Camia - MG News – MG Haber

January 12, 2018 | Author: Anonymous | Category: N/A
Share Embed


Short Description

Download Camia - MG News – MG Haber...

Description

Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org

13 Eylül 2013 — Sayı 22

Genel Merkezimizden Hac Görevlileri ToplandI

s. 6

Aile

Dünyadaki dengeyi koruyan en önemli değer olan merhamet sonradan öğrenilebilir mi? s. 16

Camilerimiz

Belçika İslam Federasyonu: Beringen Hz. Hamza Camii s. 14

Yaz okulları

Avrupa’nın 45 noktasında düzenlenen yaz okulları başarıyla tamamlandı.

HASENE

Yetimlerin bayram sevinci s. 21

s. 5

Kurban 2013

Almanya & Avusturya seçimleri

Kurban Kampanyası başladı

Oy kullanmak sorumluluktur

IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene, Ramazan Kumanya Kampanyası’nı başarıyla tamamlarken, Kurban Kampanyası’nın startını verdi.

Almanya ve Avusturya’da gerçekleştirilecek seçimler yaklaşırken siyasi partiler de seçim kampanyalarına hız verdiler.

IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene’ye bağışlanan yardımlar ramazan ayında üç kıtada sevinç ve mutluluğa dönüştü. Hasene’nin 16 Mayıs’ta başlattığı Ramazan Kumanya Kampanyası’ndaki bağışlar, dünya üzerinde 25 ayrı ülkede ihtiyaç sahiplerinin sofralarına bereket olarak yansıdı. Başlangıçta 25 bin adet kumanya bağışı hedeflenirken, bağışçıların destekleriyle belirlenen hedef aşılarak 40 binin üzerinde kumanya paketi dağıtıldı. Avrupa, Avustralya ve Kanada’dan bağışlanan yardım emanetlerini titizlikle yerlerine ulaştıran Hasene görevlileri, gittikleri ülkelerde kumanya bağışlarını dağıtmanın yanında yetimlerle bir araya gelmeyi de ihmal etmedi. Hasene’nin bakımını üstlendiği yetimlerle buluşan görevliler, minik yavrulara hediyelerini, okul için kırtasiye malzemelerini teslim ederken, birçok ülkede düzenlenen Yetim Buluşması Programları ile minik yetimlere özel faaliyetler düzenlendi. Rahmet ve mağfiret ayı olan ramazanda dünya üzerindeki muhtaçların sıkıntılarını hafifletmek, onların mahzun gönüllerine merhem olmak amacıyla faaliyetlerine devam eden Hasene, bağışlanan emanetleri ulaştırma konusunda da özverili çalışmalarını devam ettirdi. “Ramazan berekettir” sloganıyla yola çıkan Hasene, Mobil Fırın uygulamasıyla Hatay Kırıkhan’daki mültecilere günlük ekmek dağıtırken de aynı so-

İki ülke vatandaşlarını yakından ilgilendiren seçimler Müslümanlar için de büyük önem taşıyor; çünkü seçimlere katılımla varlığımızı ve iddiamızı ortaya koyduğumuz gibi iki ülkede de Müslümanların doğal haklarının engellenmesi, artan İslamofobik söylemler ve aşırı sağ görüşlere sandıkta cevap verme imkânı doğuruyor. Siyasi partiler programlarında Müslümanları yakından ilgilendiren konularla alakalı düzenlemelere yer verirken, IGMG de seçimlere katılımı destekleyen bir dizi çalışma yürütüyor. IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü ile seçimlere katılımın olumlu sonuçları, Müslümanların beklentileri ve IGMG’nin seçimlere katılım çalışmaları hakkında ko-

rumluluk bilincini gözetti. Somali’de yine Hasene tarafından açılan su kuyularını denetleme imkânı bulan görevliler, savaşların, katliamların, yurtlarından çıkarılmak zorunda bırakılmanın mağduriyetini en derin şekilde yaşayan çocuklar, anneler ve ihtiyarların bulunduğu sığınma kamplarını da ziyaret ettiler. Sadece maddi yardım ulaştırmakla kalmayan, gittiği her ülke ve şehirde ihtiyaç sahiplerinin yaralı gönüllerini teskin etme amacı taşıyan Hasene, teslim edilen yardımlarla kalpten kalbe bir köprü kurmuş, iç savaşlar, doğal afetler, kuraklık, açlık ve susuzluktan dolayı zor şartlar altında yaşayan mazlum ve mağdurlara yalnız olmadıkları mesajını vermiş oldu. 2013 Ramazan Kumanya Kampanyası’nı en güzel şekilde yerine getiren ve kendilerine ulaşan yardımları büyük bir sorumlulukla dünyanın her yerindeki muhtaçlara ulaştıran Hasene, 2013 Kurban Kampanyası’nın da startını verdi. Kurban Kampanyası ile daha fazla mağdur ve mazluma ulaşabilmenin hummalı hazırlığına girişen Hasene görevlileri, 3’üncü Bölge Temsilciler Toplantısı’nda bir araya gelerek Kurban Kampanyası hakkında bilgilendirmede bulundular. Kampanya boyunca takip edilecek stratejilerin belirlendiği toplantıda 134 bin kurban bağışının hedeflendiği belirtilirken kampanyanın tarihi 31 Ağustos – 13 Ekim s. 19 olarak belirlendi.

nuştuk. Siyasi katılımın ve oy kullanmanın bir yurttaşlık sorumluluğu olduğunu belirten Üçüncü, “Artık bize rağmen veya bizi alet ederek değil, bizim de dahil olduğumuz bir siyaset şart. Tribünlerden seyretmekten ziyade artık biz de oyunda yerimizi almak durumundayız.” dedi. Kalıcılığın yaşadığımız toprakların geleceği için kaygılanmak ve sorumluluk üstlenmeyi gerektirdiğini belirten Üçüncü sözlerine şöyle devam etti: “Siyasete katılım ve oy kullanmak da bu sorumluluk bilincinin bir parçasıdır. Dünyaya açık, inanç özgürlüğünü tesis etmede başarılı ve farklılıkları zenginlik olarak kabul eden güçlü bir Almanya ve Avusturya için s. 7 siyasi katılım sağlanmalıdır.”

Fıkıh Köşesi

Âdâb-ı Muâşeret

Hac İbadeti

Zemzem

Haccın sıhhatinin belli şartları vardır. Bunun yanında haccın iki rüknu ve dikkat edilmesi gereken s. 13 vacipleri bulunmaktadır.

“Yeryüzünün en hayırlı suyu zemzemdir. Çünkü onda tadın tadı (açlığı doyuran özelliği), hastanın s. 13 şifası vardır.”

Ajanda Notları 13 Eylül

Hamburg - Bilgilendirme ve Tartışma Paneli. “Seçimler Öncesi Müslümanlar” Katılımcılar: Bettina Machaczek (CDU), Aydan Özoğuz (SPD), Katherina Fegebank (Grüne), Dr. Najib Karim (FDP), Cornelia Kerth (Die Linke), Michael Büker (Piraten) Yer: Merkez Camii, Böckmannstr. 40, 20099 Hamburg, Saat: 17:00



13 - 15 Eylül

Norveç – Stavanger Şubesi. Geleneksel Türk Kermesi Yer: Midjord Bydelshus, Stavanger, Saat: 11:00-20:00



14 - 15 Eylül

Ingolstadt – IGMG Güney Bavyera Bölgesi, İngolstadt Şubesi. Aileler Günü, Sonbahar Festivali. Yer: Haus der Vereine. Rückerststr. 7, 85055 Ingolstadt. Bilgi: [email protected]



15 Eylül

Kuzey Hollanda - Kadınlar Teşkilatı. Açılış ve Tanıtım Programı. Katılımcılar: Sevgi Alan Yer: Mevlana Camii, Baas Gansendonckstraat. 2, 1061DA Amsterdam, Saat: 13:30-16:00



19 Eylül

Hannover - Nefs-i Huzur Sohbeti. Katılımcılar: Selçuk Çiçek Yer: Weidendamm Ayasofya Camii, Scheffelstr. 17, 30167 Hannover Saat: 17:00 Düsseldorf - Remscheid Şubesi. Tefsir Dersi Yer:

Ayasofya Camii, Honsbergerstr. 73, 42857 Remscheid, Saat: 18:30



22 Eylül



Eylül

Nürnberg – Gençlik Teşkilatı / ADAB Gençlik. Gençlik Toplantısı Yer: Merkez Camii, Holbeinstr. 25, 90441 Nürnberg, Saat: 15:00 Belçika - Belçika İslam İlkokulu La Vertu Bilgi ve Kayıt: Belçika İslam Federasyonu, Rue Kessels 28/30, 1030 Brüksel. E-mail: [email protected]

Çocuklu ailelere, eğitmenler eşliğinde kreş hizmetleri...

Üniversitelilere ve 25 yaş altı gençlere özel fiyatlar...

Almanca ve Fransızca rehberliğiyle müstakil kafile...

55 yaş üstü emeklilere belirli tarihlerde özel fiyatlar...

İslam Toplumu Millî Görüş - Hizmette Öncü Kuruluş Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH Boschstraße 61-65 D-50171 Kerpen T +49 2237 9746-0 F +49 2237 656-319 [email protected] igmgHacUmra

Türkiye Temsilciliği | Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) [email protected] igmgHacUmre | www.igmghacumre.com

camia | 13 Eylül 2013

Değerli Kardeşlerim

İçindekiler Tatil dönemini ve bütün dünyada Müslümanlar için ruhi arınma mevsimi olan ramazanı geride bıraktık. Genel Merkezimizden en küçük cemiyetimize değin, kardeşlik ve dayanışmanın doruğa ulaştığı programlarda buluşurken dünya üzerinde kan ve gözyaşı dökülen coğrafyalardaki kardeşlerimiz için de dualar ettik. Suriye’de üç seneden beri devam eden iç savaş yapılan kimyasal saldırı ile birlikte vahim bir hâl aldı. Bu saldırı neticesinde hepimizin yüreklerini burkan çok acı görüntüler oluştu. Bu acı tablonun en kısa zamanda son bulmasını ve hem Suriye’de, hem de dünyanın diğer coğrafyalarında baskı ve zulüm altında yaşayan bütün insanların huzur ve barışa kavuşmasını temenni ediyor, bu doğrultuda kardeşlerimizi dualarımızda unutmamamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Yaz tatili döneminde Eğitim Başkanlığımız tarafından gerçekleştirilen yaz okulları, birçok gencimize eğlenerek öğrenebilecekleri ortamlar sundu. Dinî bilgilerini geliştiren, yeni şehirler görerek tecrübeler edinen çocuklarımızın ve velilerimizin memnuniyeti bizleri de sevindirdi. Kardeşlerim, yeni bir hizmet dönemine hac ibadetinin heyecanıyla giriyoruz. Hac ve Umre Birimimizin aylar öncesinden başladığı hazırlıklar tamamlandı. Bu hazırlıklar neticesinde 19 Eylül’de ilk hac kafilemiz yola çıkacak. Bu vesileyle, hem hacı adaylarımızın, hem de kutsal topraklarda Allah’ın misafirlerine hizmet edecek olan görevli kardeşlerimin ibadetlerinin makbul olmasını niyaz ediyor, orada edindikleri güzel hasletleri bütün hayatları boyunca muhafaza etmelerini Cenâb-ı Hakk’tan temenni ediyorum. Bunun haricinde Almanya ve Avusturya’da seçimler yaklaşırken, bize de Müslümanlar olarak yaşadığımız ülkelerde yurttaşlık sorumluluğumuzu yerine getirmek ve seçimlere katılarak bulunduğumuz ülkelerin geleceği hakkında söz sahibi olmak düşüyor. Bu anlamda tüm kardeşlerimize sosyal barışı önceleyen, din ve inanç özgürlüğünü güvence eden adaylara oy vermelerini tavsiye ediyorum. Avrupa’da giderek yaygınlaşan İslam düşmanlığının ancak Müslümanların katılımıyla engellenebileceği, Müslümanların hassasiyetlerinin siyasi alanda dikkate alınmasının da yine oy kullanmakla mümkün olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle tüm kardeşlerimi yurttaşlık sorumluluklarını yerine getirmeye ve oy kullanmaya davet ediyorum.

Gündemden

Aile s. 4

Danimarka’da “İslamlaşma” korkusu Hanau’da ilk tabutsuz defin

s. 16

Sonradan öğrenilen merhamet

s. 4 s. 4

İsviçre liselerinde başörtüsü serbest Hedef başörtülü kadınlar

s. 4

Gençlik Lisandan insana

Genel Merkezimizden

Gençlik ve ramazan

s. 6

“Hac görevlileri kalben hazır olmalıdır”

“Oy hakkı olan herkesin seçimlere katılması gerekmeks. 7 tedir”

Bölgelerimizden La Vertu Okulu açıldı

BIG buluştu

s. 9

Haccın en güzel ikramı: Sohbetler Fıkıh Köşesi / Âdâb-ı Muâşeret

Camilerimiz

s. 12 s. 13

s. 20

s. 21 s. 21

Kültür ve Sanat Avrupa’da Meryem tasavvuru

s. 23

Fotoğraflarla Faaliyetler s. 14

Bir dahaki sayıda buluşmak duasıyla… Kemal Ergün

Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation Kurumsal İletişim Başkanlığı Mustafa Yeneroğlu (V. i. S. d. P.) Boschstr. 61-65 • D-50171 Kerpen T +49 2237 656-0 • F +49 2237 656-555 • www.igmg.org • [email protected] Postanschrift | Adres camia • Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Redaktionsleiter | Yazı İşleri Müdürü İlhan Bilgü

s. 19

s. 20

Kurban Kampanyası başladı

s. 11

Hayatın İçinden

Impressum | Künye

s. 18

Suriyeli mültecilere soframızı açtık

Yetimlerin bayram sevinci

s. 11

Beringen Hz. Hamza Camii

s. 18

Gençlik Stratejik Bölge Toplantısı

Mobil fırın

s. 10

Mısır’a destek mitingi

Besmele tazelediler

s. 18

Yüzbinlere ulaşan bereket: Kumanya

s. 8

Cemiyetlerimizde ramazan coşkusu “Oyum kime?”

BYK ekibi kamptaydı

s. 18

Hasene

s. 8

Bölgeler yeni sezona hazır

s. 17

Nefs-i Huzur sohbetleri

s. 5

Yaz okulları: Eğlenerek öğrenmek

s. 17

Redaktion | Redaksiyon [email protected] • T +49 221 942240-41/42/43 • F +49 221 942240-21 İlknur Küçük, Ilhan Bilgü, Rahime Söylemez, Elif Zehra Kandemir, Meltem Kural Anzeigen | İlanlar İ[email protected] • T +49 221 942240-41 • F +49 221 942240-21 Werbung | Reklam [email protected] • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21 Distribution | Dağıtım [email protected] • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı 99names communication GmbH Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21 Auflage | Tiraj 51.650 Erscheint alle zwei Wochen Freitags. İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt. IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır.

s. 24

4   |

Gündemden

camia | 13 Eylül 2013

Helal et tüketimi

İslami Defin

Danimarka’da “İslamlaşma” korkusu

Hanau’da ilk tabutsuz defin

Danimarka’da bazı hastane ve okullarda Müslümanların hassasiyetlerine uygun helal et sunulması, ülkenin kendi geleneklerini kaybettiği yönünde popülist bir tartışmaya dönüştü. Fotoğraf: Arbeiderpartiet

Hessen Eyaletinde 1 Mart 2013’te yürürlüğe giren Mezarlık ve Defin Yasası Değişikliği’nin ardından Hanau’da ilk kez tabutsuz defin gerçekleştirildi.

Danimarka’da yayın yapan bulvar gazetesi Ekstra Bladet’in haberleriyle ülkede helal et konusu tekrar gündeme geldi. Bu tartışmalarda, hastane ve okullarda Müslümanların özel isteği üzerine yemeklerde helal et kullanılması, Danimarka’nın kendi özüne yabancılaşması olarak yorumlanırken, siyasilerin helal et tüketimi hakkında yaptıkları açıklamalar da konuyu tartışmalı bir boyuta taşıdı. Özellikle Başbakan Helle Thorning- Schmidt’in, helal eti Danimarka halkının kendi kültür ve geleneklerine karşı bir tehdit olarak algılaması ve ülke halkının geleneklerini koruması gerektiği ile alakalı ifadeleri Müslümanlar ve diğer sivil toplum kuruluşları tarafından tepkiyle karşılandı. Ülkedeki Müslümanların, Danimarka’daki bütün et sektörünün helal hâle getirilmesi gibi bir talepleri olmamasına ve Danimarkalıların domuz eti tüketme haklarına

saygılı olmalarına rağmen, meselenin din ve inanç özgürlüğü bağlamında tartışılmaması ve helal et tartışmalarının, ülkede Müslümanlardan kaynaklanan bir “yabancılaşma” tehlikesi algısıyla sunulması konunun suni gündem olduğu konusunda şüpheler uyandırdı. Siyasi girişimlerini “İslamlaşma korkusu” üzerinden bina eden Danimarka Halk Partisi ise (DF), okul ve hastane gibi kuruluşlarda helal et tüketimini yasaklayacak bir yasa tasarısı hazırladı. Kasım ayında ülkede yapılacak yerel seçimler öncesinde gündeme gelen helal et tartışmalarının, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir seçim malzemesi olarak kullanılıp kullanılmadığı ise yine cevabı aranan sorulardan. Bunun yanında ülke Müslümanları, din ve inanç özgürlüklerinin siyasi tartışmalarda kazanç sağlamak için enstrümentalize edilmesinden rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlar.

Hessen Eyalet Parlamentosunda 2 Şubat 2013’te mevcut Mezarlık ve Defin Yasası’nın değiştirilmesi ile eyaletteki Müslümanların, senelerdir yaşadıkları topraklara kendi dinî inançlarına uygun bir şekilde gömülmelerine de imkân tanınmıştı. 1 Mart’ta yürürlüğe giren yasanın 18’inci paragrafının 2. maddesine göre Belediye Meclisi’nin, Sağlık Dairesi’nin onayından sonra dinî nedenlerden ötürü tabutsuz defne izin verebileceği belirtilmişti. İçinde Hanau İslam Cemiyeti’nin de bulunduğu çatı kuruluşu Hanau Müslüman Çalışma Grubu (Muslimischer Arbeitskreis Hanau), yürüttüğü çalışmalar neticesinde tabutsuz defin için Hanau’da gerekli izinlerin alınmasına öncülük etti. Çalışma Grubu, belediyenin Mezarlıklar İdaresi’ne ortaklaşa yapılan resmî müracaatların sonunda bele-

diye mezarlık tüzüğünün değişmesini sağladı. Yapılan girişimlerin ardından mevcut tüzük, İslami usullere uygun olarak defnedilmeye de imkân sağlayacak şekilde değiştirildi. Bu müracatın yapılmasının ve ilgili değişikliğin ardından Ağustos ayında resmî olarak ilk kez tabutsuz defin gerçekleştirildi. Müslüman Çalışma Grubu Başkanı Behlül Yılmaz konu ile ilgili yaptığı açıklamada Müslümanların kendi ülkeleri olarak gördükleri ve vefat ettikleri zaman da gömülmek istedikleri ülkenin definle ilgili yönetmeliklerinin İslami usullere uygun olarak düzenlenmesinin sevinç verici olduğunu kaydetti. Belediye’ye defin işlemleriyle alakalı başvuruda ortaklaşa hareket eden Müslüman kuruluşlara da teşekkür eden Yılmaz, bu birlikteliğin diğer alanlarda da gerçekleştirileceğini umduğunu belirtti.

Başörtüsü hakkı

İslamofobi

İsviçre liselerinde başörtüsü serbest

Hedef başörtülü kadınlar

İsviçre Anayasa Mahkemesi bazı kantonlarda ortaöğretim okullarında uygulanan başörtüsü yasağının din ve vicdan hürriyetini hedef aldığı ve hiçbir dayanağının olmadığı gerekçesiyle uygulanamayacağına karar verdi. İsviçre’nin Thurgau Kantonu, Burglen kasabasında, 2011 yılında 14 yaşında iki Makedonya asıllı öğrenci derslere başörtülü girmenin yasak olduğu gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılmıştı. Okul yönetimi ders esnasında güneş gözlüğü, başörtüsü ve şapka gibi şeylerin takılmasının okul kurallarına aykırı olduğunu belirterek başörtülü öğrencileri okula almayı reddetmişti. Olay, öğrenci velilerinin devreye girmesiyle yerel mahkemeye taşınmış, mahkemenin okulu haklı bulması üzerine ise aileler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüştü. İsviçre’nin en yüksek temyiz mahkesi Fede-

ral Mahkeme, uygulanan başörtüsü yasağının “inanç ve vicdan hürriyeti” ilkesiyle ters düştüğüne kanaat getirerek, “Okulun uyguladığı yasağın hiçbir yasal dayanağı yoktur. Kızların okula başörtüsü ile girmeleri yasaklanamaz.” ifadesi ile lise düzeyi okullarda uygulanan başörtüsü yasağını oy birliği ile alınan bir kararla iptal etti. Buna göre artık lise düzeyi ortaöğretim kurumlarında başörtülü öğrenciler sorun yaşamadan derslere katılabilecekler. Mahkemenin verdiği ve benzeri davalara emsal teşkil eden bu kararla İsviçre ortaöğretim okullarında başörtüsü serbest hâle geldi.

Fransa, İsveç, İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi birçok Avrupa ülkesinde Müslümanlara, özellikle başörtülü kadınlara yapılan İslamofobik saldırılarda artış gözleniyor. Fotoğraf: Garry Knight

Avrupa’da camilere ve Müslümanlara yönelik İslamofobik saldırılara her gün bir yenisi daha eklenirken, son yıllarda artış gösteren İslam karşıtı provokasyonlar özellikle başörtülü Müslüman kadınları hedef alıyor. Fransa’daki Müslüman derneklere dayandırılan verilere göre sadece Fransa’da son bir yıl içerisinde saldırıya uğrayan 469 Müslüman’ın yüzde 85’ini kadınlar teşkil etti. Bu saldırıların en son örneklerden biri geçtiğimiz ay Paris’in batısında bulunan Trappes’te gerçekleşti. İki saldırgan 16 yaşındaki başörtülü bir genç kıza saldırıp başörtüsünü çıkarmış ve kızı bıçakla yüzünden yaralamışlardı. Genç kız olay mahallinden geçen bisikletli bir kişinin olaya müdahele etmesiyle kurtulmuştu. Yine Haziran ayında Paris’te başörtülü 4 aylık hamile bir kadın iki kişinin saldırısına uğramış, başörtüsü çıkarılmaya çalışıp

elbisesinin büyük bir bölümü kesilen kadın saldırı esnasında karın bölgesine aldığı tekmeler sonucu çocuğunu kaybetmişti. Ağustos ayında İsveç’in başkenti Stockholm’de Müslüman ve 7 aylık hamile bir kadın, polisin verdiği bilgiye göre başörtülü olduğu için hakarete uğrayarak bayılana kadar darp edilmişti. Ülkeyi ayağa kaldıran hadise sonrasında içlerinde milletvekillerinin ve erkeklerin de bulunduğu binlerce İsveçli, twitter ve facebook gibi sosyal paylaşım ağları üzerinden başörtülü fotoğraflarını paylaşarak çirkin saldırıya tepkilerini göstermişti. Bununla birlikte, bu korkunç saldırıya tepkiler henüz dinmemişken şehrin göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Haninge bölgesinde bir başka başörtülü kadının saldırıya uğraması Avrupa’da yükselen islamofobi tehlikesinin boyutlarını gözler önüne seriyor. İngiltere’de İslamofobiyle mücadele eden yardım kuruluşu Tell Mama’nın verilerine göre 2001’den bu yana ülkede Müslümanlara ait 700 ibadethane saldırıya uğrarken, son bir buçuk yıl içerisinde İngiltere ve Galler’de toplam 1200 İslam karşıtı saldırı gerçekleştirildi. Avrupa Türk İslam Birliği’nin verdiği bilgiye göre Almanya’da Müslümanlara yönelik her yıl gerçekleştirilen saldırı sayısı ise 120. Kimi politikacıların İslam karşıtı söylem ve tutumlarının İslamofobik düşünceleri cesaretlendirdiğini belirten Avrupalı Müslümanlar, hükümetlerin saldırıları kınamak yerine bu tip saldırıları önlemeye yönelik ciddi adımlar atmaları gerektiğini savunuyor.

Genel Merkezimizden

camia | 13 Eylül 2013

Eğitim Başkanlığı

Yaz okulları: Eğlenerek öğrenmek Geçtiğimiz yılın yorgunluğunu atabilmek ümidiyle geçirdiğimiz yaz tatili, çocuklarımız için hem eğlenebilecekleri, hem de öğrenebilecekleri imkânları da beraberinde getirdi. Cengiz Kadırgan

Bursa Yaz Okulu

Öğrencilerin tatillerinde temel dinî bilgilerinin geliştirilmesi, uygun ortamlarda dinlenmeleri ve sosyal aktivitelerle eğlenmeleri amacıyla düzenlenen yaz kurslarında Temel Eğitim Müfredatı çerçevesinde seviyeye göre Temel Bilgiler 1, 2, 3 kitapları okutuldu. Öğrenciler yaz kurslarına katılımlarıyla yeni arkadaşlar edindiler, ayrıca okullar öğrencilerin birbirleriyle kaynaşma ve paylaşma duygularının gelişimine katkı sağladı. Bu kurslar, çocuklarımızın kimlik ve kişiliğinin oluşması açısından da büyük önem taşıdı. Çocukların yeni eğitim sezonunda daha başarılı olmaları için eksiklikleri dikkate alınarak düzenlenen yaz okulu programı, arkadaşlarla uyum ve dayanışmayı sağlamak gibi önemli konuların da pratik edildiği yerler hâline geldi. IGMG Teşkilatlarının tamamında, cami ve eğitim merkezlerinde düzenlenen okul derslerine yardım kursları gibi çalışmalarla çocukların başarısının artırılması konusunda büyük çaba sarfeden Eğitim Başkanlığının çocukların hem boş zamanlarını değerlendirmeleri, hem de sene içerisinde edindikleri bilgileri pekiştirmek amacıyla düzenlediği kurslar, velilerden de büyük beğeni topladı. IGMG Teşkilatları bünyesinde bütün cemiyet ve eğitim merkezlerinde organize edilen yaz kurslarından bir çok çocuğumuz bu yaz da

İzcilik Yaz Kampı

faydalanma fırsatı buldu. Birçok bölgede cemiyet eğitim merkezlerinde hafta içi ve hafta sonu gündüzlü ya da yatılı olarak düzenlenen bu kurslara binlerce öğrenci katılım sağladı. Katılımcı sayısında geçen yıla oranla artış gösteren yaz okulu çalışması, Avrupa genelinde 28 yerde kız çocuklarına, 17 yerde de erkek çocuklarına yönelik toplamda 45 noktada yatılı olarak gerçekleştirildi. Bu kurslarımızda 1.300 civarında çocuğumuz eğitim aldı. Mekânları fiziki açıdan yatılı kursa müsait olmayan bölgeler, otel veya gençlik yurtları kiralayarak yaz okullarını düzenlediler. Bunun dışında örneğin Fransa’daki bölgelerimiz bu sene 40 kız, 90 erkek olmak üzere 130 kişilik katılımla Türkiye’de Bursa Gemlik ilçesinde yaz okulu çalışmasını gerçekleştirirken, diğer bölgelerimizde de Kur’ân-ı Kerîm, temel dinî bilgiler gibi derslerin yanında spor aktiviteleri, gezi programları ile dolu, nitelikli yaz okulu çalışmaları başarıyla tamamlandı. Eğitim Başkanlığının geçen sene ilkini düzenlediği Bosna Hersek Yaz Okulu’nun da ikincisi bu yıl yoğun bir ilgi ve taleple, toplamda 70 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi. Mahmut Yavuz ve Ayşe Akova yönetiminde 6 eğitimci, 3 abla ve 3 ağabey bu çalışmada görev aldı. Bunun haricinde Bosna Yaz Okulu’nda görev alan Abdurrahim Dursun, Rıdvan Tekir (Eğitmci) Zü-

beyde Akbaba, Hayrunnisa Asalıoğlu (Eğitimci), Nisa Akyüz, Nurunnisa Erkmen, Betül Erkmen (Abla), Burak Kılıç, Rıza Ertekin, Erkam İnam (Abi) özverili çalışmalarıyla yaz okulu çalışmasının verimli geçmesini sağladılar. Yaz okullarına iki yeni halka Eğitim Başkanlığı tarafından organize edilen Marmara Yaz Okulu ve İzcilik Kampları da bu yıl ilk olarak hizmet vermeye başladı. Marmara Yaz Okulu çalışması, düzenlendiği bölgenin zengin tarihsel mirası ve konumu itibariyle Avrupa’da yaşayan öğrencilerimize gezerek bilgilenme imkânı sundu. Eğitimcilerimiz de Marmara Yaz Okulu’nda öğrencilerimize kent kültürü, antik çağ, felsefe, tarih, din, Osmanlı dönemi gibi pek çok konuda konuşma, tartışma ve bilgi aktarma şansına ulaştı. Avrupa’nın farklı noktalarından katılım sağlayan toplamda 66 öğrencimizle Marmara Yaz Okulu, IGMG Teftiş Başkanı ve Eğitimci Ramazan Başlık yönetiminde 4 eğitimci, 3 abla ve 3 ağabey eşliğinde gerçekleştirildi. İstanbul, Edirne, Çanakkale ve Bursa’da olmak üzere birçok tarihî ve turistik mekanların da ziyaretleri bu çalışma esnasında yapıldı. Ramazan Başlık katıldığı çalışmadaki izlenimlerini şöyle ifade etti: “Bu sene ilkini gerçekleştirdiğimiz Marmara Yaz Okulu projesinin Avrupa’da doğup büyüyen çocuklarımız için önemli bir ihtiyaç olduğunu gördük. Çocuklarımız bazı yaz tatillerinde aileleriyle birlikte Türkiye’ye geliyor, burada bulunan ailelerini ve yaşadıkları yerleri ziyaret ediyorlar; fakat bu ziyaretlerinde ülkenin değerlerini, tarihini, kültürünü tanıma imkânı bulamıyorlar. Bu yaz kursunun özellikle Marmara’da düşünülmesinin amacı ise özellikle Osmanlı’ya başkentlik yapmış olan Bursa, Edirne ve İstanbul’un yakından tanıtılmasının yanında, yakın tarihimizde bir destan yazılmış olan Çanakkale’de bu maneviyatı hissedebilmek idi. Bunu da öğrencilerimizle doya doya yaşadık. Elbette bütün bunların yanında Eğitim Başkanlığımızın eğitimdeki ilk amacı olan Kur’an ve Sünnet bilgilerinin çocuklarımıza aktarılması ve geliştirilmesi hedeflerimiz arasında yer aldı. 2013 Marmara Yaz Okulumuzu İstanbul’da Birikim Hayat Koleji’nde gerçekleştirdik. İlk defa bizim öğrencilerimizin kullandığı ve bu yıl yeni eğitim hayatına başlayacak olan kolejin son derece gelişmiş teknik imkânlarını kullanma fırsatını da bulmuş olduk. Bize bu imkânları sundukları için Birikim Eğitim Kurumları’nın tüm çalışanları nezdinde Genel Müdür Ömer Faruk Yelkenci’ye teşekkürlerimizi sunarız.” Marmara Yaz Okulu kadrosunda yer alan Musa Şimşek (Türkiye Organizatörü), Emine Batın (Kızlar Bölümü Organizatörü), Sinan İlhan, Mahmut Yavuz (Eğitimci), Rabia Gönül

İzcilik Yaz Kampı

|

5

Ataş, Nermin Nesibe Şeker (Eğitimci), Ayşe Akgün, Şeyma Horasan (Abla), Burak Kılıç, Abdussamet Kotan, Nevzat Bölge (Abi) gibi değerli idarecilerimiz de bu yeni çalışmanın başarıyla tamamlanmasında büyük emek sarfettiler. Kamp Ateşinde Eğitim: İzcilik Eğitim Başkanlığının yeni projelerinden olan ilk İzcilik Yaz Kampı, Ümraniye Kent Ormanı’nda gerçekleşti. İzcilikte yılların tecrübesine sahip olan Türkiye İzcilik Federasyonu’nun ev sahipliği yaptığı kampa ilk defa IGMG’den bir heyet katıldı. Özellikle 11-15 yaş arası çocuklar için organize edilen kamplar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleşti. IGMG bünyesinden de bir grup aday izcinin ve 5 yetişkin izci liderinin katıldığı kampta çocuklar bir hafta boyunca hem çeşitli alanlarda eğitim ve faaliyet gördüler; aynı zamanda yetişkin liderler, sorumlu oldukları oba ve oymaklarda kamp organize ve yönetim tecrübesi kazandılar. Kamp süresince ormanda çadırlarda kalan izciler yaz tatillerini çok farklı bir ortamda geçirme imkânı buldular. Uluslararası izcilerin de buluştuğu bu özel kampta başta Mısır, Suriye, Libya, Balkanlar ve Gürcistan olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden izciler tanışma ve birlikte faaliyet yapma olanağına kavuştu. Her akşam gerçekleşen kamp ateşi faaliyetlerinde farklı ülkeler kendi kültürlerini tanıttı. Bir hafta süren dönem kampında çocuklara hem iki günlük İstanbul kültür gezisi, hem de doğal ortamda çeşitli faaliyetler sunuldu. Bunların arasında binicilik, yüzme, tırmanma, hafıza teknikleri, çadır kurma, bisiklet sürme, kanu sürme, doğa yürüyüşleri, telsiz kullanma, fonetik alfabe, ok atıcılık gibi faaliyetler vardı. IGMG Eğitim Başkanlığı İzcilik Proje Sorumlusu Aişe Akova bizzat katıldığı kamp hakkındaki izlenimlerini şöyle ifade etti: “İzcilik kampları çocuklara kendi ayakları üzerinde durmayı ve teknolojiden bağımsız bir şekilde yaşamayı öğretiyor. Bu şekilde çocukların özgüveni artıyor ve farklı yetenekleri ortaya çıkıyor. Çocuklar dahil oldukları obalarda (6-8 kişilik izci grupları) ekip ruhunu ve paylaşmayı öğreniyorlar. İzcilik eğitimi yaşayarak ve yaşatarak hayatı öğretiyor ve çocuklara iç disiplin kazandırıyor. Bu özellikler Avrupa’da yaşayan çocuklar için daha da önemli. Hedefimiz bu kampları önümüzdeki çalışma döneminde Avrupa’da hayata geçirmek.” Bir hafta sonunda kamp ateşi programıyla sona eren dönem kampına IGMG Eğitim Başkanı Ekrem Kömürcü ve Teftiş Başkanı Ramazan Başlık da katıldılar ve davetlerinden dolayı Türkiye İzcilik Federasyonu’na teşekkür ettiler.

6   |

Genel Merkezimizden

camia | 13 Eylül 2013

HAC 2013

“Hac görevlileri kalben hazır olmalıdır.” IGMG Hac – Umre Reisen GmbH, 2013 yılı Hac organizesindeki görevlileri bilgilendirmek amacıyla Kafile-Grup ve Hizmet Görevlileri Bilgilendirme Toplantısı düzenledi. Toplantı, Kerpen’de Millî Görüş Genel Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Abdullah Yıldırım

Önümüzdeki haftalarda başlayacak olan 2013 Hac organizesinde 13 ülkeden katılan kafile, grup ve hizmet görevlileri kapsamlı bir toplantı ile bilgilendirildi. İki gün süren toplantı kapsamında ilk gün kafile ve grup başkanları, ikinci gün ise hizmet görevlileri ile sağlık ekibine yönelik bilgilendirmeler yapıldı. Rhein Necker Saar Kafile Başkanı Nihat Çiftçi’nin Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başlayan bilgilendirme toplantısında yoklamadan sonra söz alan Hac 2013 Genel Sorumlusu ve Hac-Umre Birim Başkanı Tahir Köksoy, görevlilerin organizasyondaki önemi konusuna değindi. Yapılan çalışmalar, hazırlıklar, yenilikler ve genel organizasyon hakkında bilgilendirmede bulunan Köksoy, kafile ve grup başkanlarının öncelikle zihnen, kalben ve ruhen bu göreve hazır olması gerektiklerini vurgulayarak şunları kaydetti: “Öncelikle bilgi bakımından

zor duruma düşürdüğünü, bütün planlamaların yeniden yapıldığını ve bölgelerimizde dolan kontenjanlardan dolayı kuraların çekilmesinin ardından sıkıntıların atlatıldığını belirtti. Konuşmasında 2013 Hac organizesinde uygulanacak yenilikler hakkında da bilgi veren Köksoy, gezi otobüsleri ile ilgili yapılan çalışma neticesinde ikinci gezilerin masraflarının da organizasyon tarafından üstlenileceğini ve yolculuklarda hacıların rahat edebilmesi için Mekke-Medine arası otobüslerinin yeni araçlar olacağını belirtti. Geçen sene olduğu gibi bu sene de hacılar daha yolculuğa çıkmadan, içinde 10 litre zemzem, ihram, valiz, hac rehberi ve çeşitli hac malzemelerinden oluşan paketin posta ile hacıların adreslerine gönderileceğini, ayrıca yine kutsal topraklardaki hacılarımızın daha rahat okuyabilmeleri için 300 adet Kur’ân-ı Kerîm, yasin ve dua kitabının yanında

Taşkıran, “Hacılarımızın sabır ve teslimiyetle hac görevlerini yerine getirmeleri konusuna vurgu yapılmalıdır.” dedi. Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran’ın ardından söz alan Hac İrşad Birim Başkanı Cemal Bolat, haccın can damarının irşad olduğunu, irşadsız bir haccın düşünülemeyeceğini ifade etti. “Hacılarımıza haccın manasını anlatmalıyız. Haccın turistik bir gezi olmadığı, ruhunu yaşayarak tavaf yapmak gerektiği belirtilmelidir.” diyen Bolat, bu seneki temel vurgunun Müslümanların sorumlulukları konusunda bilgi ve şuurlandırma olacağını belirtti. “Haccın önemine, ihramın yasaklarına, haccın farizasına önem verip, ciddi şekilde hacılara anlatmalıyız.” diyerek sözlerine devam eden Bolat, hacca gitmeden önce görevlilerin, edindikleri tecrübe ne kadar fazla olursa olsun hacla ilgili kaynak kitap okumaları gerektiğini vurguladı. Gerçekleşti-

lara bilgi veren IGMG Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Bozkurt, “Yapılan hayırlı çalışmaları hacılarımıza anlatarak onları bilgilendirmeli ve bu hayırlı çalışmalara katılımlarını sağlamalıyız.” dedi. 2013 Hac organizesinde kadın görevlilerin faaliyetleriyle ilgili bilgilendirmede bulunan Kadınlar Teşkilatı Hac-Umre Sorumlusu Cahide Yılmaz, Mekke’de 3, Medine’de 2 merkez görevlisi olarak hizmet verileceğini ve yoğun bir şekilde hanımlara hizmet etmek için gayret edileceğini belirtti. Toplantının ikinci gününde ise 2013 Hac organizesinde görev alacak hizmet görevlileri ve sağlık ekibi ile bir araya gelindi. Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran hizmet görevlilerinin dikkat edecekleri hususlar hakkında bilgilendirmede bulunurken, İrşad Sorumlusu Cemal Bolat haccın menasiki ve irşad çalışmalarının hangi çerçevede gerçekleşeceğine ilişkin notlar

donanımlı olmak zorundayız. Bu ibadetin hem menasiki, hem özü, hem de organizasyon ile ilgili olarak yeterli ve donanımlı olarak hizmetimizi sürdürmeliyiz. Donanımlı olarak hazır olmanın ön şartı bilgi bakımından hazır olmaktır. Sizler aynı zamanda Avrupalı Müslümanların temsilcilerisiniz. Bu bilinçle hareket etmeli, bu bilince yakışır tavırlar sergilemelisiniz.” dedi. Suudi Arabistan Hac Bakanlığı’nın kontenjanları %20 oranında düşürmesi ile ilgili bilgilendirme yapan Köksoy, tüm hazırlıkların tamamlanıp, otellerin kiralanması, uçuşların ayarlanması ve kayıtların kapanmasının ardından alınan böyle bir kararın, organizasyonu

çeşitli kitapların Mekke ve Medine’de hacıların istifadesine sunulacağını belirtti. Konuşmasının sonunda, kontenjandan dolayı görevli sayısında azalma olduğunu belirten Köksoy, bu sene kafile ve grup başkanlarına çok büyük görev düştüğünü, herkesin her zamankinden daha fazla gayret göstermesi gerektiğini belirtip, görevlilere teşekkür ederek sözlerini bitirdi. Mekke ve Medine’deki hazırlıklarla ilgili bilgilendirme yapmak üzere söz alan Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran, tüm hazırlıkların tamamlandığını, resmî ve fiili bütün işlemlerin bitirildiğini belirtti. İnşaattan dolayı Mekke’de birçok sıkıntı ve aksaklığın olduğunu belirten

rilecek irşad hizmetleri ile ilgili bilgiler veren Bolat, mescidlerde her öğle namazından önce sohbetler, namazdan sonra evrad-ı şerif okumaları, irşad çadırında her gün düzenlenecek Maide-i Kur’an programlarında dünyanın tanınmış karilerinin Kur’ân-ı Kerîm tilavetleri, ilahiler, değerli hatiplerle sohbet programları gibi faaliyetlerle haccın irşad açısından zenginleştirileceğini, kafilelerdeki deneyimli ve tecrübeli hocalardan da istifade edilip kapsamlı çalışmaların yapılacağını anlattı. Bunun yanında kafile başkanları ile ortak çalışılıp gezi programlarının organize edileceği de bildirildi. Sosyal Hizmet çalışmaları hakkında katılımcı-

aktardı. Toplantıda, 2013 Hac Organizesi Sağlık Sorumlusu ve Genel Merkez İdari İşler Başkanı Zeki Toprak da 19 kişiden oluşan sağlık ekibi ile birlikte yapılacak çalışmalar hakkında sağlık ekibini bilgilendirdi. Mekke ve Medine’de verilecek sağlık hizmetleri, gerekli ekipman ve medikal hizmetlerin hazır olduğunu aktaran Toprak, “Tüm hacılarımızın sağlık ve sıhhat içerisinde bir hac ibadeti geçirmesi en büyük arzumuzdur.” dedi. 2013 hac ibadetinin tüm Müslümanlar için ruhen ve bedenen faydalı geçmesi amacıyla düzenlenen toplantılar, katılımcıların dilek ve temennilerinin ardından Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile son buldu.

Hac & umre görevlileri

Genel Merkezimizden

camia | 13 Eylül 2013

|

7

“Oy hakkı olan herkesin seçimlere katılması gerekmektedir” Almanya ve Avusturya’da gerçekleştirilecek seçimler yaklaşıyor. İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü ile Müslümanların siyasal katılımını ve bu katılımın sağlayabileceği katkıları konuştuk:

Eylül’de gerçekleşecek Almanya ve Avusgetirmelidirler. turya Seçimleri’ne çok az bir süre kaldı. MüsGenellikle seçimler söz konusu olduğunda, lümanların bu seçimlerde oy kullanmaları ne “Benim oyumdan ne olur?” anlayışının hakim gibi olumlu sonuçlar doğuracaktır? olduğunu görüyoruz. Gerçekten de bir oy, tek Herhangi bir olumlu sonuçtan bahsedebilbaşına yeterli değil mi? mek için her şeyden önce oy hakkı olan herkeMısır’da verdikleri oylara sahip çıkmak issin seçimlere katılması gerekmektedir. Müsteyen insanlar hayatlarını kaybediyorlar. Bu lümanların sayısı Almanya ve Avusturya’da açıdan bakıldığında “Bir oydan ne olur?” cümmilyonları aşmış olmasına rağmen hâlâ onları lesinin aslında sorumluluktan kaçmanın bir görmezden gelen bir siyasetin uygulanması, ifadesi olduğu açıktır. Herşeyden önce insan seçimlere göstermiş olduğumuz ilginin yeteroyuyla kendi iradesini ortaya koymalıdır. Ayrısizliğinden kaynaklanıyor. Bu nedenle bizleri ca sadece son eyalet ve belediye seçim sonuçetkileyen konularda söz sahibi olabilmek için larına baktığımızda bile çok az oyla siyasetin her şeyden önce seçimlere katılımı gerçekleşakışının değiştiğini görüyoruz. Örneğin Aşağı tirmemiz şart. Saksonya’da 400 oyla hükümet düştü ve yeni Bunun haricinde seçmenler oy verdikten bir koalisyon hükümeti göreve geldi. Partilerin sonra da kendilerine verilen vaatlerin takipaldıkları oylar arasında çok küçük farkların olçisi olmalı. Özellikle yabancı düşmanlığına duğu ve seçim sonuçlarının az sayıda oyla bile karşı çözümler ya da çifte vatandaşlık gibi podeğişebileceği açıkken “Bir oydan ne çıkar?” püler vaatlerin sözde kalmaması için seçmen düşüncesinin hatalı olduğunu görmemiz geverdiği oyun karşılığını istemelidir. Müslürekiyor. Oylarımız değerli ve artık siyasi parmanların isteklerinin karar mekanizmalarıntiler de bu değerin farkında. Biz Müslümanlar da temsil edilmesi ve problemlerin çözülmesi bu gerçekten hareketle taleplerimizi belirleancak bu şekilde mümkün olabilir. Seçimin meli ve bu talepleri siyasi muhataplarımıza olumlu sonuçları, oy vermekle başlayıp aktif iletmeliyiz. katılımla devam eden bir süreç sonunda elde IGMG, yaklaşan seçimler konusunda siyasi edilecektir. bilinçlenmeyi sağlamak amacıyla bir dizi çalışBazı araştırmalar özellikle Türkiye kökenma yaptı. Bunun haricinde seçimler konusunlilerin seçimler konusunda hevessiz olduklada teşkilatın ne gibi çalışmaları var? rını ve oy haklarını çoğu zaman kullanmadıkMüslümanların meselelerini çözmek için larını gösteriyor. Sizce seçimler Almanya ve üstlendiğimiz iddia ve sorumluluk, onların Avusturya Müslümanları için ne ifade etmeli? meselelerini toplumda duyurmak gibi bir Oy kullanmak bir ülkeyi benimsemenin görevi de bize yüklüyor. Bu nedenle siyasal ve katılımın en üst göstergesidir. Müslümankatılım çalışmaları, yürüttüğümüz diğer çalar artık bu ülkelerin vazgeçilmez unsurları, lışmalardan tamamen bağımsız bir alan değil. ama siyasi arenada henüz hak ettikleri yere Bilakis seçimlere katılım, yürüttüğümüz çalışsahip değiller. Ben bunun seçimlere katılımla maları kapsayan, kardeşlerimizin sorunlarını da yakından alakalı bir husus olduğunu düşüçözmek için hepimize büyük fırsatlar sunan nüyorum. Bu bağlamda başarı göstermemiz bir mesele. Bu nedenle gerek bölgelerimizde, gereken birinci husus gerekse cemiyetinsanlarımızı sandılerimizde gerçekArtık bize rağmen veya bizi alet ğa gitme noktasında leştirdiğimiz progikna etmek olacaktır. ederek değil, bizim de dahil oldu- ramlarla seçimlere Ancak bu ilk adımkatılımı teşvik ediğumuz bir siyaset şart. dır; asıl mesele biraz yoruz. Tribünlerden seyretmekten ziyade önce de bahsettiğim Bölgeler düzegibi oy kullanmakla yinde “Seçim Konartık biz de oyunda yerimizi birlikte siyasete aktif feransları Projesi”, almak durumundayız. katılımı teşvik etmek seçmenle adayları olacaktır. Artık bize bir araya getirmerağmen veya bizi alet ederek değil, bizim de yi amaçlayan çalışmalardan biri. Bu projeyle dahil olduğumuz bir siyaset şart. Tribünlerhazırlanan konsepti bölgelere göndererek den seyretmekten ziyade artık biz de oyunda seçim öncesi Almanya’daki 15 bölgede siyasiyerimizi almak durumundayız. Zira kalıcılık lerle diyaloğa geçilmesi konusunda çalışmaaynı zamanda yaşadığınız toprakların geleceği lar yapıyoruz. Bu çalışma kapsamında uyum, için kaygılanmak ve sorumluluk üstlenmeyi çifte vatandaşlık, eğitim, kamu hizmetlerinde gerektirir. Siyasete katılım ve oy kullanmak de şans eşitliği, kamu kuruluşlarının kültürda bu sorumluluk bilincinin bir parçasıdır. lerarası yetkinliği gibi birçok konuda parti Dünyaya açık, inanç özgürlüğünü tesis etmeprogramları incelendi, toplumumuzun kendi de başarılı ve farklılıkları zenginlik olarak katercihlerini belirlemelerine yardımcı olmak bul eden güçlü bir Almanya ve Avusturya için amacıyla partilere ve adaylara yönelik sorusiyasi katılım sağlanmalı, Müslümanlar da bular oluşturuldu. Bölgelerimizde düzenlenen lundukları ülkelerin geleceğine olumlu katkıkonferanslara adaylar çağırıldı ve bu sorular da bulunabilmek için sorumluluklarını yerine kendilerine yöneltildi. Böylece adaylar Müslü-

manların hassasiyetleri konusunda nasıl tavır sergileyeceklerini açıklamış oldular. Bu projeyle bölgelerimizdeki seçmenlerin kendilerini temsil edecek doğru adayı seçmelerine ve parti programlarını değerlendirmelerine yardımcı olduk. Bunun yanında Perspektif dergisinde “Partilerin Beyanat Karşılaştırmaları” dosyası yayınlandı. Bunun için Almanya ve Avusturya’dan siyasi partilerle irtibata geçerek onlara Müslümanları ilgilendiren birçok konuda sorular yöneltildi. Verilen cevaplar doğrudan seçmenlerin istifadesine sunuldu. Bu çalışmanın da seçmenlerin karar vermesine fayda sağlayacağını düşünüyorum. Bu çalışmaların haricinde geçtiğimiz ay idrak ettiğimiz ramazan, siyasetçilerle bir araya gelerek onların parti programları hakkında bilgi sahibi olmak anlamında da faydalı oldu. Cemiyetlerde birçok partiden temsilci iftar sofralarında vatandaşlarımızla buluştu, böylece aralarında doğrudan bir iletişim oluştu. İftar programlarının haricinde, sene içerisinde cemiyetlerimizde ya da bölgelerimizde gerçekleştirilen mutat programlara da bildiğiniz gibi siyasi temsilciler davet edilmekte, onların Müslümanların sorunlarından, gündemlerinden haberdar olmaları sağlanmaktadır. Bu buluşmaların, hem cemiyetlerimizdeki kardeşlerimizin siyasal katılımını artırması, hem de siyasetçilerin Müslümanları daha yakından tanımalarına olanak sağlaması açısından değerli olduğunu düşünüyorum. IGMG’nin seçmenleri doğrudan herhangi bir siyasi partiye destek vermek konusunda yönlendirmediğini de belirtmekte fayda görüyorum. Gerçekleştirdiğimiz bütün çalışmalarda seçmenlere doğru bilgiler sunarak onları parti temsilcileriyle buluşturmak ve siyasal haklarını kullanmalarına yardımcı olmak amacı taşıyoruz. Ancak bu durum Müslümanların menfaatleri doğrultusunda tercihimizin olmadığı manasını taşımaz. Partilerin Müslümanların meselelerine yaklaşımları, ortaya koydukları hassasiyet ve samimiyet elbette çok önemli. Bu yaklaşımların bilinçli bir seçmenin dikkatinden kaçması zaten mümkün değil. Bu açıdan Perspektif dergisinin sorularına verilen cevaplar ilgiyle okunmalı. Ancak esas olan, Müslümanların tüm partilere katılımda bulunması ve böylece parti politikalarının Müslümanların hassasiyetlerini daha fazla dikkate almalarının sağlanmasıdır. Önümüzdeki seçimlere baktığımızda, hangi konuların bilhassa Müslümanlar açısından önem taşıdığını düşünüyorsunuz? Müslümanların cemaat olarak karşılaştıkları problemlerin bir çoğu, dinî cemaatlerin kamu erkiyle iletişimi, var olan birçok kurumsal hakkın Müslümanlardan esirgenmesi, örneğin İslam inancına uygun defin meselesi, okullarda inanç bazlı din eğitimi meselesi, ilahiyat fakülteleriyle ilgili çıkmazlar, radyo televizyon üst kurullarında temsil, helal sertifika-

landırma sorunu gibi somut sorunların büyük bir kısmı, Müslümanların dinî cemaat olarak doğal haklarının göz ardı edilmesiyle alakalıdır. Bu açıdan bu mesele bir neticeye bağlanmalı, İslami cemaatlerin dinî cemaat olarak haklarının reddedilmesi süreci artık sona erdirilmelidir. Bunun yanında bir takım görsel haklardan ziyade hastanelerde manevi destek hizmetleri, mezarlıklarla ilgili yasal düzenlemeler gibi günlük hayata ve pratiğe yönelik çözümlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yine Müslümanların toplum içerisinde kabul edildikleri duygusunun verilmesi, bu amaçla İslamofobi düşüncesinin engellenmesi için Müslümanların güvenlik sorunu olarak algılanması gibi sıkıntıların günlük yaşantıdan tamamen uzaklaştırılması gerekiyor. İslam, Almanya’da güvenlik problemi olarak görülmemeli ve karşılıklı katılımın sağlanması için uygun ortam hazırlanmalıdır. Bunun yanında başörtülü kadınların okul ve iş hayatlarında ayrımcılığa uğramalarının önüne geçilmeli, Almanya’nın anayasasına aykırı olan yasaklar ve Müslümanlara yönelik daha birçok ayrımcı düzenleme ve uygulama kaldırılmalıdır. Özellikle Almanya’da önümüzdeki seçimler öncesi partilerin göçmen kökenli milletvekili adaylarını listelerine koyduklarını görüyoruz. Sizce bu neyin göstergesi ve seçmen sadece bu nedenle bir partiye oy vermeli mi? Oy verilecek partinin sunduğu adaylar önemli, ancak partilerin genel politikalarının adaleti, sosyal barışı öncelemesi ve Müslümanlara yaklaşım daha da önemli. Bu bakımdan partilerin, Müslümanların meselelerine bakışlarını içeren dosya çalışmamız büyük bir boşluğu dolduruyor. Bilinçli bir seçmen, seçimlerde öne sürülen adayları mutlaka partilerin programlarıyla karşılaştırmalı ve partilerin bizi ilgilendiren meselelere yaklaşımlarını esas almalı. İşte bu noktada göçmen kökenli olmak bir adayı tercih etmekte yegâne belirleyici unsur olmamalı. Ancak siyasi partilerin göçmen kökenli aday sayısı şüphesiz bu toplum kesimine yaklaşımların samimiyeti ile ilgili ciddi bir gösterge. Müslümanların hakları konusunda bazı eyaletler ciddi adımlar attı veya atmaya hazırlanıyor. Gidişat hakkında genel bir değerlendirme yapacak olursanız, Müslümanların hakları konusunda geleceğe nasıl bakıyorsunuz? Doğrusunu söylemek gerekirse atılan adımların başlangıç olarak önemli, ama yetersiz olduğuna inanıyoruz. Biz dinî bir cemaat olarak Müslümanların bu toplumda diğer dinlerin mensuplarıyla aynı haklara sahip olmaları için mücadele ediyoruz. Elbette ayrımcılık ve İslam düşmanlığı gibi ümidimizi gölgeleyen gelişmeler olmuştur. Ancak şu bir gerçek ki artık Avrupa’nın geleceğini Müslümanlar olmadan veya Müslümanlara rağmen tasavvur etmek mümkün değil. Önemli olan çoğunluk toplumların bu gerçeği hızlıca kavramaları ve bu gerçeğe uygun bir siyaset üretmeleri.

8   |

Bölgelerimizden

camia | 13 Eylül 2013

2013 SEZON AÇILIŞI

Bölgeler yeni sezona hazır Okulların tatile girmesi ve ramazan ayının gelmesiyle birlikte çalışma sezonuna ara veren bölgelerimiz yeni sezona açılış programlarıyla başladı. Geçen sezonda başarıyla yürütülen faaliyetlerin yorgunluğu tatil döneminde giderildikten sonra bölgeler ve cemiyetler yeni sezona heyecanla girdi. Abdulhamit Irmak , Önder Karaca

Bremen Bölgesi

Bremen Bölgesi Bremen Bölgesi 25 Ağustos 2013 tarihi itibariyle 2013-2014 çalışma yılına kaldığı yerden başladı. Cengiz Taşkınsoy’un sunduğu ve Bilal Güney’in Kur’ân-ı Kerîm tilavetiyle başlayan toplantı, Bölge Teşkilatlanma Başkanı Halil Altuntaş’ın okuduğu yoklama ile devam etti. Daha sonra söz alan Bölge Başkan Vekili Eyüp Ertuğrul, IGMG Eğtim Başkanı Ekrem Kömürcü ve IGMG Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Bozkurt’a teşekkür ederek, 2013-2014 dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kadınlar Teşkilatı ve Gençlik Teşkilatının çalışmalarının da aynı güzellik ve içtenlikle devam etmesi dileğinde bulunan Ertuğrul sözlerine şöyle devam etti: “Dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen katliamların sorumlulularını kınıyor, hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.” Programda konuşma yapan Ekrem Kömürcü, çalışmalarda dikkat edilmesi gereken hususları konu eden konuş-

masında bütün idarecilerin bilinçli ve eğitimli olması gerektiğine değindi. Daha sonra Eğitim, Gençlik Teşkilatı, Hac ve Umre Sorumlusu, Dış İlişkiler Başkanı, İrşad Başkanı ve Muhasebe Birimlerinin başkanları yaptıkları ve yeni sezon için planladıkları çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Sinevizyon gösterisinden sonra bir selamlama konuşması yapan Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Bozkurt şu sözlerde bulundu: “Sosyal Hizmetler Başkanlığı, teşkilatımızın mazlum ve mağdurun yanında olma ilkesini uygulayan bir birimdir. Rabbimiz bizlere kötülükte ve düşmanlıkta değil, iyilik ve takvada yardımlaşmamızı emrediyor. Bu ayeti referans alan bizler, iyiliği emredip kötülükten men etme noktasında maddi olarak yardım yapmayı ön plana çıkarıyoruz. Bu dinî sorumluluğun yerine getirilmesinde Müslümanları teşvik ediyoruz.” Dilek ve temennilerin değerlendirildiği program Fatih Tosun’un Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile son buldu.

Hannover Bölgesi Hannover Yeni Nesil Eğitim Merkezi 2013-2014 yılının açılışını yaptığı açılış programı ile başlattı. Kur’ân-ı Kerîm’le başlayan programda söz alan Yeni Nesil Eğitim Merkezi Müdürü Hafız İbrahim Kıdık konuşmasında eğitimin önemine değinerek öğrenme sürecinin anne karnında başlayıp ölünceye kadar devam ettiğini, bu nedenle eğitimin yaşı olmadığını belirtti. Yeni dönemde öğrencilere daha iyi eğitim verebilmenin gayreti içinde olacaklarını belirten Kıdık, Hannover’in farklı yerlerinde yeni eğitim merkezleri açılacağının müjdesini verdi. Kıdık, Eğitim Merkezinde şu an itibari ile hafta sonları 400, hafta içinde 200 öğrenciye ders verdiklerini ve hâlihazırda 300 öğrencinin de kayıt için sırada beklediğini ifade etti. Açılış programı, yapılan toplu duanın ardından öğrencilerin

sınıflarına gitmeleriyle sona erdi. Hannover Şubesi ise yeni sezona yeni başkanı ile başladı. Geçen sezon sonunda şube başkanı değişikliğinde Ayhan Aydın’dan bayrağı devralan Mehmet Zeki, ilk toplantısını Genişletilmiş İdareciler Toplantısı olarak gerçekleştirdi. Toplantı açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile başladı. Ardından söz alan Zeki, öncelikle katılımın tam olmasından dolayı tüm idarecilere teşekkür etti ve idarecilere görevlerini hatırlattı. Daha sonra söz alan Hannover Bölge Başkanı Davut Toklu ise konuşmasında yeni başkana ve ekibine başarılar dileyerek ramazan ayında faaliyetlerde gösterilen başarıyı kurban sezonunda da görmeyi arzu ettiğini belirtti. Toplantıda daha sonra tüm idareciler söz alarak dilek ve temennilerini belirttiler. Toplantı Hafız İbrahim Kıdık’ın Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile son buldu.

Hannover Şubesi

Hannover Yeni Nesil

Belçika Bölgesi

La Vertu Okulu açıldı

Açık Cami Günü için Almanca tanıtım materyallerimizi www.igmg.org/tom adresinden sipariş edebilirsiniz!

Dokuz ay önce bina alım sözleşmesi imzalanan La Vertu (Erdem) Okulu, kapılarını minik öğrencilere açtı. Haber: Haşim Angın / Fotoğraf: Akın Akıncı Belçika İslam Federasyonu (BİF) tarafından alındıktan sonra kısa zamanda yapılan yenileme çalışmaları neticesinde okul, eğitime hazır hâle getirildi. Anasınıf öncesi, anasınıf 1-2-3 ve ilkokul 1’inci sınıf olmak üzere toplam 8 sınıf ve 10 öğretmenle hizmete başlayan La Vertu Okulu’nun açılışına BİF Başkanı Mehmet Şenel ve BİF İslam Okulları Sorumlusu Mehmet Zeki Bayraktar da iştirak ettiler. Mehmet Zeki Bayraktar bu tarihî gün ile alakalı olarak, “Allah (c.c.)’ın nasip etmesiyle yıllarca özlemini çektiğimiz okulumuza kavuştuk. Allah (c.c.) daha çok okul açmayı bizlere nasip etsin, herkese hayırlı mübarek olsun.” ifadelerini kullandı. BİF Başkanı Mehmet Şenel ise okulun açılışından duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi:

“Çok uzun zamandan beri merakla, hasretle beklediğimiz okulumuzu açmış bulunuyoruz. Şu an içinde bulunduğumuz anasınıfı içerisindeki ağlayan, gülen, oynaşan çocukların ve heyecanlı annelerin görüntüsü bizleri hakikaten duygulandırıyor. Açılan bu okulumuzun bütün camiamıza ve içinde bulunduğumuz topluma fayda sağlamasını Cenâb-ı Hakk’tan temenni ediyoruz. Bu çerçevede emeği geçen, başta okul sorumlumuz Zeki Bayraktar olmak üzere, bütün kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Rabbim hepisinden ayrı ayrı razı olsun.” Türk ve Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı Brüksel’in Schaerbeek semtinde açılan İslam Okulu La Vertu, 4200m² kapalı alan üzerine kurulu olup ilerde 400 öğrenciye eğitim sağlayabilecek.

şürleri

nıtım Bro

apçıkları

ıtım Kit İslam Tan

Serisi

IGMG Ta

hberi

ACG Re

KRM Koordinationsrat der Muslime

TOM Ma

gazin 20

10/2012

İslam Tan

ıtım Broş

ürleri Ser

isi

Cami Tanıtım Afişleri Teppich

Verzierungen

In der Mitte oder im hinteren Bereich des Gebetsraums befindet sich eine leicht erhöhte Stufe, die Dikka genannt wird. Dies ist der Platz des Muezzins, des Gebetsrufers.

Der Gebetsraum ist mit einem Teppich ausgelegt und wird unter anderem aus hygienischen Gründen ohne Schuhe betreten. Das Teppichmuster zeigt in Richtung Kaaba.

Gott kann nicht in Bilder gefasst werden. Auch soll sich der Gläubige beim Gebet nicht vor einem Geschöpf, sondern nur vor dem Schöpfer verbeugen. Deshalb gibt es in der Moschee weder Bildnisse noch Skulpturen.

Die Dikka wurde erstmals im 9. Jahrhundert errichtet. Sie kam insbesondere in größeren Moscheen vor, in denen der Imam in der Menge der Betenden nicht gut zu hören war. Der Muezzin diente in diesem Fall als „Übermittler“ und wiederholte von seinem erhöhten Platz aus die Bewegungen sowie den Gebetstext und erleichterte es so den Betenden in den hinteren Reihen, dem Gebet zu folgen.

Zu Zeiten des Propheten wurden Matten als Gebetsteppiche verwendet. In den Jahrhunderten danach kamen immer mehr nach den Regeln der Teppichkunst verzierte Kilims oder kleine Teppiche zum Einsatz. Der Farbe und dem Muster des Teppichs sind keine Grenzen gesetzt, so dass auch in den Moscheen Deutschlands zahlreiche Variationen vorzufinden sind.

Dikka

Auch wenn diese Aufgabe des Muezzins heute zumeist über Mikrofone gewährleistet wird, ist dieser Platz trotzdem oft in einer Moschee zu finden. Denn neben seiner Übermittlerfunktion hat der Muezzin auch die Aufgabe, den Gebetsruf und einige andere Gebete und Formeln zwischen den Gebeten zu sprechen.

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

Aus diesem Grund werden die Wände des Gebetsraumes und die Kuppel meistens mit Kalligrafien verziert, auf denen Koranverse dargestellt sind. Noch häufiger sind kalligrafische Darstellungen der Worte „Allah“ und „Muhammad“ zu sehen. In größeren Moscheen stößt man aber auch auf kunstvolle Ornamente. Beliebt und verbreitet ist auch das Ausschmücken der Moschee mit kunstvoll geformten Lampen und Glaselementen. Die Verzierungen in der Moschee haben nicht nur eine gestalterische Funktion. Sie sollen mit ihrem textlichen Inhalt und ihrer Form an die Allgegenwärtigkeit Gottes erinnern.

Mihrab

Minbar

Tasbîh

Minarett

Muslime beten in Richtung der Kaaba in Mekka. Die Gebetsrichtung (Kibla) wird in der Moschee durch den Mihrab (Gebetsnische) angezeigt. Während des gemeinsamen Gebets stellt sich der Imam vor den Mihrab und leitet von dort aus das Gebet.

Rechts neben der Gebetsnische befindet sich in der Regel der Minbar (Kanzel). Von hier aus hält der Imam die Freitags- bzw. Festtagspredigt.

Ein Tasbîh ist eine Gebetskette, aufgeteilt in drei Abschnitte mit je 33 Perlen.

Das Minarett ist der Turm, von dem der Muezzin die Gläubigen fünfmal täglich zum Gebet ruft. Wörtlich bedeutet Minarett „Turm“ bzw. „Leuchtturm“.

Die Gebetsnische ist meist eine halbkreisförmige Nische in der Kibla-Wand. Sie ist aufgrund ihrer Funktion der wichtigste und in vielen Moscheen der am reichsten geschmückte Teil des Innenraumes. Sie zeigt den Betenden in der Moschee die Richtung der Kaaba und damit die Gebetsrichtung an. Zugleich trägt sie aufgrund ihrer Form zur besseren Akustik im Gebetsraum bei. Der erste Mihrab wurde Überlieferungen zufolge in der Umayyadenzeit (661750 n. Chr.) gebaut. Zu Lebzeiten des Propheten wurde die Kibla durch eine Markierung gekennzeichnet, entweder mit einer Bemalung oder einer mit Zeichen versehenen Steinplatte.

Die Nutzung des Minbars geht auf den Propheten zurück. Dieser setzte sich anfangs auf einen Palmstumpf, damit er während seiner Reden von allen gesehen werden konnte. Laut Überlieferung ließ sich der Prophet später eine Kanzel aus Holz errichten. Daraus wurde dann ein um zwei Stufen erhöhter Sitz. Mit der Zeit entstand der Minbar, wie wir ihn in der heutigen Form kennen.

Zu Lebzeiten des Propheten verwendete man statt einer Gebetskette die Fingerballen oder kleine Steine. Die Gebetskette kam später hinzu und dient als praktische Zählhilfe. Der Empfehlung des Propheten folgend, sprechen die Gläubigen nach den Gebeten dreimal je 33 Lobpreisungen an Gott. Der Gesandte Allahs sagte: „Wenn jemand nach jedem Gebet 33 Mal ‚Subhânallâh‘ (gepriesen sei Allah), 33 Mal ‚Alhamdulillâh‘ (dank gilt Allah) und 33 Mal ‚Allâhu akbar‘ (Allah ist größer) spricht, 99 Male insgesamt, und zur Vollendung der 100 sagt: ‚Es gibt keinen Gott außer Allah, er hat keinen Partner, ihm gehört die Herrschaft und ihn zu preisen ist unsere Aufgabe und er hat die Macht über alles‘, dann werden ihm seine Sünden vergeben, selbst wenn diese sehr viel sind.“

In der Frühzeit des Islams wurde von einer Mauer oder dem Dach der Moschee zum Gebet gerufen. Der genaue Entstehungszeitpunkt des Minaretts ist jedoch unbekannt, als Entstehungsort gilt Syrien. In vorislamischer Zeit diente das Minarett für profane Zwecke, so beispielsweise als Wachund Signalturm, der den Karawanen Orientierung gab. Daher auch die Bedeutung „Leuchtturm“. Seit der Umayyadenzeit (661-750 n. Chr.) erfüllt es seinen heutigen Zweck. In der islamischen Welt gibt es sehr unterschiedliche Minarette. Dabei folgt die Gestalt oft der traditionellen, landesüblichen Turmarchitektur.

Als Kunstwerk wird der Mihrab in verschiedenen Materialien wie Marmor, Stuck, Holz oder Fayencen gestaltet. Zudem wird er zumeist mit Versen aus dem Koran ausgeschmückt.

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

igmgorg | www.igmg.org | [email protected]

Bölgelerimizden

camia | 13 Eylül 2013

Ramazan 2013

Cemiyetlerimizde ramazan coşkusu Ramazan-ı şerîf, bütün dünyada olduğu gibi Avrupa’daki Müslümanlar için de kardeşlik ve dayanışmanın doruğa ulaştığı bir zaman dilimi oldu. İslam Toplumu Millî Görüş cemiyetlerinde ifa edilen ramazan programları ile her din ve milletten insan iftar sofralarında buluştu.

Rhein Neckar Saar

Ruhr A

Ludwigshafen

Worms

Hanau

Hannover

Hollanda İslam Federasyonu

Alpes

Düsseldorf

Dortmund - Mengede

RNS - Bayram Buluşması

Freiburg - Bayram Buluşması

Como

Imperia

M. Calay, A. Şahin, Ş. Genç, M. Satılmış, M. Pala, A. Atik, R. Demiray, E. Bayraktar, B. Yılmaz, F. Kalyon

Rhein Neckar Saar (RNS) - RNS Bölgesi iftar programı Bölge Yönetim Kurulu üyeleri, Kadınlar ve Gençlik Teşkilatları, cemiyet başkanları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Ludwigshafen Alem-i İslam Camii’nde yoğun katılım ile idrak edilen Kadir Gecesi programı, cemiyetin ramazan boyunca her akşam verdiği iftarın ardından Cemiyet İmam Hatibi Hüsnü Öz’ün sohbetleri ile huşu içinde geçirildi. Programda Bölge Başkanı Şerif Aslan ve Cemiyet Başkanı Sami Değirmenci konuşma yaptı. Worms Fatih Camii’nde geleneksel hâle getirilen ramazan çadırı programları bu sene de sürdürüldü. Cemiyetin eski Başkanı Hüseyin Koşar ve idareciler tarafından beş sene önce başlatılan bu program, Mainz Başkonsolosu Muavini Osman Acar, Worms emniyet görevlileri, siyasi parti liderleri, belediye yetkilileri ve diğer sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Frankenthal Hicret Camii’nde gerçekleşen iftar programına, cemiyette göreve yeni başlayan İmam Hatip Mural Altun’u ziyaret amacıyla DİTİB Germersheim Camii gençleri de iştirak etti. Hannover ve Garbsen - Bölge Başkanı Davut Toklu’nun katılımıyla gerçekleştirilen iftar davetlerine çok sayıda işveren ve cemaat mensubunun yanısıra siyasi simalar da katıldı. Garbsen’de verilen iftar yemeğine ise Cemiyet Başkanı Veysel Ekinci ve cemiyet idarecilerinin yanısıra Garbsen Belediye Başkanı Alexander Heuer, Garbsen İl Genel Meclis Üyesi Orhan Akdağ ve Yeşiller Partisi Garbsen Başkanı Hans-Peter Wendorff katıldı. İtalya - İtalya Müslümanları, akşamlarını iftar, teravih ve sahur programlarıyla değerlendirdiler. Cemiyetlerdeki iftar programlarında dünyanın dört köşesinden insanlarla buluşup dostluk ve kardeşlik atmosferi yaşanırken, hatim ve mukabeleler de büyük ilgiyle takip edildi. IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı İsmail Karadöl’ün de katıldığı, “Hayırlı Gece” sloganıyla Imperia’da gerçekleştirilen sahur programının ardından, Como ve Milano’da da aynı formatta programlar düzenlendi. Düsseldorf - Bölgenin verdiği iftara sivil toplum temsilcileri, bölge idarecileri, dernek ve cemiyet temsilcileri ve işadamlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda misafir katıldı. Davetlilere seslenen Bölge Başkanı Yaşar Erim, dünya üzerinde zor durumda olan Müslümanları hatırdan çıkarmamak gerektiğini ifade ederken, ramazanda israf konusuna değindi. Hanau - Hanau İslam Cemiyeti tarafından şehir meydanında üç gün boyunca düzenlenen iftar yemeği, günlük iki bin kişinin katılımıyla müthiş bi etkinlik hâline geldi. Farklı din ve inançlardan insanların bir araya gelerek tanışma imkânı bulduğu iftar programına siyasi temsilciler de katıldı. Alpes - CIMG Alpes Bölgesi Annemasse Şubesinde, beldede oturan yabancılara yönelik iftar yemeği düzenlendi. Cemiyetin faaliyetlerinin anlatıldığı ve İslam ile ilgili bilgilerin sunulduğu programda, Şube Başkanı Alpaslan Ekinci ve Bölge Başkanı Emir Demirbaş selamlama konuşmalarında diğer sivil toplum kuruluşlarıyla daha fazla işbirliği tesis edilmesinin gerekliliği üzerinde durdu. Ruhr A - Geleneksel bölge iftarına yaklaşık 1200 kişi katıldı. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün ve Bölge Başkanı Özcan Kuri’nin

katıldığı programda yapılan konuşmalarda tüm dünya genelinde yaşayan mazlum ve mağdurlara değinildi. Dortmund Mengede Şubesi iş adamı Gafur Karakuş’un katkılarıyla iftar programı düzenledi. Çeşitli sivil toplum kurumlarından temsilcilerin katıldığı iftarda ramazanın paylaşma ve dayanışma ayı olduğu belirtildi. Belçika İslam Federasyonu - BIF Kadınlar Teşkilatı, ramazan ayı boyunca Kur’ân-ı Kerîm ile hemhâl oldu. Kadınlar Teşkilatı tarafından düzenlenen tefsir halkaları, Ankara İlahiyat Fakültesi mezunu Yasemin Okutan’ın öğretmenliğinde bölge binasında, Stroombeek ve Zaventem şubelerinde düzenlendi. Hollanda İslam Federasyonu (NIF) - Hollanda Diyanet Vakfı ve Rotterdam Başkonsolosluğu’nun birlikte tertip ettikleri iftara NIF Başkanı Mehmet Erdoğan ve Başkan Danışmanı Hasan Hüseyin Göğüş de katıldı. Programda birlik ve beraberlik mesajları verildi. Güney Bavyera - Güney Bavyera Bölgesi Kadınlar Teşkilatı idarecileri iftar ve irşad programında buluştu. Genel Merkez Sosyal Hizmetler Biriminin organizesi ile düzenlenen program Fürstenfeldbruck Şubesinde gerçekleştirildi.

|

9

10  |

Bölgelerimizden

camia | 13 Eylül 2013

Okuyucularımızdan Gelenler

“Oyum kime?” Neden oy kullanayım ? Türkiye kökenli siyasetçilerimizin desteklenmesi söyleniyor her kesimden, her fırsatta. İlk etapta doğru gibi görünen bu söylemin, biraz irdelendiğinde bizleri yanılgıya düşürecek, yanlış yola yönlendirecek bir tez olduğu ortaya çıkıyor. Bizim siyasi anlamda katkıda bulunmak için büyük umutlarla verdiğimiz oylar, aslında bizim ilgilerimizi hiç de temsil etmeyen adaylara gidebilir bu teze göre. Nasıl mı? Mesela aday Türk kökenlidir, adı soyadı Türkçe’dir; lakin en azılı İslam düşmanıdır. Vurduk mu kendimizi o zaman tam canevimizden! Hem de kendi elimizle ve kendi oylarımızla... Ben bu söylemin şöyle değiştirilmesinden yanayım: Din ve vicdan özgürlüğünü savunan, çok kültürlü toplumu içselleştirmiş, etnik kökeni ne olursa olsun bütün adayları destekleyelim. Oyum kime? Şu sıralar sağ-sol, hemen hemen bütün partiler seçim listelerinin en alt sıralarına birer tane Türk adayı koyarak akıllarınca Türkiye kökenli seçmenlere, “Bakın sizden birini aday gösterdik. Hadi gelin oyunuzu bize verin.” mesajı veriyorlar. Aslında böylelikle hem o adayla, hem de Türkiye kökenli seçmenle alay etmiş olmaktadırlar. Barış ve uyum içinde birlikte yaşamak Hep böyle ezberlenmiş şeylerden bahsederler siyasiler her fırsatta; ama maalesef bu bir slogan olmaktan öteye gidememektedir pratik yaşamımızda. 14 - 16 Haziran 2013’te Nürnberg Westpark’ta “FamilienFest” (Aile Şenliği) programı yaptık. O gün bu gündür sürekli kamu kuruluşlarının baskısı altındayız. En önemli gerekçelerden birisi, “Çok gürültü yaptınız, mikrofonunuzun sesi çok yüksekti.” Sözlü ve yazılı olarak iki sefer, “Eğer öyle ise özür dileriz.” dememize rağmen... 26 Temmuz 2013 Cuma günü Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr. Ulrich Maly’in, T.C. Nürnberg Başkonsolosu Sayın Ece Öztürk Çil Hanımefendi onuruna vermiş olduğu yemeğin ardından, saat 23’ü geçmiş olmasına rağ-

men, hemen bütün siyasilerin ve bürokratların birarada bulunduğu belediye binasının önünde Bardentreffen denilen bir programdaki yüksek mikrofon sesinden ise nedense kimse rahatsız olmadı. Sahibini arayan oy Ramazan ayı ikram ayıdır, fakir-fukarayı sevindirme ayı, fitre ayı. Zekât ayı olmamakla birlikte yine de herkesin zekâtını en çok verdiği bir aydır Ramazan ayı. Yani özünde ihtiyaç sahipleri ile yardımlaşma, dayanışma ayıdır. Ancak nedense bu ayda hep sivil toplum kuruluşları, siyasiler, yani aslında hiç de böyle yardımlara ihtiyacı olmayan kurum ve kuruluşlar birbirlerini iftara davet ederler. Bunlar olmasın mı? Olsun tabii, olmalıdır da hem de. Ama maksat amacından sapmadan olmalıdır; yani esas öne çıkarılması gereken ihtiyaç sahipleridir. Yine böyle bir iftar yemeğinde bir siyasi aday seçmenlerle sohbet etmektedir. Bu adaya, “Buyrun 25 Haziran 2013 Perşembe günkü IGMG’nin Merkez Camisi’ndeki iftar programına katılın.” dediğimde, “Yok, ben oraya gelemem. Oralara geldiğimde bana baskı yapılıyor.” dediğini hayretler içinde duydum. Buyrun cenaze namazına... Şimdi kimi seçsin bu seçmen? Camisine gidip, ibadetini yapmaktan başka derdi olmayan, başkalıklarımız olmasına rağmen başkalaşmak istemeyen, barış ve uyum içinde birlikte yaşamak isteyen seçmen kimi seçsin şimdi? Ben kimi seçeyim şimdi? Oyum kime? Daha seçim öncesi benim bulunduğum alana gelip oy isteme cesareti gösteremeyen aday, acaba seçildikten sonra gelir mi dersiniz bulunduğum alana? Hiç sanmam! Çünkü şimdiye kadar seçilmişler de gelmediler de onun için söylüyorum bunu. Seçim sırasında, seçim öncesinde ve seçimden sonra seçmenin bulunduğu alanlara gelmekten korkmayan, seçmenin ibadetine, giyim ve kuşamına karşı çıkmayıp, bilakis onları destekleyen ve herkesin vicdan ve ibadet özgürlüğünü savunan, çok kültürlü toplum gerçeğini idrak etmiş adayları destekleyelim derim. Ali Vuranoğlu/Nürnberg

Bölgelerimizden

camia | 13 Eylül 2013

KUZEY & Güney Hollanda

Mısır’a destek mitingi Haber: Zeynel Abidin Kılıç / Resimler: Adnan Şahin

Hollanda’nın Lahey kentinde, Mısır’ın seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askerî darbeyle görevden uzaklaştırılmasına karşı çıkmak, Adeviyye ve Nahda meydanlarındaki katliamı kınamak için Hollanda İslam Federasyonu tarafından “Mısır için el ele” mitingi düzenlendi. Yaklaşık bin beş yüz kişinin katıldığı mitingde darbeye ve yapılan katliamlara tepki gösterilirken, katılımcılar rabia işareti ile Mısır halkının yanında olduklarını dünyaya duyurdular. Lahey Malieveld Meydanı’nda gerçekleştirilen mitinge Güney Hollanda Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan ve Kuzey Hollanda Bölge Başkan Vekili Fatih Yıldırım da katıldı. Arnhem Ayasofya Camii Başkanı Bahaeddin Budak’ın sunumuyla başlayan program, Ali

Rıza Yaman tarafından okunan ikindi ezanı ve Fetih Suresi ile devam etti. Mehmet Erdoğan ve Fatih Yıldırım’ın sloganlarla kesilen konuşmalarında Mısır halkına karşı gerçekleştirilen şiddet eylemleri kınanırken, Mısır ordusunun silahını kendi halkına doğrulttuğu, masum insanlara ağır silahlarla saldırmanın kabul edilemeyeceği vurgulandı. İçlerinde kadın ve çocukların da olduğu binlerce kişinin ölümüne sebep olan saldırılara karşı bütün insanlığın cephe alması gerektiği belirtildi. Alanı dolduranların da iştirak ettiği duanın ardından miting sona erdi. Mitingten sonra içlerinde bölge başkanlarının da olduğu bir heyet, Lahey’de bulunan Mısır Elçiliği binası önünde basın bildirisi okuyup çelenk bıraktılar ve saldırıların sorumlularının cezalandırılmasını istediler.

Hamburg Bölgesi

BIG buluştu Kuzey Almanya İslam Toplumu (BIG) 2013-2014 çalışma yılının açılışını 1. Genişletilmiş BYK ve ŞYK Toplantısı ile yaptı.

Sunuculuğunu Bölge Teşkilatlanma Başkanı Fatih Yıldız’ın yaptığı toplantı, Hamburg Merkez Camii İmam Hatibi Münir Çamlı’nın Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı. Bölge ve şube idarecilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Gençlik Teşkilatı ve Eğitim Başkanlığı birim sunumlarını yaparak özellikle yeni çalışma yılında yapılacak çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Berati Aksu, huzur-u humayun tefsir dersleri, 29 Eylül’de yapılacak olan Hamburg Gençlik Şöleni ve Abi-Kardeş projesi üzerinde durdu. IGMG Eğitim Başkanı Ekrem Kömürcü konuşmasında, yapılan çalışmaları takdir ederek Millî Görüş olarak nasıl bir çalışma sergilenmesi gerektiğini açıkladı. Genel Merkez Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Mehmet Ateş ise konuşmasında Hamburg Bölgesinin bir değerlendirmesini yaparak Genel Merkeze üyelik konusunda en başarılı bölge olması hasebiyle tebrik etti. Programda böl-

gedeki çalışmaların değerlendirilmesi sonucu dört idareciye başarılı çalışmalarından dolayı takdirname verildi. Böylece Küçük İstanbul Cemiyet İmamı Cihan Yılmaz’a başarılı Kur’an eğitimi için, Hamburg Üniversiteliler Başkanı Baki İnce’ye üniversitede açık hava çadır iftarı, ADABI mezuniyet töreni, üniversitede yapılan İslam Kültür ve Sanat Haftası ve STUDYDAY gibi başarılı faaliyet ve projeler için, Kiel Üniversiteliler Başkanı Muhammed Reçber yine üniversitede öğrencilere yönelik düzenlediği program ve faaliyetler için ve son olarak Billstedt Kadınlar Teşkilatından Fatma Kestel’e semtteki tüm insanlara sunmuş olduğu hizmet ve projeler ile toplumsal uyum sağlaması ve önyargıların kalkmasındaki başarısı için takdirnamaler verildi. Kapanış konuşmasını yapan Bölge Başkanı Ramazan Uçar 22 Eylül tarihinde yapılacak olan Almanya Federal Meclis Seçimleri’ne değinerek Müslümanların mutlaka oy haklarını kullanmalarını istedi.

“ Her nef is

mutlaka ölümü tadacaktır.” Jede Seele ”wird den Tod erfahren.“ Sure Anbiyâ, 21:35

En acılı gününüzde sizinleyiz. Beistand, wenn er am nötigsten ist.

IGMG Bestattungshilfeverein e. V. IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği Boschstraße 61-65 · D-50171 Kerpen T +49 2237 97930-22/-33 · F +49 2237 97930-30 www.igmgukba.org · [email protected]

| 11

12  |

Hayatın İçinden

camia | 13 Eylül 2013

Haccın en güzel ikramı: Sohbetler Cemal Bolat (Mekke İrşad Sorumlusu)

Mekke-i Mükerreme’yi Kur’ân-ı Kerîm “Ümmülkurâ”, “Beledülemin” olarak tanımlıyor. Mekke, coğrafyası ve iklimi ile kendine mahsus özelliklere sahip bir şehir. Aslında iklim ve coğrafya olarak bizlerden binlerce kilometre uzakta olmasına rağmen bu şehre hemen alışıveriyorsunuz. Bu şehirle Müslümanlar arasında Kur’an’ın ifade ettiği “ana” mefhumuna benzer duygusal bir bağlantı var. Mekke, Müslümanın vahye teslim olmasıyla tanıdığı, huzur ve sükunet bulduğu muazzam bir şehir. Hac ise uluslararası İslami bir platform. Müslümanların ruhlarının tazelendiği ilahi bir organizasyon, küllî aklın sahibi olan Allah Teâlâ’nın sevk ve idare ettiği, hikmet dolu bir ibadet... Küllî iradenin her hâlükârda kendini hissettirdiği, cüz’î irade sahiplerinin teorik bütün planlarının iflas ettiği ve kulların, “Allah’ım sana geldim, emrine amadeyim.” diye yakardıkları bir ibadet... Mekke’yi zihinlere nakşeden ve orayı her daim sevdirecek olan en kutsi ibadetlerden birisi olan haccı taçlandıran en önemli alanlardan birisi de, o şehre ait bilinçlenmenin bir tezahürü olan sohbetlerdir. Sohbet, ashâb-ı kirâmın yetişme modelinin günümüze yansıyan nebevi

“Vahyin indiği beldelerde, özellikle Mekki surelerde dikkat çekilen itikadi konular, ahiret bilinci ve sağlam imanın önemini yeniden kavramak, bütün bu konular üzerinde yeniden düşünmek hacılarımızın gönül dünyalarında yeni ufuklar açar.” boyutlarından birisidir. Millî Görüş Teşkilatının hac organizasyonu ile çok yönlü olarak sunulan tebliğ ve irşad faaliyetleri de bu nebevi soluğu hac esnasında hissetmemize neden oluyor. Mekke İrşad Heyeti’nin, merkez hatiplerinin ve günün yirmi dört saati dört mezhep fıkhına göre verilen hac kuralları ile ilgili fetvaların, kafile başkanları ve grup başkanlarının üstün gayretlerle sundukları ibadet ve ziyaret hizmetlerindeki mesailerinin saygı ve dua ile anılması gerekmektedir. Mekke İrşad Geceleri adı altında yapılan “İrşad Çadırı Sohbetleri” hacılara ayrı bir mana ve vizyon sunar. Konferans, seminer, sohbet, ilahi, salât, selam, telbiye ve tekbirlerle manen şarj olan hacılar program akabinde harem-i şerife giderek geceyi tavaf, Kur’an ve dua ile taçlandırır, sabah namazının fecrinde insan vahiy beldesindeki

yeni bir güne huzurla başlar. Hac ve umre zamanlarında hatipler ve hocalar kutsal topraklardaki misafirlere, “Nereden, nereye, niçin geldik; burada neler yapacağız; nelerle donanıp hangi yeni vasıflarla memleketlerimize döneceğiz ve bundan sonraki hedeflerimiz neler olacak?” sorularının kapsamlı cevaplarının öğretildiği çalışmalar yaparlar. Bu sohbetler, hacılarımıza hac ibadetinin turistik bir ziyaret olmadığı bilincini vermek için lüzumludur. Vahyin indiği beldelerde, özellikle Mekki surelerde dikkat çekilen itikadi konular, ahiret bilinci ve sağlam imanın önemini yeniden kavramak, bütün bu konular üzerinde yeniden düşünmek hacılarımızın gönül dünyalarında yeni ufuklar açar. Mekke’de gece serinliğinde, tavaftan geldikten sonra otellerin önünde hacıların kendi

aralarında konuşmaları, çeşitli ülkelerden gelenlerin dinî ve sosyal hayata ilişkin sohbetleri, birbirlerinin adreslerini alarak münasebetlerini güçlendirecek ilk adımları atmalarına bir de hac sohbeti görevini üstlenmiş hocalar sohbetlere iştirak ederek Kur’an ayetleri ile katkıda bulunduğunda işte gecenin en unutulmaz anı gönüllere kazınır. Dış giysilerin nerdeyse tamamına yakını beyaz olan hacılarımız, sanki iç dünyalarının zahirlerine yansıma şekli olan bu giyimleri ile madden ve manen temizlenmiş olmanın güzelliğini, Allah Resülünün hac ve umrenin geçmiş günahlara keffaret olduğu müjdesine mazhar olmanın huzurunu ancak bu topraklarda ve bu topraklarda yapılan sohbetlerde doyasıya yaşarlar. Mekke İrşad Gecelerinde yapılan sohbetlerde sunulan ilahi sofra, manevi ikramlarla doludur. Herkes kabının büyüklüğüne göre bu manevi ziyafetten istifade ederek kutlu beldeden ikamet ettikleri memleketlerine, vahiy beldesine yeniden gelebilmenin hasretiyle, özlenen sohbetlere yeniden ulaşabilmek arzusuyla ayrılır. Bizlere Mekke’yi, Kur’an’ı, Resûlullahı sohbetler tanıtır ve sevdirir. Mekke-i Mükerreme’de sohbette ve sohbetten sonra tavafta buluşmak duasıyla...

İhramın anlam ve önemi Abdulhalim Öner

Her ibadetin mü’minlerin hayatında farklı bir değeri vardır. İbadetler, kul ile Allah arasındaki sıkı bağın temelini oluşturur ve Allah’a yürekten teslimiyeti esas alır. Hemen her ibadet için bir takım şekiller ve kurallar belirlenmiştir. Söz konusu kurallar, bir taraftan mü’minler arasındaki iletişimi kurup kardeşlik duygularını geliştirirken, diğer taraftan da insanlara bir takım ulvi mesajlar sunmaktadır. “İhram”, yapılmasında sakınca olmayan bazı söz, fiil ve davranışların bir süreliğine yasaklanması sürecidir. Bu yasaklar, hac veya umre için niyet edip ihrama girmekle başlar; bu ibadetlerin bitiş simgesi olan saçı traş etmekle son bulur. İhram, diğer ibadetlerdeki şekillerden farklı olarak, iki beyaz renkli havludan (peştemal) ibarettir. Elbise yerine sadece iki havlu ile örtünmek tevazu ve zühdü, havluların beyaz renkli olması ise temizlik, incelik ve zerafeti ifade eder. Giyilen giysilerin, psikolojik olarak insanı etki altında bıraktığı bir hakikattir. Son derece pahalı bir elbise giyen bir insanın dilenmesi zor olacağı gibi, basit yırtık ve ucuz bir elbise giyen kişinin de gururlanıp kibirlenmesi gülünçtür. Bu sebebten dolayıdır ki, ihramın bir çok hikmetinin olduğunu görmemiz mümkündür. Bunların

“İhram, sabrı öğretir. O, bir okuldur. Bu okulda milyonlar aynı zaman ve mekânı kavgasız ve tartışmasız paylaşmayı öğrenir.” başında Mekke-i Mükerreme’nin dokunulmazlığı ve saygınlığına halel getirilmemesi gelir. Yani ihrama giren insanın bir takım yasaklara dikkat etmesi, örneğin, ihramlı olduğu müddetçe av hayvanlarına dokunmaması, güzel kokulardan uzak durması ve diğer yasaklardan kaçınması, mikatten itibaren telbiyeler getirmesi, insana harem bölgesine ve Kâbe’ye hürmet etme esasını aşılamaktadır. İhramın bir başka özelliği ise, ihramlı mü’minin, Allah (c.c.)’a karşı tevazusunu ve boyun eğmesini simgelemesidir. Diğer yandan insanın süslü giysi ve diğer makyajlardan uzak kalması onun Allah (c.c.)’a karşı her türlü gurur ve kibirden uzaklaşmasını sağlar. Bir bakıma kul içinde bulunduğu giysi ile kendi hiçliğini, Allah (cc)’ın ise azamet ve kibriyasını farkeder. İhramlı Müslüman, sosyal ve ekonomik statüsünü gösteren dünyevi elbiselerini, makam ve mevkisini ortaya koyan üniformalarını, zevk, kültür ve karakterini yansıtan her türlü göstergeyi ihramla bırakır; Allah önünde herkesin eşit olduğunu sembolize

eden iki basit giysiye bürünmüş olur. Yani ihram ilk önce, Allah katında malın, paranın, makamın ve mevkinin hiçbir değerinin olmadığını ortaya koyar; bütün Müslümanların bu kutsal beldede eşit ve kardeş olduğunu ifade eder. Zira artık elbise ve üniformalar çıkartılmış, sadece kişilikler ortaya konmuştur. Hac veya umre için ihram, namaz için iftitah tekbiri niteliğindedir. İftitah tekbiri ile konuşma, yeme ve içme gibi davranışlar nasıl bırakılırsa, ihrama giren Müslüman da, kendisi ile Rabbi arasına girecek, onu meşgul edecek bir takım hâllerden uzaklaşarak, Rabbi ile olan konsantrasyonunu sağlamış olacaktır. Bunların yanında rengi ve tipi belli bir elbisenin giyilmesi Mekke-i Mükerreme’ye gidişin alameti olmuştur. Bu sebeble de ihram giyen kişiyi görenler onun amacını bilir ve bundan dolayı ihramlıya saygı duyarak onunla tartışmamaya, cedelleşmemeye gayret eder. Çünkü ihramlı kişi dünya ile arasına bir mesafe koymuştur. Onu ne mal, ne de makam artık meşgul etme-

yecek; tek isteği Rabbi ile Beytullah’ta manen buluşmak, hasretini, derdini, isteklerini, hiçliğini Rabbiyle paylaşmak olacaktır. İhram, sabrı öğretir. O, bir okuldur. Bu okulda milyonlar aynı zaman ve mekânı kavgasız ve tartışmasız paylaşmayı öğrenir. İhram dinî şiar; yani semboldür. Her dinin kendisine göre sembolü vardır. İhram ise tevazunun, zengin ile fakiri eşitlemenin, dünya süsünü arka plana atmanın ve insanı yüceliklere iletmenin sembolüdür. İhram ile başlayan yasaklar, telbiyeler eşliğinde dil, göz, kulak ve yürek, yani tüm azalar zikirlere iştirak edecek, kul ulvi bir aleme yükselecektir. Bu yükseliş, hayatının her aşamasında hissedilecektir. İhramın sona ermesi, yani hac veya umre ibadetinin son bulması ile elde edilen manevi atmosferin, yücelen ruhun, gösterilen sabrın, tahammül ile göğüslenen sıkıntıların, tevazunun, paylaşma gibi ihram süresince elde edilen güzel değerlerin mutlaka etkileri devam edecek ve böylece âdeta bir eğitime tabi tutulan hacı veya umre yolcusunun söz konusu bu değerleri canlı tutması ve birer melekeye dönüştürmesi kolaylaşacaktır. Allah (c.c.) bütün ümmet-i Muhammed’e böyle bir saadeti nasip ve müyesser kılsın.

Hayatın İçinden

camia | 13 Eylül 2013

Fıkıh Köşesi

Âdâb-ı Muâşeret

Hac Menasiki

Zemzem içme adabı

Bilal Kaçmaz

Hac kimlere farzdır? Örneğin borcu olan bir kimsenin üzerine hac görevi düşer mi? Hac Müslüman, akıllı, büluğa ermiş, özgürlüğü elinde olan, hac amacına kendisini ulaştıracak maddi-manevi imkân ve araçlara sahip olan, haccın farziyeti kendisine tebliğ edilmiş, vücut sağlığı yerinde olan, yol emniyeti bulunan kadın-erkek herkese farzdır. Her ne kadar ertelenebilirse de bir an evvel yapmak evladır. Borcu olan kimse eğer borcu özel kişiye ise kişiden izin alır; alamaz ise hac için ayırdığı parayla borcunu öder. Bu takdirde haccın seneye ertelenmesinde bir beis yoktur. Haccın sıhhatinin şartları nelerdir? Haccın sıhhatinin üç şartı vardır. Bunlar, hac niyetiyle ihram, zamana (Arefe günü) ve mekâna (Arafat meydanı); bu zaman ve mekânda gerçekleştirilecek ibadetlere riayettir. Bunun yanında haccın iki rüknu vardır. Bunlar da arafatta vakfe ve bayram günü farz tavafı yapmaktır. Safa- Merve arasında koşturmak, Müzdelife vakfesi, Mina’da şeytan taşlamak, traş olmak, veda tavafı yapmak, ihrama mikattan girmek, ihram yasaklarına dikkat etmek, tavafa Hacerül-Esved’den başlamak, tavaf namazı kılmak, kurban kesmek haccın vaciplerindendir. Haccın çeşitleri nelerdir? Hac esas itibariyle iki kısımdır: İlki küçük hacdır, ki buna umre denir. İkincisi ise büyük hacdır, buna da Haccetül-İslam denir; fakat haccı-Ekber denmesi de doğrudur. Büyük haccın çeşitleri hacc-ı ifrad (sadece hac), temettu (aynı dönemde ayrı ayrı bir umre ve bir hac yapılması) ve kırandır (aynı dönemde birbirine bitişik bir umre bir hac). Mikat nedir, mikat sınırları nasıl belirlenmiştir? İhram platformlarına mikat denir. Bir başka ifadeyle mikat, harem gümrükleridir. Hacca ve umreye giden kimse bu gümrüklere kadar ihramsız gidebilir, bu gümrüklere varınca mutlaka ihram giymelidir. Bunlar beş tanedir: 1. Zülhuleyfe: Kuzeyden gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 450 kilometredir. 2. Zâtü-ırk: Kuzeydoğudan gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 95 kilometredir. 3. Cuhfe: Batı ve kuzeybatıdan gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 320 kilometredir. 4. Karnü’lmenâzil: Doğudan gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 45 kilometredir. 5. Yelemlem: Güneyden gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 50 kilometredir. Hacda yapılması günah olan şeyler nelerdir? Hacıların nelere dikkat etmesi gerekir? Hac niyyetiyle ihrama girip telbiyeyi getirdikten sonra şu hususlar yasaktır: Cinsî münasebet ve bunları çağrıştıran şeyler / Sair bütün günahlar / Birileriyle tartışmak / Dikişli elbise giymek / Güzel koku kullanmak / Traş yapmak, tırnak kesmek / Yaş bitki koparmak / Başları ve ayakları örtmek. Hacılar bu hususlardan kaçınmalı ve haccın sınırlarına dikkat edilmelidir. Ziyaret tavafının başlama vakti ne zamandır? Ziyaret tavafı bayramın birinci günü Mina’da büyük şeytana yedi taş attıktan sonra başlar ve bayram günlerinde de devam eder. Banka kredisiyle hacca gidilebilir mi? Bankadan herhangi bir ticari alışveriş olmaksızın faizli para almak caiz değildir. Böyle bir parayla hacca gidenin haccı caiz olmakla birlikte bu günahının cezasını ayrıca çeker. Borç para ile hac ibadeti yapılır mı? Eğer aldığı borca mahsub geride malı-mülkü yahut kefili varsa borç alarak hacca gidilebilir. Örneğin günümüzde insanların borcu var, fakat aynı zamanda bu borçların birer ödeme planı dahilinde karşılıkları da var. Bir başkasının yerine hacca giden kişi aynı anda kendisi içinde hac yapabilir mi? Kendisi hac yapmamış kimse başkalarının yerine hacca gidemez. Başkasının yerine hacca giden baştan sona bu vekaleti yerine getirmeli, aldığı emanete ihanet etmemelidir. Aynı anda kendi yerine de hacca niyyet edemez. Başkasına vekil giden kimse aynı anda kendisine de niyet ederse bu iki niyet de fasit olur. Diğer taraftan başkası adına hac yapan kimse sevab kazanır; yerine gittiği kişinin sevabı eksilmez.

M. Hulusi Ünye

Zemzem, Kâbe’nin yakınında, Hacerülesved’e onbeş-yirmi metre uzaklıkta bulunan kuyudan çıkartılan suyun adıdır. Arapça asıllı bir kelime olan zemzem, “alçak sesle konuşma” anlamına geldiği gibi, atların çıkardığı kısık sese de zemzem denir. Ayrıca herhangi bir şeyi muhafaza etmek ve saklamak için de yine bu tabir kullanılır. 1 Zemzemle alakalı Efendimiz (s.a.v.)’den nakledilen hadîs-i şeriflere göre İbrahim (a.s.) Mekke’ye gitmek ve oğlu İsmail (a.s.) ile eşi Hacer’i oraya yerleştirmek üzere Allah’tan emir alır. Uzun bir yolculuktan sonra nihayet Mekke topraklarına varırlar. O tarihte Mekke’de hiç kimse, hatta içecek su bile yoktur. İbrahim (a.s.) eşi Hacer ve oğlu İsmail (a.s.)’i buraya bırakır. Yanlarında yalnız bir su kırbası ve biraz hurma vardır. Sonra İbrahim (a.s.) Şam’a gitmek üzere geri döndüğünde Hacer onun peşine takılır ve, “Ey İbrahim, bizi bu ıssız yere bırakıp nereye gidiyorsun? Bizi kime teslim ediyorsun?” diye sorar. Defalarca böyle sormasına rağmen, İbrahim (a.s.) dönüp bakmaz. Nihayet Hacer validemiz, “Yoksa bunu sana Allah mı emretti?” diye sorunca, İbrahim (a.s.) “Evet, Allah emretti.” diye cevap verir. O zaman Hacer validemiz, “Öyle ise git. Allah bize yeter. O bizi korur.” cevabını verir. İbrahim (a.s.), onları şimdiki zemzem kuyusunun üst tarafında, Kâbe’nin bulunduğu yerin biraz yukarısındaki bir ağacın altına bırakır ve yola çıkar. Bugün de Seniyye diye bilinen yere gelince Kâbe tarafına döner ve ellerini açarak dua eder. Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de bunu şu şekilde haber vermiştir: “Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beytülharâm’ının (Kâbe’nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.” 2 Bir müddet sonra Hacer validemizin yiyeceği ve içeceği tükenir. Susuzluktan hâlsiz düşer, İsmail (a.s.) de açlıktan kıvranmaya başlar. Onun acı hâlini görmeye dayanamayan annesi, yanından uzaklaşarak hemen yakınında bulunan Safâ tepesine çıkar. Belki çevrede birini görürüm diye etrafına bakınmaya başlar. Ondan sonra Safâ tepesinin karşısında bulunan Merve tepesine geçer ve bu iki tepe arasında yedi defa gidip gelir; iki tepenin arasındaki çukur yeri koşarak geçmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) onun bu hatırası üzerine, “İnsanlar bu sebeple Safâ ve Merve arasında koşmaktadırlar.” diye buyurmuştur. Hacer validemiz, çocuğunun hâlini görmek için onun yanına döndüğünde, bir ses duyar ve sesin geldiği tarafa doğru yönelerek, “Ey sesin sahibi, sesini duyurdun! Eğer sen bize yardım etme kudretine sahip isen, bize yardım et!” diye çağrıda bulunur. Bunun üzerine zemzem kuyusunun bugünkü yerinde yeri eşeleyen Cebrail (a.s.)’i ve eşelediği yerden çıkan suyu görür. Hacer (a.s.), su akarak yok olmasın diye etrafını kumla çevirerek havuz gibi yapar; ondan hem içer, hem de kırbasını doldurur. Su her defasında alındıkça, yerinden kaynamaya devam etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu hususta şöyle buyurmuştur: “Allah (c.c.), İsmail’in annesi Hacer’e rahmet etsin! O, zemzemi kendi hâline bıraksaydı, suyun etrafına kum yığarak havuz yapmaya kalkışmasaydı, muhakkak zemzem akar ve bir ırmak olarak devam eder giderdi.” 3 İslam’a göre ayakta su içmek mekruh, oturarak içmek ise sünnettir. Fakat İbn Abbas (r.a.)’tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) zemzemi ayakta içmiştir. 4 Hz. Peygamber (s.a.v.), “Yeryüzünün en hayırlı suyu zemzemdir. Çünkü onda tadın tadı (açlığı doyuran özelliği), hastanın şifası vardır.” 5 buyurmuştur. Zemzem içerken şu şekilde dua edilebilir: “Allahümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min kulli dâin ve sakamin.” Yani; Allah’ım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü dert ve hastalık için şifa niyaz ediyorum.” Zemzem içerken kıbleye dönmek, üç nefeste içmek, her içişte besmele çekmek, her nefesten sonra “Elhamdülillah” demek, sağ el ile içmek, zemzemi kaburga kemikleri arası doluncaya kadar yani, mümkün olduğu kadar çok içmek ve içtikten sonra yukardaki duaya benzeyen dualarla dua etmek adap kurallarındandır.

1

İbn Manzûr, Lisanu’l-Arab, Beyrut, 1956, XII, 237 vd 2 3

4 5

İbrahim suresi, 14:37

Buharî, Şirb, 10; Enbiya, 9 Zebîdî, a.g.e., XII, 54

Tebarani, Hadis no: 5712, Nureddin Ali b. Ebi Bekr el-Heysemi, Mecma’z-Zevaid ve Menba’l-Fevaid, Beyrut, 1994, III/621;

Siz de fıkıh köşesinde cevaplandırılmasını istediğiniz soruları [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Rudani, Hadis Kulliyatı, II/1687 Nûr suresi; 24:23-25

| 13

14  |

Camilerimiz

camia | 13 Eylül 2013

Belçika İslam Federasyonu

Beringen Hz. Hamza Camii Belçika’da ikinci, Flemenk eyaletinde ise ilk kurulan teşkilat olma özelliğini taşıyan Beringen Millî Görüş Teşkilatı, faaliyetlerine 1982 yılında Hz. Hamza Camii ismiyle başlamıştır. Fatih Kaymaz

Teşkilat kurulmadan önce bölgede bulunan Müslümanlar ibadetlerini birbirlerinin evlerinde gerçekleştiriyorlardı. Bu şekilde ibadetlerine devam eden Müslümanların ülkedeki nüfusları da giderek artmaya başlamıştı. Nitekim kısa bir süre sonra Müslümanların sayılarının artmasıyla birlikte evlerdeki ibadet mekânları yeterli olmadı ve bu duruma çözüm bulmak için bir istişare gerçekleştirildi. İstişareleri yürüten Beringen Millî Görüş Teşkilatı’nın kurucularından olan Torun Kaymaz ve Emin Demirtaş’ın girişimleriyle bir binanın alınmasına karar verildi. Fakat bu binanın alınması pek de kolay olmadı; bölgede Müslümanların rahatça ibadet edebilecekleri bir caminin kurulabilmesi adına cemaatten kimisi aylık maaşını, kimisi memlekete gitmek için biriktirdiği paraları ya da diğer birikimlerini bağışladı ve en nihayetinde vefakâr cemaat üyelerinin destekleriyle teşkilat binasını satın almak için gereken meblağ biriktirildi; böylece satın alma işlemi tamamlandı. Avrupa’da hizmetlere öncü cemiyet 30 senelik bir geçmişe sahip olan Beringen Cemiyeti ilk olarak 1982 yılında Hz. Hamza Camii ismi ile Stationsstraat 97 adresinde kurulur ve ilk namazı Torun Kaymaz kıldırır. O zamanlar ilk üyeler listesinde 11 kişi bulunmaktadır: Torun Kaymaz, Emin Demirtaş, Abdullah Temirhan, Mehmet Ali Kaymaz, Selahattin Efe, merhum Mehmet Aktaş, Mehmet Güney, Adem Aktürk, Şeref Şerefli, Remzi Şimşek ve Emrullah Dinçer. Şu anda ise ana teşkilat 85, Gençlik Teşkilatı 75, Kadınlar Teşkilatı ise 45 üyeye sahiptir. 1982 yılında ilk başkan Torun Kaymaz aynı zamanda cami imamlığını da yapar ve 1989 yılına kadar görevini sürdürür. Sırasıyla başkanlık bayrağını devralanlar ise

1988 - Kur’an kursu

Emin Demirtaş (1989-1997), Remzi Şimşek (1997-2000), Mehmet Ali Kocabey (20002011) olmuşlardır. Şu anda ise Mehmed Teke 2011’den beri başkanlık görevini başarıyla yürütmektedir. Günümüze kadar Gençlik Teşkilatı başkanlığı yapan kardeşlerimiz ise sırasıyla; Şeref Şerefli (1982-1983), Necmettin Efe (1983-1988), Mustafa Bilican (19881990), Yakup Aldemir (1990-1995), Kasım Akdeniz (1995), Hasan Kodalcı (1995), Mustafa Yücel (1996-2000), Muhammed Demirtaş (2000-2002), Emrullah Bilce (2002-2005), Ali Sevindik (2005-2007), Mücahit Kaymaz (2007-2009), Nurullah Bilce (2009-2013) ve son olarak hâlâ görevde olan Bekir Şahin’dir (2013-). 1990 yılında kurulan Kadınlar Teşkilatının ilk başkanı ise merhum Zeynep Demirtaş olmuştur. 1990’lı yıllardan beri süregelen ev sohbetleri, sahip olduğu manevi anlamdan dolayı cuma günleri akşam namazını müteakiben yapılmaktadır. Gerek Gençlik Teşkilatı ve Kadınlar Teşkilatı, gerekse Ana Teşkilatımız her hafta düzenli olarak ev sohbetlerini aynı ciddiyet ve muhabbetle icra etmektedirler. 2000 yılında Beringen Millî Görüş Teşkilatı’nın tüm Avrupa’da ilk olarak başlattığı geleneksel Anma Günleri bugüne kadar hâlen aynı ciddiyetle ve aynı özveriyle devam etmektedir; 2013 yılında 13’üncü Anma Günü de başarıyla gerçekleştirilmiştir. Fikrin öncüsü olan Mehmet Ali Kocabey başkanlığında; Beringen halkından ahirete irtihal eden merhum ve merhumelerin ruhlarına ithaf edilmek üzere Kur’ân-ı Kerîm ve Yasîn okunup, Beringen şehrinin en görkemli salonunda bin 200 kişilik bir katılımla ahde vefa yapılmış, böylece hem vefat edenlerin ruhlarına aziz Kur’an ayetleri hediye edilmiş, hem de cemiyetin öncüleri ve büyükleri anılmış-

Remzi Şimşek (1997-2000) (sol), Hacı Emin Demirtaş (1989-1997) (sağ) | Eski cemiyet başkanları

tır. Bu güzel çalışma daha sonra diğer şube teşkilatlarına ilham olmuş ve Beringen’den sonra diğer şubeler de Anma Günleri’ni geleneksel hâle getirmişlerdir. Teşkilat bünyesi içerisinde 100 talebe hafta sonları dinî eğitim almaktadır. Bu dinî eğitim; Elif-bâ, Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs gibi temel eğitimlerden oluşmaktadır. Cemiyetimizde şu anda 60 kız öğrenciye bayan hocalar tarafından ve 40 erkek öğrenciye de erkek hocalar tarafından eğitim verilmektedir. Okul dönemi boyunca var olan tatiller ve yaz tatilinde Kur’an Kursu hizmetleri de devam etmektedir. Sunulan bu kaliteli eğitim faaliyetleri, cemiyetimize olan mevcut talebi artırmış, öyle ki teşkilatımızın fiziki yapısı, talebe yoğunluğundan dolayı yetersiz gelmeye başlamıştır. Bu sebeple 2012 yılının sonbaharında teşkilatın mevcut bahçe arsasına 2 derslik ek sınıflar inşa edilmeye başlanmıştır. Açık Cami Günleri Cemiyetimizin verimli faaliyetlerle kendisini gösterdiği ve çevre halkından takdir gördüğü bir diğer faaliyet ise, Açık Cami Günleri’mizdir. Tanıtma Başkanlığı tarafından organize edilen Açık Cami Günleri büyük bir kitle tarafından rağbet görmüştür. Geçtiğimiz senelerde bu programlar düzenlendiği esnada teşkilat binamızın bulunduğu cadde trafiğe kapatılırken cadde üzerine çadırlar, standlar ve çocuklara yönelik eğlence içerikli aktiviteler kurularak şehir ve bölge halkının kullanımına sunulmuştur. Teşkilat binamızın içine ise tanıtım panolarıyla birlikte İslam dinini anlatan Flemenkçe metinler ve fotoğraflar yerleştirilerek 5 donanımlı rehber tarafından gelen misafirlere İslam anlatılmıştır. Açık Cami Günü kapsamında cemiyetimizi ziyarete ge-

2006 yılında cemaatimizden bir kare

len gayrimüslim misafirlerimize teşkilatımız tarafından her yıl İslam diniyle alakalı tanıtıcı broşür ve kitaplar hediye edilmektedir. Yardımlaşma Sandığı Beringen Cemiyeti, sadece dinî eğitim faaliyetlerinin değil, aynı zamanda sosyal yardımlaşmanın da adresi olmuş; üyeleri arasında tesis edilen muhteşem kardeşlikle başarılı faaliyetlere imza atmıştır. Bu çalışmalardan biri olan ve 1983-1984 çalışma yılında hayata geçirilen Yardımlaşma Sandığı, Müslümanların birbirlerine faizsiz kredi imkânı sunabilmeleri için kurulmuştur. İlk yıllarda Emrullah Dinçer ve Mehmet Ali Kaymaz’ın başkanlığını yaptığı bu çalışma şu anda Mehmet Ali Kaymaz öncülüğünde aynı titizlikle yürütülmektedir. Gençlerimiz övünç kaynağımız Beringen Millî Görüş Teşkilatı, kurulduğu günden bu yana toplam 3 nesle hizmet etmiştir. Şu anki Gençlik Teşkilatı yönetiminin hemen hemen bütün üyeleri 3’üncü nesildendir. Bu nesil, Ana Teşkilatımızın düzenlediği anma programları, Açık Cami Günü, şenlikler gibi etkinliklerde teşkilat organizasyonlarının belkemiğini oluşturmaktadır. Bu gençler sabahın erken saatlerinden gecenin geç vakitlerine kadar sadece Allah rızasını gözeterek, takdire şayan hizmetleriyle övünç duyduğumuz gençlerdir. Bu kapsamda cemiyetimizde aktif olarak hizmet veren Gençlik Teşkilatımız faaliyetleriyle bölge Müslümanlarının sosyal, kültürel ve dinî ihtiyaçlarını giderme gayreti göstermektedir. Bu anlamda her yıl ramazan ayında Gençlik Teşkilatımız tarafından İhya Geceleri düzenlenmektedir. Bu programlarda, teravih namazı kılındıktan sonra, ramazanın feyzinden ve bereketinden çokça faydalanabilmek için sahur vaktine kadar mescidimizde soh-

Camilerimiz

camia | 13 Eylül 2013

| 15

1986 - Eski teşkilat binamız

bet verilmekte, Kur’an ziyafeti, tefsir dersi ve tesbih namazları ile manevi iklimin azami düzeyde yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Bu gecelerde gerçekleştirilen ibadetlerin ardından cemaatle beraber sahur yemeği ve sabah namazı ile gece sonlandırılmaktadır. Hafta sonlarında da düzenlenen iftar sofraları, cemaatimiz ve lokal misafirlerimiz için büyük bir özveriyle süslenir. Bunun dışında

cemiyetimizde yıl boyunca pazar günleri sabah namazına müteakip haftalık zikir ve tefsir dersleri yapılmakta, bu derslerin ardından her hafta katılımcılara çorba ikram edilmektedir. Cemiyetimiz tarafından her yıl Sokak Şenliği adı altında bir diğer faaliyet daha yürütülmektedir. Bu faaliyet, bir önceki Gençlik Teşkilatı Başkanı Nurullah Bilce

tarafından başlatılmıştır. Her yıl Ramazan Bayramı’ndan sonra düzenlenen bu şenlikler, Avrupa’da yetişen gençlerin ve özellikle de çocukların dinî bayramlarımızın daha iyi idrak edebilmeleri ve bayram coşkusunu doyasıya yaşayabilmeleri için düzenlenmektedir. Bu zamanlarda teşkilat binamızın bulunduğu cadde trafiğe kapatılırken cadde üzerine yiyecek ve içecek standları kurul-

makta, çocuklar için kültürel faaliyetler düzenlenmektedir. Sosyal yardım çalışmaları kapsamında dünya üzerindeki bütün muhtaçların ihtiyaçlarını kendisine dert edinen cemaatimiz, cemiyetimizin açtığı stantlarla bilgilendirme çalışmaları yapmakta ve daha fazla insanın bu sosyal yardım faaliyetine katılmaları konusunda çalışmalarını sürdürmektedir.

“Muhakkak ki, biz Allah (c.c.)’dan geldik ve muhakkak ki, ona döneceğiz.” Bakara [2:156]

Vefat eden

IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği

üyelerimiz

İsmi Vefat tarihi Şubesi İzzet Çakmak 09.07.2013 Buxtehude Serike Mouminoglou 10.07.2013 Du-Meiderich Emina Sabanov 10.07.2013 Langen Yahya Alptekin 11.07.2013 Hannover Salih Tüysüz 12.07.2013 Brucksal Mustafa Dereli 16.07.2013 Wangen Sait Avşar 18.07.2013 Do - Anadolu İsmail Çağlak 20.07.2013 Zürich Atike Kavakli 22.07.2013 Wangen Ahmet Kurt 22.07.2013 Nürnberg -Merkez Mazhar Üçüncü 28.07.2013 Hamm-Pelkum Cemaleddin Ademi 30.07.2013 B-Blumenthal Nazmi Gashi 30.07.2013 Sinsheim Raif Moustafa Şerif 30.07.2013 Fürth Adnad Muminoğlu 31.07.2013 Mg- Rheydt Arafa Çiğci 01.08.2013 Salzgitter-Watten Müfide Sancar 03.08.2013 Hamm Pelkum Hüseyin Seker 05.08.2013 Nordenham Azize Abdijoski 09.08.2013 Krefeld İdris Meriç 11.08.2013 Hamburg Merkez Özgür Atak 12.08.2013 Sindelfinden Sıddıka Mutluerulu 12.08.2013 Hamburg Merkez İbrahim Hamdan 14.08.2013 Garbsen Safiye Kaya 14.08.2013 Kreuzberg-Me Elif Korkmaz 16.08.2013 M- Pasing Mehmet Dincel 19.08.2013 Ratingen Ali Yavuz 21.08.2013 Hamburg Merkez

Hajredin Halimi Süleyman Simsek Ayse Erkılıç Hatice Kırık Uğur Gün Kemal Özdemir Ican Avcı Battal Şimşek Emir Korkmaz Hanım Koç M.Ata Kudat Tayyar Afsin Bakiye Erdinç İsmet Eski Ismail Ismail Nurettin Yılmaz Yakup Tozun Ali Güneş

21.08.2013 23.08.2013 23.08.2013 24.08.2013 27.08.2013 27.08.2013 27.08.2013 29.08.2013 29.08.2013 29.08.2013 30.08.2013 30.08.2013 31.08.2013 01.09.2013 01.09.2013 04.09.2013 05.09.2013 05.09.2013

Mühldorf Ulm Garbsen Ge-Merkez Ulm Stolberg K-Weidenpesch Kreuzberg-Me Achern Kassel Kervan-Gençlik Darmstadt Lübeck Saarbrücken lt. Elsenfeld Essen-Merkez Kerpen Brucksal

Vefat eden

CIMG Cenaze Fonu

üyelerimiz

İsmi Vefat tarihi Şubesi Zübeyir Çakar Ömer Halbas Mehmet Ali Kösenli Mathieu Altıparmak Ömer Kahraman İsmail Şimşek Osman Cini

09.07.2013 15.07.2013 16.07.2013 03.08.2013 09.08.2013 21.08.2013 05.09.2013

Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret, sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.

Montbelliard Belfort Peage Venissieux Peage Blois Montbelliard

16  |

Aile

camia | 13 Eylül 2013

Sonradan öğrenilen merhamet Rahime Söylemez

Merhamet duygusu dünyayı ayakta tutan Merhamet din, dil, ırk tanımaz. Bazen bir tebessümle, bazen de yüz ve dünyadaki asıl dengeyi koruyan değerlerin arasında önemli bir yer kaplar. Sözlükte ifademize yansıyan yürek sancısıyla gösterir kendini. Merhametli “Bir kimsenin veya bir başka canlının karşıinsan bakışlarından anlaşılır; başkalarının hâl ve durumlarını sezinler laştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak geçen merhamet duygusu, ve onlara karşı empati gösterebilir. esasında acımaktan ziyade kişinin muhtaç ve güçsüz olan kişiye vicdanı ile yaklaşması çıkartan bir adam yerleştirirler. “Acaba stres ve empati kurması demektir. Merhamet, acıetmelidir. altında kalan öğrenciler yardıma muhtaç mak değildir; zira acıma duygusu içerisinde Merhamete muhtaç olan kişi karşısındaolan adama yardım edecekler mi?” sorusuna ufak da olsa bir küçümseme payı barındırır. kinin vicdanını tahrik eder, vicdan da kalbi cevap arayan Darley ve Batson’un deneyi şöyAcıyan kişiler bir nevi kendi üstünlüklerini tahrik eder, kalp ise sahibini tahrik eder. Böyle sonuçlanır: Her iki gruptaki öğrencilerin hissederler. Örneğin hasta olmayan kişi, haslece merhamet eden kişi, imkânı dahilinde sadece %10’u yardıma muhtaç olan adama ta olana nazaran gaflete kapılarak kendini merhamete muhtaç olan ile bu güzel duyguyardım etmişlerdir. Bu şu demektir: Öğrensağlıklı olması sebebiyle üstün görür ve hasyu paylaşır ve onu anlamaya çalışır.2 cilerin sunumları için hazırladıkları her iki Merhamet birçok duyguyu beraberinde taya merhamet etmek yerine acımaya başlar. konu, yani İncil’de geçen merhametli Samarigetirir. Merhamet eden ve merhamet olunan Normalde hasta olan birisine merhamet ve ter veya teologların mesleki beklentileri, yarkişiler arasında bir yakınlaşma ve sempati empatiyle yaklaşılması gerekirken ona acıyadıma muhtaç olan adama yardım etmek kogerçekleşir. Merhamet, şefkat duygusunu da rak bakmak, hastanın da kendisine hakaret nusunda etkili olmamıştır. Deneyde stresin içinde besler. Şefkat duygusu insanın başkaedilmiş gibi hissedip aşağılanmasına sebep ve zaman baskısının önemli rol oynadığı gölarının iyiliğinden rahatlık duymasına, başkaolur. rülmüştür. Stres altında olmayanların %45’i larının kötülüğünden kederlenmesine neden Merhamet duygusu evrenseldir ve kaynayardım etmiş, biraz daha zamanları olanların olur. Bu bakımdan merhamet insanın üzünğı hiç şüphesiz rahman ve rahim olan Allah ise %63’ünün yardım ettiği görülmüştür. Dartülü hâlinde ortaya çıkarken, şefkat sevinç Teâlâ’dır. Nitekim Allah Teâlâ’nın rahmeti ley ve Batson’un değerlendirmelerine göre hâlindeyken görülür. İslam medeniyetinde her şeyi kuşatmıştır (Â’raf suresi, 7:156). Bir merhametli olmak insanın şahsı ile değil, dış de bu kavramların büyük yer tuttuğu görühadîs-i şerifte Allah Resulü şöyle buyurur: etkenlerle ilgilidir. Bu açıklama, belki de inlür. Buna göre Osmanlı İmparatorluğu’nun “Cenâb-ı Hakk rahmetini yüz parçaya ayırdı, sanın merhametli olmak konusunda üzerine kurucusu olan Osman Bey’in oğlu Orhan doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu, düşen görevi yerine getirmesi açısından kolaBey’e bıraktığı vasiyetnamenin birinci madbir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir ya kaçmak olarak da algılanabilir. Sadece dış desinde şöyle denmektedir: “Allah’ın yaratparça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirine etkenlere bağlı bir merhamet duygusu, örnetığı her şeye karşı şefkatli merhametli davranır. ğin yolda giderken yardıma muhtaç olan ve ol.” Bu tavsiyede mealen; Hatta yavrulu hayvan, bir bize yol soranlara acelemiz olduğundan dola“Her şeye karşı merhatarafını incitir endişesi ile Merhamet kabarıp coşan yı yardım etmemeyi de meşru kılar. Bu da, inmetli ol. Hayvana insana, ayağını yavrusundan sabir nehir gibi tüm varlıklara kurda, kuşa, böceğe karşı sanın diğer insanlara nazarı dikkatle bakması kınır.” 1 yöneltilmelidir. gerekliliğini, kişinin içinde bulunduğu şartlaşefkatini göster, çevreyi Merhamet din, dil, ırk rı bahane ederek askıya almaya sebep olur ki; koru ve sahiplen.” mesajı tanımaz. Bazen bir tebesböyle bir düşünce sorumluluktan kaçmak anverilmektedir. sümle, bazen de yüz ifalamına geleceğinden bir Müslüman’ın sarılaMerhamet, dış koşullara mı bağlı? demize yansıyan yürek sancısıyla g ö s t e r i r bileceği bahaneler arasında yer almamalıdır. 1973’te Princeton Üniversitesi’nde merkendini. Merhametli insan bakışlarından Kişi, şartlar ne olursa olsun merhamet sahibi hametle ilgili bir araştırma yapılır. Psikolog anlaşılır; başkalarının hâl ve durumlarını olmalı, içinde bulunduğu zor şartları ekarte John Darley ve Daniel Batson, teoloji öğrenisezinler ve onlara karşı empati gösterebilir. ederek etrafına daima merhamet nazarıyla mi gören 47 üniversite öğrencisiyle bir deney Merhamet duygusu aynı zamanda adalet bakmalıdır. yaparlar. Deneyde bu 47 öğrenci iki sınıfa ayve eşitlik duygusunu da içinde besleyen bir Merhametin dış etmenlere bağlı olup, inrılır. Birinci sınıftaki öğrencilere İncil’de bahduygudur. Başkalarıyla ilgilenmek, yardımsanın içinde alevlendirmek zorunda olduğu si geçen “merhametli Samariter” hakkında larına koşmak ve merhamet beslemek belbir olgu olmadığı savı, çocukların merhameti bir sunum hazırlamaları gerektiği söylenir. li bir nizam içerisinde yapıldığında adalet öğrenmeleri örnek gösterilerek çürütülebilir. Diğer sınıftakilerden ise teologların mesleki duygusunun ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çocuk ve merhamet beklentilerini, yani merhametle alakasız olan Fakat merhamet, adaleti de aşan bir boyuta Merhamet duygusu her ne kadar fıtri bir konuyu ele almaları istenilir. Birinci gruba sahiptir; zira insana hak ettiğini vermek adaolarak insanda varsa da, çocuklar bu duysunumları için belli bir süre tayin edilirken, let duygusundan, çok daha fazlasını vermek guları (merhamet, şefkat, sevgi vs.) davraikinci gruba süre verilmez. Deneyi yürüten ise merhametten kaynaklanır. Bu yüzden nışları gözlemleyerek öğrenirler. Çocuklara Darley ve Batson, öğrencilerin sunumlarını merhamet duygusunun, karşıdaki insanın baktığımızda, merhametin çok net olarak gerçekleştirecekleri amfi için uzak bir yer sekişiliği gözetilmeksizin herkese eşit dağıtılan onlarda barındığını görebiliriz. Bir çocuğun çerler ve böylelikle birinci grup sunumlarını bir duygu olması gerekir ki adı “merhamet” dünyaya gelmesi, büyümesi, gelişmesi ve bu vaktinde sunmak için acele etmek zorunda olsun. Merhametin azı çoğu olmaz; o insanın süreç içerisinde kendi ihtiyacını kendi gikalır. Bu arada amfiye giden binanın önüne içinde kabarıp coşan bir nehir gibi tüm vardermesi hep başkasına bağlı, yani yardıma yardıma muhtaç, ayyaş olan ve inilti sesleri lıklara yöneltilmeli ve adaletsizliği bertaraf

muhtaç olduğundan yetişkinlerde merhamet ve şefkat duygusunu uyandırdığı bariz bir şekilde görülür. Prof. Dr. Hayati Hökelekli çocuklarda merhamet duygusunun nasıl geliştirilmesi gerektiğini şu şekilde açıklar; “Şefkat ve merhamet duygularını geliştirmenin en iyi yolu, toplumda yardıma muhtaç, zor durumda olan kimselerin varlığının farkına varmak, onlarla iç içe olmak ve onların hayatını kolaylaştıracak yararlı işler yapmaktır. Aynı çevrede, hemen yanı başımızda aç ve yoksul, kimsesiz ve çaresiz, engelli ve yaşlı kimselerin ya da hayvanların da olduğunu görüp, zaman zaman onlara küçük de olsa bir hizmette bulunmaya alıştırılan çocukların masum vicdanlarında büyük bir merhamet ve şefkat tohumunun yeşereceğini söylemek yanlış olmaz.” İslamiyetin insanlar arasındaki ilişkiyi ve dengeyi merhamet ile koruduğunu görürüz. Cahiliyye toplumunu merhamet ve şefkatle dize getiren Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur; “(...) Merhamet edin ki, merhamet bulasınız. (...)”3, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”4 Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; merhamet duygusu insanın fıtratında var olan bir duygudur. Bu duyguyu geliştirmek için kişi etrafında merhamet gösteren insanları örnek almalı ve içindeki merhamet duygusunu beslemelidir. Etrafında yardıma muhtaç olanların farkına varmalı ve topluma faydalı olmayı yeğlemelidir. Nitekim merhamet duygusu sipariş verilecek bir duygu değildir. Bu duygu daima beslenmelidir ki bir çiçek gibi açıp güzelliğini gösterebilsin. Merhamet duygusu ya hissedilir, ya da hissedilmez; ama bu duyguyu hissetme yeteneği her insan için bir görev olarak görülmelidir ki, insanlar arasında merhamet duygusu yayılabilsin. Bu bağlamda ebeveynler çocuklarına merhamet duygusunu kazandırabilmek için bilhassa kendileri merhamet göstermeliler. Örneğin bir baba ailesine merhamet gösteremiyorsa bunu çocuktan beklemesi doğru olmaz. Dolayısıyla babasının merhamet gösterdiğini görmeyen çocuğun da merhametli olmayı öğrenmesi beklenemez. Bu nedenle ebeveynler çocuklarına örnek olmalı ve çocuklarına merhamet gösterebilecekleri imkânı sağlamalıdır.

1

Buhâri, Edeb 19; Müslim, Tevbe 17 2

Esmâ-i Hüsnâ, I. M. İslamoğlu 3

Câmiu’s-Sağir 1/38 4

Buhârî, Edep 18

Gençlik

camia | 13 Eylül 2013

| 17

EVLİYA ÇELEBİ DİL KURSU

Lisandan insana IGMG Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Birimi’nin bu sene “Lisandan insana, ademden aleme” sloganıyla düzenlediği Evliya Çelebi Dil Kursları üç farklı ülkede, üç farklı dille gerçekleştirildi. Hamza Kuri Talebin yoğun olduğu Evliya Çelebi Dil Kursları, Kahire’de Arapça, Brighton ve Londra’da İngilizce, Strasbourg’ta ise Fransızca ile sürdürüldü. Geniş bir katılımdan dolayı kontenjan engeline takılan kişiler olurken, katılımı Avrupa’da üniversite okuyan gençler ile yine Avrupa’da doğup büyüyen fakat üniversite öğrenimlerine Türkiye’de devam eden kardeşlerimiz oluşturdu. Avrupa’daki üniversitelerin ve Türkiye’deki üniversitelerin yaz tatillerinin farklı olması ve teşkilatımızda büyüyüp Türkiye’de üniversite öğrenimine devam eden öğrencilerin de bu projeden yararlanması amacıyla proje iki gruptan oluştu. Birinci grup Haziran ayı ortası ile Temmuz ayı başından itibaren, ikinci grup ise Temmuz ayı sonu ile Ağustos ayı başından itibaren başlayarak, ülkeye göre 1 veya 1,5 aylık gruplarda dil eğitimi gördü. Yetkin hocalar tarafından verilen dil eğitimi, pratik ağırlıklı gramer ve okuma-yazma bölümlerinden oluştu. Kahire’de Arapça dil eğitiminde bulunan öğrencilerin ağırlıklı İlahiyat öğrencileri olmaları sebebiyle dil kursuna paralel olarak İslami İlimler dersleri de müfredata dahil edildi. Temel hedef olan Arapça dil eğitimiyle birlikte, Kur’ân-ı Kerîm, mahreç, hadis usulü, tefsir gibi dersler de öğrencilerin istifadesine sunuldu. Ayrıca Kahire’de

dil kursuna katılan öğrenciler sanatsal anlamda hat ve makam derslerinden de faydalanma imkânı elde ettiler. Dil kursu programında haftanın beş günü yoğun tempoda derslerle geçerken, haftanın bir günü kültürel gezilere ve bir günü de istirahate ayrıldı. Bu anlamda ülkede tarihî, kültürel ve sanatsal anlamda önemli bulunan yerler öğrencilerle birlikte gezildi. Londra’da Big Ben, Buckingham Palace, Tower Bridge, Kahire’de Ezher Camii, Piramitler ve Mısır Müzesi, Strasbourg’ta ise Pavillon Josephine gezilen yerlerden sadece bazıları oldu. Yine Evliya Çelebi Dil Kurslarımıza katılan öğrencilere gittikleri ülkelerin kültürünü de yakından görme imkânı sunuldu. Bu anlamda programa katılan öğrenciler yabancı bir dili öğrenmenin yanında o dili konuşan insanları, örf ve adetlerini, yemek kültürlerini ve hayat şartlarını görmüş oldular. Ramazan ayını Kahire’de geçiren kursiyerler, böylece Mısır gibi manevi havanın, ibadet ruhunun ve ramazan atmosferinin yoğun yaşandığı bir ülkede teravih, mukabele, camilerde cemaatle kılınan namazlardan sonra halka açık hadis, tefsir dersleriyle ve yine zenginlerin halka açtığı sahur ve iftar sofralarıyla dil kursu programına katılan öğrenciler farklı bir ramazan yaşama

İngiltere - Londra

Mısır - Kahire

olanağı buldular. Özellikle Kahire’de dil kursumuz devam ederken, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan darbenin ardından olayları yakından takip eden sorumlularımızın nezaretinde programımız aralıksız ve sonuna kadar devam etti. Ülkede emni-

Ramazan 2013

Gençlik ve ramazan Gençlik ve Kadınlar Gençlik Teşkilatları, cemiyet ve bölgelerde gerçekleştirdiği çalışmalara ramazanda da hız kesmeden devam etti. Musa Gür, Necla Aslan, Rümeysa Evlice

Württemberg - 11 seneden beri Bölge GT ve KGT Üniversiteliler Birimi tarafından organize edilen üniversiteliler iftarı bu sene de yoğun bir katılımla tertip edildi. Yaklaşık 300 kişinin hazır bulunduğu program Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başlayıp GT Başkan Vekili Fatih Şahin’in selamlama konuşmasıyla devam etti. Bölge Eğitim Başkan Yardımcısı İlhami Yaşar ramazanın manevi iklimiyle ilgili bilgilere yer verdi. Üniversiteliler Birimi tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin tanıtıldığı program, ud ve ney dinletisinin ardından misafirlerin diş kiralarını alarak ayrılmalarıyla sona erdi. Hamburg - Hamburg Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı ramazan ayında yaklaşık 350 kişilik bir iftar çadırı düzenledi. Çeşitli standların bulunduğu programda farklı milletlerden kişilerin katılımına özen gösterildi. En yoğun ilgiyi fotoğraf standı toplarken, ebru standı da katılımcılardan yoğun ilgi gördü. IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene’nin de stand açarak yardım faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulunduğu programda ezan sesinin duyulmasıyla hep birlikte oruçlar açıldı. Düzenlenen bu faaliyetin geleneksel olarak yapılması hedefleniyor. Hannover - Hannover Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı, gençlerin mübarek ramazan ayını en verimli şekilde geçirmelerine yardımcı olmak ve bu ayın herkes için manevi açıdan bereketli olmasını sağlamak için bir kitapçık hazırladı. “Her Müslüman’ın ramazan ayı için bir ibadet programı olmalı.” düsturundan hareketle hazırlanan kitapçığın içerisinde ramazan hakkında genel bilgilerin yanısıra ramazanda beslenme ile ilgili öneri-

ler ve Hannover Bölgesinin ramazan faaliyetlerini tanıtan bir yazı da yer aldı. Gençler tarafından ramazan ayı boyunca baş ucu kitabı hâline gelen ve içinde gençlerin ramazanın her günü için doldurabilecekleri bir çetelenin bulunduğu kitapçıkta ayrıca nafile ibadetlere örnekler ve nefsi terbiye konusuna dair öneriler yer aldı. İbadetlerin daha disiplinli yerine getirilmesi ve maneviyatın güçlendirilmesi ümidi ile hazırlanan kitapçık gençlerden de büyük beğeni topladı. Alpes - CIMG Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT) ramazan ayında Nantua Şubesinde bir voleybol turnuvası düzenledi. Alpes Bölgesinden toplam 8 takımın katıldığı turnuvaya Annecy, Grenoble, Sallanche, Nantua ve Oyonnax cemiyetlerinden katılım olurken, Nantua, Grenoble ve Oyonnax’dan gelen takımlar yarı finale kaldı. Turnuvanın sonunda yarı final, turnuvaya ev sahipliği yapan Nantua-1 ve Nantua-2 takımları arasında oynandı. Sonuç olarak Nantua2 birinciliği alırken, Nantua-1 ikinci ve Oyonnax takımı üçüncü oldu. Turnuvanın sonunda dereceye giren takımlara kupaları takdim edilirken, diğer takımlara da katılımlarından dolayı teşekkür edildi. IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı İsmail Karadöl ve Teşkilatlanma Başkanı Abdullah Saral’ın da katıldığı programda Karadöl, gençliğin büyük bir nimet olduğunu, gençlerin şubelerimizin gelecekteki idarecileri olacaklarını ve bu nedenle cami ve cemaatten ayrılmaksızın azimle çalışmalara devam edilmesi gerektiğini belirtti. Birlikte yapılan iftar sonrasında başlayan program yine beraberce yapılan sahurun ardından sona erdi.

Alpes

Württemberg

Hamburg

yetin tesis edilmesinin zorlaşması ve olası iç savaş nedeni ile Kahire’de düzenlenmesi planlanan ikinci grup başlamadan iptal edildi. Beklentilerin hassasiyetle karşılandığı ve öğrencilerin son derece memnun olduğu program büyük özverilerle tamamlandı.

18  |

Gençlik

camia | 13 Eylül 2013

Hannover Bölgesi

Nefs-i Huzur sohbetleri

BYK ekibi kamptaydı Hessen Bölgesi Gençlik Teşkilatı Bölge Yönetim Kurulu (BYK) ekibi, yeni sezona hızlı ve daha verimli bir başlangıç yapmak için Freiburg Bölgesinde kampa girdi. Abdullah Toklu

Enise Şahin

Hannover Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı’nın düzenlediği Nefs-i Huzur haftalık sohbetleri, yaz döneminin ardından farklı hatibeler ve hocaların eşliğinde devam ediyor. Her hafta perşembe günü düzenlenen sohbet halkasında her derste gençlerin ilgi duyduğu farklı konular işleniyor. Bu çerçevede en son Mısır ve diğer Müslüman ülkeler hakkında bilgiler verilirken, daha öncesinde de hayırda yarışmak, dua ve tevekkül, ideal Müslüman kadın, uyum, Almanya’da İslam, genç ve Müslüman, İslam’da kadı-

Hessen Bölgesi

BYK ekibinin tüm birimlerinin hazır bulunduğu yatılı kamp Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ve Ahmet Sertkaya’nın konuşmasıyla başladı. Ardından tüm birim başkanları geniş bir şekilde sunum yapıp bölge çalışmalarında meydana gelebilecek sorun ve çözüm yolları konusunda fikir alışverişi yaptılar. Teşkilatlanma Birimi tüm şubelerin genel değerlendirmesini yaparken, Eğitim Birimi şubelerdeki ev sohbetleri hakkında bilgi verdi. Ortaöğretim Birimi gençlik çalışmalarını, Tanıtma Birimi yapılacak önemli faaliyetler ve konseptlerini, Sosyal İşler Birimi de kurban ve önümüzdeki çalışmaları katılımcılarla paylaştı. Ev sahipliği yapan Freiburg Bölge Başkanı Ahmet Ölmez ve Bölge Gençlik Başkanı Ahmet Koç, Hessen BYK’sını güzel bir şekilde ağırladılar ve gündem içerisin-

de selamlama konuşmaları ile yer aldılar. Pazar günü sabah namazı ve spor ile başlayan kamp çalışmalarında Sertkaya, genel bir değerlendirme konuşması yaptı. “Gençlik Teşkilatı olarak çok önemli ve güzel çalışmalara imza atacağız.” diyen Sertkaya, Kur’an ve Sünnet önderliğinde, kardeşlik ruhu içerisinde çalışmalara devam edileceğini belirtti; işkence ve zulüm altında yaşayan Müslümanlar için dua etti. Tüm katılımcıların heyecan, enerji ve azmi ile motivasyonun en üst düzeyde olduğu kampın ardından, Freiburg Bölge Başkanı Ahmet Ölmez Hessen GT BYK ekibine yeni bölge merkezi binasını ve eğitim merkezini gezdirdi. Kardeşlik ruhu, dayanışma ve muhabbet içerisinde geçen BYK programı, gayet güzel ve verimli bir atmosferde sona erdi.

çimleri, Gençlik Şöleni ve Sosyal Hizmetler Birimi, Kurban Kampanyası ve “Her ŞYK’nın bir yetimi olsun” çalışmaları hakkında şubeleri bilgilendirdiler. Şube başkanlarının temennilerinden sonra kapanış konuşması için söz alan Bölge Gençlik Başkanı Berati Aksu, yeni kurulan Yeni Bayazıd Gençlik Teşkilatı ve başkan değişikliğine gidilen Stade Şubesi başkanlarına çalışmalarında başarılar diledi. “İşimizi, yaptık-

larımızı ciddiye almamız gerekir” diyen Aksu, “En büyük emniyet çalışmaktır, ev sohbetlerimiz birer Dar’ul Erkam, cami ve lokal derslerimiz bir Ashab-ı Suffa ciddiyetinde yapılacak ve önemsenecek.” diyerek inançla çalışmalara devam edilmesi gerektiğini belirtti. Görevini Davud Yılkın’a devreden Ortaöğretim eski Başkanı Recep Yılkın’a da yaptığı güzel çalışmalar için teşekkür edildikten sonra, toplantı birlikte yapılan dua ile nihayete erdirildi.

nın önemi ve eş seçimi, iman ve ibadet gibi gençlerin günlük hayatta sıkça karşılaştıkları ve bilgilenme ihtiyacı duydukları konular işlendi. Her hafta farklı konular eşliğinde her kesimden insana açık olabilmek ve geniş bir kitle tarafından ilgi duyulan konuların tartışılmasını sağlamak amacını taşıyan sohbetler gençler tarafından da büyük ilgi görüyor. İdareciler ve Hannover’de yaşayan gençlerin katıldığı sohbetler, her hafta yaklaşık 50 kişilik katılımla gerçekleştiriliyor.

Hamburg Bölgesi

Besmele tazelediler Hamburg Bölge Gençlik Teşkilatı 2013-2014 çalışma yılının ilk Şube Başkanları Toplantısı’nı 1 Eylül Pazar günü yoğun bir katılımla gerçekleştirdi. Muhammed Yusuf Kalemdar

Merkez Camii Sarı Salonu’nda şube başkanlarının katılımı ile gerçekleşen toplantı Yeni Beyazıd Gençlik Teşkilatı Orta Öğretim Başkanı İsmail Cengiz Topçu’nun Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı. Yoklamanın akabinde açılış konuşması için söz alan Bölge Gençlik Başkanı Berati Aksu, şube gençlik başkanlarına katılımları ve ramazan ayında gerçekleştirilen güzel çalışmalardan dolayı teşekkür ederken, bir önceki çalışma sezonu ve şubelerin performanslarını değerlendiren bir konuşma yaptı. İslam’a ve Müslümanlara hizmet etme noktasında plan ve program sahibi olup, çalışma fırsatının bir kez daha verildiğini, bu nimetin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Aksu, “Dün tecrü-

bedir, öğren! Yarın tahmindir, planla! Bugün fırsattır, kullan!” prensibine sadık kalınarak çalışılması gerektiğini hatırlattı. Teşkilatlanma, Üniversiteliler, Ortaöğretim, Yıldız Genç, Eğitim, Tanıtma ve Sosyal Hizmetler Birim başkanlarının da birer sunum yaptığı toplantıda 2013-2014 çalışma yılı hedefleri şubelere verildi. Teşkilatlanma Birimi; ŞYK dersleri, üye toplantıları ve şubelere yönelik BYK hizmet projesi, Üniversiteliler Birimi; yeni sezonun okuma grupları, İslami kültür ve sanat haftası gibi yeni çalışmaları, Ortaöğretim Birimi; şube ortaöğretim çalışmaları, fütüvvet kampları, Eğitim Birimi; ev sohbetleri, lokal dersleri, huzur-u humayun tefsir dersleri ve tefsir günleri, Tanıtma Birimi; Almanya se-

Hannover Bölgesi

Gençlik Stratejik Bölge Toplantısı Sinan Uzuner

Hannover Gençlik Teşkilatı Bölge Yönetim Kurulu, yeni sezonda çalışmalarda yürütülecek strateji ve yeni faaliyetlerin planlarını gerçekleştirmek için Hamburg’ta buluştu. Hamburg bölge binasında gerçekleşen toplantıya Hannover Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Hasan Ali Durhan ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda geçen sene hedeflenen vizyonlar gözden geçirilip ulaşılması gereken konum tekrar hatırlatıldı. Abi-Kardeş çalışması ile alakalı planların ve

değişikliklerin planlandığı toplantıda Durhan, bu çalışmanın yeni bir formata girmesi gerektiğine dikkat çekerek çalışmaya GT’de görev yapmış eski ve tecrübeli idarecilerin dahil edilmesinin lüzumuna değindi. “Ben de abi-kardeş çalışmasıyla elinden tutulmuş bir gencim.” diyen Durhan, “Kardeşlerimizi gelişigüzel değil, belli çerçeveler eşliğinde yetiştirmek istiyoruz.” dedi. Hamburg’ta gerçekleştirilen toplantı, 8 saatlik bir fikir alışverişinin ardından sona erdi.

Hasene

camia | 13 Eylül 2013

| 19

Uganda - Kumanya Dağıtımı

Ramazan 2013

Yüzbinlere ulaşan bereket: Kumanya Kampanyası IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene olarak “Ramazan berekettir” sloganıyla yürüttüğümüz 2013 Ramazan Kumanya Kampanyası’nı başarıyla tamamladık. Murat Kubat

Gana - Kumanya Dağıtımı

Sierra Leone - Kumanya Dağıtımı

Mübarek ramazan-ı şerîfte dünya üzerindeki muhtaçlara yardım amacıyla çıktığımız yolda IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene’ye bağışlanan yardımlar, üç kıtada berekete, sevince ve ekmeğe dönüştü. 16 Mayıs’ta startını verdiğimiz kampanya aracılığıyla dünya üzerinde 25 ülkeye, Türkiye’de ise 25’den fazla şehre 25 bin kumanya götürmeyi ve böylece yüzbinlerin gönlünü kazanmayı hedeflemiştik. Bağışçılarımızın desteği, gönüllülerimizin ve gözlemcilerimizin gayretiyle belirlediğimiz hedefleri aşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Başlangıçta belirlediğimiz 25 bin kumanya bağışı, 40 bini aşarak yüzbinlerce ihtiyaç sahibinin sofrasına bereket oldu. 3 kıtada, 81 gözlemcinin nezaretinde Avrupa’dan, Avustralya’dan, Kanada’dan bağışlanan yardım emanetlerini ihtiyaç sahiplerine teslim ederken gittiğimiz yerlerde ihtiyaç sahibi bir kişiye daha ulaşabilmek arzusuyla binlerce kilometre yol yaptık. Zor şartlar altında yaşayan insanlara ulaşabilmek amacıyla kumanya paketi dağıtımı yapmak için tespit edilen yerleşim yerlerine ulaştık. Bu esnada yollarda açtırmış olduğumuz su kuyularını görmek bizlere duygulu anlar yaşattı. Su kuyusu açılan yerleşim yerlerindeki kardeşlerimizin

temiz suya ulaşabilmek için artık kilometrelerce yol katetmek zorunda kalmayacaklarını bilmek bizlere huzur verdi. Yaptıkları yardımlarla kurak coğrafyalarda su kuyusu açtıran hayırseverlerimizin su kuyularını yerinde denetledik. Kumanya paketleri ülke ve bölgelere göre değişen içeriği ile dünyanın değişik coğrafyalarındaki mazlum ve mağdur ihtiyaç sahiplerinin iftar ve sahur sofralarına katkı sağladı. Yapılan her bir kumanya bağışı farklı coğrafyalarda, farklı nedenlerle yardıma muhtaç kimselerin hanelerine girdi. Kumanya dağıtımı yaptığımız bölgeler içerisinde en mağdur yerleşim yerlerini seçtik. Karşılaştığımız mağduriyet tabloları karşısında çoğu zaman şaşırdık; insan onuruna yakışmayan şartlarda yaşam mücadelesi verildiğine şahit olduk. Tenekeden evler içerisinde yaşayan, evler arasından akan pis derelerde yiyecek arayan çocuklarla karşılaştık. Karşılaştığımız insanların sıkıntılarını bir nebze de olsa giderebilmek, onların eksikliğini duydukları temel gıda maddelerini onlara ulaştırmak, ihtiyaç sahibi insanların sorunlarına karşı duyduğumuz sorumluluğun bir tezahürü oldu. Bunun yanında Ramazan Kumanya Kampanyası bize, 15 ülkede Hasene’nin destek-

çisi olduğu yetimlerle biraraya gelme, onların hüzünlü gönüllerini teskin etme imkânı da sundu. Mazlum ve mağdurların yanında yer alan Hasene, kumanya paketleriyle hanelere girmekle kalmadı, gönüllerde de yerini aldı. Yardımları ulaştırdığımız ihtiyaç sahipleri, kumanya bağışlayan herbir yardımsever için dua etti. Kumanya paketlerini teslim etmek için kapısını çaldığımız hanelerdeki ziyaretlerimizde, kendilerine yardım eli uzatılan insanların duydukları sevinç ve memnuniyet bu yardımları ulaştırmak için özveriyle çalışan gönüllülerimizi fazlasıyla mutlu etti. Mültecileri ziyaret ettik Rahmet ve mağfiret ayı olan ramazanda iç savaşlar, doğal afetler, kuraklık, açlık ve susuzluktan dolayı zor şartlar altında yaşayan mazlum ve mağdurlarla da buluştuk. En temel insani ihtiyaçları ellerinden alınan, yerlerinden ve yurtlarından edilen mülteciler arasında çaresiz, kendilerine ulaşacak yardım elini bekleyen insanlar gördük. Savaşların, katliamların, yurtlarından çıkarılmak zorunda bırakılmanın mağduriyetini en derin şekilde yaşayan çocuklar, anneler ve ihtiyarların sığınma kamplarında çektikleri zorlukları hafifletebilmek adına gerçekleştirdiğimiz ziyarette bir dilim ekmeğe muhtaç olan, çocuklarının üzerine giydirecek elbiseyi bulamayan kardeşlerimize yardım ettik. Son günlerde bütün dünya kamuoyunun vicdanında yara açan Suriyeli mülteciler de ziyaret ettiklerimiz arasındaydı. Hatay Kırıkhan’da açılan iftar çadırında binlerce

Sierra Leone - Kumanya Dağıtımı

Suriyeli mülteci kardeşimiz iftar yaptı. Hizmete geçirdiğimiz Mobil Fırın projesiyle ramazan boyunca üretilen binlerce ekmek, mültecilerin sofralarının bereketi oldu. Kuraklıktan bitap düşmüş, açlık ve susuzlukla imtihan olunan Somalili kardeşlerimizle birlikte iftarlarımızı açtık. Yardımlarımız sevince, sevinçler duaya dönüştü. İnançlarından dolayı yerlerinden ve yurtlarından sürülmüş, evleri, iş yerleri ve hatta ibadethaneleri yıkılmış, yakılmış Myanmarlı mültecileri de teselli ettik, kumanya paketlerimizi teslim ettik. İhtiyaç sahibi kardeşlerimize bağışlanan her bir kumanya paketi yüzlerde tebessüme, yüreklerde duaya vesile oldu. Mazlum ve mağdurların dualarını aldık, ulaştırdığımız yardımlarla kardeşlerimizi unutmadığımızı ve onların yalnız olmadıklarını göstermiş olduk. Hasene olarak gittiğimiz her ülke ve bölgede farklı insanlarla, farklı hikayelerle karşılaştık. Her hikayenin mağduriyet gibi temel bir ortak paydası vardı. Yapmış olduğumuz yardımlarla yaşanılan mağduriyeti tamamen ortadan kaldırmak belki mümkün değildi; fakat mağdur insanların yanında olmanın, onlara destek vermenin onların acılarını hafiflettiğini, onlara güç kattığını gözlemledik. Bir Ramazan Kumanya Kampanyası’nı daha başarıyla tamamlerken Kurban Kampanyası’yla daha fazla mağdur ve mazluma ulaşabilmenin hummalı hazırlığı içerisindeyiz. Ramazan Kumanya Kampanyası’yla yüzbinlerce gönülden aldığımız dua desteği ile Kurban çalışmalarımızda milyonlara ulaşmanın gayretini taşıyoruz.

20  |

Hasene

camia | 13 Eylül 2013

RAMAZAN 2013

Suriyeli mültecilere soframızı açtık Suriye’de başlayan iç savaş milyonlarca insanı mağdur etti. Sayıları on milyona varan Suriyeliler ülke içerisinde yer değiştirirken, iki milyondan fazla kişi ise Suriye’den kaçmak zorunda kaldı. Hasene Derneği evlerini terk ederek Hatay’ın Kırıkhan ilçesine gelen binlerce Suriyeliyi Ramazan ayında yalnız bırakmadı. Murat Kubat

Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde Hasene tarafından açılan iftar çadırında Ramazan boyunca Suriyeli mültecilere sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirildi, günde 1000 kişiye 5 çeşitten oluşan iftar yemeği verildi. Böylece Hasene iftar çadırında bir ay boyunca 30 binden fazla kişi iftar yapmış oldu. Ayrıca 2000’e yakın kumanya kolisi de ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. İftar çadırındaki ilk günkü programa Kırıkhan Kaymakamı Fikret Fecri Çelik, Saadet Partisi İl Başkanı Necmettin Çalışkan ve Kırıkhan Belediye Başkanı Murat Sakman katıldılar. Yapılan çalışmalardan övgüyle bahsedilirken, Kırıkhan Kaymakam Vekili Bülent Tekbıyıkoğlu gerçekleştirilen faaliyetlere teşekkür anlamında Hasene Derneği’ne plaket verdi. Hasene tarafından gerçekleştirilen çalışmalara yerli halktan da büyük ilgi gösterildi. Mobil Fırın aracı üzerindeki irtibat bilgilerimizden bize ulaşan Kırıkhanlı bir genç, Hasene’yle birlikte Kırıkhan’a gelen paylaşma sevinci için teşekkür ederken, yerel gazetelerde de derneğin çalışmalarından övgüyle bahsedildi. Rahmi Vardı, Hasene Derneği’nin Kırıkhan’da yaptığı çalışmaların farklılığını şu cümlelerle özetledi: “Son dönemlerde Kırıkhan ilçemize Suriyeli muhacirlerin birden bire akın etmesi sebebiyle yardım derneklerinin çalışmalarını yakından takip etme imkânı bulduk. Kırıkhan’a yardım getiren dernekler içerisinde Hasene

Hatay Kırıkhan - İftar çadırı

Derneği’nin hakkını teslim etmek gerekir. Bu derneğe destek veren tüm hayırseverler müsterih olabilirler, çünkü en önemli hayır bu kardeşlere nasip oldu. Hasene Der-

neği’nin yalnızca yardım yapma önceliği ve hassasiyetini bizzat gözlemledim. Kısacası Hasene iş yaptı. Yaptıkları hizmetlerden dolayı Allah kendilerinden razı olsun.” Biz

RAMAZAN 2013

Mobil Fırın Murat Kubat

Suriye’de devam eden iç karışıklık ülkeden kaçışı da artırmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)’nin verilerine göre Suriyeli mülteci sayısı 2 milyona yaklaştı. 500 bine yakın Suriyeli mülteci Türkiye’de bulunurken, Lübnan, Irak ve Ürdün’de de binlerce sığınmacı var. Hatay Kırıkhan’daki Suriyeli mülteci sayısı ise 30 bini buldu. Kırıkhan’da herhangi bir kampın olmaması buraya sığınan insanları biraz daha zor durumda bırakıyor. Ramazan çalışmalarımız kapsamında ziyaret ettiğimiz Hatay Kırıkhan’da her gün verilen iftarın dışında yaklaşık 30 bin mültecinin bulunduğu şehirde mobil fırın uygu-

lamasını da hayata geçirdik. Hasene Derneği’nin İslam Toplumu Millî Görüş ile birlikte organize ettiği mobil fırın çalışmasıyla ramazan ayı boyunca her gün 7 bin ekmek çıkartılarak Kırıkhan’daki mültecilere ve ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. “Ramazan berekettir” sloganı ile yürütülen Ramazan Kumanya Kampanyası’nda bir ekmeği paylaşmanın, kardeşlik ve dayanışma duygularımızı harekete geçirmenin simgesi hâline gelen mobil fırın, Bolu, Aksaray, Adana ve İskenderun’u geçerek Hatay Kırıkhan’a ulaştıktan sonra 16 mahalle temsilcisi vasıtasıyla ekmek dağıtımında bulundu. Mobil fırın, gittiği her yerde ihtiyaç sahiplerine sıcak ekmek dağıtmanın yanında herkesten büyük takdir topladı.

Mobil frın - Ekmek pişirme yeri

de savaşın bütün dehşetini görüp sıcak bir yuva bulmak umuduyla başka ülkelere göç eden kardeşlerimizin acılarını bu güvenle paylaştık.

Hasene

camia | 13 Eylül 2013

| 21

RAMAZAN 2013

Yetimlerin bayram sevinci 15 ülkede 2.500’den fazla yetime sahip çıkan derneğimiz, ramazan ayı içerisinde düzenlediği Yetim Buluşması ile yetimleri biraraya getirdi.

Gambiya - Yetim buluşması

Yetim Buluşması programı çerçevesinde yetimlerimizle bir araya gelerek, onlara kıyafet ve kırtasiye malzemelerinden oluşan hediyelerini verdik. Hazırladığımız hediyeler yetimlerimize bayram sevincini yaşatırken, ramazan ayının huzur ve saadetini onlarla birlikte yaşamak, onların gözlerinden okunan sevinç ve mutluluğu paylaşmak bizlere de farklı bir atmosfer yaşattı.

Minik yetimlerimizle kardeş olmanın, bir araya gelmenin hazzını yaşadık. Mahrumiyet içerisinde gözlerini dünyaya açan miniklerimizin yaşamları zor şartlar altında devam ederken masumiyetlerinden, saflık ve doğallıklarından bir şey yitirmediklerine şahit olduk. Tüm olumsuz şartlara rağmen yetimlerimizin yüzlerindeki tebessüm, sevinç ve mutluluk hiç eksik olmuyordu. Ku-

rak topraklarda gösterdiğimiz ilginin bizlere sevgi ve muhabbet olarak döndüğünü müşahade ettik. Ziyaret ettiğimiz, başlarını okşadığımız, sevgimizi gösterdiğimiz yetimlerin sevgilerini kazanmak zor olmadı, karşılaştığımız bütün yetim yavrularımız Hasene’ye ve bağışçılara dua ettiler. Kimi ülkelerde yüzlerce yetimle birlikte pazara giderek onları tepeden tırnağa giydirdik.

Murat Kubat

Düzenlediğimiz yetim buluşmalarını bazı ülkelerde başkentlerde gerçekleştirdik; böylece birçok yetimimiz şehre, başkente ilk defa gelme imkânını elde ettiler. Yetim Buluşması programını düzenlediğimiz ülkelerde ülke idarecileri ve Türkiye başkonsolosları da programlarımıza katıldılar; bu programlarda yetimlerimiz hediyelerini bizzat devlet yetkililerinin ellerinden aldılar. Hasene olarak anne-baba sıcaklığını kısa süreli de olsa hissettirebilmek adına ilgi, şefkat ve sevgiye ihtiyacı olan yetimlerimizi bağrımıza bastık; balonlar, şekerlerle yüzlerinde bayram sevinci görmek adına çabaladık. Kendisi de bir yetim olan Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yetimleri ümmetine emanet edişini hatırlarcasına minik yavrularımızla bir arada bulunmak bizlere huzur verdi. Onlarla aynı sofrada iftarı beklemenin, iftar sevincine yetimlerle bir arada olmak bahtiyarlığını eklemenin hazzını yaşadık. İlgi ve şefkate ihtiyaç duyan yetimlerimiz yanımızdan hiç ayrılmadı ve heyecanlarını bizlerle paylaştılar. Uganda gözlemcimiz Uğur Çıtak’a bir yetimin de söylediği gibi: “Bugün çok güzel bir gün. Sanki bayram havasında geçiyor. Bizim için geldiniz, bize hediyeler getirdiniz. Sizleri çok seviyoruz.” Yetim buluşmamızda yetimlerimizin yaşadığı mutluluktan çok daha fazlası, bu sözleri onların ağzından duymak oldu.

Kurban 2013

Kurban Kampanyası başladı 31 Ağustos’ta Kerpen’de gerçekleştirilen 3’üncü Bölge Temsilciler Toplantısı’nda 2013 Kurban Kampanyası’nın startı verildi.

Murat Kubat

Bölge Temsilciler Toplantısı

Ramazan Kumanya Kampanyası gözlemcilerinin ve IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene bölge temsilcilerinin katıldığı programda gözlemciler gittikleri ülkeler ve çalışmalar hakkında kısa değerlendirmelerde bulundu. Ardından Kurban Kampanyası hakkında bilgilendirme yapılırken takip edilecek stratejiler konuşuldu. Toplantıda kısa bir selamlama konuşması yapan Hasene Başkanı Mesud Gülbahar, bölge temsilcilerine ve ramazan kumanya gözlemcilerine kampanya süresince göstermiş oldukları gayretten dolayı teşekkür ederek sözlerine başladı. Dünyada açlık, susuzluk, yetersiz beslenme ve sağlıksız koşullardan dolayı insanlar ölürken çok büyük paraların silah ve savunma sanayisine yatırıldığını söyleyen Gülbahar,

bu durumun devam ettirilemez bir aşamaya geldiğini belirtti. Gülbahar sözlerini şöyle sürdürdü: “Maalesef açlık ve savaş birbiriyle orantılı bir şekilde büyüyor. Savaşın olduğu yerde açlık, açlığın olduğu yerde ise savaş var. İsteğimiz sorumluların akl-ı selim üzerine hareket etmesi ve savaşların bir an önce sona ermesidir.” Gülbahar cümlelerini Mısır’daki insan hakları ihlaline değinerek ve Suriye’deki iç savaşın onbinlerce insanın hayatına mal olduğunu, milyonlarca insanı mağdur ettiğini söyleyerek tamamladı. Daha sonra Hasene Başkan Yardımcısı Mustafa Uyanık 2013 Kurban Kampanyası hakkında bölge temsilcilerini bilgilendirdi. Hasene Derneği’nin kurulduğu 2010 yılından bu yana toplam 6 kampanya gerçekleştirildiğini

ve her kampanyada belirlenen hedefleri aştıklarını söyleyen Uyanık, bu sene Kurban Kampanyası için 134 bin kurban bağışı toplamayı hedeflediklerini ifade ederek şu bilgileri verdi: “Kampanyamızı değişik ülke ve bölgelerimizden özel olarak seçtiğimiz 350 gözlemci nezaretinde gerçekleştireceğiz. Bu sene kampanyamızı yürüteceğimiz ülke sayımızı artırdık. Kampanyamız 4 kıtada 70 ülkede yürütülecek. Geçen sene gittiğimiz ülkelerin yanında ayrıca Arjantin, Uruguay, Cezayir, Orta Afrika, Irak, Yunanistan ve Fildişi Sahili yer alıyor. Türkiye’de ise 50 ilde Kurban Kampanyası’nı yürüteceğiz.” Kampanya tarihini 31 Ağustos – 13 Ekim olarak belirlediklerini ifade eden Uyanık, organizenin büyüklüğüne dikkat çekerek

kurban bağışı yapacak hayırseverlerin bağışlarını son güne bırakmamaları hususunda bölge temsilcileri tarafından bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kurban Kampanyası için belirlenen hedefleri yakalayabilmek için bölgeleri ve şubeleri yarıştırdıklarını söyleyen Uyanık, bu konuya dair şunları dedi: “Kampanyayı yürüttüğümüz her ülke ve bölgeye hedefler verdik ve bu hedefler doğrultusunda çalışmaların takibini yapıyoruz. Ayrıca ülkelere göndereceğimiz 350 gözlemcimizin her biri kendi yakın ve uzak çevresinde kampanyamızın tanıtımı noktasında aktif çalışacak. Yine geçen sene bizlere kurban bağışlarını emanet eden herbir hayırseverimizi bu güzel kampanyaya destek vermeye davet ediyorum.”

Kültür Sanat

camia | 13 Eylül 2013

| 23

Avrupa’da Meryem tasavvuru & gelenekleri Hz. Meryem, Hristiyanlık ve Müslümanlıkta kendisine çokça önem atfedilen, saflığı, Allah’a teslimiyeti ve inancıyla bütün inananlara örnek teşkil eden bir şahsiyettir. Öyle ki, kendisinden sonra gelen birçok kültürde onun temel alındığı gelenekler oluşmuştur. Elif Zehra Kandemir

Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak, diğer din mensuplarınca mühim addedilen önemli günleri yaşıyor, yine onlarca çokça önem atfedilen mimari eserlerin yanından geçip gidiyoruz. Peki içinde bulunduğumuz ülkelerde de kendisine büyük saygı duyulan Hz. Meryem’in Avrupa toplumlarında algılanışı nasıl? Bu sayıdaki yazımızda, bu algının ufak iki tezahürünü, yani Hristiyan kültüründe Meryem’in göğe yükselişi kutlamalarını (diğer bir deyişle Mariä Himmelfahrt’ı) ve bulunduğumuz şehirlerde hergün muhakkak bir tanesine denk geldiğimiz pietà’ları konu edineceğiz. Hz. Meryem, Kur’an’da kendisinden övgüyle bahsedilen ve ismiyle anılan yegâne kadındır. Ayrıca Kur’an’da Meryem isminde mustakil bir sure bulunmakta, bu surede İslam’ın Hz. Meryem ve Hz. İsa tasavvuru açıklığa kavuşturulmaktadır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de iffet ve Allah’a kendini adayışın simgesi olarak nitelendirilen ve birçok yerde övülen Hz. Meryem’e ve onun oğlu Hz. İsa’ya dair yanlış bir tasavvurun dehşeti şu ayet ile vurgulanmaktadır: “Doğrusu siz öyle dehşet verici bir iddiada bulundunuz ki; bundan dolayı neredeyse gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar toz duman olacaktı!” (Meryem suresi; 19: 89-90) Ayette bahsedilen dehşet verici iddia, Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın insani vechelerini kabul etmeyip onlara tanrısal özelliklerin atfedilmesidir. Kur’an’ın bu ikazının yanında Hz. Meryem, Hristiyanlık’ta merkezî önem taşımaktadır. Hristiyanlığın tarih sahnesine çıkışının ilk yıllarında o, sadece Hz. İsa’nın annesi olması sebebiyle ilgi görmüşse de, ilerleyen zamanlarda yaşamı, inanış ve kendini Allah’a adayış biçimi farklı şekillerde yorumlanmış, bu anlamda Hristiyanlığın farklı mezheplerinin oluşturduğu gelenek ve bu dinin yaygın olarak yaşandığı ülkelerdeki kültür bu farklı yorumlardan etkilenmiştir. Bunun belki de en önemli nedeni, Hz. Meryem’in zamanla insani özelliklerinden soyutlanarak teslis inancına eklemlenmesi, tabiri caizse insanüstü bir karakter biçilerek bu karakterin kilisece belirlenen çerçevesinin bir iman meselesi hâline getirilmesidir. Hz. Meryem hakkındaki birbirleriyle çelişir nitelikteki bilgiler ve onun şahsi yaşamı hakkındaki verilerin Hristiyanlıkta farklı itikadi mezheplerin doğmasına yol açması, Hz. Meryem’in hayatı hakkında herkesçe kabul gören verilerin ortaya çıkmasına da engel olmaktadır. Nitekim Katolikler, Ortodokslar, Protestanlar, Lutheranlar ya da Calvinistler, Hz. Meryem’in aslî günahtan uzak olup olmadığı ya da hayatı boyunca muhafaza ettiği sürekli bakireliği gibi konularda ayrılmışlar, farklı yorumlarda bulunmuşlardır. Bununla birlikte Yeni Ahit, İnciller ya da diğer apokrif1 eserlerde ismi sıkça anılan Meryem hakkında varılan temel mutabakat, onun –haşa- Theotokos2 olduğu, kutsallığı, bakireliği, günahsız doğması ve semaya çıkmasıdır. Öldüğü

Bu Hristiyan geleneğinin arka planında Meryem’in göğe yükselişi esnasında etrafa bir çiçek buketinden güzel kokuların yayıldığı ya da Meryem’in mezarı açıldığında içerisinin güller veya diğer güzel kokulu bitkilerle dolu olduğu inancı yatmaktadır. yerin, vefat ediş şeklinin, sürdüğü yaşamın Hristiyanlık içerisinde teolojik bölünmeler doğurduğu bu konu hakkında bütün bu kapsamlı tartışmaları dillendirmektense, Hz. Meryem’in şahsiyet ve yaşamının Avrupa kültür ve sanatındaki yansımalarına göz atmak daha isabetli olacaktır. Nitekim geçtiğimiz Ağustos, Avrupa’da kutlanan dinî bir bayramı geride bıraktık. “Meryem’in göğe yükselişi”, “semaya çıkması”, “cennete kabul edilişi” gibi anlamlara karşılık gelen; Paskalya ve Hamsin yortusu ya da İsa’nın göğe yükselişi gibi önemli diğer Hristiyan bayramları arasında yer alan bu ritüel, hepimizin içinde yaşadığımız toplumlarda neler olup bittiğini, hangi günlerin hangi saiklerle kutlandığını bilmemiz açısından da önem arz ediyor. Özellikle yaşadığımız mahallede bu bayram kutlanırken, “Acaba bugünü hangi amaçla kutluyorlar, ben de bu kutlamalara katılabilir miyim?” gibi soruların hepimizin aklına geldiğini, yerli halktan birilerine sorduğumuzda da onların bu geleneğin tam olarak ne anlam ifade ettiğini açıklayamadıklarını görüyoruz. Meryem’in semaya çıkması / Mariä Himmelfahrt / Assomption de Marie / Assunzione di Maria Biraz önce ifade edildiği gibi, Hz. Meryem hakkında Hristiyanlığın temel eserlerindeki bilgiler farklı farklıdır. Söz gelimi Hz. Meryem’in vefat yılı, nasıl öldüğü ve nereye gömüldüğü gibi hususlar milattan sonraki yüzyıldan beri tartışılan konulardandır. Havarilerden en çok yaşayan Yuhannâ ile birlikte Efes’e gittiğini ve orada ölüp, oraya gömüldüğünü belirten kaynakların aksine yaygın kanaat, Hz. Meryem’in Kudüs’te vefat ettiğidir. Bu konu hakkında kesin bir yargıya varılmasa da Hz. M e r yem’in vefatı-

nın ardından gerçekleştiğine inanılan doğa üstü olay, günümüzde de 15 Ağustos’ta Avrupa’nın neredeyse tamamında kutlanan farklı bir gelenek oluşturmuştur: Meryem Ana’nın göğe yükselişi. Bu inanışa göre Hz. Meryem’in vefatı esnasında orda olmayan Yuhannâ, Meryem’in gömülen cesedini son bir kez de olsun görmek istemiş, fakat mezar havariler tarafından açıldığında Hz. Meryem’in cesedinin orda olmadığı görülmüştür. Bu olaydan hareketle miladın ilk yıllarında Hz. Meryem’in göğe yükseldiği inancı ortaya çıkmış; Papa XII. Pie, 1 Kasım 1950’de Meryem’in vefatının ardından bedeniyle birlikte semaya çıktığı dogmasını ilan etmiştir. Hz. Meryem’in günahsız olduğu, bu nedenle herhangi bir sorgulamaya gerek duymaksızın Tanrı ile buluştuğuna inanılan bu günde Hristiyanlar; şifalı bitkiler, buğday başakları ve meyveler toplayarak bir buket yapar. Bu buket daha sonra kilisedeki sunaklara konularak kutsanır, kutsanma işleminden sonra ise evlere götürülüp ters bir şekilde asılır. Kökü derinlere kadar uzanan bu “kutsanmış yeşillik” (Kräuterweihe) geleneğinde buketler belli sayılardaki çiçek ve yeşilliklerden oluşturulmakta, böylece bu “tılsımlı” sayıların (örneğin 7, 9, 12, 14, 24, 72 ve 99 gibi) temsil ettiği anlamlarla bazı musibetlere karşı korunma sağlandığına inanılmaktadır. Katolikler tarafından gerçekleştirilen bu uygulamada, farklı şifalı bitkilerden oluşan buketlerin tütsülenmesi ile hastalıklara, büyülere ve mahsüllerin az olmasına karşı tedbir alındığına inanılmaktadır. Bayramın 15 Ağustos’ta, yani birçok bitki ve otun yeşillendiği bir zamanda yapılması ise bu otların rahatça

toplanmasına imkân tanımaktadır. Bu geleneğin arka planında Meryem’in göğe yükselişi esnasında etrafa bir çiçek buketinden güzel kokuların yayıldığı ya da Meryem’in mezarı açıldığında içerisinin güller veya diğer güzel kokulu bitkilerle dolu olduğu inancı yatmaktadır. Bunun yanında ilk olgunlaşan fındık ve cevizlerin çocuklara dağıtılması, çeşitli çiçek ve böceklere Hz. Meryem’in isminin verilmesi de diğer Hristiyan âdetlerindendir. İslam’ın övdüğü ve iffet sembolü olarak Müslümanlara örnek gösterdiği Hz. Meryem tasavvurundan tamamen farklı olan bu algı, içerisinde çok tanrılı ve diğer ilkel dinlerden esintiler barındırmaktadır. Mahsüllerin artması, büyükbaş hayvanların hastalıklardan korunması gibi saiklerle derlenen buketlerle Hz. Meryem, neredeyse tabiat ana mertebesine yükseltilmiş, böylece başta Kur’ân-ı Kerîm’de ifade edilen “dehşet verici iddia”nın farklı bir boyutu daha ortaya çıkmıştır. Pietà Hz. Meryem’in milattan birkaç yüz yıl sonra Hristiyanlıkta temel figürlerden biri hâline geldiğini ifade ettik. Kiliselerdeki Meryem ikonları, ayrı Meryem duaları ve ona adanan kiliseler bu temel figürün yansımalarından ibarettir. Bunun yanında yaşadığımız mahallelerde bazen yol kenarlarında, bazen de resim ve kiliselerde sıkça karşılaştığımız bir manzara tasviri daha vardır: Kucağında İsa’yı tutan Meryem. İsa’nın çarmıhtan çıkarıldıktan sonra Meryem’in kucağına verildiği anlara verilen isim olan pietà, İtalyanca’da “merhamet, ibadet” gibi anlamlara gelmekte, aynı zamanda Hristiyanlıkta ibadet amaçlı kullanılan resimlere de pietà denilmektedir. 14. yüzyıldan itibaren Avrupa kilise mimarisinde sıkça kullanılan figürlerden olan pietà’larda, Hz. İsa’nın çarmıhta çektiği acı ve Hz. Meryem’in ona duyduğu merhamet resmedilmekte, böylece çarmıh algısının zihinlerde diri tutulması amaçlanmaktadır. En ünlü pietà, Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nda bulunan ve Michelangelo tarafından yapılanıdır. 15. yüzyılda mermerden yapılan bu heykel, diğer pietà’ların aksine Hz. Meryem’i yüzünde huzurlu bir ifade ile tasvir etmekte, ayrıca diğer eserlere nazaran daha genç ve güzel tasvir edilen Meryem, Hz. İsa’nın neredeyse yaşıtı gibi yansıtılmaktadır. İslam geleneğinde, Hz. Meryem’in iffet ve Allah’a olan sadakati veya Hz. İsa’nın peygamber olarak Allah yolunda sarfettiği enerjinin anılması ve hatırlanması için bu tarz tasvirlere gerek olmasa da, içinde bulunduğumuz toplumlarda sıkça rastladığımız bu kavramları bilmenin fayda sağlayacağını düşünüyorum.

1

Hristiyanlık’ta kutsal metinler arasında yer almayan metinler.

Michelangelo’nun Aziz Petrus Bazilikası’ndaki pieta’sı

2

Theotokos: Grekçe’de “Tanrı annesi” anlamındaki ifade.

24  |

Fotoğraflarla Faaliyetler

camia | 13 Eylül 2013

Köln Bölgesi Son 15 yıldır IGMG ve DITIB cemaati tarafından bayram arefelerinde gerçekleştirilen mezar ziyaretleri bu yıl da devam etti. Osendorf’ta bulunan Müslüman mezarlığına kalabalık bir cemaatle yapılan ziyarete Barbaros, Kuba ve Ömerül Faruk Cemiyetleri de katıldı. Ziyarette Kur’ân-ı Kerîm okunurken, mezarların başında topluca dua edildi.

Rhein Neckar Saar Bölgesi

Rhein Neckar Saar Bölgesi

Frankenthal şehrinde Dernekler Günü’nün 7’ncisi büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Yirmi dokuz derneğin katıldığı programda IGMG Rhein Neckar Saar (RNS) Bölgesi Frankenthal Hicret Camii de stant açtı. Gerçekleştirilen faaliyetlerin tanıtımını yapan Hicret Camii, Kurban Bayramı’nın yaklaşması sebebiyle stantta bu konuya ağırlık verdi.

RNS Bölgesine bağlı Alem-i İslam Cemiyeti mensupları Ramazan Bayramı arefesinde şehirde bulunan Müslüman mezarlığını ziyaret etti. 2004 yılı Ramazan bayramından beri yoğun katılımla gerçekleşen kabir ziyareti artık her sene gerçekleştirilerek geleneksel hâle geldi. Belediye mezarlığına defnedilmiş Müslümanların kabirlerini

garip bırakmamak amacıyla yapılan ziyaretler, unutulmuş bir geleneğin canlandırılması hasebiyle diğer Müslümanlardan da büyük takdir gördü. Her sene bayram arefelerinde gerçekleştirilen ve en son Ramazan bayramı arefesinde kalabalık bir grupla yapılan kabir ziyareti, Cemiyet İmam Hatibi Hüsnü Öz tarafından okunan Kur’ân-ı Kerîm’in ardından dualarla son buldu.

Hannover Bölgesi

Rhein Neckar Saar Bölgesi

Hannover Şubesi Gençlik Teşkilatı (GT) sezonu açtı. Yeni sezona çok güzel bir program ile giriş yapan Hannover Gençlik Teşkilatı, “Biz Bize” programında her yaş grubunu birleştirdi. Caminin gençlik bölümünde düzenlenen program çok beğeni aldı. Çalışmalarında örnek şube olan Hannover, yeni sezonda daha başarılı bir grafik çizmeye hazır.

Germersheim Şubesi’nin düzenlemiş olduğu üç günlük kermes yoğun katılımla gerçekleşti. Bölge Başkanı Şerif Aslan ve Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz’ın katıldığı programda beşeri ilişkilerde ölçülü olmak ve gençlere iyi örnek olmak konularına değinildi. Ayrıca gençlere dünyadaki olayları takip etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunuldu.

Hamburg Bölgesi Yeni Beyazıd Cemiyeti’nde yeni GT Başkanı Murat Koçak ve ŞYK üyeleri görevlerine başladılar. Bölge GT ve Cemiyet Başkanı Abdulkadir Namlı’ nın katıldığı toplantıda, fikir alışverişi yapıldı. Toplantı Müslüman olup, Hamza ismini alan ve Şube tanıtma komisyonunda görev alan Jean Josef Fuhrmann’a hediye takdimi ile son buldu.

Württemberg Bölgesi Bölge Gençlik ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Üniversiteliler Birimi tarafından düzenlenen Mezuniyet Töreni (ADABI), 200 kişilik yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Öğrenci ve ailelere mezuniyet heyecanını yaşatmak amacıyla düzenlenen törende Lise ve Meslek Lisesi mezunlarının yanı sıra Yıldız Gençlik Programı kapsamında eğitim gö-

ren gençler de diplomalarını aldılar. Programda gençlerin dış etkenlerden sıyrılıp kabiliyetleri yönünde hedefler belirlemeleri gerektiği belirtilirken, başarılı olmak için gerekli şartlar da vurgulandı. Konuşmaların ardından stand-up gösterisi ve Geeflow’un konserleriyle katılımcıların beğenisini kazanan ADABI mezuniyet töreni, mezunlara diploma ve hediyelerin verilmesinin ardından son buldu.

Hannover Bölgesi Hannover Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı 12 kişilik idareci grubuyla IGMG Genel Merkez binasını ziyaret ederek buradaki çalışmaları yakından görme fırsatını elde etti. Köln şehrini gezen idareciler, IGMG Genel Merkez birimlerini ziyaret ederek KGT Başkanı Fatma Gündüz ve Teşkilatlanma Başkanı Semra Şimşek ile de buluştu.

View more...

Comments

Copyright © 2020 DOCSPIKE Inc.