatat çeşitleri, tereyağı, bulgurdur. Coğrafya Diyarbakır iline 146 km, Kulp ilçesine 24 km uzaklıktadır. Sason ilçesi ve Kulp ilcesini birbirine bağlıyan küçük şirin bir köydür. Genelde çevresi kücük tepelerden olusmaktadir. Bu kücük tepelerin arasında küçük bir ova bulunur. Altı mezraya sahiptir. Köy kahvesi, Köy odası, vardır İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

192 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Nüfus Yıl 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 1.003 486 986 478 1100

1.402 1.205 1.011

627 581 496

Erkek 517 508

775 624 515

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yapılmıştır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Üçkuyu Tarihçe Köyün Kürtçe adı Araşka’dır. Kulp’un güneyindedir. Aynı zamanda Badikan aşiretinin bir koludur. Kulp’tan 35, Diyarbakır’dan 163 km uzaklıktadır. Göçten ötürü köyde 40-50 kişi var. Köylüler Kurmanci konuşuyor Kültür Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur. Coğrafya Diyarbakır iline 163 km, Kulp ilçesine 35 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Yazları kurak geçtiğinden daha serin ve hayvanlar için elverişli olan zozanlara göçerler.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 193

Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2007 2000 31 1997 39 Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Ünal Ünal, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Köyün gerçek adı Şerefkan’dır.Köyün adını buraya yerleşen Şeref isimli olan kişiden aldığı söylenmektedir. Kulp’un güneyinde’dir. Memika köyün mezrasıdır. Coğrafya Diyarbakır iline 167 km, Kulp ilçesine 39 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 246 128 235 124 154 77 169 87

Erkek 118 111 77 82

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. 194 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Yakıtköy Tarihçe Köyün Kürtçe adı Akikan /Nasırkan Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Kulpun güneyinde, Kulp’tan 25 ve Diyarbakır’dan 157 km uzaklıktadır. Nasirkan, Caniye, Mala Jerîn, Mala Bahne, Şu Goma, Mala Jorin mezralarıdır. Köylüler Kurmanci konuşuyor. Kültür Köyde mehir, (Gözleme) nane sele, kavurma, güveç vb. yemekler önde gelir.kültürlerimiz ise atalarımızdan kalma kültürlerimiz devam edilmekte olup günümüzde de devam edilmektedir.. Coğrafya Diyarbakır iline 157 km, Kulp ilçesine 25 km uzaklıktadır. Kayalık olup su imkanları zor tarım için elverişli toprakların az olup tarımın fazla yapılmadığı bi coğrafya olup daha çok hayvancılıkla gelir sağlamaya çalışan insanlarımız kendi evleri için ellerinde var olan topraklarla kendi evleri için topraklarına arpa ve buğday ekmektedir. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 268 131 485 237 375 189

Erkek 137 248 186

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık 2004 Cesim Bozkurt Altyapı bilgileri Köyde ilköğretim okulu vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 195

Yayıkköy Yayıkköy, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Köyde çok ünlü bir zatın mezarı bulunmaktadır Kulp’un güneyindedir Tarihi Köyün Kürtçe ismi Cımıkandır. Köyün adı Badıkan aşiretine mensup Malaxarzi ailesinden gelmektedir. Köyde eskiden berı hayvancılık ve tarımla uğraşırlar Arazilerin çoğu batman barajı altında kalınca tarım işi hemen hemen bitmek üzeredir. Köylüler hayvan derisinden yayık yapıp satmışlar. Daha sonraları Türkçe isimler olunca buraya da yayık demişler. Badikan bölgesindedir. Cimikan (Yarımca), Qûça, Qove Şu, Malen Şeva mezralarıdır. Köy arazilerinin çoğu Batman Barajı’nın altında kaldı. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor. Kültür Köyün geleneklerı Aadoludakı anomin geleneklerdır. Köyün meşhur kavurması ve gözlemesi yapılır.Diğerleri nane sele, gırar, Ayrıca yılda bir kez yapılan HIVDE ŞENLİKLERİ yapılır. Coğrafya Diyarbakır iline 168 km, Kulp ilçesine 39 km uzaklıktadır.Silvan’a 44 km uzaklıkta olan köy Batman’a 60 km, Silvan üzeri Diyarbakır 125 km mesafededir. İklim Köyün iklimi, yazları hafif sıcak geçer kışın ise karlı ve yağmurlu geçer Ayrıca 1999 yılıyla beraber Batman Barajı’nın su tutmasıyla beraber köy baraj gölünün kıyısında yer alır. Nüfus Yıl 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 710 367 1.148 562 1.224 599

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. 196 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Erkek 343 586 625

Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2009 - Selahattin Güzel —1999 -Mahmut çiçek —1994 - Mahmut çiçek —1989 - Yusuf Güneş —1984 -Faik aslan — 2003 - Nazim Aslan Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Yaylak Tarihçe Köyün Kürtçe adı Eskar’dır.Eski bir Ermeni yerleşmesi olup günümüzde de izlerine rastlanan Ermenilere ait Kilise gibi kalıntılar vardır. Medler, Persler, Selçuklular gibi medeniyetlerin egemen olduğu bir yerleşim birimidir. Tarihi ve antika kalıntılar bulunmuştur. Bölgede Med döneminden kalma izlere rastlanır. Dorşin dağı bu köy bölgesindedir. Eskar çayı köyün yanından geçiyor. Eskiden Ermeni köyüydü. Köylüler Kurmanci şivesiyle konuşuyor Kültür Kültürü de tarihi gibi eski ve diğer milletlerden etkilenmiştir. Ermeni-Kürt karışımı bir kültür değerine sahip olup; gelenek ve göreneklerini hala devam ettirmeye çalışan fedakar bir halkı vardır. Coğrafya Diyarbakır iline 150 km, Kulp ilçesine 22 km uzaklıktadır. Sarp ve engebeli bir araziye sahip olup dört tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. En yüksek dağı 2985m yüksekliğindeki “Etrafı Yeşil” anlamına gelen Dorşin dağıdır. Ayrıca Kulp Çayının bir kolunu oluşturan Eskar Çayının oluşturduğu derin vadiler köye ayrı bir güzellik katmıştır.4.jeolojik devirde oluştuğu için 1.dereceden deprem kuşağında bulunur. Günümüzde aktif volkan yoktur.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 197

İklim Köyün iklimi sert karasal iklimdir. Kışları çok soğuk ve kar yağışlıdır. Sıcaklık bazen yer yer -30 dereceye varabilir. Yazları sıcak olmasına karşın yüksek kısımlarında iklim nemli olabilmektedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 154 83 178 92 19 8 578 310 702 369

Erkek 71 86 11 268 333

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Yuvacık Yuvacık, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un doğusundadır. Alabengî, Mbnırsag, Mezra Şu, Taxajerîn mezralarıdır. Tarihi Köyün Kürtçe adı Helin’dir. Helin yuva anlamındadır. Köyün ismi Ermenilerden önce yaşayan Acemlerden gelmektedir ve Farisi bir kelimedir. Değişik dönemlere ait üç yerde mezarlıklar bulunmaktadır Acem dönemine ait qevre hıne aşağısına düşen ve yüzü kıbleye dönük Müslüman mezarlığı vardır; ikincisi pışta derede Ermenilere ait ve aynı zamanda 1992lerde tahrip edilen kilisenin etrafında bulunan mezarlık, son olarak şimdiki mezarlık mevcuttur. Kültür köyün yemek çeşitleri ceviz içili,yağlı nane bıne agır köz altında pişen ekmek. Nane seleye bı toraku o bı run. Saç ekmek çökelekli ve yağlı. Nane qatekıri, tandırlı yağlı ekmek, cevizli, içli köfte, kötlüke helo, gırık, yağlı bulgurlu köfte. keledoşık. Sıcak su,yağ, çökelek, ekmek karışımı. ve bunlara benzer bir çok zengin yemek çeşitleri vardır. (Medeni Özkan ) Coğrafya Diyarbakır iline 150 km, Kulp ilçesine 22 km uzaklıktadır. Arazi yapısı oldukça engebelidir. Köy Andok Dağı, Serê Sipî ve Sason Dağları arasında yer almaktadır. Keklik, bıldırcın, tavşan, yabanigeyik, tilki, kurt sırtlan, (kuribeşk) sincap alabalık, coğrafi yapısında bunlar yaşamaktadır. 198 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Yıl 2012 2011 2000 1990 1985

Nüfus Bilgileri Toplam Kadın 350 154 360 157 306 157 520 272 519 246

Erkek 196 203 149 248 273

Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyün ekonomisi tarıma dayalıdır. Köylü genelde ipek böcekçiliği ile uğraştığı için bahar aylarına doğru dut ağacı yaprakları başta olmak üzere doğada yeşillik diye bir şey bırakmıyorlar; ayrıca tarım yapacak düz arazi bulunmamaktadır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 -Vehbi Baran —1999 -Vehbi Baran —1994 - Vehbi Baran —1989 –M.Nuri Özkan —1984 –M.Nuri Özkan Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Zeyrek Zeyrek, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir köydür. Kulp’un batısındadır. Seyrek Zazaca bir kuş türünün adıdır. Köylüler Zazaca şivesi ile konuşur.

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 199

Tarihi Köye 1900 lerde yerleşen ilk aile Aşur ailesidir zeyrek ismi elma ağacından gelmedir(Zazaca elma ağaçı seyire’dir) Kültür Yemek kültüründe çökelekli gözlemesi ile meşhurdur. Coğrafya Diyarbakır iline 108 km, Kulp ilçesine 18 km uzaklıktadır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Nüfus Köy nüfusu yaklaşık 500’dür. Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: —2004 - Selahatin Dağtekin Altyapı bilgileri Köyde, ilköğretim okulu vardır Taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

????? (4)

200 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

KAYNAKLAR 1-http://nedir.antoloji.com/diyarbakir-kulp2-http://www.yerelnet.org.tr/koyler/ 3-http://tr.wikipedia.org/ 4-Adem Karakuş’ “Kulp İlçesi Beşeri ve Ekonomik Coğrafya Özellikleri” adlı Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Coğrafya Anabilim Dalı 2001 tarihli bitirme tezi 5-(www.kulpder.org) 6- Amed Tigris. Yıldız Çakar. Amed. DBB yay. 2014. s.614-628

KULP İLÇESİ KÖYLERİ 201

7.BÖLÜM DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK

16. yüzyılın ikinci yarısına (1564) ait ticari gelirler arasında en büyük payı, 5.610.666 akçe ile ipek (harir)’den alınan gümrük vergisi, Ergani ve Siverek bacı olarak da bilinen tamgay-ı siyah ve kına (hınna) ve sabundan alman vergiler oluşturmaktadır. Bu vergi grubunda birkaç vergi türü bileşik halde verildiği için, ticareti yapılan metanın her birinin gelir miktarını ve ticaret hacmini tespit etmek mümkün olamamıştır. Yine de, toplam miktar içinde, ipekten alman gümrük vergilerinin en fazla yekünü tuttuğu tahmin edilebilir’ Şehirdeki endüstriyel faaliyetler arasında kumaş ve iplik boyacılığı ilk sırayı almaktadır. 19. yüzyılda Diyarbakır’a gelen Avrupalı seyyahlar, şehirde dokunan, kırmızı renkli pamuklu kumaşların, Macaristan, Polonya ve Rusya’da büyük talep gördüğünden bahsetmektedir’’. Evliya Çelebi’nin kırmızı bez adıyla bahsettiği bu kumaşların yanı sıra, şehirde ipekli, pamuklu ve yünlü kumaşlar, halı, kilim, keçe vs. dokunmaktadır (18) 1873-1876 yılında el sanatlarının durumunu ele alırsak Diyarbakır’da, 6 iplikhane faaliyetteydi (19) 1860 yılında Diyarbakır’da 15.000 kg. ipek ipliği kullanılıyordu.1857’de 7 kırmızı iplik dükkânı, 150 ipekli ve pamuklu imalathanesi, 34 ipek saçak imalathanesi vardı. 1864 yılında ipek kumaşlara desen basan atölye bulunmaktaydı. Diyarbakır ileri teknolojiye de hemen adapte oluyordu.1903’te 120 ithal jakar makinesinde ipekli dokunuyordu (35) Resmi valilik yıllığı olan Diyarbakır salnamelerinde Diyarbakır’da yıllık ipek koza üretiminin 42. 000 kıyye olduğunu öğreniyoruz (13). 19. yüzyıl başlarında Osmanlı belgelerine göre ipekçiliğe çok önem verildiğini görüyoruz (BOA, İ. HUS, 131/1323, Ca/10, 6 Temmuz 1905) J. S. Buckingham 1827’de seyahatnamesinde ‘Şehrin imalatları esas olarak ipekli ve pamuklu mallar, Şam’da yapılanlara benzer; müslin kumaştan yapılmış şallar ve mendiller, her renkte maroken deriler, hırdavatta demirci işi ve sigara içmek için, pipolar yasemin dallarından yapılmışlar. Müslin kumaşla kaplamışlar ve altın ve gümüş ipekle süslemişler. 1500 kadar dokuma işiyle dolu olan dokuma tezgâhı var; yaklaşık 500 tanesi pamuk basıyor ve Hasan paşa hanında iş görüyorlar. 300 tane deri imalatçısı cilt işinde çalışıyor; ayakkabı, saraçlık ve derinin diğer tüketim adalarında çalışanlarının yanı KULP İLÇESİ VEVE TURİZM 205 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR DİYARBAKIRDA KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 205

sıra; 100 tane nalbant ve150 tane süslü pipo sapı, kilden toplar ve kehribar ağızlıklar vs. yapıcısı var’ demektedir (1). 1869-1905 yılı Diyarbakır salnamelerine göre el sanatlarına esas olacak hammadde ve ürün şu şekildedir. İpek puşi 45.000 adet İpekli mendil 2000.adet Kırmızı ipek 16.300 top (20) Osmanlı belgeleri ipek sektörü hakkında fikir vermektedir

Diyarbakır Hamidiye Sanayi mektebi halıcılık bölümü öğrencilerinin padişaha ipek seccade göndermeleri üzerine Padişahın mektebin geliştirilmesi için rapor hazırlanması emri (BOA, BEO. 187815, 1 ve 2, 25 Şubat 190).

Diyarbakır’da ipekçiliğin geliştirilmesi için Sanayi mektebi adına bir iplik çıkarma makinesi alınması ve bir Numune çiftliği kurulması için Ticaret ve Nafıa nezaretinden sadarete gönderilen yazı (2). 206 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

19. yüzyıl başında ipekçilik Diyarbakır’da sanayi mektebinde ipekçilik eğitimi verilmiş, sergiler düzenlenmiştir.

II. Abdülhamid dönemi Diyarbakır mekteb-i sanayide ince bez ve ipekli dokuma sergisi (10).

Puşiciler

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 207

1940 yılı Puşici Ermeni gençler Yako,Davut ve Tumes (Osman Köker sergisi) Diyarbakır’da bugünkü tekstilin nüvesi sayılan, atölyelerde, o zamanların modası olan iki ürün çok yaygın üretiliyordu. Mantin çarşaf ve puşi. Şarkılara kadar giren puşi 1800’lü yılların sonlarında 1900’lü yılların başlarında, Diyarbakır’da, bugünkü tekstil sanayi’nin ilk nüvesi olan ipek dokumacılığının en önemli ürünlerindendi. Diyarbakır ipekçiliği aslında çok eskilere dayanır. Bilindiği gibi, Çine kadar giden yolun adı “İpek Yolu”dur. Ve bu yol da Diyarbakır’dan geçer. İşte bu nedenle, tarihte çeşitli medeniyetlere merkezlik etmiş olan Diyarbekir’ de bu ipekli dokuma işinden nasibini almıştır. Diyarbakır’da bugünkü tekstilin nüvesi sayılan, atölyelerde, o zamanların modası olan iki ürün çok yaygın üretiliyordu; mantin çarşaf ve puşi. Şimdilerde Bursa’da bir milyon ipek kozası üretiliyor. Bu rakamla mukayese edecek olursak, 1930’lu yılların başlarında 70 tane ipek mancınığı vardı. Hesaba vurulduğunda hemen hemen, bir milyon kozaya tekabül eder. Yani 1930’lu yıllarda Diyarbakır’daki ipekçilik, bugünkü Bursa’nın seviyesindeymiş nerdeyse. Tarihi olarak ta incelendiğinde Diyarbakır’daki ipekçilik, Bursa’dan da çok önceleri başlamıştı (3). 1880’lerin ikinci yarısında şehirde 100 erkek dokumacı ipek çarşaf dokuyor, her biri haftada bir tane çarşaf üretiyordu. Bu çarşaflar Halep, Harput, Sivas, Bitlis, Van, Erzurum ve Trabzon’a satılıyordu. 1903 yılında, Diyarbakır’da 120 adet jakarlı makinelerde ipekli kumaş dokunmaya başlanmış, bu jakarlı makinelerle birlikte zaten canlı olan ipek dokumacılığı daha da canlanmıştır. Buna ilave olarak 100 makinede gezi (hareketli ipek kumaş) dokunuyor, 30 makinede ise, bir kısmı Harput ve Sivas’taki alıcılara satılan ipekli-pamuklu dokuma üretiliyordu. 19. yüzyılın sonlarına doğru Diyarbakır’dan başka yerlere ham ipek ve koza satışına başlanmıştı. Dönemin sonunda Diyarbakır’dan ham ipek ve koza satışı, pamuklu-ipekli kumaş satışından yüzde 25 daha fazlaydı. Diyarbakır’da jakarlı makinelerin kullanılmasıyla ipekli kumaş üretimi artmış ve maliyetler de düşmüştür. Diyarbakır’da 300’den fazla işyerinde bulunan 1200 tezgâh vardı. (15)

20.yüzyıl başlarında ipekçiliğe devlet desteği verilmiştir. Bunun için Osmanlı belgelerine göz atacağız Dut üretimi ve buna bağlı olarak ipekböcekçiliği yetiştiriciliğinin teşvik edildiğine dair iki belge sunulacaktır. Bunlardan ilki 25 Ocak 1906 diğeri 28 Mart 1906 tarihlidir. Bu belgelerden ilkine göre; masrafları Duyûn-ı Umûmiyye İdaresi tarafından karşılanarak dört yıldan beri dut fidanlığı tesis olunarak yetiştirilen fidanlar ücretsiz olarak halka dağıtılmakta ve bu faaliyetin ipekçiliğin gelişmesinde olumlu rol oynadığı gözlenmiştir. Buna bağlı olarak ipek öşrünün önceki senelere oranla 110 000 kuruş fazla olduğu daha 208 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

sonraki yıllarda bu miktarın iki-üç misli daha artacağı belirtilmektedir. Belediye Dairesi, Evsel ( belgede Esfel) bahçelerinden sulu arazi kiralayarak buraya dut tohumu ekmeyi ve ipekçiliğin daha da geliştirilmesi hedeflendiği, buna karşılık olarak da Belediye Dairesine 5000 kuruş ayrılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır ( BOA, DH-MKT, 1088/49). Konu ile ilgili diğer bir belgede ise özetle ipekçiliği teşvik etmek üzere Duyûnı Umûmyye İdaresince tesis açılan dut tarlasından dağıtılan fidanların 2200 adetten ibaret olduğundan yeterli fidan almak umuduyla hazır bulunan arazi sahiplerinin fidan alamadıklarından dolayı Beyrut Vilayetinden talep edilen 100 000 fidan vaktinde getirilerek isteyenlere dağıtıldığı ve herkes tarafından Halife Hazretlerine hayır dualar edildiği ifade edilmektedir. (21) 1927 Sanayi sayımına göre Diyarbakır genelinde 199 adet dokuma sanayi olduğu görülmektedir. 1933 yılında devlet desteğiyle özel sektör tarafından kurulmuş, modern 2 adet ipekli mensucat sanayi müessesesi mevcuttur. Hüseyin Uluğ ve Tahir Direkçiye ait bu müesseselerde üretim dokuma tezgâhlarında gerçekleştirilmektedir. Pamuklu, yünlü ve ipek dokumacılığı Cumhuriyet döneminde de önemini korumuştur. İpekçiliğin geliştirilmesi için ipek böcekçiliği desteklenmiş bu hususta bir ipek böcekçilik istasyonu kurulmuştur. (22) 1928 senesinde Diyarbekir vilâyetinin merkez, Silvan, Kulp ve Lice kazalarında 2200 ons tohum açılmış ve 25’er gramdan ibaret bulunan beher ons başına 30 kilogram hesabile 66000 kilo yaş koza mahsulü alınarak beher kilosu 103 kuruşa satılmıştır. 1929 senesinde 2600 ons tohum açılmış ve baygınlık hastalığının zuhuru hesabiyle koza mahsulü 12155 kiloya tenezzül ederek kilosu 120 kuruşa satılmıştır. Yakın zamana kadar Balıkçılarbaşı’nı Mardin Kapı’ya bağlayan caddenin uç kısmında bulunan Bazzazlar Çarşısı içerisinde bulunan dükkânlarda çeşitli renklere boyanmış ham ipekler satılırdı. Buradan alınan ipeklerle genç kızların evlerinde oya işlerler ve garzların etrafına dikerler. Oyaların arasına iliştirilen zümrütlü, pırlantalı dallarla yapılan, oya ile mücevherin işlenmesine “çalma” denir. Genç kızlar gerek oya işlerlerken, gerekse çalma hazırlarken ağızlarından dökülen Diyarbakır manileri, şairlerimizin şiirleri zaman içerisinde türküleşerek halkımıza mal olmuştur (15). İpekböcekçiliği okulu Elazığ’dan Diyarbakır’a getirtilmiş ipekböcekçiliğinin gelişimi için binlerce meyve fidanı çiftçilere dağıtılmıştır. İpekböcekçiliği yapan aile sayısı 1933 yılında 1152’ye yükselmiş fakat daha sonra 1934 yılında 505, 1935 yılında ise 554 olmuştur. Fakat buna rağmen bu yıllarda elde edilen yaş koza miktarında sürekli artışlar olmuştur. 1933 yılında elde edilen yaş koza miktarı 90.594 kg. iken, 1934 yılında 90.733 kg. ve 1935 yılında 132.681 kg. olmuştur.(23) 1/9/931-1/1/932 Tarihleri arasında Diyarbakır’dan dışarıya satılanlar ve değerleri verilmiştir: DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 209

Nev’i

Kıymeti-Lira

İpekli Kumaş

10 000

Toplam 1 015 322 ??????? (24) 1936 yılında H. Basri Konyar’ın kaleme aldığı Diyarbakır yıllığından ipek böceği mektebi hakkında bilgi ediniyoruz. Mektebin tahsil müddeti üç ay olup iki devreye ayrılır. İlk devre 10 Nisandan 25 Mayısa kadar devem eder. Bu müddet zarfında amalei ve nazari olarak böcekçilik öğretilir. İkinci devre 15 Eylülden birinci teşrin gayesine kadar devam eder. Bu devrede dahi tohumculuğu umumi ve nazari esasları gösterilir. Mektep 1930 yılında 11 efendi yetiştirmiştir (5). Kendi sahasında muntazaman çalışmaktadır. İstasyon boyunda yeni bir böcekçilik okulu ile yanında bir flâşör fabrikasının yapılması için hazırlıklar vardır (9). Şimdilerde Bursa’da bir milyon kilo, ipek kozası üretiliyor. 1930’lu yıllarda Diyarbakır’da 70 mancınık vardı. Hesaba vurulduğunda o gün için bu rakam bir milyon kilo kozaya denk düşer. Biz bu rakamla daha o tarihlerde Bursa’yı geçiyorduk. 1927 yılında Türkiye genelinde yapılan sanayi sayımında Diyarbakır ipekli dokumada İstanbul’dan sonra ikinci sıradaymış. 1940 yıllarında Diyarbakır’da 270 aile puşicilikle uğraşırmış. Diyarbakır’da 40 tane motorlu tezgâh vardı. 1200 tane elle çalışan dokuma tezgâhı bulunuyordu (6). 1937 yılına ait bir kitapta ’Kozacılık ve ipekçilik Diyarbekir’de pek eski bir hayata maliktir. Merkez, Silvan, Kulp ve Lice ilçelerinde bugün de ipekçilik yapılmakta ve bu heves günden güne artmaktadır. Kozalardan elde edilen ipeklerle, el tezgâhlarında sırmalı, sırmasız Diyarbekir mantini denilen ipekli kumaşlar, mendiller, örtüler dokunur. Diyarbekir merkezinde bir ipekçilik okulu vardır (9). Sanatçı Udi Yervant’ın babası keke Yaqo’nun anlatımıyla konuyu ele alalım (17): Diyarbakır’da ipekçiliğin geçmişi çok eskiye dayanırdı.1940 yıllarında Diyarbakır’da ikiyüz yetmiş altı aile ipekçilikle uğraşırdı. Diyarbakır şehir merkezinin yanı sıra Kulp ve Lice ilçelerinde kozacılık yapılırdı Koza zamanı bütün ipekçiler, poşiciler gelip Ulu Cami’nin karşı sokağındaki eski Borsa hanından koza satın alırlardı. 1949 yılında Diyarbakır’ı ziyaret eden gazeteci Cahit Beğenç izlenimlerini Ulus gazetesinde yazmış, Diyarbakır ve Raman isimli kitabında da bu izlenimlerini detaylandırmıştır. Merkezde köylü kadınların başörtüsü olarak kullandıkları ve puşu tabir edilen ipekten mamul örtüler el tezgâhlarında işlenmektedir. 150 adet tezgâh vardır. Senede 7 bin adet puşu dokunmaktadır. İpek böceği istasyon müdürlüğünde senede 4000 kutu ipek böceği açılmaktadır. Koza olarak 120 bin ila 140 bin kilo istihsal edilmektedir. 4000 ila 10. 000 kilosu ihraç ve bakiyesi şehirde puşu tezgâhlarında istihlak edilmektedir (10). İpek böcekçiliğinin merkezi oluşunun nedeni biraz da Diyarbakır’ın iklimine bağlıydı. Yaz aylarında 40–45 dereceye varan bir sıcaklık dut ağaçlarının yetişmesi için 210 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

çok uygun bir ortamdır. Diyarbakır’daki dut bahçeleri dillere destandı. Hemen hemen bütün Ermeni ve Süryani evlerinin bahçelerinde dut ağacı olur ve ipekçilik yaparlardı. Evlerimizde annelerimizin ve kız çocuklarımızın elbiseleri genellikle ipektendi. Ayrıca yatak ve yorgan takımlarımız hatta nevresimlerimiz bile tamamen ipekti. İpek, Diyarbakırlılar için o kadar doğal bir kumaştı ki basma entarili bir bayana hayranlıkla bakılırdı. İpek puşiler ise çok sıradan şeylerdi. İpek puşi bağlamış diye de çok meşhur bir türkümüz var (7). Damda puşi işlerem, Kız yanağın dişlerem, Seni bahan versinler, Saç bağın gümüşlerem (Diyarbakır Türküsü)

Şefik Korkusuz. Bir zamanlar Diyarbekir–1904 yılı–1933 yılı

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 211

İpekçilik kentte yaşayan halkın en büyük geçim kaynaklarından birini oluşturmuştur. Nitekim eski Diyarbakır evlerinin bahçelerinde mutlaka dut ağacı yetiştirilmiş ve hemen her evde ipek böcekçiliği işiyle uğraşılmıştır. Özellikle Süryanilerin yoğun olarak oturduğu Meryem Ana Kilisesinin etrafı, Lale Bey Camii ve Behram Paşa Camii civarına kadar hemen her evde “Puşi” dokumacılığı yapılmıştır. Diyarbakır şehrinin sembolü olan Puşi geniş bir alanda yaygın olarak üretilmiştir.(33)

1932 yılı Koza ve ipek sergisi hakem heyeti ve sergiye katılanların bir kısmı(30)

1936 yılı Koza ve ipek sergisi(30) 212 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

1936 yılı İpekli kumaşlar sergisi (30)

1936 yılı koza ve ipek sergisi DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 213

1936 yılı İpek böcekçiliği Vilâyetin en mühim Böcekçilik ve ipekçilik mıntakasını teşkileden Merkez, Kulp, Silvan ve Lice kazalarında ahali tarafından sureti mahsusada yetiştirilen ip ek böcekleri umumiyetle dut yapraklarile beslenilen ve senede yalnız bir defa mahsul veren beyaz ve iri kozalı Bağdat cinsine mensuptur. Lâkin mezkûr kazalarda fennin gösterdiği şerait dahilinde böcekleri beslemek ve korumak için hususî surette inşa edilmiş ne böcekhane ve nede kışlak mevcut değildir. Böcekçilerin bu hususta takip ettikleri usul pek iptidai ve gayri fenni olduğundan böcekler daima (baygınlık hastalığının tehdidine ve fare ve karıncalar gibi tabii düşmanların hücumuna maruz kalmaktadırlar. Tohumcular tarafından takip edilen usul ise böceklerin idaresi ile onlara yem tevzii hususunda bazı müşkülâtı mucip olmakla beraber mahzurdan salim değildir. Bununla beraber böcekti annelerin teshini ve derece; rutubetinin tanzimi için istimali zaruri olan termometre ve Higrometre gibi basit âletlere malik ve heveskâr ve böcekhanenin tathir ve tephirine riayetkar olan böcekçilerin miktarı pek mahduttur. Filvaki böcekçilikle iştigal eden köylülerimizin bir kısmı adî termometreye malik iseler de santigrat derecelerini doğru okuyabilecek seviyede bulunmadıklarından böcekler gayri muntazam bir derecei hararette beslenmekte ve dolayısiyle baygınlık hastalığının zuhuruna sebep olmaktadır. Diyarbekir vilâyetinin Merkez, Silvan, Kulp ve Lice kazalarında 2200 Ons tohum açılmış ve 25 şer gramdan ibaret bulunan beher ons başına 30 kilogram hesabile 66,000 kilo yaş koza mahsulü alınarak beher kilosu 103 kuruşa satılmıştır. 1929 senesi Vilâyetin İktisadi şeraitine nazaran bir onsluk ‘ çiçeğin masarifi umumiyesi 38 lira ve vasati olarak bundan alınan 53 kilo yaş kozanın kilosu 93 kuruş hesabile tutarı hasılatı 48 lira eder ki, beher ons başına hasılatı safiye miktarı ( 11.) lira isabet eder. Son senelerde koza fiyatının düşkün olması ve bunlardan ipek keşide etmek usulünün de köylülerce malûm olmaması hasebile böcekçilik san’atından lâyikiyle Faide temin edilememiştir. Diyarbekir vilâyeti harbi umumiden evvel ipekçilik, kozacılık ve tohumculuk salhalermda mevkii mahsus ihraz eylemişken, muhtelif suretlerle dut ağaçlarının kesilip tahrip edilerek mahrukat makamında kullanılması müstahsillerin umumi harp mevcelerile ortadan kaybolması ve mevcut ipek, mensucat fabrikalarının işletilmesi için büyük sermayelerin mefkut olması, istihsal olunan tohumlarla mavaddi neseiyeye emin bir mahreç bulunamaması, hayvani ipeğin sun’i ipeğe rekabet edememesi ve mevcut sanat erbabının da himaye ve müzaharetten mahrum kalması gibi bazı esbap dolayı sile vilâyet için mühim bir varidat menbaı olan böcekçilik san’atı günden güne gerilemeğe başlamış ve geniş saha dahilindeki dutluklar bugün için sahiplerine daha ziyade menfaat temin eden meyve ve sebze bahçelerine inkılâp etmiştir(37)

214 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Meryema ana kilisesi yanında ipekçilik (Osman Köker sergisi)

Kozadan ham ipek yapımı

İpek kozaları DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 215

İpeğin bükülerek iplik haline getirilmesi Puşi tezgahında dokuma Sayısı 300 adet olan bu imalathanelerde 1870 yıllarında 200 ustanın denetiminde 1500 yetişkin ve çocuk işçi çalışmaktaydı. Bu tezgâhların hemen hepsi Diyarbakır şehir merkezinde bulunuyordu. Bu, Diyarbakır’ın bu faaliyetin merkezi olması ve dokumacıların ipek dokumacılığına yönelmeleriyle ilgilidir. Çünkü ipek kumaş dokuma daha yüksek vasıf isteyen ve kırsaldan çok kentlerde yapılmaktaydı. Diyarbakır’da canlı olan ipek dokumacılığı jakarlı makinelerle daha da canlanmıştır. 1880’lerde şehir merkezinde 100 erkek dokumacı, ipek çarşaf dokuyor ve her bir usta haftada bir adet çarşaf üretiyordu. Diyarbakır dokuma esnafı, Birinci Dünya Savaşı öncesinde jakarlı dokuma tezgâhlarını kullanmaya başlamıştır. Böylece daha kaliteli ve daha fazla kumaş üretimi sağlanarak dokuma piyasası, rekabet gücünü artırırken, üretilen malın birim fiyatlarını düşürmüştür. Diğer taraftan Diyarbakır’da ipekböcekçiliğin üretimindeki yüksek rekolte ve elde edilen ipeğin işlenmesi göz önünde tutularak Elazığ’da 1913 yılında kurulmuş olan İpekböcekçiliği okulu 1930 yılında Diyarbakır’a taşınmıştır. Geleneksel el dokuma tezgâhlarının dışında 1940’lı yıllara kadar faaliyetini sürdürmüş olan jakarlı makinelerden oluşan mantin kumaş fabrikaları vardı. Bu mantin fabrikaları, Müftü zade Hüseyin Efendi ile Direkçi Tahir Efendiye aitti. Burada üretilen kumaşlar biraz sert olmakla beraber sırmalı kısmından gelinlik yapılmakta ayrıca yorgan ve yastık yüzü olarak da kullanılmakta idi. 1950’li yıllarda Diyarbakır ipek dokumacıları “Doğu İpek” adıyla bir şirket kurmuşlardır (8). 216 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

1958 yılında yapılan istatistiğe göre Diyarbakır’da üretilen ham ipek miktarı 50 000, suni ipek miktarı 15 000 metredir. 13 1960 yıllarında ise en az 200, 1970 yıllarında en az biri motorlu olmak üzere 70 tane ipek kumaş üretim tezgâhı çalışıyordu. Bu tezgâhlarda üretilen ipek kumaşlar yurtiçinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Ege bölgesinde, yurtdışında da Irak ve Suriye başta olmak üzere pazar bulmaktaydı. 1970 yıllarında Diyarbakır il merkezi başta olmak üzere Silvan, Lice, Kulp ve Hazro ilçelerinde önemli miktarda ipek böcekçiliği yapılmakta idi. Günümüzde ise sadece Kulp ilçesinin bir beldesinde küçük oranda üretim devam etmektedir. Diyarbakır şehir merkezi ve civar köyleri ipekböcekçiliği ve dokuma tezgâhlarının en yoğun olduğu yerlerdir (8). Cumhuriyetin ilk yıllarında ipekçi dükkanları ile puşucu dükkanları, iplik ve puşu boyahaneleri de Balıkçılarbaşı çevresindeydiler Diyarbekirin asıl İpekçiler Hanı ise, Urfa Kapının iç tarafındaydı. (Mehmet Mercan) Şeyhmus Diken şehrin en eski puşicisini anlatıyor: Bu eski şehrin en eski puşicisi rahmetli dostum ve birkaç yıl evvel vefat eden kadim şehrin en eski ipekli dokumacısı, puşici Lütfi Usta’yı hatırladım... Lutfi Ustayı dinleyelim: “1936’da babamın vefatı nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalmış, okuyamamıştım. O nedenle ipek böcekçiliği ve işlemeciliği diye tabir ettiğimiz ‘puşicilik’ sanatını kendime iş edindim” diyor ve ipek böcekçiliğinin, ipekli dokumacılığın çok eski tarihlere dayandığını anlatıyordu Diyarbekir coğrafyası için. Diyarbakır’da mantin çarşaf üzerine sanat icra edenler daha çok Ermenilerdi. Puşiciler ise Ali Paşa ve Lalebey mahalleleri civarında oturan Süryanilerdi. Ben de Süryani’yim. ‘’Mahalli tabirle lakapları vardı puşicilerin... Mesela Karpuzgötgiller vardı. Hanna Sıçanyangiller vardı. Hanna Êro vardı. Frengul Ermuş, Mendilciyan Eren, Mug Uso vardı. ‘Mug Ermenicede ‘sıçan’ demektir bilir misiniz? Ferrahyan Lütfü vardı, bunlar Palakların soyundandı. Hani Süryani yazar Naum Faik Palak var ya, işte onun kardeşioğlu. Tırpancıgiller vardı. Tırpancı Ermoş vardı. Onun on on beş jakar makinesi de vardı. Bir de Müslüman olan Uluğ’lardan Müftüzade Mantinci Hüseyin Efendi vardı. (34) 1935 yılı ipekböcekçiliği ve koza üretimi: Alınan yaş koza ürünü.132.681 kg.(31)idi Yıllara Göre İpekböcekçiliği İstatistiği:(25) Yıllar 1963 1964 1965

İpekböcekçiliği Yapan Köy Sayısı 64 48 52

Aile Sayısı 1.200 1.033 360

Açılan Tohum Kutusu 1.945 1.700 1.425

Yaş Koza 106.300 83.000 54.475

KULP İLÇESİ VEVE TURİZM 217 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR DİYARBAKIRDA KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 217

İpekböcekçiliği Yapan Köy Sayısı Yıllar 1963 64 1964 48 1965 52 ??????? (26)

Aile Sayısı 1.200 1.033 360

Açılan Tohum Kutusu 1.945 1.700 1.425

Yaş Koza 106.300 83.000 54.475

İpek üretimi ihracata da yansımıştır 1967 yılında Diyarbakır 5milyon TL,1968’de 10 milyon TL ipek ihraç etmiştir (27) Diyarbakır-Kulp İpek Böcekçiliği: Kulp ilçesi ipekböcekçiliği alanında Türkiye’de İstanbul ve Bursa’dan sonra üçüncü sırada bulunmaktadır. İlçe ve köylerde bulunan dut ağaçları ipekböceği kozasının tek ideal yiyeceğidir. 25 yıl önce ipekböcekçiliğinin sona erdiği ilçede, 2002 yılında başlayan canlanma ile 2003 yılında 30 ton yaş koza elde edilmiştir.

Yıl 1985 1986 1987 1988 1989 1990

Paket Adedi 1000 1100 1300 1200 1200 1400

Üretim (Ton) 20 25 32 30 30 40

11: 1985–1990 Arası Kulp’ta İpekböceği Üretimi İlçemiz Kaymakamlığı ipek böceği üreticiliğinin arttırılması hususunda hassasiyet göstermektedir. Halkımıza ipek böceği tohum paketi temininde yardımcı olmaktadır. Diyarbakır Ticaret Borsası (DTB) tarafından Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde İpekböcekçiliğini Geliştirme Projesi, 1 Nisan 2006’da uygulamaya konulmuştur. DTB tarafından hazırlanan ve AB tarafından kabul edilen İpekböcekçiliğini Geliştirme Projesi’nin Kulp ilçesinde geniş bir istihdam alanı yaratması beklenmektedir. Kırsal alanda istihdam ve gelir seviyesinin artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla projeye büyük bir önem verdiklerini belirten proje sorumlusu Hanifi Eren, ‘’Kulp İlçemiz, koza yetiştiriciliğinde Türkiye’de ilk sıralarda. İlçede ilk etapta şu an 180 paket koza dağıtmış bulunmaktayız. Bu rakam, bizler için çok sevindirici bir rakamdır.” diye konuştu. 218 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Şekil: Kulpta Koza Üretimi Oldukça Yaygındır Güneydoğu’da köyden kente iş göçünü önlemek ve alternatif gelir kaynakları oluşturmak için DTB, Diyarbakır Valiliği, Ticaret ve Sanayi Odası, Tarım İl Müdürlüğü ve Bursa Koza Birlik Genel Müdürlüğü’nün işbirliğiyle ilk olarak 2002 yılında başlatılan proje, hızla yayılırken, geliştirilen yeni projeler sayesinde ipekböcekçiliğini yıllar sonra eski günlerine kavuşturmayı hedeflediklerini ifade eden DTB Başkanı Fahrettin Akyıl, “1930’lu yıllarda İstanbul ve Bursa’dan sonra 3. ipekböcekçiliği merkezi olan Diyarbakır’da, 1984 yılından sonra yaşanan birtakım sıkıntıların artmasıyla sektör bir anda yok olmaya yüz tuttu ve dokumacılık sanatı adeta öldü. Diyarbakır’ın milli gelir kaynağı olarak ün kazanan ipekböcekçiliği, yaşanan bazı olaylardan sonra üreticiler tarafından terk edildi. Borsamız ve ticaret odamız tarafından 2002 yılında ipekböcekçiliği dokumacılığını geliştirmek için dut ağaçlarının yoğun olduğu Kulp İlçesi’ndeki köylerde çalışmalar başlatıldı. Başlatılan proje ile 200 üretici ve 750 aile gelir elde etmektedir. Yeniden geliştirilen bu proje ile ipekböcekçiliği, kırsal alanda gizli işsizliğin önlenmesinde büyük rol oynayacaktır. Borsamız tarafından geliştirilen bu projeler sayesinde hem ipekböcekçiliğini eski günlerine kavuşturacağız hem de dokuma sanatını genişleteceğiz” dedi. İpekböcekçiliği Projesi’nin temel amacının, Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ve köylerinde ipek böcekçiliğini geliştirmek ve üretimi çeşitlendirerek özellikle kırsal üreticinin gelir seviyesini artırmak olduğunu belirten TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Akyıl, DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 219

“Projenin hedef gurupları ise, Kulp İlçesi genelinde ipek böcekçiliğini yapmakta olan ve ipek böcekçiliği sektörüne katılmak isteyen aile işletmeleridir. Ana faaliyetleri üretici aile işletmelerinin bilgi ve becerilerinin artırılması, dut yaprağı verim ve kalitesini arttırmak, inficar ve kurutma tesisleri kurarak fiziki alt yapılarının güçlendirilmesi suretiyle üreticilerin yaş koza üretim, verim ve kalitesini dünya standartlarına çıkararak aile işletmelerinin gelir seviyesini yükseltmektir. Bunun yanında ‘’Kulp Koza Üreticileri Kooperatifi’’ kurarak üreticilerin örgütlenme, kurumsal kapasitelerini arttırmaktır’’ dedi. (28) Kulp ipek ürünleri

220 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ipek ürünleri

Kulpta ipek böcekçiliği DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 221

(36)

(36) 222 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

(36)

(36) ‘’Koza’’nın Diyarı Diyarbakır Türkiye’de 1500 yıllık mazisi olan koza üretiminin başladığı yıllardan beri en fazla üretimin yapıldığı illerin başında gelen ve yüzyıllardır ipek böcekçiliğinin merkezi olarak bilinen Bursa, bu unvanını Diyarbakır’a kaptırdı. Alınan bilgiye göre, adı ipek böcekçiliği ile özdeşleşen, hatta bu nedenle koza alımının yapıldığı tarihi ‘’Kozahan’’a ve ‘’Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Kozabirlik)’’ne ev sahipliği yapan Bursa’daki koza üretimi, 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik kriz ve yüksek maliyet yüzünden neredeyse durma noktasına geldi. DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 223

Koza Üretimindeki Denge 1980’li yıllarda yüzlerce kişinin koza üretimi yaptığı kentte üretici sayısı her geçen gün azalıyor. 2007 yılında 26 köyde 129 kişinin koza üretimi yaptığı ve halen damızlık koza üretiminin gerçekleştirildiği iki ilden biri olan Bursa’da, bu yıl üretim yapılan köy sayısı 21’e, üretici sayısı 109’a düştü. Hem üretici hem üretim miktarıyla ‘’İpek böcekçiliğinin kalesi’’ unvanını Diyarbakır’a kaptıran Bursa, halen koza üretiminin yapıldığı 26 kent arasında üretim miktarıyla Antalya, Bilecik, Ankara, Sakarya, Eskişehir ve Bolu’nun gerisinde kaldı. Kozabirlik, Türkiye genelinde koza üretiminin yapıldığı 26 ilde bulunan toplam 2 bin 238 üreticiden bu yıl toplam 124,6 ton polihibrit yaş koza ve 1,9 ton damızlık koza elde etti. Üretimde 708 koza üreticisinin bulunduğu Diyarbakır, 39,9 tonluk üretimle ilk sırada yer alırken, bu ili 534 üretici ve 25,4 ton kozayla Antalya, 239 üretici ve 21,6 ton kozayla Bilecik, 200 üretici ve 9 ton kozayla Sakarya izledi. İller arasında hem üretici sayısı hem de üretim miktarıyla 8. sırada yer alan Bursa’da ise 4,3 ton polihibrit yaş koza, 1,2 ton da damızlık koza sağlandı. Kozanın Diyarı Diyarbakır Bursa’nın elinden unvanını alan Diyarbakır’da 1980’li yıllarda 7 bin kutuya kadar yükselen, 1990’lı yıllarda ise 80-100 kutuya kadar gerileyen koza üretimi, son yıllarda adeta şahlandı. Diyarbakır’da 2002 yılında 199 olan üretici sayısı 708’e, 5,6 ton olan koza miktarı da 39,9 tona kadar yükseldi. (29) Diyarbakır ipek böceği üretiminde lider

224 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Türkiye’de üretilen ipek böceği kozasının yaklaşık yüzde 35’i Diyarbakır’ın Kulp ilçesinden karşılanıyor. - Türkiye’de üretilen ipek böceği kozasının yaklaşık yüzde 35’i Diyarbakır’ın Kulp ilçesinden karşılandı. Diyarbakır’da son on yılda yapılan üretim yaklaşık 9,5 katına ulaştı. Üretim miktarı on yılda 5 bin 604’den 52 bin 601’e çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Diyarbakır Bölge Müdürü M.Salih URAS, İpek böceği üretim verilerini açıkladı. Buna göre, Diyarbakır 2011 yılında, Türkiye’nin ipek böceği kozası üretiminde yüzde 35 üretim oranı ve 52 bin 601 üretim miktarıyla ilk sırada yer aldı. Diyarbakır’ı yüzde 17,05 oran ve 25 bin 689 üretim miktarıyla Antalya, yüzde 12,97 oran ve 19 bin 546 üretim miktarıyla Bilecik izledi. Türkiye’de toplam üretim miktarı ise 150 bin 601 olarak hesaplandı. On Yılda Yüzde 838,6 Büyüme Oldu Diyarbakır’da ipek böcekçiliği son on yılda yüzde 838,6 oranında bir artış kaydederek 2002 yılında 5 bin 604 olan ipek böceği üretimi, 2011 yılında 52 bin 601’e yükseldi. 2002 yılında Kulp ilçesine bağlı 6 köy,199 hane ve 400 kutuda üretim yapılırken, bu rakamlar 2011 yılında 36 köy, 837 hane ve 2 bin 76 kutuya çıktı. 2011 yılında bir önceki yıla göre ise yüzde 20,25 bir artış gerçekleşti.(6) Koza üretiminde rekor artış 28 Nisan 2013 Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde koza yetiştiriciliğine her geçen gün ilgi artıyor.2000 yılında 5 olan üreteci sayısı 2013’te 835’e ulaştı. Kulp Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Cihan Güreş, ilçede üretilen yaş Koza rekoltesinin 49 ton olduğunu ve bu oranın Türkiye’de üretilen yaş kozanın yüzde 35’ine denk geldiğini söyledi. Koza üretimde Türkiye’de rekor düzeyde üretimin yapıldığı Diyarbakır Kulp ilçesinde üretici sayısı her geçen yıl artıyor. 2005 yılında Kulp Kaymakamlığı ve Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası’nın ortaklaşa hazırladığı ‘İpekböcekçiliğini Geliştirme Projesi’ sayesinde üretici sayında hızlı bir artış yaşandı. Kulp İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Cihan Güreş, İpekböcekçiliğini Geliştirme Projesi’nin hayata geçmesiyle birlikte Kulp’ta yaş Koza üretimine yoğun ilgisi gösterildiğini dile getirdi. 2012 yılında üretim yapan 835 üreticiye Gıda, Tarım ve HayDİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 225

vancılık Bakanlığı tarafından 1 milyon 240 bin TL para verildiğini aktaran Güreş, üretici sayısının artmasıyla birlikte üretim atölyelerini de kurduklarını ifade etti. Atölyelerde kadınlara iş istihdamının da yapıldığın söyleyen Güreş, “İpek böcekçiliği dokumanın bir parçasıdır. İpekböcekçiliği Kulp ilçesinde 2000 yıllarından önce üretimi yapılamıyordu. Üreticiler bu iş koluyla ilgilenmiyorlardı. Bunun bir çok sebebi var. Çin’in dünya piyasasında rekabete hakim olması, sosyo-ekonomik faktörler gibi bir çok üretici bu üretimi terk etmişti. Diyarbakır’ın kadim tarihinde ipek böcekçiliği çok eski bir iş koludur. İpek böcekçiliği konusunda Ermeni ve Süryanilerin çok çalışması vardı. Üretimin artması için Kulp ilçesinde küçük bir proje hayata geçirdik. İpek böceği yetiştiriciliği adı altında bir proje başlattık. 2005 yılında Kulp Kaymakamlığı’nın başlattığı ve Kulp İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün teknik destek verdiği projeye 5 üreticiyle başladık. Projeye ilginin artmasıyla birlikte bugün İpek böceği üretici sayısı 835 oldu. 2012 Kulp ilçesinde üretilen yaş Koza rekoltesi 49 ton oldu. 2011 yılında ise, 53 ton yaş Koza üremini yaptık. Bu oran Türkiye’de üretilen yaş kozanın yüzde 35-40’e denk geliyor. Türkiye’de yaş Koza üretimi ortalama 130-150 tondur” dedi. Güreş, Kulp Ağaçlı beldesinde Devlet Planlama Teşkilatı’na sunduklarıyla projeyle kurdukları ipek iplik üretimi tesisi sayesinde Türkiye’nin ipek iplik konusunda dışa bağımlığından kurtaracağını dile getirdi. Güreş, 3 ayrı atölyede 37 kadına da iş istihdamı sağladıklarını belirterek, “Diğer yandan İpek böcekçiliğini geliştirmekle birlikte ipekli dokumayı da geliştirmeye çalıştık. Sosyal Destek Projesi’nde (SODES) iki projemiz onaylandı. Kulp ilçesi Ağaçlı beldesinde üretim yapan iki atölyemiz mevcut. Bu iki atölyemizde 25 bayan istihdam etmektedir. Bölgemizde kadınların istihdam alanında çok yer bulmuyor maalesef. Bizim geliştirdiğimiz bu projeyle birlikte genç kadınlarımız bu iki atölyede kendi ailelerine çok ciddi katma değer sağladı. Aynı zamanda meslek sahibi de oluyorlar. Bu atölyelerin dışında Zeyrek köyünde de bir atölyemizin açılışını yaptık. Bu atölyemizde 12 bayan çalışmaktadır. Bu projemizi, Birleşmiş Milletler tarafından desteklenmektedir. Bunun yanı sıra Devlet Planlama Teşkilatı’na sunduğumuz projeyle ipek iplik dokumayla ilgili tesis kurduk. Ağaçlı beldemizde kurduğumuz bu tesis, yıllık ortalama 80 ton kuru kozayı iplik haline getirebilecek bir imkana sahip ve yılda 14 ton iplik elde edilmesi hedefleniyor. Türkiye’nin yüzde yüz oranda dış bağımlısı olduğu tek ürün ipliktir. İpek iplik Türkiye piyasasında üretilmemektedir. İpek iplik, Çin, İtalya, Brezilya, Özbekistan’dan alınmaktadır. Bundan dolayı bu tesis çok ciddi bir avantaj sağlayacaktır. Türkiye’yi dışa bağımlı olmaktan bir nebzede olsa kurtaracak” şeklinde konuştu. www.diyarinsesi.org

226 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp’ta ipek dokuma atölyesi açıldı 26 Nisan 2013 Kulp ilçesine bağlı Zeyrek köyünde İpek Dokuma Atölyesi törenle açıldı. Diyarbakır Batman-Siirt Kalkınma Programı kapsamında yürütülen “İpek Dokumayı Geliştirme Projesi” çerçevesinde Zeyrek köyünde dokuma atölyesinin açılışı gerçekleştirildi. Açılışa Kulp Kaymakamı Mehmet Maraşlı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, proje koordinatörleri, teknik elemanlar ile köy halkı katıldı. Kulp ilçesinde yürütülen projeler kapsamında 3 dokuma atölyesi, 5 örnek besleme evi, bir çözgü atölyesi ile entegre bir ipek üretim tesisi kurulduğu belirtildi. www.diyarinsesi.org 20. yüzyıl başındaki ipekçilik için tarihi sergilere uğrayalım. Lalabey mahallesindeki sanatkârları seyredelim: Diyarbakırlı Süryanilerin Meryem Ana kilisesinin hemen yanında ipekçilik yaptıkları atölyeler vardı. Kulp ipek böceği üretiminde Türkiye birincisi 19 Haziran 2013 www.diyarinsesi.org Diyarbakır’ın Kulp ilçesi, ipek böcekçiliği üretiminde Bursa’yı geride bırakarak Türkiye birincisi oldu. Osmanlı döneminde önemli ipek böcekçiliği merkezi olan Diyarbakır’ın Kulp ilçesi 100 yıl sonra eski günlerine kavuşarak, ipek böcekçiliğinde ilk sırada olan Bursa’yı geride bıraktı. Çatışmaların yaşandığı dağlarda üretilen yılda 53 ton yaş koza yörede yaklaşık bin aileye istihdama sağlıyor. Bölgedeki çatışmalar ve Çin’den gelen ucuz koza nedeniyle ipek böcekçiliği üretimi son 20 yılda hızla düşüş yaşandı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Diyarbakır Valiliği, Koza Birlik ve yerel kurumların katkılarıyla 13 yıl önce Kulp ilçesinde 5 çiftçinin evinde başlatılan ipek böcekçiliği kapsamında 900 çiftçi sektörde istihdamda edildi. Çözüm süreci öncesi şiddetli çatışmaların yaşandığı dağ köylerinde 100 bin dut ağacı DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 227

dağıtılması sonrası üretilen ipek böcekçiliği Kulp’u kozasından çıkardı. Bölgede sektörün gelişmesi üzerine Silvan, Hazro, Lice, Batman’ın Sason ve Bingöl’de ipek böcekçiliği yapılmaya başlandı. Bölgede yaşanan olaylar nedeniyle 1990’lı yıllarda göç eden birçok aile ipekböceği üretim döneminde mevsimsel dönüş yaparak ipekböceği yetiştiriciliği yapmaya başladı. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, Ağaçlı köyünde 48 dönüm arazi üzerinde ipek üretim fabrikasının Kozanın ham haliyle alınıp çekim, büküm ve boyamayı yapabilen Türkiye’nin ilk entegre tesisinin kurulduğunu kaydetti. Bunun yanı sıra Kulp’ta yaş koza üretilmesi ile birlikte el sanatları dokuma atölyelerinin de açılmaya başlandığını aktaran Atalar, bütün bunlar terör biterse bölgenin nasıl bir hal alacağının göstergesi olduğunu kaydetti. Atalar, “Halk eğitim merkezlerinde kurs gören 35 genç kız 3 ayrı atölyede istihdam ediliyor. Kızların atölyelerde el emeği göz nuru ile ürettiği organik, kravat, puşu ve şallar Kulp’un Kürtçe ismi olan ‘Pasuri’ markası ile yurt içi ve yurt dışında pazarlanıyor” dedi. Kulp ipek böcekçilik eğitim birimi

228 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kulp ipek böcekçilik eğitim birimi

Kozadan ham ipek yapımı (Zeki Kasapoğlu albümü) DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 229

Cumhuriyetin ilk yıllarında ipekçilik İpeğin bükülerek ipek haline getirilmesi (Zeki Kasapoğlu albümü)

Puşi tezgahında dokuma (Can Şakarer albümü) 230 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

İpek böceği mektebi, 1938(4). Diyarbakır eskiden ipekböceği dokumacılığının olduğu illerdendi. Bunu yılların puşi ustası olan Muharrem Savaş’tan öğreniyoruz. Savaş, puşiciliğe 1946 yılında iplik halini alan ipeklerden puşi dokumaya, Ermeni Karnu ve Zeynî ustalarının yanında başlamış. Ve o gün bugündür ipeğin dokuma sürecinde yer alan Savaş “O dönemlerde Ermeniler bu işi yapardı. 60 kadar ipek dokuma atölyesi vardı. Ve hepsinde 520 arasında işçi çalışırdı” diyor. Tüm ipekböceği atölyelerini Ermeniler, Süryaniler işletirmiş. Ermenilerin, Süryanilerin gitmesi, Diyarbakır’da DSİ, TEDAŞ’ın, Köy Hizmetleri, Sümerbank gibi devlet kurumlarının açılması aynı sürece denk gelir. Aynı dönemlerde askerden dönen Savaş, Sümerbank Dokuma Fabrikası’nda usta olarak başladığı işte devam etmiş zanaatına. İpek dokumacılığı ile dut yaprağının ipeğe dönüşüm sürecinin atölyeler tarafından yürütüldüğünü anlatan Savaş, “Ustalarımız dut bahçelerinin sahipleriyle anlaşırdı. 500 kilodan 3 tona kadar ipek isteyen ustalarımız vardı. Atölyenin büyüklüğüne göre değişirdi bu” diyor. İpekböceği kozalarında 40 günde yeşil yapraktan en pahalısından ipliğe dönüşen ipek, atölyede dolapçıların ellerinde kaynatılır, renk verilir ve tezgâhlarda dokumaya hazır hale getirilirmiş. Kadınlı erkekli her sabah herkes gelir gelmez tezgâhlarının başına geçer, akşama kadar durmaksızın çalışırlarmış. Pazarı Ortadoğu puşiciliği, gelmiş geçmiş zanaatların en kıymetlisi olarak dile getiren Savaş, İran, Irak, Suudi Arabistan, Suriye gibi Ortadoğu ülkelerine pazarlandığını söylüyor. Ortadoğu’ya pazar ve üretim merkezlerinden biri Diyarbakır’mış. Puşinin bir ismi, etiketi varmış. Nasıl şimdi markete gittiğinizde her şeyin bir etiketi varsa. Heftreng, kesrevan, dorsor, telgraf, semavi, türabı, mantin (çarşaf ). Kadınların giydikleri çarşaflar. Puşiler, desenlerinin farklılığına göre isim alıyor. Genç kızların kullandıkları temezi, kadınlarınki ise puşi ya da şarp olarak isimlendiriliyor. Muharrem Savaş, yok olmak üzere olan bir alanı yeniden canlandırması için Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın puşi atölyesinin bir olanak olduğunu aktarıyor. Konuşması esnasında o günlere bir yolculuk yapıyor ve bizi de kendisiyle birlikte götürüyor DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 231

Savaş: “O dönem dut ağacı çoktu. İpekböceği, kozaları yılda bir yapar. Ustalar bahçelerle anlaşır, ipliği alırdı. Dolapçılar da ipeği kalitesine göre ayırırdı. 1. 2. 3. kalite olarak isim alırdı. Başkaydı o zamanlar. İşsiz insan yoktu” (11). Ali Haydar Canlı (Diyarbakır yerlisi) geçmişteki ipek böcekçiliği pratiğini anlatıyor; “Diyarbakır’da büyük avlulu evleri kiralayarak üç veya beş büyük odaları, iki katlı ve üç katlı ranza yaparak, ranzaların üstüne kâğıt serilirdi. Bunun üzerine böcek dokumu bırakılıyordu. Bu böceklerin saklanması için Hevsel bahçelerinden ve köşk bahçelerinden dut ağaçlarından, yapraklı çubukları keserek eve getiriyordular. Avluda kadın işçiler yaprakları maydanoz ayıklar gibi ağaçlardan koparıp kıyma tahtaları ve büyük bıçakla maydanoz gibi ince kıyardılar. Böceklerin yemesi için ranzalara serperdiler. Bu ağaçları bahçe sahibinden satın alıyorlardı. Bingöl’ün köylerinden ağaçları kesmek için işçi geliyordu. Kestikleri dalları 40–50 kg gelecek şekilde bağlıyor ve sırtlarında eve getiriyordular. Nisan ve Mayıs aylarında böceklerin soğuktan üşümemesi için mangal yakılarak böceklerin bulunduğu mekâna konuyordu. Böcekler koza olduktan sonra islime götürülerek boğuluyorlardı. Boğulduktan sonra kozayı ipek işlemek için sur önünde hülle yapılırdı. Hüllenin üstü ve etrafı dut ağacının yapraklarıyla örtülüyordu. Kerpiçten ocak yapılırdı. Büyük bir kazan ocağa bırakılır, içindeki su ısınınca kozalar kazanın içine atılırdı. Kozayı işleyen usta ağaç kamçıyla kozayı sararak makaraya verirdi. Makaradan dolaba çekerek dört makaradan kelef olarak dolaba sarılıyordu. Bir kadın dolabı sürekli olarak çevirirdi. Usta kişi de devamlı olarak makaraya kozanın ipeklerini verirdi. Bu kadınlar iki kişi olurdu. airi ocağın ateşini yakar, diğer kadın dolabı çevirirdi. Dolabı çeviren kadın yorulunca öteki kadın çevirirdi. İşçi kadınlar her gün, gece 24’te işbaşı yapıp saat 14’de paydos ederlerdi. Kazanın suları Balıklı ve Anzele’den getirilirdi. Getirilen sular fıçılar konur, kazanın suyu eksilince tenekelerle su ilave edilirdi. İş bittikten sonra usta ipeği dolaptan çıkararak kadın saçı gibi örüyordu. Çalıştığı ağaç kamçıya takarak eve götürüyordu Puşi yapılması için mantinhanelere ve evlerinde böcek yetiştiren ustaların evlerine götürerek istedikleri renkte boyuyorlardı.” Abdüssettar Hayati Avşar Diyarbekir ipeği ve İpekböcekçiliğini anlatıyor; “Diyarbekir’de elde edilen ipek kozalarından bir kısmı damızlık koza olarak ayrılıp ipek böceği tohumu elde edilirken, diğer kısımlarından da dört - beş yüz ipek böceği dolabından ipek elde edilirdi. Bunlar çeşitli renklere boyanarak çeşitli ipekli kumaşlar dokunur. Mantin, Atlas, Kutni, Gezi. . . Diğer çeşitli kumaşlar elde edilir. İpekten yapılan ve başa sarılan puşiler de ayrı bir şöhrete sahip olup her tarafta aranır ve kullanılırdı. 232 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Diyarbekir ve kazalarında elde edilen kozaların içindeki krizalitler güneş, kaynarsu ve subuharı ile boğulduktan sonra Diyarbekir’e getirilip ipekböceği kozası pazarında satışa arz edilir. Son devirlerde Ermeni vatandaşlardan intikal eden ipekli kumaş imal eden fabrikalarda kullanılmak üzere “dolap” tabir edilen ipekçekme dolaplarında ve yine bir Ermeni vatandaşa ait olup New York 1910 tarihini taşıyan Flatür (ipekçekme) fabrikasında kozalardan ipek elde edilirdi. İpek dolapları iki çeşittir. Bunların biri büyük, biri küçüktür. İpek çekme dolaplarının bulunduğu yer şu şekildedir: İpek çeken ustanın oturduğu yerin önünde büyük bir kavurma kazanı, kazanın altında ocağı, ipekçekenin yanında kazanın altında yanacak ağaç, yaprak vb, dumanlarının çıkması için bacası, kazanın önünde ipekçeken ustanın karşısında ipeklerin geçirildiği dört-beş iğ bulunur. Ve bunlardan alman ipek, dört dolaba verilir. Dolabın üzerinde üç ve dört sıra ipek sarılmaya başlanır. Kadınlar tarafından durmadan dolap çevrilir. Kazanın altında yakacak olarak da ipekböceği beslenen, böcekhanelerdeki iskelelerden sökülen, ipekböceği yataklarından elde edilen dut dalları, kuru yaprak ve altı köşeli üç dört milim boyunda koyu yeşil, siyahımsı kurumuş ipekböceği pisliği kazanın altına atılarak yakacağı da kendinden temin edilir. Dışarıdan yakacak alınmaz. Dolaplardan sökülen ipekler, kız saçı şeklinde bükülerek deste halinde sahibine teslim edilir. Sahibi ipekleri Ermeni vatandaşlarımızdan Müslüman hemşerilerimize geçen üç “İpekli Kumaş ve Çarşaf Dokuma Fabrikası” sahiplerine satarlar. Onlar da bunları ayrı ayrı renklere boyatarak hazırlar ve fabrikalarında Mantin, Atlas, Kutni, Gezi vb. çeşitli şekillerde desen ve renklerde çarşaf-kumaş olarak dokuturlardı. İpekböceği beslenen evlerde aşefçi denen kadınlar çalıştırılırdı. Hıristiyan evlerinde tüm aile fertleri çalıştırılırken, Müslüman evlerinde “aşefçi” denen, bu işten anlayan ustalaşmış kadınlar çalıştırılır. İlkbaharda dut ağaçlarının yaprakları farekulağı kadar olduğu zaman ipekböceği tohumları evlerde kuluçkaya yatırılır. Yirmi küsur günden sonra yumurtadan çıkan koyu esmer minnacık kurtçuklar gayet ince kıyılmış dut yapraklarıyla beslenirlerdi. Diyarbekir Askeri Hastanesinin altından başlayıp Yeni Kapı, Mardin Kapı, Ben û Sen ve Urfa Kapı’daki dut ağaçlarından kesilen dut dalları üst üste konur, iki üç metre boyunda olur, bir insanın zor taşıyacağı ağırlığa erişirlerdi. Yapraklı dut dalları birkaç sütun kalınlığında bağlanarak sırtta taşınırdı. Bundan dolayı bu işi yapanlara “arkacı” denirdi. Bahçelerden, Mardin Kapı yokuşundan, Yeni Kapı yokuşundan arka arkaya dizilen, dut dallarını yüklenmiş arkacılar elli altmış metrede bir dinlenerek bunları günde birkaç kere böcekhanelere götürürlerdi. Aşefçi kadınlar ellerindeki küçük dalları kontrol eder, üzerinde kuş pisliği veya toz olan yaprakları atarlar. Sonradan bu yapraklar böceklere verilirdi. DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 233

İpek böceklerinin dört uykusu, beş yaşı vardır. Böcekler büyümeye başladıktan sonra (yapraklar kıyılmadan) önce küçük dal, sonra büyük dal halinde verilir. Bu şekilde dört uyku ve beş yaştan sonra kemale erer, koza örme zamanına yaklaşırlar. O zaman “çılo” tabir edilen yapraklı meşe dalcıkları ve bu işe mahsus süpürge otu, ipekböceği yataklarına dikine konur. Böcekler de koza örnek için bunların üzerine tırmanıp, yapraklar arasına koza örerler. Örme işlemi dıştan içe yapılır. Kozalar kemale erdikten sonra(beş-altı gün)sökülür. Kozalar toplanır, flatür fabrikasının yanında bulunan (Fabrika, Gâvur Meydanı, “Hristiyan Mahallesi’ndedir. ) Iknahhaneye (Böceği boğdurma yerine) götürülür. İknahhane şu şekildedir: Dekovil (küçük ray) döşenmiş meydanın sonunda, içinde büyük su kazanı bulunur, dışarıdan altında suyu kaynatmak için yapılan ocakta daimi ateş yakılır. İknahhane çift kanatlı kapılı bir odadır. Dekovil hattı odanın sonuna kadar döşelidir. Dekovil hattının üzerinde insanlar tarafından sürülen ve çekilen dört tekerlekli, dört kanatlı, dört katlı koza konmaya mahsus kerevetlerin bulunduğu koza iskelesine, kozalar kat kat konarak boğma odasına (iknahhane) sürülür. Odanın iki kanatlı kapısının her tarafı su buharının dışarı çıkmaması için keçelerle kaplı bulunur. İki kanatlı kapının üzerinde içerisine koza konmaya mahsus etrafı yine keçe ile kaplı küçük bir çekmece bulunur. Bu çekmecenin içine o parti kozaya ait beş-altı koza konur, kapılar kapatılır ve kozaların su buharında boğma muamelesinin tamamlanması için beş-on dakika bekletilir. Arada bir, küçük çekmece çekilir, içindeki kozalardan su buharına maruz kalmış birkaç koza alınıp bıçakla kesilerek koza içindeki krizalit(ipek böceğinden kelebeğe dönüş)çıkarılıp, bakılır. Boğulmuşsa kapılar açılır, boğulmamışsa birkaç dakika daha bekletilir. İşlem tamamlanmışsa dekovil hattındaki dört katlı kerevetli iskele dışarı çıkarılır. Kozalar yerlere yayılmış Japon bezlerin üzerine serilir, kurutulmaya bırakılır. Bu durum geceleri de sürer (Kelebeklerin kozadan çıkmaması için). İpekçilik Ürünleri Diyarbakır yöresindeki ipek dokumacılığından elde edilen kumaşlar en çok yöreye özgü baş bağlama aksesuarı olarak kullanılan Puşi üretiminde kullanılır. Bunun yanında atkı, çarşaf, üç etek ve diğer kadın giysilerinin üretiminde de kullanılmaktadır. Burada geleneksel olarak üretilen kumaşlar kalite bakımından; Sade İpek, Mantin Kumaş, Floş ve Afare olarak sınıflandırılırdı. Renk/Desen bakımından ise; Siyah, Beyaz, Kırmızı, Yeşil, Turabi ve Almasti’dır. Boyutlar ise talebe göre değişmekteydi ancak bununla beraber, 90, 100, 110 cm_ gibi ölçüler ile 120, 140 ve 160 cm_ ölçüler hemen hemen standart ölçülerdir. Ancak ihtiyaç ve özel sipariş ile farklı boy ve ebatlarda ipekli kumaş dokuması yapılabilir nitekim özel siparişlerin ipekli kumaşta önemli bir yer tuttuğunu konunun ustaları dile getirmektedirler. Dokunan kumaşların ölçüleri kullanım amacına göre farklılık taşıyordu. Saç bağı (atkı), şal ve mantin çarşaf için farklı ölçülerde dokuma yapılıyordu. 234 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Kumaşlarda balık deseni yaygın olarak kullanılıyordu. Bunlara “balıklı” deniyordu. Çatal şekli de kullanılırdı. “Elmasi” denen kumaşın fiyatı daha pahalıydı. Çünkü bunlar daha parlak olurdu. “Afare” en düşük kalitedeki kumaşın adı idi. Sade ipek en iyi kalitedeki üründü. “Mantin kumaş” ikinci sırada, “filoş” üçüncü sırada, “afare” ise en son sırada geliyordu. Filoş parlak olduğundan bunun için daha fazla boya kullanılıyordu. Boşlukları olan geniş dokunmuş kumaşlar daha ucuz oluyordu. İpek kumaşlar özel gün giysileri olarak kullanılıyordu. Diyarbakır’daki ipek dokumacılığı birçok yörede üretilenden farklı olarak belli bir alan için üretildiği düşüncesini doğuracak kadar özgündür. Diyarbakır’daki ipek dokumacılığında bu zanaatla özdeşleşmiş iki ürün bulunur. Puşi ve Çarşaf veya Mantin Çarşaf ’dır. Ama daha çok da puşi olarak bilinir. Aslında puşi genel olarak baş bağlama veya örtmeye yarayan tüm aksesuarların ortak adı olarak da kullanılır. Söz gelimi Urfa yöresinde kullanılan ser puşi (baş örtüsü) sadece kadınlara özgü baş bağlama veya örtüye işaret etmez. Erkekler tarafından kullanılan beyaz ipekten yapılan “dülbent” veya kadınların kullandıkları “şal” da ser puşi olarak adlandırılır (17). Mantın çarşaf: ipek çarşafın çeşitlerinden biridir. Manto yerine mantin çarşaf giyilir. Kirşan peştemal: Sarı, kırmızı çizgilidir. Çizgiler boyuna çizgilerdir. Hamamda kadınlar kurulandıktan sonra kirşan peştemali vücutlarına sararlar. Alavala çarşaf: Çarşafa bakıldığı zamanki renk ile çarşafı döndürdüğünüzde ortaya çıkan renk arasında farklılık görülür. Gezi: Entarilik parçadır. Erkekler bile eskiden gezi denen ipek kumaştan önü açık entari giyerlerdi. (Sarı-beyaz çizgili) İpek herz: Bayanlar başlarına örterler. Kenarlarına oya işlenir. Maruken: Çok kaliteli ipek kumaş. Hacı Üves’in (Akıncılar Mağazası) dükkânına ipek üzerine yapılan kaliteli kumaşlar (1946–1960) gelir. Bunlardan özellikle maruken, vistra kumaşlar giyildiği zaman tiril tiril ve dökümlü duran bir halis ipek kumaştır. Vistra: Diyarbekir’de kullanılan çok tüketilen kumaşlardan biridir. (İstanbul-Bursa’dan gelir. ) Birman: İpek birmandan gecelikler yapılır. DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 235

Şermos çarşaf: Şimdiki satene (parlak ve kaygan kumaş) benzer. Kaim, dökümlü ipekten yapılmış parlak bir kumaştır. Köylerde (Hazro, Kulp. . . ) Seccade-kilimler de ipekten (kendi ürettikleri), köylü kadınlar tarafından yapılır. İpek bezlerin yanı sıra: Sivtan bezi üretilirdi. Bu bez bebeklerin altına kullanılır. Fakir kesim ise bu parçadan çocuklara entari yapar. Koyu mavi, ince çizgili, çizgiler yukarıdan aşağı beyaz mavi çizgilidir (12)

Diyarbakır’da ipek hanım elbiselerine örnekler (Cahit Sıtkı evi)

236 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Esma Ocak evinden elbiselere örnekler

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 237

238 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 239

Diyarbakır turizminde yeni bir soluk ipekçilik-Hasanpaşa hanı 240 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

Diyarbakır turizminde yeni bir soluk ipekçilik-Hasanpaşa hanı Tarihte puşicilik: Puşi kelimesi, örtü anlamında olup Farsça’dan Türkçe’ye geçmiştir. Günümüzde anlam daralmasıyla başa bağlanan veya sarılan bez anlamında kullanılmaktadır. Diyarbakır’da üretilen ipek kumaşa Puşi, üreticilerine Puşiciler denilmiştir. Oysa 1950’li yıllarda Diyarbakır’da üretilen ipek kumaşlar Puşi ile sınırlı olmayıp Puşi dokuma tezgahlarından daha teknik jakarlı makinelerde dokunan Mantin, Çiçekli Mantın, Canfes, Hake ve Gezi gibi kumaşlar da bulunmaktaydı. Ancak 1950’li yıllardan sonra üretilen ipek kumaşların kullanım alanı daralınca isim de buna göre şekillendi ve ipek dokumacılığına genel bir isimlendirme ile Puşicilik denildi. Diyarbakır’da Puşicilik, 16. yüzyıldan beri Süryaniler ve Ermeniler tarafından icra edilen bir meslek olarak 20. yüzyılın sonlarına kadar varlığını sürdürmüştür. Diyarbakır ve civar şehirlerde dokuma, altın ve gümüş işlemeciliği vs. gibi neredeyse bütün meslek gruplarının Süryani, Ermeni, Keldani gibi Müslüman olmayan dini gruplar tarafından icra edilmiş olması dikkat çekicidir Birinci Dünya Savaşı sonrası göçleri de eklenince Diyarbakır şehir nüfusunda büyük DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 241

bir azalma olmuştu. Bu, Puşicilik mesleği içerisinde Müslümanlar lehine bir değişim demekti. Tezgah malzemesinin sert ve dayanıklı ağaçtan yapılmasına önem taşır, bunun için genellikle gürgen ağacı tercih edilmiştir. Çünkü ipek ip bir süre sonra tezgahın ahşap aksamını yıpratıp özellikle çözgü iplerinin uzandığı kısımlarda iz bırakır. Bu ise kumaş üretiminde hataya yol açar. Tezgahın dişbudak ağacı kökünden yapılan mekik gibi aksamı zeytinyağı veya beziryağında kaynatılır. Böylece sert ve kaygan olması sağlanır ve ipek ipliğe karşı daha dayanıklı hale getirilir. Tezgahlar kamçılı ve mekikli olmak üzere iki kısma ayrılır. Kamçılı tezgahlar 1960’lı yıllardan sonra daha çok tercih edilir hale gelmiştir. Diyarbakır Puşisi farklı renk, boyut ve çeşitlerde üretilmekte idi. Renkler: Kırmızı, Beyaz, Turabi, Almasti, Yeşil ve Siyahtır. Boyutlar talebe göre değişmekle beraber, 90, 100, 110 cm 2 gibi ölçülerle beraber 120, 140 ve 160 cm 2 ölçüler ise adeta standart hale gelmiştir. Bu arada 200 cm 2 kadar Puşiler de dokunmuştur. Puşiler, iş sahibi Süryaniler tarafından öncelikle Diyarbakır ve çevresi, Güneydoğu Anadolu bölgesinin diğer illeri, Doğu Anadolu, İç Anadolu, Ege bölgesi olmak üzere yurt içinde, Suriye ve Irak olmak üzere yurt dışına kadar pazarlanıyordu. Puşiler çeşitlerine göre pazar bölgelerine ayrılmaktadır. İş verenler bölge taleplerine göre Puşi türlerini arz ediyordu. Kullanımlarına göre Puşi çeşitleri ise Kırmızı Kenar, Beyaz Kenar, Yedi Renk, Kesrevan, Telgrafi ve Almasti’dir.(8) Diyarbakır puşilerinde bitkisel motifler, Osmanlı motifleri, ay, yıldız motifleri kullanılmıştır (32) Sodes-Kulp Kaymakamlığı İpek Puşi Sanatımız Projesi

242 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 243

244 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 245

Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Ağaçlı köyünde ipek böceği fabrikasının açılışı yapıldı. Ağaçlı köyünde 3,5 trilyon harcanarak yapılan ipek böceği fabrikasının Türkiye’nin koza ihtiyacının yüzde 50’sini karşılayacağını belirtilerek, Kulp ilçesine bu güne kadar 46 trilyon hibe dağıttıklarını söylendi. Kulp’ta 2003 yılında 5 ton olan yaş ipek koza üretim miktarının 50 tona çıktığını ifade edildi. Özel girişimcilerin Kulp’ta ipekle ilgili tesis kurmalarına destek vereceklerini vurgulayan Bakan, şunları kaydetti: “Yaş ipek kozası üretim tesisi kurulduğu takdirde 1 milyon 200 liraya kadar olan yatırım tutarının yüzde 50’sini hibe veriyoruz. İpek iplik üretim tesisi kurulursa onlara da bu paranın yarısını hibe veriyoruz. Özel sektör gelip bunu yapsın, yarısını hibe olarak veriyoruz. İpek kozası üretimini artırıyoruz. Türkiye’nin yüzde 40’ı şu anda Kulp’ta üretiyoruz. Şimdi ipek iplik üretim tesisini kurduk. Kulp ipeğin, ipek böcekçiliğinin merkezi, Pasuri ismi Allah’ın izniyle bir dünya markası olacak. www.diyarinsesi.org.18-3-2014

246 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

KAYNAKLAR 1- Korkusuz, M Şefik, Seyahatnamelerde Diyarbekir, Kent Yay. İst. 2003. s. 149. 2- Yakuboğlu, K. , Erpolat, M. S. ve Sarıbıyık, M. 2011; “Osmanlı Belgelerinde Diyarbakır”. Diyarbakır valiliği. Dicle Üniversitesi. 3- Eşsizoğlu, E. , Diyarbakır, Yahoo Grup. 4- İzmir Fuarında Diyarbakır 1938. S: 32. 5- Konyar, H. Basri, Diyarbekir Yıllığı, 1936. S:159. 6- Diken, Şehmus, Diyarbekir Diyarım, Yitirmişem Yanarım, İst. 2003, s. 44 – 46. 7- Beren, B. ,; “Henek”, 2. Baskı Peri Yay. S:167. İstanbul. 2004. 8. Taşğın, Ahmet, “Diyarbakır’da Geleneksel Bir Meslek: Puşicilik”, Folklor Edebiyat, Sayı 35, 2003/3, ss. 65-73. 8- Eti, U. “Diyarbekir”. Diyarbekir Matbaası, 1937, s. 34 – 74. 9- Beğenç, C. “Diyarbakır ve Raman”. Ulus Basımevi. Ankara. 1949, s. 27. 10- Karaçoban, D. , “Damda Puşi İşlerem Kız Yanağın Dişlerem”. Evrensel Gazetesi. 11- Ekici, C. ,; “Uluslararası Osmanlıdan Cumhuriyete Diyarbakır Sempozyumu”, Osmanlı Belgelerinde Diyarbakır, Ankara, 2006. 12- Kırmızı, Zübeyde, Amid-i Nur. Diyarbakır Büyükşehir belediye yay. İst. 2009. s. 42–45. 13- Tellioğlu, Ömer (ed), Diyarbakır Salnameleri. Büyükşehir Belediye Yay. İst. 1999. 5/303 14- Güldoğan, Vedat. Diyarbakır Kültürü. Kripto Yay. Ank. 2011. s. 106 15- Çelik, Mirze, Fotoğraflarla Kulp. 2010. s. 126. 16- Bağlı, Mazhar, El Sanatları, Diyarbakır Ticaret Odası Yay. 2007. s. 32. 17- Diken Şehmus. Ula Fille Hoş Geldin. İletişim yay. İst.2012.s.39 18-Fatma Acun. 16. Yüzyılda Diyarbakır Şehrindeki Ekonomik Faaliyetler.1 Bütün Yönleriyle Diyarbakır sempozyumu.2000.s.218 19-Diyarbakır İl Yıllığı-1967.s.XIX. 20- Tellioğlu, Ömer (ed), Diyarbakır Salnameleri. Büyükşehir Belediye Yay. İst. 1999. 5/303 21- Yrd. Doç. Dr. Mehmet Salih Erpolat. Osmanlı Modernleşme Döneminde Diyarbekir Vilayeti’nde Tarımı Teşvike Dair Bazı Belgeler Diyarbakır Ekonomi Tarihi (ed.Prof K.Haspolat)Uzman matb.İst.2013 22- Yrd. Doç. Dr. M. Halis ÖZER Cumhuriyetin İlk Yıllarında Diyarbakır’da Sanayi Sektöründeki Gelişmeler-(1923-1935).Diyarbakır Ekonomi Tarihi(ed.Prof K.Haspolat)Uzman matb.İst.2013 23- Yrd. Doç. Dr. M. Halis ÖZER, Cumhuriyetin İlk Yıllarında Diyarbakır’da Tarım Sektöründeki Gelişmeler(1923- 1935).Diyarbakır Ekonomi Tarihi (ed.Prof K.Haspolat) Uzman matb.İst.2013 24- Mehmet Ali Abakay. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Diyarbakırda Tarım Ve Hayvancılık Diyarbakır Ekonomi Tarihi(ed.Prof K.Haspolat)Uzman matb.İst.2013 25- Mehmet Ali ABAKAY. 1950 -2000 Arası Diyarbakır’da Tarım Ve Hayvancılık Diyarbakır Ekonomi Tarihi(ed.Prof K.Haspolat)Uzman matb.İst.2013 DİYARBAKIRDA VE KULPTA İPEKBÖCEKÇİLİĞİ VE İPEKÇİLİK 247

26-M.Ali Abakay. 1950 -2000 Arası Diyarbakır’da Tarım Ve Hayvancılık Diyarbakır Ekonomi Tarihi(Ed.Prof K Haspolat).İst.Uzman matb.2013 27-1973 İl Yıllığı. s.529 28- Adem KARAKUŞ. Kulp İlçesi Beşeri ve Ekonomik Coğrafya Özellikleri” Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Coğrafya Anabilim Dalı 2001 tarihli tez 29- Diyarbakır Söz, 06.11.2008 30-Hasan Basri Konyar. Diyarbekir Yıllığı. Ulus Basımevi: 1936 31-İzmir Fuarında Diyarbakır. 1938. s.32 32- Yrd. Doç. Dr. Evren Daşdağ. Diyarbakır surlarındaki sembolik motiflerin geleneksel el sanatlarına yansıması. Uluslararası Diyarbakır Surları Sempozyumu. Karacadağ Kalkınma ajansı.2012.S.169-182 33- Türkan Kejanlı. Tarihi Diyarbakır Sur İçi Bölgesinde El Sanatlarının Ticaret Alanları Oluşumuna Etkisi Ve Yer Seçim Özellikleri.Diyarbakır Geleneksel El Sanatları. 2013 34- Şeyhmus Diken. Neden Gittiler Ki! Diyabakır - BİA Haber Merkezi 22 Ekim 2011 35-Donald Quataeat. Osmanlı İmalat Sektörü. İletişim yay.İst.2008.s120-121,208 36- http://www.kulpder.org.tr/foto.asp?fotoid=456 37- Hasan Basri Konyar. Diyarbakır Yıllığı. III.Ulus matb.Ank.1936

248 TÜM YÖNLERİYLE DİYARBAKIR KULP İLÇESİ VE TURİZM

View more...

Comments

Copyright © 2020 DOCSPIKE Inc.